Yukarı Çık




4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 


           
5. BÖLÜM
 
Havalı adamın gözlerine bir süre baktıktan sonra  Emilia kendine geldi.
 
“Merhaba, Küçük bey.”
 
Ne göz boyama ne  ahenk barındırmayan  kalpsiz bir selamlama.
 
“Hiç değişmedin.
“Ne?”
“Bir hizmetçi gibi davranman.”
 
Emilia’nın hemen cevap verememesinin bir nedeni vardı.  uzun zaman önceki nişan partilerinde Hadius bunu anlatmıştı. Saygı ifadelerini ve  “bey” sözünü onun önünde kullanamazdı.
 
‘Nişanlı yerine hizmetçi gibi mi görünmek istiyorsun?”
 
Böyle sordu.
 
Yine de  istisnasız şu ana kadar Emilia onu gururla   saygı ifadelerini  ve “küçük bey”i kullanarak çağırıyordu.  Bu inatçılık değildi, kendi nedenleri vardı. Bu şekilde davranmayı istemedi. Saygı ifadelerini kullanmazsa belirsiz ve garip bir varlık dışında  ne sıradan halk ne de soylu gibi görünecekti. Onun dışında ailesi ve arkadaşları da  hala ona  küçük bey  demeli ve ondan bahsederken saygı ifadeleri kullanmalıydı.
 
Statü buydu. Zirveye çıktığın için bir anda başka bir varlığa dönüşemezsin.
 
“... elden bir şey gelmez. Dünyayı değiştiremem, o yüzden bir hizmetçi gibi görünsem de bununla baş etmelisin.”
“Küstahsın.”
 
Sözlerinin aksine Hadius güldü. Emilia ilk kez gördüğü gülüşünün karşısında biraz sersemlemiş hissetti.
 
Bu arada, nişan töreninden  beri bu ikisinin ilk defa başbaşa kalıp konuşmasıydı. Hadius’un her zaman etrafında insanlar vardı ve onlar konuştuğunda bu yalnızca selamlaşma  ve törenin gerektirdiği şeyler olurdu.
 
“Ne yazık ki Wischer bugün davet edilmedi.”
“Aniden neyden bahsediyorsun?”
 
Somurtan Emilia’ya yaklaştı. Eski ayakkabılar o far etmeden geri adım attı.
 
“Sana yakışmayan birini onaylayamam.”
 
Yalnızca o zaman Emilia hatırladı.
Erger Wischer. Geçen yılki partide partneri olan kişiydi.
 
“Komikmiş. Küçük beye yakışmayanın ben olduğumu biliyorum.”
“Olamaz.”
 
Kaygısız ve anlamsız gözleri Emilia’nın sinirlerini bozmaya devam etti.
 
“Neden ondan bahsedip durduğunu bilmiyorum ama en azından bay Wischer vicdanlı ve merhametli bir insan. Birilerinin aksine. Bir düşününce o uymuyor. Meyer ailesi ile.”
“Erger Wischer sana böyle mi yaklaştı? Sempati ve merhamet göstererek?”
Ha!
 
Emilia kendini tuttu.
 
“Bir şey söyleyebilir miyim? Bazı erkekler art niyetlerini sempati ve merhametle gizlerler.” ÇN: o da seviyor hahahhahah
 
Çileden çıkan benliği birden maralinin bozulduğunu hissetti. Ben burada ne yapıyorum?
 
“Neyse, tavsiyeniz için teşekkürler. Pek mantıklı değil ama kötü bir niyetin olmadığına eminim.”
 
Ruhsuz sesi sert bir şekilde devam etti.
 
“Birbirimizi böyle selamlayalı uzun zaman oldu. Güzeldi ve iyi vakit geçirdi. Yakında araba gelecek. O zaman ben...”
“Beni takip et. Biraz yürüyelim.”
“yürüyelim mi?”
 
Hadius şaşkın Emilia’nın yanından geçerek yol gösterdi.
 
Nabzı yeniden hızlandı. Son beş yılın anılarını düşündü.  Sadece ikisi, hiç yalnız yürüdüler mi?
Asla. Bu da nişan töreninden beri bir ilkti. Kaygı heyecanını geçti.
 
“Hayır, tekrar söylüyorum, araba birazdan gelecek.”
 
Hadius arkasına döndü.
 
“Araba biraz gecikecek.”
“Nasıl olur...?”
“Merak ediyorsan beni takip et.”
 
Hareket bile edemeyen Emilia çok geçmeden onu takip etmek zorunda kaldı. Rivier Nehri kıyılarında yürüdüler. İkisi de  söz vermiş gibi sessiz kaldı.
 
Ancak yeşil söğüt ağaçlarının altından geçerken adamın ayakları işaret vermeden durdu. Bakışları sakin nehirde bir yerlerde iken aniden beklenmedik bir soru sordu.
“Bayan Bern nasıl?”
 
Emilia’nın gözleri büyüdü. Hemen sonra eski haline geldi.
 
“Evet, annem iyi.”
“Senden genç bir kardeşin olduğunu duydum.”
 
Charlotte ve Mitch aklına geldiğinde  Emilia farkına varmadan gülümsedi.
 
“Evet bir erkek bir kız kardeşim var.”
“...Mutlu olmalısın.”
 
Bir an duyduklarından şüphe etti. Mutluluk bu kadar soğuk ve yabancı bir kelime miydi?
 
“..Yanılıyor muyum?”
“Evet. Mutlu ve iyi bir şekilde yaşıyorum.” Emilia samimiyetle cevapladı. Aklı endişe ve şüphe ile dolu olsa da bu andan nefret etmemişti.
 
Rüzgar suyun yüzeyinde güzel dalgalar oluşturuyor ve sazların arasında ıslık çalıyordu. Kulağa hoş gelen ve sizi tuhaf bir ruh haline sokan hoş bir ses.
 
Emilia’nın nehri izleyen gözleri bir kere daha Hadius’a döndü. Derin düşüncelere dalmış, tek başına parlıyordu, etrafındaki hiçbir şeyden haberi yoktu. Beyaz gömleği güneş ışığında göz kamaştırıyordu. Titreyen bakışları omuzlarından bileklerine doğru indi.  Düğmelerin üzerindeki aile arması Emilia’yı buruk bir havaya soktu.
 
Kalkanı delen üç ok. Kıtaya çelik ve finansla hakim olan büyük holding ailesinin sembolü.
 
Hala kalan hisleri olduğu için mi?  Onunla yan yana aynı yere bakarken  biraz önce taşan duygular yatıştı ve bir şekilde söndü.
 
Doğruydu.
En az bir kez, böyle bir zaman gerekli olabilirdi
 
Daha önce duydukları doğruysa Hadius er ya da geç eski nişanlısına geri dönecektir. Sadece ismen bir ilişki olsa da çözülmesi gerekiyordu.
Ancak konuyu nasıl açacağını bilmiyordu.
 
“Yakında mezun olacağım.”
“Evet duydum.” Emilia bu ani kelimeler cavap vermeyi başardı.
“Meyer Dükü olarak isimlendirileceğim.”
 
Bu yirmi yaşındaki bir adam için çok mu fazla?
 
Yaşına göre olgun gözleri vardı. Emilia, on altı yaşındaki Hadius ile ilk tanıştığında da böyleydi  ve şimdi de aynıydı.
 
“Hoşuna gitmiyor mu?
“Hayır. İstediğim her şeye  sahip olmaktan memnunum. Bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden nasıl vazgeçilir bilmem. İkisini de alırım.”
 
Abartılı sözlerinin aksine yüzü sakindi.
 
“Benim için tam tersi.  Bedavaya hiçbir şey yok diye düşünürüm. Birini almak için diğerinden vazgeçmelisin.”
 
Bu yüzden Emilia kalbindeki Hadius’tan vazgeçmişti. Normal ve mutlu bir yaşama tekrar kavuşmak için.
Vazgeçmesem bile terk edileceğim bu yüzden kalbimde  ‘ben de onu terk ettim’ demem önemli. Bu Emilia’nın sonuna kadar vazgeçemeyeceği son gururuydu.
 
Bu iyiydi. Yapsa da yapmasa da diğer kişinin umrunda değildi.
 
Aniden her şeyden bıkmıştı.
 
“Bütün saygımla, arabayı kaçırabileceğim için hala endişeliyim.”
 
Endişeyle dolu iki göz gün batımına döndü.
 
“Sorun olmazsa artık geri dönmek istiyorum. Sanırım parti henüz bitmedi o yüzden küçük bey geri dönmeli..”
“Artık bunu dinlemeye devam ettiğimden o kadar kötü değil.”
“Ne?”
“Küçük bey. Bir hizmetçi ile oynaşıyormuşum gibi hissediyorum neden edepsizlik gibi gelmiyor?    
 
Böyle şok edici konuşan Hadius başka bir adım attı.
 
Bir şeye takılmış gibi orada duran Emilia yine onun peşine takıldı. Kalbinin sakinleşmesine fırsat bulamadan başka bir şaşırtıcı soru geldi.
“Gelinlik dersleri nasıl? İyi gidiyor mu?”
Emila sesini kontrol etti ve cevapladı, “evet.”
 
“Orada dans etmeyi de öğrendin mi?  Kadril ya da vals gibi bir şeyler.”
“..Evet. biraz.”
“Bu rahatlatıcı.”
 
Emila’nın adımları aniden durdu.
 
“Rahatlatıcı olan ne?”
“Mezuniyet törenine dans etmeyi bilmeyen bir kadınla katılamam.”
 
Yanlış duyduğunu düşündü. Ama mezuniyet töreni sözleri açıkça  aklına takıldı. Hadius göz açıp kapayıcaya kadar daha da yaklaştı.
“Nişanlım olarak katıl.”
“Hayır...”
 
Emilia başını sertçe  salladı. Tehlikeli bir şey neredeyse taşacaktı.
 
“Bu saçmalık.”
“Neden saçmalıkmış?”
“Tabi ki... Küçük bey ve ben... Bu tarz bir ilişki...” ÇN: hebele hübele evele güvele
 
Anlamsız konuşması  bunaltıyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Bütün konuşma saçma geliyordu.
 
“eğer bir partnere ihtiyacın varsa partide yaptığın gibi yap gitsin. Başka bir partner seç.” ÇN: vurdu gol oldu
“mezuniyet töreni akşam yemeği partisinden farklı. Bir balo olacağını duydum. Bir nişanlım var o yüzden başka bir kadınla dans edemem.”
“Hayır... yapmak istemiyorum.”
“Yapmak istemiyor musun?”
“Evet, yapmak istemiyorum.”
 
Hadius yüksek sesle kahkaha attı.
 
“Unuttun mu? Bizim ilişkimiz hoşlanıp hoşlanmama meselesi değil.”
“Nasıl olursa olsun... benim katılmamı ve senin nişanlın olarak dans etmemi mi istiyorsun?  Nedenini sormadan itaatkar bir şekilde ‘Evet anlıyorum.’ Diyeceğimi mi sandın? Aptal olduğumu mu düşünüyorsun?”
 
Yürümeyi bırakan Hadius Emilia’nın kızaran yüzüne baktı.
 
“Kral her zaman Elfort askeri akademisinin mezuniyet törenine katılır. Başka biriyle birlikte görünürsem meraklanacak. Bana verdiği nişanlımı nerede bıraktığımı sorarak  sinirlenebilir.”
 
Açılan dudakları yavaşça kapandı.
 
“Görevini yerine getir. Emilia. Benim nişanlım olarak.”
 
Kibirli tonu duyamadı bile. Emilia beklenmedik bir sonuca varmadan önce  bir kere daha şoktaydı.    
 
Doğruydu.
İster hoşlansınlar ister hoşlanmasınlar, kralın resmi emri onları ayırmadıkça  onların birbirleri ile nişanlı olmaktan başka seçenekleri yoktu.
Meyer ailesi bile olsa  krala umursamamazlık edemezlerdi.
“Bu yüzden bir süreden beri...”
 
Emilia nihayet Hadius’un bugünkü garip davranışlarını anlamıştı. Mezuniyet gününde, kralın önünde nişanlarına ciddiyetle devam ettiklerini göstermelilerdi.
 
“Hadi. Neredeyse geldik.”
Hadius sersemlemiş Emilia’yı zorlar gibi yine yürüdü. Emilia bilincini kaybetmiş gibi onu takip etti.
Hadius’un mezuniyet törenine gitmek zorundayım... ve üstelik bir baloya mı?
 
Emilia transtaymış gibi akılsızca yürüdü. Aniden çok fazla yürüdüğünü düşündü.
Etrafına baktı bu gerçekten tuhaftı. Nasıl oldu da geri dönemediler?
 
Etrafına bakarken araba geldi. Hadius arabanın önünde durdu.
 
Arabacı gibi görünen adam şapkasını çıkardı ve kibarca sel verdi.
 
“Bin. Bu senin araban.”
“Ne?”
“Bu arabacı Beppy Dilson.”
Beppy isimli kişi onun gözüne bile takılmadı. Emilia hadius’a tamamen şaşkın bir şekilde baktı.
 
“Bu.. ne?
“Senin.”
“Benim mi?”

“Yani sana bir araba veriyorum. Hediye olarak.”

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6