Yukarı Çık




3   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   5 


           
4. BÖLÜM
Yaz geçmiş ve sonbahar gelmişti.
 
Zelkova ormanı yeşilden altın sarısı ve tuğla rengine dönerken , Elfort’un çam ağaçları yeşil kalmaya devam etti.
Her bir iğne yaprağın üzerinde beybeyaz karlar çiçek açtı ardından zemheri soğuk geldi ve tekrar ilkbahara kavuştu.
 
Nihayet, son  dönem.
 
Elfort Askeri Akademisindeki dördüncü sınıf öğrencileri  subay atamalarından önce uzun bir tatile çıkardı. Bu mezuniyetten önceki son tatildi.
 
Harbiyelilerin çoğu imparatorluk kökenli, kraliyet ailesinin üyesi ve soylu ailelerin çocuklarıydı. Okulun önü kıymetli efendilerini almaya gelen hizmetçiler ve muhteşem arabalarla o kadar doluydu ki adım atacak yer yoktu.
 
Bu Meyer ailesi içinde geçerliydi.  Hadius Meyer’i okuldan alan altın varaklı araba yarım gün gittikten sonra sonunda Nowak’a ulaşmıştı.
 
Bir yıl geçtikten sonra varisi karşılayanlar annesi Caitlyn Meyer, yardımcısı Grozhang ve güzel bıyıklı orta yaşlı bir adamdı.
 
“Merhaba efendim.”
“Nasılsınız?”
 
Hadius yardımcısı ile tokalaştı ve hemen annesine döndü.
 
“Elfort’un cehennnem gibi olduğunu duydum biraz kilo vermişsin Hady.”
“Endişelenecek kadar değil.”
 
Birbirlerine sevgi ile sarılan anne ve oğulun arkasından boğuk bir ses duyuldu.
 
“Endişelenecek bir şey yok.  En iyi derece ile mezun oldu. Duyduğuma göre fiziğe bakıyorlarmış, değil mi?”
 
Caitlyn sarılmayı bıraktı ve gülerek arkasını döndü.
 
“Merhaba de oğlum. Büyük dük Reinen geldi.”
 
Elleri arkasında dikilen orta yaşlı  adam şapkasını kaldırdı.
 
Adı Hannes Reinendi. Reinen ailesinin başı ve bir zamanlar neredeyse Meyer ailesi ile bağ kurmak üzere  olan maden kralı olarak biliniyordu.
 
“Uzun zaman oldu. Nasılsınız?”
 
Hadius nezaketle selamladı.
 
“Mmezuniyetiniz için şimdiden tebrikler.  Bianca’nın ellerini tuttuğun günler dün gibi ama artık mezun oluyorsun, zaman su gibi geçiyor.”
 
“Teşekkür ederim.”
“Meyerlerin oğlu bu kadar büyüdüğüne göre tek yapmamız gereken  sosyeteyi ayağa kaldırmak.”
“Beni şımartıyorsunuz.”
 
İkisine gururla bakan Caitlyn şakacı bir şekilde konuştu.
“Ama büyük dük,  artık Hadius o kadar meşgul olacak ki partiye gedemeyecek.”
“Nasıl olur?”
“ Çünkü veraset yarın ciddi bir şekilde başlayacak. Artık ‘varis” etiketinin üstesinden gelmesi gerekiyor.”
“Ah şimdiden mi?”
“Bende şimdiden mi diye düşünndüm.  Ama birisi bana “nihayet” dedi.
 
Caitlyn, Hadius’un omzunu nazikçe okşarken böyle dedi.
 
“ Efendi Meyer de bunu isterdi. Varis çabucak ünvanı alsın ve ailenin merkezi olarak  kimseye boyun eğmesin.”
 
Bir an ortam sessizleşti. Bunun nedeni muhtemelen birkaç yıldır yatalak olan Meyer Dükünden bahsedilmesiydi.
 
Hepsi oturma odasına girdi.
 
Çay fincanları yerini aldı ve şunun bunun hakkında sohbet ettiler.  Sosyal toplantılardan  ve etkinliklerden tutunda Meyer ailesinin  sahip olduğu arazi ve işletmelerdeki değişiklikler, mali meseleler, kraliyet ailesi, soylular ve ortakları hakkında söylentilere ve meselere kadar konuşuldu.
 
Bir yıldır olmayan varise çeşitli haberler verildi. Kendini  yavaşça yelleyen Caitlyn bir an Hadius’a dönerek “aman tanrım” dedi.
 
“Akşam yemeği partisi gelecek hafta olacak. Şu çocuğu yine davet etmeliyim.”
 
“Şu çocuk” derken sesi sanki tuzlu kahve içmiş gibiydi.
 
Ama Hadius farklıydı.  Genç adamın heykel gibi düz olan yüzü yardımcısının verdiği belgelere dikkati dağılmadan sabitlenmişti.
Tepkisiz oğlunu izleyen Caitlyn  endişeli bir iç çekti.
 
“Neden endişelisin? Bıktıysan geri gönder.”
“Henüz bir partner bulamadın.”
Caitlyn  sanki başı ağrımış gibi şakaklarını ovdu.
“ Bu zor ve senden doğru insanı seçmeni istediğim için üzgünüm.  Artık kolayca geçiştiremezsin.”
“Bu doğru. Nişanlı bir kadına üstelik halktan birine eşlik etmek , bunu yapacak adam bulmak zor.”
 
Kaşları çatık olan Caitlyn aniden gülümsedi.
“Şey, yine de , geçen seferki adam adam bundan nefret etmiş gibi durmuyordu. Şu... Kimdi? Erger.. miydi? Hatırlıyor musun, Hadius?  Geçen sefer ona eşlik etmesi için seçtiğim adam.”
“... Emin değilim.”
 
Belgeleri tutan Hadius cevapladı.
 
Caitlyn gözlerini kırptı ve ardından başını sallayarak “Doğru, Erger Wischer.” Dedi.
“O viskont wischer’in ikinci oğlu ve bundan nefret etmiş gibi durmuyordu. Şu köylü kızın güzel bir yüzü var. Soylu gibi davranmakta oldukça iyi  belki de gelinlik dersleri sayesindedir.”
“Evet. Tolere edilebilir.”
 
Hannes ağzındaki pipoyu tutarken kayıtsızca cevap verdi.
 
“Komik olan ne biliyor musun? Akşam yemeği partisinin bittiği  o gün Wicherlardan bir arama geldi. O bana gizlice şunu sordu: “Nişan sizce ne zaman bozulur?”
“...Ne? nasıl böyle bir şeyi sordu?”
“B u belli. Küçük bir kasabadan bir köy soylusunun gözünde bu kız Afrodit gibi görünüyor. Onu sevgilisi yapmak istiyor.”
 
Belgeleri tutarken Hadius’un eli havada kaldı. Kimsenin fark edemediği anlık bir şeydi. Harflerin yoğun ormanından hiç kaybolmamış renksiz gözler belgeleri bırakıp havada oyalandı.
 
“hahaha!”
Aniden bir kahkaha sesi duyuldu. Hannesdi.
 
“O zaman bu daha iyi. Probleminiz çözülmedi mi? Yakındaki partiye şu Erger ya da Berger denen adamı yine çağır.”
 
Hannesin beklentisinin aksine Caitlyn’ın kaşları inmedi.
 
“Sorun ne?”
“ Bunu düşünmedim değil fakat izleyen bir çok göz ve kulak  olduğu için zor olacak gibi görünüyor. Aslında,  herkes o güçsüz çocuğa kötü davrandığım için arkamdan konuşuyor. Ama  onu sevgilisi yapmak isteyen bir adamla yeniden eşleştirmek... benim zalim ve kalpsiz bir cadı olduğumu söylediklerini duyabilirsin.”
 
Hannes Caitlyn’e baktı ve tekrar piposunu ısırdı.  Emme şeklinde memnuniyetsiz bir ifade vardı.
 
“Sen çok zayıfsın. Sorun bu.”
 
Güzelce boyanmış dudakları sertleşti ve sıkıca kapandı.
Ama Caitlyn yeniden gülümsedi ve sanki onun neden bahsettiğini merak ediyormuş gibi başını eğdi.
 
“Şu kızın hala gelinlik dersleri aldığını mı söyledin? Bunun anlamı ne? Kız saf ve  bir şey bilmiyormuş gibi davranıyor ama gerçekte belki de yalnızca düşes olacağı günün gelmesini beklyor.”
“Bu doğru. İnsanların aklında ne  var bilmenin yolu yok. Ama...”
 
Etrafa endişeli bir şekilde bakan Caitlyn’in gözleri bir cavep arar gibi oğluna döndü. Hadius tuttuğu kağıtları boraktı ve annesine baktı. Sakin ve ciddi yüz, sakin bir öğleden sonra bulutlara bakar gibi.
“İstediğin gibi yap. İnsanların arkandan konuşup konuşmaması önemli değil ya da kızın düşes olma hayalinin olması.”
 
Sakin ses sakince devam etti.
 
“Ben mezun olmadan önce, pazarlık yapmayı düşünüyorum. Nişanı bozmakla ilgili.”
--
Yeşil mayıs ayında, zelkova ormanda sabah erken gün doğumu ve kuş cıvıltıları ile başladı. Uyanan Emilia esnemeye ya da gerilmeye vakit bulamadan ayağa fırladı.
 
Acele etmelisin. Meyerlerin gönderdiği araba ha vardı ha varacak.
 
Yılda bir kere. “o gün” yine gelmişti.
 
Emilia özenle yıkandı ve giyindi. Bir yıl aradan sonra omuzlarında uçuşan saçlar bütün sırtını kapladı ve belli belirsiz kalan tombulluğu iz bırakmadan kaybolmuştu.
 
Derinleşmiş gözler ve omuzlarından itibaren akan yumuşak kıvrımlar bir kadına aitti  ve on dokuz yaşındaki Emilia fark etmeden yetişkin olmuştu.
Ayak bileklerini görebileceğiniz kadar kısa olan eteğin altındaki iki ayak yine eski ayakkabılara sıkıştı.  Acıtıyordu. Büyümüştü.
 
Sabret. Sadece bir gün.  Dayananlar kazanacak.
 
Soğuk kararlılığına rağmen Emilia evine gelen arabanın önünde tekrar sonsuz kere küçüldüğünü hissetti.
 
“Merhaba bayan Bern. Günaydın.”
Her yol olduğu gibi Meyerlerin arabacısı Hewitt onu canlı bir şekilde selamladı ve emilia arabaya bindi.
 
Görkemli ovaları geçtikten sonra kalabalık bir metropol olan Nowak’a vardılar.
 
Eve girer girmez bayanMeyer’i selamladı ve  ona bakmayan kalabalığa karıştı.
 
“Emilia. Sanırım senden bugün de zor bir şey isteyeceğim.”
 
Caitlyn’in tartışmasız üzgün bir ifadesi vardı.
 
“doğrusu, yeğenim Beatrice aniden geldi. O hala genç ve sosyete çıkışını yapmadı, o yüzden onu öylesine bir adamla eş yapamazdım... sanırım onu Hadius ile eş yapmaktan başka seçeneğim yoktu.”
 
Emilia bugün de nazikçe gülümsedi.
 
“Sorun değil Bayan.”
“Teşekkürler Emilia.”
 
Bu kadardı.
Her şey bir yıl önceki o günle aynıydı.
 
Sadece uşak Hadius Meyer’in adını söylediğinde çatlaklar sessiz bir göle atılan taşlar gibi görünmeye başladı.
Nedense donanma üniforması değil siyah takım elbise giymişti. Kremsi bir papyon takması genç bir adam değil yetişkin hissi veriyordu.
 
İnsanlarının tepesinde tuttuğa adama bakan Emilia aniden tiksinti hissetti.
 
O sadece evcil bir köpek gibiydi. Sadece sahibinin ona bakmasını diliyordu.
Her zamanki gibi göz göze gelmektense bu sefer arkasını döndü. Bir sütunun arkasına saklanarak onun gitmesini bekledi.
 
“Merhaba de Hadius. Beatrice mezuniyetini kutlamak için şafaktan beri yoldaydı.”
“ Çok büyümüşsün. Neredeyse seni tanımayacaktım.”
“Merhaba, abi.”
 
Bir kuş kadar güzel kahkaha sesini duyan Emilia sıkıca gözlerini kapattı. ÇN: kıyamam yaa
 
Neyseki konuşma uzamadı. Başka yere geçince  üçünün sesi sütundan gittikçe uzaklaştı.  Tamamen gittiklerini onaylayan Emilia dikkatli bir şekilde yürüdü.
 
Sessiz balkon insalardan kaçmak için iyi bir yerdi.  Emilia kokuluğa yaslandı ve sessizce büyük fıskiyenin etrafındaki uzun yola baktı.
 
Sonra bir yerlerden dikkatini çeken bir konuşma duydu.
 
“Duydun mu? Hadius Meyer yakında yeni bir eve taşınacakmış. Bağımsız oluyor.”
“Ah, bu yüzden mi  bugün çok misafir var? Büyük dük Emersondan  Tiloan Markizine. neden bu kadar çok tanışması zor olan kişinin olduğunu merak ediyordum.”
 
Balkonun hemen altındaki çalılıklarda iki adam muhabbet ediyordu. Kapı dinlemek kötüydü ama Emilia hareket edemedi.
Böyle zamanlarda tarafını belirlemelisin. Çünkü yakında Hadus Meyer’in çağı gelecek.  Anası mazi olacak.
“Ha! Fikirsizsin.”
“..Ne?”
“Caitlyn Meyer kolayca ailesinden vazgeçecek mi?  Hadius Meyer’in  tamamen‘eğitimli bir halef’ olduğuna dair bir söylenti var.     Caitlyn’in onu ilaçla kontrol ettiği şeklinde bir şaka bile var. Eğer kadın ölürse,  sadece ölü numarası yapıyordur.”
 
Bir kahkaha sesi vardı.
“ama ben Hadius’un sıradan bir adam olmadığını söylüyorum.  Mezuniyet töreninde en büyük madalyayı aldı. Şık görünümünün aksine çok güçlü bir adam olabilir.”
 
Huşu dolu ses kadar Emilia da şaşırmıştı.
 
Elfort Askeri akademisi zorlu eğitimi ve zor mezuniyeti ile ünlüydü. Kraliyet ailesinin ve Hadius gibi soylu ailelerin çocukları buradan mezun olarak kendileirni varis olarak kanıtlar ve seçkin sınıf olarak görevlerini yerine getirirler.
Yalnızca mezuniyette değil hem de en iyi derece ile mezuniyet...
“Aama büyük dük Emersondan tuhaf bir şey duydum.  Hadius  büyük dük Reinen ile kısa bir süre önce görüşmüş.”
“Gerçekten mi? Hannes Reinen?”
Emilia adamların neden şaşırdığını çok iyi biliyordu.
 
Maden zengini Hannes Reinen.
Onun en genç kızı, Bianca Reinen.
Hadius2un önceki nişanlısının adını hatırlamak normaldi.
“O zaman bu ikisinin nihayet tekrar bir araya geleceğini söyleme? Majestelerine karşı mı gelecek?”
“Neye şaşırdın bu kadar? Kimse bunun hakkında konuşmuyor ama zaten beklenen bir şey değil mi? Caitlyn Meyer beş yıl önce Kraldan iyi bir darbe aldı ama yenilecek bir değil.”
“Bu doğru.”
“Bana göre Meyer komşu ülkedeki Turnia iç savaşına müdahale etmeyi düşünüyor. Turnia kralının yanında yer alacak ve isyancıların bastırılmasını finanse edecek.”
“Gerçekten mi?”
“ Doğru, Meyer ailesi bizim gibi kiracılardan kira toplayan bir aile mi? Hadius, Meyer Steel’i devralarak başlamaz mı?  Finansman şartı olarak turnia madenini almayı kabul etti. Bildiğim kadarıyla...” ÇN: ağzı olan konuşuyor
Adam sesini alçalttı. Emilia da ona ayak uydurdu.
“Reinen madencilik ile ortaklık kuracak gibi görünüyor.”
“...Öyle mi?”
 
Hadius’un bağımsızlığı, ortaklık ve Bianca Reinen.
 Takıntımdan kurtulduğuma emindim, çok mu kibirli davrandım?
 
Hadius’un eski nişanlısı ile bozulan ilişkisini sürdürmeye çalışması, Emilia’yı geçmişe götürmeye devam ediyordu. Havalı, güzel, siyah saçlı çocuktan gözlerini alamadığı çocukluğuna.
 
Beş yıllık nişanlılıkları sırasında Emilia nadiren hadius’tan nefret etti ve onu suçladı. Bir bakıma o da sadece bir kurbandı.
 
Nişandan önce zaten bianca Reinen ile nişanlıydı. İkisi çocukluklarından beri arkadaştı ve ailelerinden tam destek aldılar.
 
Kasıtlı olsun ya da olmasın onlara göre Emilia bir  bölücüydü.
 
Sorun Hadius Meyer değildi. aralarında gereksiz duygular hisseden kendisiydi.
Emilia acı gerçeği kafasından atmak içi gözlerini hevesle kırptı.
Bu daha iyiydi. Sevgi dolu kalbi suya dökülen mürekkep gibi solalı uzun zaman olmuştu. Emilia da  bu yorgun ilişkiyi bitirmeye fazlasıyla hevesliydi.
 
Boşluğa bakarken aniden garip bir gerçeği fark etti. “neden partneri gelmemişti? ÇN: Hadius dövdü mü yoksa
 
Eskiden formaliteden de olsa partneri olurdu ama bugün yoktu.
 
Belkide bu şekilde gösteriyorlardı. Yakında tamamen atılacaksın...
 
Aniden boyun eğmeme enerjisiyle doldu.
 
Bir deneyelim.
 
Caitlyn Meyer’in gözden kaçırdığı bir şey vardı.  geçtiğimiz beş yıldan Emilia kendine acıyarak yaşamadı. Kanı soğuk, aklı başında ve kalbi kaya gibi sertti.
 
Caitlyn Meyer’in ona hangi amaçla partner atamadığını bilmese de. Emilia yanında kimse yokken daha rahattı. Bir partnerle kaçmanın imkanı yoktu.  Yiyen, içen ve gülen insanlar arasında ona görünmezmiş gibi davranılmalıydı.
 
Yılda sadece bir kez katlamanın yeterli olacağını düşünse de bugün gerçekten nefret etmişti. Nedense ölümüne neferet ediyordu.
 
Emilia doğru zamanı bekledi.
 
Oturma odasından yemek odasına geçerken bir fırsat doğdu.  Kalabalığın en ucunda durdu, arka arkaya iki kişilik gruplar halinde hareket etti. Sinsice yavaşladı ve ana girişe döndü.
Nihayet dışarı çıktığında Emila özgürce uçuyormuş gibi görünüyordu.
 
Böyle eve gitmek istedi. Ama şu an yapamazdı. araba orada değildi o yüzden bir şekilde  zaman geçirmekten başka seçeneği yoktu.
 
Emilia yavaşça bahçeye doğru yürüdü.
 
İyi organize edilmiş peysaj boyunca yürüdü, çiçek kokulu  çiçek açmış dikilitaş asmalarını geçti. Çiçek tarhının önündeki çiçekleri görmeyi de unutmadı.
 
Ne kadar zaman geçti? Güneş yavaşça batıya kayıyordu. Emilia bahçeden çıktı ve  çeşmeyi geçti.  Buz gibi pürüzsüz ve narin olan tanrıçanın heykeli gün ışığında parlıyordu. Böyle muhteşem ve görkemli çeşmeleri burası dışında görmek zordu.
 
En azından gözü ve kulakları şu andan memnundu. Bu yeterdi.
 
Suyun serinletici sesine gülümsedi ve başını çevirdi. Sonra tamamen dondu.
Karşı tarafta ona bakan bir adam vardı.
“Kimi arıyordun? Erger Wischer’i mi?
 
Bu tuhaf sözleri bile duyamadı. Emilia nefes almayarak yaklaşan Hadius Meyer’e baktı.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


3   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   5