Paralı askerler Birliği'nde bir resepsiyonist olan Fiore Leotal için gün erken başladı.
Önce görev belgelerini kontrol etti ve düzenledi. Tamamlanmamış görevler duvara yapıştırılacaktı, böylece loncanın paralı askerleri onları kabul edebilirdi.
Loncayı temizlemek de iş tanımının bir parçasıydı.
Bazen insanlar sarhoş gelir ve kusarlardı ya da hâlâ kanla kaplıyken tamamlanmış görevleri rapor ederlerdi, bu yüzden iyice temizlenmesi gerekiyordu ya da çok çabuk kirlenirdi.
Görevleri temizledikten ve duvara yapıştırdıktan sonra ... Loncanın sabahının başlama zamanı gelmişti.
"Bugün de gelmiyor..."
Fiore girişe bakarken fısıldadı.
Son iki yılda neredeyse her gün loncayı ziyaret eden Theo Asper'i bekliyordu.
Sadece on dört yaşında olduğu düşünülse bile, güçlü bir bedenle kutsanmamış, zayıf görünümlü küçük bir çocuktu.
Neden böyle bir çocuk paralı askerler Birliği'ne katıldı ve işleri kabul etti?
Ona bu soruyu sorduğunda, çocuk ona hayatını anlattığında gözyaşlarını tutamadı.
Hatırlayacak yaşta olmadan ailesi tarafından terk edilmiş ve yetişkinliğe ulaşmadan vefat eden yaşlı bir çift tarafından evlat edinilmiş, kendi başına hayatta kalmaktan başka çaresi kalmamıştı.
Kimliği belirsizdi ve düzenli bir iş bulamıyordu, bu yüzden en hafif tabirle istikrarlı olmayan bu dünyaya katılmaktan başka seçeneği yoktu.
Fiore endişeliydi, bu yüzden ona göz kulak olmaya çalıştı.
Yoluna güvenli görevler göndermeye ve onu başka işlerle tanıştırmaya çalıştı, ancak güvenli işler azdı ve maaş düşüktü.
Ne yazık ki, onu işe alacak çok az yer vardı.
Yine de cesareti asla kırılmadı ve lonca için diğer partilerin asistanı olarak çalışmaya devam etti.
Ne yazık ki bu, diğer insanların onu istedikleri gibi kullanabileceği anlamına geliyordu…
"Hey, Theo daha gelmedi mi?”
Üç kişilik bir grup bir masada otururken sohbet etti.
Tıpkı Fiore gibi Theo'yu arıyorlarmış gibi görünüyordu, ama tamamen farklı bir nedenden dolayı.
"Eşyalarımızı taşımasına ihtiyacımız var.”
"Evet, onu işe alıyoruz.”
“İzinsiz izin mi aldı? Lanet olası çocuk…”
Theo hakkında bu kadar saygısız bir şekilde konuşan insanlar, yüklerini taşıması için onu defalarca işe aldılar.
Elbette işlerini çok daha basitleştirdi, ama zerre kadar minnettarlık yoktu.
[Bu yüzden paralı askerler birliği'ndeki insanlar...!]
Fiore tezgahından her şeyi duydu ve bu insanların Theo'yu kullanmasının onu ne kadar rahatsız ettiğini yüzünde göstermemesi için elinden geleni yaptı.
O noktada Fiore, Theo'yu neredeyse küçük bir erkek kardeş gibi görmüştü.
Boyları hemen hemen aynıydı ve androjen yüzü çok sevimliydi, neredeyse bir kızla karıştırılabilecek kadar. (Androjen yüz, her iki cinse de uygun)
Siyah saçları ve siyah gözleri biraz alışılmışın dışındaydı, ancak bu onun evcil hayvan benzeri sevimliliğine ekleniyordu.
Daha da sevimli olan şey, ona doğrudan sevimli olduğunu söylediğinde, "S-sevimli mi? Sanırım son zamanlarda biraz kas yapmaya başladım..." diye yanıt verip kollarını sıvayıp kaslarını mümkün olan en iyi şekilde kasmasıydı.
Kasları Fiore'ninki kadar büyüktü.
Bu üç kişinin Theo'yu sömürmesi de işte bu yüzden oluyordu.
Ödülleri paylaşma zamanı geldiğinde, Theo diğerlerinin aldığının onda birini bile alamadı.
Daha güvenli görevler yaparsa alacağı kadarını alıyordu ama Theo maaşından asla şikayet etmiyordu.
"Sadece yardım ediyorum, herhangi bir ödeme alabildiğim için memnunum," diye zoraki bir gülümsemeyle söylerdi.
Taşıdığı yük ne kadar ağır olursa olsun, canavarların üzerinden malzeme çıkarmak ne kadar zor olursa olsun, asla adil bir ödeme almazdı.
Loncaya bağlı parti üyelerinin ödülleri nasıl paylaşacakları konusunda herhangi bir müdahalede bulunmazdı ve Fiore bu kuralın kendisine bu kadar çok rahatsızlık vereceğini hiç beklemiyordu.
"Onun da savaşması zamanı geldi sanırım. O zayıf herif çabucak ölecek ama."
"Tamam, umurumda değil, ölürse ölsün."
"Ha, o zaman doğru!"
"Hahahaha!"
Artık Fiore sadece onlara öfkeli bakmıyordu, loncadaki tüm resepsiyonistler de öyleydi.
Theo'yla ilgili endişelenen tek resepsiyonist Fiore değildi.
Theo, onların karşılaştığı tüm serserilerin arasında bir güneş ışığıydı. Onu küçük bir kardeş ya da evcil hayvan gibi seviyorlardı.
Fiore, Theo'nun aldığı adil olmayan muameleye duyduğu rahatsızlıkta yalnız değildi. Bu adamlar resepsiyonistleri sık sık geceleri yanlarında gitmeye davet ederlerdi, ama her zaman olumsuz yanıt alırlardı.
Tersine, Theo sorduğunda çoğu resepsiyonist evet derdi. Çalışkan Theo'ya bir mola vermek istiyorlardı.
[Ben de dahil olmak üzere...] diye düşündü Fiore, yüzü kızardı.
Bu onun ilk kez olacaktı ve muhtemelen Theo'nun da öyleydi, öncülük yapmakta iyi olamayacağını düşündü.
Ancak gerçekten düşünmesi gereken şey Theo'ydu.
Görünüşe göre Theo başka bir partiden üç gün önce atılmıştı ve o kodar şok olmuştu ki, o zamandan beri loncada yüzünü göstermemişti.
Böyle bir şeyin olduğu zamanlar olurdu ve ertesi gün loncaya gitmezdi, ama Fiore üç gün geçtiği için endişeleniyordu.
Theo'yu düşünürken birisi geldiğini gördü. Gözünün ucuyla bakmasına rağmen hemen Theo olduğunu anladı.
Hızlıca Theo'ya dönüp, her zamanki canlı yüzü görünce rahatladı fakat konuşacakken...
"Helvi! Bu bir paralı asker loncası!"
"Anladım."
Theo'nun yanında inanılmaz güzel bir kadın gördü.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.