Hava çok soğuk …. Çok acıktım, gözlerimi açık tutmakta zorlanıyorum nefes almak için bile artık enerjim yok, dudaklarım susuzluktan kup kuru. Ölüm bir nefes uzakta ama korkmuyorum ilginç gerçekten insan bütün hayatı boyunca ölümü düşünmek bile istemez hep ondan kaçmaya çalışır ama bu son anlarımda sanki bir aydınlanma yaşıyorum artık ölüm o kadar da korkutucu gelmiyor, hatta tam tersi şu an bir kurtuluş gibi geliyor. Ama böylemi öleceğim bu kadar sefil bu kadar acıklı şekilde! Ama hala yaşamak ta istiyorum neden bunlar benim gibi sıradan birinin başına geliyor. Tüm hayatım boyunca hiç kimseyle bir sorunum yoktu, tanıdığım herkes beni çok severdi çevremde hep efendi, ahlaklı, zeki bir çocuk olarak tanındım mahalledeki örnek kişi oldum her zaman. Peki neden bunlar benim başıma geliyor.
Ademin son anlarında aklına gelen tek şey bu son serzenişleriydi. Dudakları o kadar kuruydu ki sanki yıllardır suyla buluşmamış kuru bir toprak misali param parça olmuştu tabi bunda çevredeki havada hiç nem olmaması da etkiliydi, günlerdir hiçbir şey yememişti yerde bulduğu bir iki parça ot çimen ne varsa yemeye çalışmıştı ama onlarda sanırım zehirli olduğundan onu daha kötü bir hale sokmuştu, ishal olmuş ve durmadan kusuyordu artık son demlerindeydi ölüm sadece bir nefes uzağındaydı.
Şu an bir binanın yıkıntılarının içindeydi. Yiyecek bulmak amacıyla bu binaya girmişti, çevrede tek sağlam yapı burasıydı, şuan içinde bulunduğu şehir tamamen bir harabeye dönmüştü, çok büyük bir şeylerin yaşandığı belliydi belki bir savaş belki de büyük bir deprem yada bir yangın yada hepsi birden ama bu büyüklükte bir şehri yok edecek şey her ne idiyse çok ama çok büyük bir şey olmalıydı günler boyunca şehrin etrafında gezmişti ne yaşayan bir şey nede birisini görmüştü, sadece birkaç parça çok acı tadı olan ot dışında içecek bir gram su bile bulamamıştı. Açıklık, soğuk ve susuzluktan ölmek üzereyken son bir çaba şehrin en sonunda olan bu binaya kadar yürümüş ve bir şeyler bulmak umuduyla içeri girmişti. Bina bir araştırma tesisine benziyordu içerisi darmadağınıktı tavandan sarkan kablolar, kırık sandalyeler, etrafa saçılmış kağıtlar her yerdeydi. Birkaç kırık otomat buldu hemen yiyecek bir şeyler için araştırmaya başladı ama içinde çürümüş birkaç parça paketli gıda dışında hiçbir şey bulamadı, otomatı geride bırakıp son bir nefesle diğer odaları araştırmaya başladı. Korkusuzca ve pervasızca odaları geziyor ve gittikçe binanın derinliklerine iniyordu.
Buraya bir bina demektense bir yapı kompleksi demek daha doğru olur derinlere indikçe duvarlar daha sağlam ve etraf daha az döküntüyle doluydu. Bir kapının önüne geldi sanırım bir asansör kapısıydı emin olamıyordu çünkü bu tür bir kapıya sahip bir asansör hiç görmemişti, kapısı aynı filmlerdeki bir bankanın kapısına benziyordu üzerinde birçok mekanizma gözüküyordu ve sanırım hala çalışır durumdaydı. Kapıdaki kart okuma ya yarayan bir çeşit cihaz hala aktifti ve bu geçekten çok ilginçti çünkü bugüne kadar etrafta çalışan aktif hiçbir cihaz görmemişti ama bu kapıda hala bilinmeyen bir yerden gelen biraz elektrik varmış gibi görünüyordu, bu ona belki yaşayan bir kişiyle tanışma şansı vereceğinden çok heyecanlanmıştı.
Kapıyı açmanın bir yolunu bulmalıydı hızla bir çeşit anahtar ya da kart ya da başka bir şey için etrafı araştırmaya başladı, biraz araştırdıktan sonra devrilmiş bir masanın atında saklanarak ölmüş bir iskelet gördü, iskeletin üzerinde doktorların giydiğine benzer bir üniforma vardı ama biraz farklıydı sanki askeri bir üniformaya da benziyordu, omuzlarında dört çizgi ve bir yıldızdan oluşan bazı semboller vardı bu da sanırım rütbesi gibi bir şey olmalıydı. Hızla iskeletin üzerini aramaya başladı bu noktada ölülerden iskeletlerden korkmak gibi bazı korkular artık umurumda değildi biraz araştırdıktan sonra iskeletin cebinde bir kart ve ne tür bir metalden yapıldığını anlamadığı rengarenk görünen metal bir çubuk buldu. Hemen bunları aldı iskeletin üstündeki giysiyi de aldı nede olsa onun artık buna ihtiyacı yoktu çok üşüyordu ölüye saygı gibi şeyler falan şu an bunlar umurunda değildi önemli olan tek şey kendiydi. İyi bir insan olmak onu ısıtmayacak ya da karnını doyurmayacak şu anki psikolojisinde yapamayacağı hiçbir şey yoktu ama hiçbir şey eğer iskelet yeni ölmüş bir ceset olsa ona yemek muamelesi bile yapabilirdi, hem insan ölümle burun burunayken neleri yapmaz ki değil mi?
Metal çubukla kartı alıp üniformayı da giysilerinin üzerine giydikten sonra hızla kapıya doğru yaklaştı hızla deşmede aslında ona göre hızla gerçekte neredeyse sürünerek yürüyordu ama o bunun farkında değildi. Kapıya yaklaştı kartı kapıda ki bir bölmeye yerleştirdi bölmenin hemen yanında bir delik vardı belliki çubuk içindi bir anahtar deliğine benziyordu, çubuğu da oraya yerleştirdi kapı biraz hareketlenmeye başladı bazı cızırtılı sesler çıkartıyordu aniden nerden geldiğini bilmediği bir ışın onun tüm vücudunu taramaya başladı anlamadığı bir dilde bir şeyler söyledi ve yavaşça kapıyı açtı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.