Sonsöz Ve böylece üçü toplanmıştı. Hamazura henüz tehlikeden tamamen kurtulmadıklarına karar verdi ve Fremea Seivelun’u büyük kasadan çıkardılar. Özellikle Hızlandırıcı, gücünü kasa kapısını kapalı tutan mekanizmayı zorla kırmak için kullandı. Fremea, kapının dışarıdan zorla açıldığını görünce ilk başta paniğe kapıldı, ancak Hamazura’nın yüzünü görünce yüreği rahatlamış görünüyordu. Bu kadar uzun süre sürekli bir gerginlik halinde kaldıktan sonra nihayet rahatlama hissi, Fremea’nın çökmeye başlamasına neden oldu, ancak Hamazura onu yakaladı. Ağlamaya başladı ve ona sıkıca sarıldı. "Aniden girdiğim için kusura bakmayın ama burada neler oluyor?" Kamijou’ya sordu. Hızlandırıcı, modern bastonuna yaslandı ve konuşmadan önce sıkıntıyla kaşlarını çattı. "Yani buraya durumu izlediğiniz için gelmediniz?" "Uzun bir sürenin ardından nihayet Akademi Şehri’ne geri döndüm ve işler oldukça gürültülü görünüyordu, bu yüzden kontrol etmeye karar verdim." "Tch," 1 numara dilini şaklattı. Talihsizliğe karşı eğilimi de dahil olmak üzere, Hızlandırıcı, temel bakış açıları arasındaki farkı kendisi için yeniden doğruladı, ancak Kamijou, Hızlandırıcının ne düşündüğünü o kadar iyi anlayamıyordu. Onun yerine Hamazura cevap verdi. Açıklamayı duyunca Kamijou’nun yüzü bulutlandı. Buna karşılık Hamazura, Kamijou’ya bakmaya devam ederken sağ eliyle oldukça ilgileniyormuş gibi görünüyordu. “Yani, sağ elin hakkında. Bununla insanların güçlerini yok edebilir misin?” "Evet bu doğru. Seninle Seviye 0’lar arasında yumruk yumruğa bir kavga vardı, o yüzden bilemezdin.” "Kimin umrunda?" dedi Hızlandırıcı onların sözünü keserek. "Böyle bir zamanda ortaya çıktın. Ve siz bu dünyanın bildiğimiz bilimsel karanlıktan çok daha ’derin’ bir kısmında aktifsiniz. Kendini neyin içine soktun? Neden şimdi Akademi Şehri’ne döndün? Bu olayla bir ilgisi var mı?” “...Sana saldıran birinci sınıf öğrencilerinin eylemlerinin bazı hazırlıkların sadece bir adımı olduğunu düşünüyorum.” "Hazırlıklar?" “Yeni bir düşmana karşı mücadele hazırlıkları… Hayır, aslında daha çok Üçüncü Dünya Savaşı’nın gerçekten bitip bitmediğini ve bu düşmanın gerçekten yeni olup olmadığını görmek için biraz araştırma yapmamız gereken aşamada.” Bunun üzerine Hızlandırıcı ve Hamazura Shiage’nin ifadeleri değişti. Tıpkı Kamijou gibi ikisi de o savaşın ön saflarında yer almışlardı. “Academy City ’onlarla’ savaşmak için hazırlık yapıyor. Şehir elbette askeri hazırlıklarını arttırıyor ama aynı zamanda şehrin yapısını da güçlendiriyor ve savaşmanın daha kolay olduğu bir yöne doğru kayıyor. Tüm bunları Academy City’nin ’onlar’ konusunda ne kadar endişe duyduğunun bir kanıtı olarak düşünebilirsiniz... Şehir, ’onların’ boş zamanlarında alt edilebilecek bir düşman olmadığını belirledi.” "Onlar kim’?" Hamazura’ya sordu. “Akademi Şehri’nin aklıma gelen tek düşmanı, savaşı başlattıklarından beri Rusya’dır, ancak artık savaşma niyeti göstermiyorlar.” “...Bu tamamen saçmalık gibi gelebilir ama bana inanacak mısın?” Kamijou bir an sessiz kaldı ve ne diyeceğini düşündüğünde tekrar ağzını açtı. "Peki ya sana, Akademi Şehri tarafından kullanılan bilimsel olarak geliştirilmiş esper güçlerinden tamamen farklı, doğaüstü olaylar yaratabilecek bir dizi yasanın olduğunu söyleseydim?" "Ne?" “...” Hamazura’nın sorusu ve Hızlandırıcı’nın tepkisi birbirine zıttı. Kamijou devam etti. “Bu farklı kanunları özgürce kontrol eden insanlar örgütler kurmuş, dünyanın karanlık tarafında her türlü şeyi yapıyor ve Akademi Şehri’ne karşı çıkıyorlar... Buna inanabiliyor musunuz? Dünyadaki her gizemli olgunun arkasında Akademi Şehri’nin olmadığına inanabiliyor musun?" "Büyü, öyle mi?" diye mırıldandı Hızlandırıcı. Kamijou bunu bildiğine şaşırdı ama devam etti. “Ayrıntıları bilmiyorum. Açıkçası ben Akademi Şehri’nin bir sakiniyim. ’Dışarıdaki’ insanları tanıyorum ama onların bir parçası değilim.” Kamijou daha fazlasını söylemeye başladı ama aniden durdu. Nedeni basitti. Küçük bir ayak arkasından fırladı ve güçlü bir şekilde bacaklarının arasındaki bölgeye battı. Daha doğrusu, model insanın zayıf noktasına çarptı. "B-bah...!?" "Gevezelik etmeye devam ediyorsun, değil mi? Kendini bu kadar önemseyerek konuşmaya başlamadan önce, eğilmen gerekenlere baş eğmek gibi önemli bir işin yok mu sana? Gerçekten kaç kişiyi ağlattığını düşünüyorsun?” Hamazura ve Hızlandırıcı Kamijou’nun arkasına baktı. Orada küçük bir kız duruyordu. On iki yaşlarında görünen sarı saçlı kıza çok sayıda siyah giyen adam eşlik ediyordu. Şık bluzunun, eteğinin ve çoraplarının renk düzeni onu biraz eski bir piyanoya benzetiyordu. Kısa boylu kız derinden eğilmiş olan Kamijou’ya baktı ve ona şöyle dedi: "Gerisini ben açıklayacağım. Ağlattığın kızlara sunabileceğin bahaneleri düşünerek vakit harcıyorsun.” “Bu-bu insanlar... bu-beni Arktik Okyanusu’ndan çıkaran insanlar... Aslında bu, ortadaki ukala küçük adam değil, Rusya’da saklanan diğer insanlar sayesinde oldu. ” Kız, Fremea’yı işaret ederek, "Küçük kız kardeşim gibi bir aurası var," diye mırıldandı. Daha sonra Kamijou’nun söylediklerini duyan Hamazura ve Hızlandırıcıya baktı.
"Ben Birdway’im" diye kendini tanıttı. “Şafak Renkli Güneş Işığının lideri Leivinia Birdway. Gördüğünüz gibi ben sihirli bir komplonun patronuyum... Yeni bir dünyanın girişine hoş geldiniz, bilimin cahilleştirdiği çocuklar.”
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
