Diana gözlerini yavaşça açtı. Kuş cıvıltısı yarı açık pencereden odanın içerisine yayılıyordu. Yan tarafına bakma ihtiyacı hissetmeden yataktan kalktı. Her zamanki gibi yatağın diğer tarafı boştu.
Derin bir nefes alıp , dağınık saçlarını arkaya attı. Hizmetçiyi çağırmak için yatağın kenarında bulunan ipi çekmek yerine, kıyafetlerinin olduğu dolaba doğru ilerledi.
Geceyi Kael’le geçirmiş olmasına rağmen sabah yanında görememenin vermiş olduğu hayal kırıklığıyla kıyafetlerine göz attı. Eline aldığı mavi ipek elbiseyle düşüncelerini bir kenara bırakarak giyinmeye başladı.
*** Asil , yüksek zarafeti ve statülü bir Düşese yakışmayacak şekilde , tek başına Kael'e ait olan ofise doğru yürüyen Diana bir an için düşündü. Bu dünyada iki tip evli kadın vardı. Her zerresinde sevgiyi hissedip hayat dolu olan ya da kullanılmak için var olan ve varlığının önemi olmayan bir kadın.
Diana ikincisiydi.
Bunu düşünen Diana kendi kendine güldü. Doğduğundan itibaren değişmeyen tek şey belki de bu durumdu.
Ofisin kapısına vardığında ipek elbisesini son kez düzeltip kapıyı yavaşça tıklattı. Cevabı bekleme gereği duymadan içeri girdi.
Oda güneş almasına karşın karanlık bir atmosfere sahipti. İçinde ahşap oymalı bir masa, önemli belgelerin ve kitapların bulunduğu kitaplık, misafirleri ağırlamak adına oluşturulmuş olan çalışma alanından bağımsız bir koltuk takımı vardı.
Diana kalem sesinin yankılandığı odada masaya doğru ilerledi. O anda, Diana’nın bakışları adamın kara gözleriyle buluştu. Elindeki kalemi masaya bırakırken Dük’ün gözleri kısıldı.
‘’Niçin gelmiştin?’’
Dük’ün merak etmesi gayet doğaldı. Düşes daha önce hiç ofisine gelmemişti.
Diana gece boyunca bu anı düşünüp, kafasında ne söyleyeceğini tartıp durdu. Fazlasıyla gergindi. Ellerinde oluşan teri silmek için elbisesine dokundu. Annesi bunu görseydi aristokrata yakışmayan hareketinden dolayı hemen cezalandırırdı.
‘’Sana söylemem gereken bir şey var.’’ Dikkatli bir şekilde cümlesini tamamlayan Diana , bir adım daha atarak masayla arasındaki mesafeyi kapattı.
‘’Gördüğün gibi meşgulüm. Daha sonra konuşalım.’’
‘’Kael’’ Diana gözlerini ondan ayıran adama seslendi.
Daha fazla vakit kaybedemezdi. Bu hikaye bir şekilde son bulmalıydı.
Kael De Bennett.
Güney imparatorluğunun Koruyucu Ordusunun komutanı ve en genç Dükü. Diana’nın eşi. O her zaman çok meşgul bir adamdı. Sakince konuşabilecekleri pek zamanları yoktu.
‘’Çok uzun sürmeyecek. Vaktini çok çalmayacağım.’’
Kısa bir an soğuk gözlerle karşılaşan Diana irkilse de gözlerini kaçırmadan bakmaya devam etti. Gözlerini kapatıp açan adam koltuğuna geri yaslanarak aralarında geçen kısa sessizliği bozdu.
‘’Devam et’’
‘’Evlilik yıl -’’
‘’Evlilik yıl dönümü hediyesi mi istiyorsun?’’
Diana kafasını evet anlamında salladı. Hatırladığına şaşırmış olsa da devam etti.
‘’Bir hediye istiyorum.’’ Sesi öncekinden daha gür çıkıyordu.
İç çeken adam bıkkın bir ifadeyle devam etti.
‘’Peki ne istiyorsun?’’
‘’Beni sakince dinleyeceğine söz verir misin?’’ Kael ilgisini tamamen yitirmiş bir ifadeyle başıyla onayladı.
Diana yüzünde daha önce görülmemiş bir canlılıkla gülümsedi. Gözlerinin anlamsız bir şekilde dolmasına rağmen iyi hissediyordu.
Evet . Adam onu her zaman sinir bozucu bulmuştu. Diana bunu buraya geldiği ilk gün ona karşı ruhsuz bakışlarında hissetmişti. Onu sevmiyordu ve onu umursamıyordu. Bu gerçeği herkesten daha iyi biliyor ve hissediyordu.
‘’Basit bir şey istiyorum.’’
‘’Basit?’’
‘’Evet.’’
‘’Ekselansları. Boşanalım.’’
‘’…Ne?’’
Diana öncekinden daha parlak bir şekilde gülümseyip devam etti.
‘’Aramızdaki bu anlamsız evliliği sonlandıralım.’’
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.