I Think We Have A Baby - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm 

           
Lucy buraya gelmeden önceki son hatıralarını düşünürken kapı yavaşça açıldı. Gelen kişinin kim olduğunu bilmesi imkansızdı ama yine de ona burada kimse zarar vermeyeceğini bildiği için gözlerini yavaşça kapattı.

Sesler bir şeyin çekilmesiyle birlikte devam etti. Lucy içten içe endişelense de hareketsiz kalmaya devam etti. Tam bu sırada daha önce hiç duymadığı bir ses kulaklarına ilişti.

’’ Uyumadığını biliyorum.’’ 

’’...’’ 

’’ İsmim Helen Rodore. Şu anda bulunduğun mülkün sahibiyim.’’

Lucy kapalı olan gözkapaklarını hafifçe aralayarak sesin geldiği tarafa doğru baktı. Bu sırada, elindeki mumu yatağın başucundaki komodine koymakla meşgul olan genç kadına odaklandı. 

Sanki ondan cevap beklemiyormuş gibi konuşmaya devam etti.

’’ İlk günden beri seninle ilgilenen doktor fiziksel durumunun şu anda oldukça iyi olduğunu söyledi..’’

’’ Her ne kadar dadı buna inanmasa da .’’ Cümlesini bitirdikten sonra gülümsedi. 

Aralarında süren kısa sessizlikten sonra Helen onun konuşmayacağını anlamış gibi devam etti.

’’ Ne yaşadığını, buna sebep olanın kim olduğuyla ilgilenmiyorum. Tabi herhangi bir siyasi bağlantın yoksa.’’

Lucy son cümlesindeki keskin sesten irkilip kafasını hayır dercesine hızla salladı.

 ’’ Buraya gelirken fark etmişsindir başkente oldukça uzak bir yerdeyiz.’’

’’ Eğer istersen burada yaşayabilirsin. ’’

’’Bebeğini korkusuzca burada büyütüp, onunla yaşlanabilirsin...’’ Lucy duyduğu sözlerden sonra ağlamaya başladı. Çatlamış bir sesle

’’Size verebilecek hiçbir şeyim yok...’’ [L]

’’Senden bir şey istemiyorum.’’ 

’’ H- hiçbir soylu karşılıksız b-bir iyilik yapmaz.’’ 

Helen duyduğu sözlere kıkırdayıp cevap verdi.

’’ O zaman şu anki yaşamımı bozmadığın sürece iyiliğimin karşılığını vermiş olacaksın.’’

İki genç kadın birbirlerine baktılar. 

Bambaşka iki hayat, bambaşka iki yaşam...

Bu onların anlaşmalarının başlangıcıydı.

.·:·.✧.·:·.

Lucy’nin buraya gelmesinin üzerinden dört ay geçmişti. Karnı gitgide büyümüş artık doğumu yaklaşmıştı. Konakta geçirdiği süre zarfında Odette’nin ona verdiği basit işleri yapmış ve buraya günden güne alışmıştı.

Önceki gibi sürekli verilen davetler ve partiler yoktu. Konağın hanımı kapristen uzak oldukça nazik biriydi. Çalışanların az olmasına rağmen birbirlerine karşı oldukça samimilerdi.

Tıpkı bir aile gibi.

Ruhundaki yaralar kolayca kapanmasa da Lucy, bu insanlara minnettardı. Onu asla hor görmemiş , asla aşağılamamışlardı.

’’Ah ! Lucy neden orada öylece dikiliyorsun? ’’ Odette’nin keskin sesi onu düşüncelerinden kopardı.

Kuru bir gülümsemeyle yaşlı kadının işaret ettiği koltuğa yavaşça oturdu. Bu sırada karşısında gazeteyle ilgilenen hanıma baktı.

’’Bu sıralar sosyete de canele’ler oldukça popüler olmuş.’’

’’O nedir genç leydi ?’’ [O]

’’ Bir tatlıymış , Stoddart markisi verdiği bir çay partisinde misafirlerine ikram etmiş. Sonra hızla popüler olmuş.’’ Lucy elindeki gazeteye odaklanmış genç kadına baktı.

Altın renkteki uzun saçları omuzlarından aşağı serbestçe bırakılmış, gözleriyle uyumlu olan yeşil renkli elbisesiyle bir periye benziyordu. Lucy en çok sesini seviyordu. Birlikte geçirdikleri çay saatleri ona iyi geliyordu. Genelde pek sohbetlere katılmıyor olsa da burada rahatça oturmak onun için bir lütuf gibiydi.

’’Belki de sör James’dan başkente gittiğinde getirmesini söylemeliyiz?’’ [O]

’’Olabilir.’’

Odette üç fincana siyah çayı döktükten sonra konuşmaya devam etti.

’’ Lucy bebeğine isim düşündün mü?’’

Aniden gelen soru karşısında şaşıran Lucy duraksadı.

’’Doğum yaklaşıyor , şimdiden bir isim düşünmek en iyisi.’’ Odette’nin kendinden emin sesine karşılık Lucy gülümsedi.

’’ Kız olursa Rosetta , erkek olursa Henry koymayı düşündüm..’’ Elindeki fincanı masaya bırakıp karşısındaki kadına baktı.

Helen şaşkınlıkla ona bakıyordu. Bu ifade Lucy’nin daha önce hiç görmediği bir ifadeydi. Kızacağından korkup hızla konuşmaya başladı.

’’G- genç hanımı gücendirmek gibi bir niyetim asla yoktu. S-sadece ben... ben isimleri çok sevdim... 

Çok güzel isimler diye...’’ son cümle dudaklarının arasından fısıltı gibi çıkmıştı. Bu sırada Odette’nin gözleri dolmuş Lucy’e doğru kollarını uzatmıştı.

 Helenin bakışları bir an için Lucy’nin arkasındaki duvara takılı kaldı...

Duvarda asılı olan resimdeki iki kişi ona gülümseyerek bakıyordu...

Uzun süredir görmediği ve sonsuza dek göremeyeceği o iki kişi...

.·:·.✧.·:·.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.