Teslimat gününe çok az bir zaman kala, savaşçı orklar takımlar halinde çalışmaya başladılar. Alyon, savaşçıları onluk sistemi temel alarak yeniden organize etti. Sayıları avcı orkların da katılmasıyla bini bulan savaşçılar, Domuzkuyruk komutanlığında manevra, saldırı ve savunma taktiklerini tatbik ediyorlardı.
Selefinin gücünün onda birine sahip olmadan ikinci seviye bir tekniği uygulayan Nafız’ın bilinci hâlâ yerine gelmedi. Kan özünden bir miktar kaybetmek, vücudu üzerinde büyük bir yıkım gerçekleştirdi.
Dimitri ise uzaktan ork kabilesini gördüğünde, yolculuk boyunca taşıdığı korkuyu nihayet üzerinden atıyordu. Sürekli görüntü göndermek, onu epey zarara uğratmıştı. Kâr zarar hesabı yaparken, kabilenin bulunduğu yamacın eteklerinin tahta çitlerle çevrildiğini gördü.
Ellerinde baltalarıyla iki ork savaşçısı onlara doğru yürürken, lokomotifini durduran Dimitri‘nin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
‘’Bay tüccar, lütfen bizi takip edin!’’
İki ork savaşçısının kendisine hitabı, şaşkın olan tüccarı iyice şaşkınlığa uğrattı. Daha bir ay önce, oraya buraya sıçan, doğru düzgün konuşamayan orklara bu kısa sürede ne olmuştu?
Vagonlarıyla beraber kabileye giren tüccar, esas sürprizin kendisini içeride beklediğinden haberdar değildi. Girişte bulunan levazım çadırları gitmiş, yerine tahta ve metal kalkanlarla yapılan mevziler gelmişti. Bu mevzilerde, eğitimde olmayan savaşçılar tam teçhizat nöbette bekliyorlardı.
‘’Sasha, burasının daha önce geldiğimiz kabile olduğuna emin misin?‘’
Dimitri seslenmek için kendisine döndüğünde, Sasha aptal gözlerle etrafına bakıyordu.
‘’Efendim, inanılır gibi değil sanki ana ork kabilesine girmiş gibiyiz!’’
Birkaç sefer ticaret için ana kabileye gittiklerinde, Sasha bazı izlenimler edinmişti. İnanmak istemese de bu küçük kabiledeki havanın ana kabileden daha sert olduğunu hissediyordu.
Yamacın yarısını bir takım asker eşliğinde tırmandıktan sonra kendilerini Domuzkuyruk’ un karşıladığını gördüler. Bir önceki gelişlerinde şefin çadırının önünde yine aynı ork onları karşılamıştı, o gün cüret ettikleri sözleri bu seferde sarf etmek tüccarların aklına bile gelmiyordu.
‘’Kabilemize hoş geldiniz! Levazım bölümü şefi Domuzkuyruk sizi selamlar!’’
Daha önce yüzüne bakmadıkları bu orku selamlamak için tüccar ve çırağı aceleyle lokomotiflerinden aşağı indiler.
‘’Ben gezgin tüccar Dimitri ve yardımcım Sasha‘ da bölüm şefine saygılarını sunar!’’
Tüccardan gelen övgü karşısında aptala dönen Domuzkuyruk, vaziyeti belli etmeden sözlerine devam etti.
‘’Vagonlarınızda bulunan yüklerin sayılması ve kontrol edilmesi için sizi levazım bölümüne davet ediyorum. İşlemler bitince, şefimiz sizi çadırında kabul edecek!’’
Tüccar yüklerini boşaltmakla meşgulken, yarım günlük mesafede bir çadırın içinde hararetli konular konuşuluyordu.
‘’Şef, tüccar kabileye giriş yaptı. Tahmin ettiğimiz gibi kabilede değişik olaylar yaşanıyor.’’
Bir gözcü, Kızılfırtına haydut grubunun şefi Kızılkuyruk’ a raporunu veriyordu.
‘’Ne gibi değişiklikler var kabilede, biraz daha detay ver bana!’’
Gözcünün raporu, Kızılkuyruk’ un merakını cezbetti.
‘’Şefim, kabile etrafına kazıklardan bir çit yapılmış, tepenin yamacına da çeşitli mevziler hazırlanmış. Çevrede devriye gezen savaşçılar olduğu için daha fazla gözlem yapamadım.
Önünde ki hayvanın budunu kopararak ayıran haydut, kahkahalara boğuldu.
‘’Bu sefil orklar gerçekten bir şeyler bulmuş olmalı. Yaptıkları bu basit engellerle, benim Kızılfırtına’ mı durdurabileceklerini sanacak kadar da aptallar. Herkes hazırlansın, yola çıkıyoruz!’’
Emri veren haydut, elindeki buttan koca bir ısırık alırken keyiften dört köşeydi. Bu şapşal orklar bu kadar gayret gösterdiyse, ellerindeki şey kesinlikle çok değerli olmalıydı diye düşünüyordu.
Bu sırada, malzemelerinin sayımı sona erdiğinden tüccar ve yardımcısı şefin çadırına girdiler. Nöbetçilerin açtığı deri kapıdan içeri girdiklerinde, Dimitri ve Sasha tek dizlerinin üzerine çöküp selamlarını verdiler.
‘’Büyük ork şefi Alyon’ u saygı ile selamlarız!’’
Sözlerini bitiren Sasha etrafını incelediğinde, dişi orkun çadırda olmadığını görerek rahat bir nefes aldı.
Kurt tüccar Dimitri, bir yandan selam verirken bir yandan da çadırın içini tarıyordu. Şefin kuşandığı zırhı gördüğü zaman, bakışlarını uzun süre üzerinden ayıramadı. Komple vücudu saran, mat siyah zırh tüccarın aklını almış gibiydi.
‘’Zırhım epey ilginizi çekti sanırım Bay Dimitri?’’
Alyon yüzünde bir gülümsemeyle gözleri zırhına kitlenmiş tüccara seslendi.
Şeften gelen sözler karşında rüyadan uyanan Dimitri
‘’Efendim, zırhınızın adeta bütün renkleri esaret altına alan bir yapısı var. Ne kadar denersem deneyim, gözlerimi üzerinden almam mümkün olmuyor. Zırhın ticareti ile ilgili herhangi bir düşünceniz varsa, yardımcı olmaktan onur duyarım.’’
‘’Sevgili dostum, bu zırh bana çok saygı duyduğum bir kişi tarafından önemli bir amaçla verildi. Zırhımı alabilecek birinin bu dünyada yaşıyor olabileceğini düşünmüyorum, hatta ölüm bile benden zırhımı alamaz!’’
Şef gülerek başladığı konuşmasını bitirdiğinde, Dimitri ruhunun vücudunu terk etmek istediğini hissediyordu. Bir anda yanından gelen sese döndüğündeyse, Sasha’nın bayılmış olduğunu gördü.
‘’Sanırım, genç dostum saldığım enerjiye dayanamadı. Lütfen endişelenmeyin, biraz sonra kendine gelir. Ödemenizi almak için buyurun lütfen’’
Suratında tekrardan koca bir gülümsemeyle konuşan ork şefi, tüccarın aklını aldı. Dimitri, yardımcısı baygın yatarken hazinesinin bulunduğu sandığa doğru yürümeye başladı.
Sandığı açtığında, boynuz ve toynak ile beraber Minotaur’un kürkünün de içinde olduğunu gördü. Tüccarın yüzündeki şaşkın ifadeyi gören Alyon, lafa girdi.
‘’Asıl anlaşmamız boynuz ve toynaklar üzerineydi fakat özverili çalışmanız için bir hediye vermeyi düşündük. Bu kürkü, ileride daha da gelişecek olan ticari dostluğumuzun bir nişanı olarak düşünün’’
Dimitri ne diyeceğini bilemiyordu, bu kişi uzun yıllardır ticaret yaptığı vahşi ve aptal orklardan biri miydi? Sandığın kapağını kapatan Dimitri, şefin karşısında saygıyla eğilerek konuşmaya başladı.
‘’Şef Alyon, bugün uzun yıllar sürecek ticaretimizin ilk tohumunu atmış bulunduk. Levazım bölümüne teslim ettiğim mekanik güvercinlerle, nerede olursanız olun bana haber yollayabilirsiniz’’
İki tarafta, bu ticari bağlantıyı oluşturdukları için çok mutluydular. Alyon, miras aldıkları bilinç ve ekipmanlar sayesinde çok güçlendiklerini kabul etse de, kendilerini açığa çıkarmadan gerekli malzemeleri elde etmenin imkânsız olduğu biliyordu.
Öteki taraftan Dimitri, ilk ticaretlerinde kendisine bu kadar fayda sağlayan kişilerin gelecekteki hareketlerini merakla beklemekteydi.
‘’Şef Alyon, yola koyulmak için izninizi istiyorum!’’
Dimitri, elindeki malları Altınşehir’ e götürmek için sabırsızlanıyordu.
‘’Acelen ne tüccar dostum, henüz yardımcın bile kendine gelmedi. Aramızdaki bu güzel anlaşmayı kutlamalıyız, hem sizin için insan stili yemek bile yaptırdım’’
Yerde yatan yardımcısına bakan Dimitri, başka seçeneği olmadığını görerek şefin teklifini kabul etti.
Şefin çadırının içinde kurulan sofrada Alyon ve Dimitri’nin yanı sıra, levazım ve savaşçı bölüm şefleri de oturmaktaydı. Levazım bölümü şefi Domuzkuyruk’un yanında, savaşçıları temsilen Sangre bulunuyordu. Yemek keyifli sohbetlerle sürerken, dışarıdan gelen bir bağırma ortamın içine bomba gibi düştü.
‘’Aptal orklar, Kızılfırtına kardeşliği kabilenizi kuşatmış durumda. Elinizdeki değerli mallar ve tüccarı teslim edin, bizde sefil canlarınızı bağışlayalım!
Duydukları üzerine, Sangre yavaşça ayağa kalkarak ‘’Şefim, beklediğimiz düşmanlar kabilemize ulaştı. Emirlerinizi bekliyorum!’’ dedi.
‘’Gözcülerin getirdiği bilgiler nelerdir?’’
Alyon oturduğu yerden konuşmuştu.
‘’Şefim, düşman yaklaşık üç bin kişilik bir kuvvetten oluşuyor. Birkaç mekanik alet dışında, silah durumları bizimkiyle aynı.’’
Bir süre düşündükten sonra Alyon, baba oğula dönerek emrini verdi.
‘’Bu savaş, sizin için güzel bir test olacak. Ben misafirimle ilgilenirken, siz de kapımıza gelen bu haydutların icabına bakacaksınız. Tek bir kişi bile sağ kalmayacak şekilde düşmanı yok edin!’’
‘’Emredersiniz!’’
Kulakları sağır edecek bir sesle selamlarını veren baba oğul çadırdan dışarı çıktılar.
Tüccarın beyazlaşan yüzünün aksine Alyon heyecandan kızarmış gibiydi, yavaş yavaş kendine gelen Sasha’ ya bakarak konuşmaya başladı
‘’Dimitri, genç arkadaşımızı da alıp gösterinin keyfini çıkarmaya ne dersin?’’
——————————————————————————————–
Kendi hayallerini hayata geçir. Yoksa maaş karşılığı bir başkasının hayallerini gerçekleştirmek için çalışırsın.
Aamir Khan
Altı Medeniyetin Dünyası sesli tiyatro şeklinde, her gün yeni bölümüyle Youtube kanalımızda. Hemen takip etmeye başlayabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCFLFkHspxIWOS_quuhWnOEA