Yukarı Çık




30   Önceki Bölüm 

           
Gri kıyafetli haydut, siyah kıyafetli haydudun kulağına eğilip fısıldadı:


"Üstat, sanki uyumlu bir şekilde cevap verdi. Yoksa o da bizden mi?"



"Söz konusu bile olamaz!" Siyah kıyafetli haydut ellerini açarak ciddiyetle konuştu. "Bizim gibiler bu kadar sefil olamaz ki!"


"Güzel bir nokta, ben de onun da şekil değiştirme iksiri içtiğini sanmıştım…" Gri kıyafetli haydut başını salladı.


Siyah kıyafetli haydut tekrar Merlin’e döndü, elindeki hançeri ustaca çevirerek konuştu:


"Delikanlı, akıllı ol, üstündeki değerli ne varsa güzelce teslim et. Yoksa seni öyle bir soyarım ki, donun bile kalmaz! Hehehe~"



Merlin ifadesiz bir şekilde durdu, yorgun gözlerle iki hayduda bakıyordu. İçindeki duygular biraz karışıktı.


Ortam bir anda sessizleşti ve biraz tuhaf bir hal aldı. Daha önce soydukları insanlar genellikle çığlık atardı. Bugün karşılarına çıkan bu adam ise son derece sakindi.


Gri kıyafetli haydut işkillendi ve alçak sesle fısıldadı:


"Üstat, bu adam pek korkmuş gibi görünmüyor. Biraz fazla sakin… Ne yapalım? Çekilelim mi?"



"Korkacak ne var? Şu zavallı haline baksana, açlıktan kafayı sıyırmış olmalı. Ben biraz sert girince kendine gelir," dedi siyah kıyafetli haydut umursamazca. Daha önce korkudan donup kalan insanlar gördüğü için Merlin’in de öyle olduğunu sanıyordu.


"Anladım, işte bu yüzden üstatsın!" Gri kıyafetli haydut hayranlıkla başını salladı.


Siyah kıyafetli haydut Merlin’e dönerek kaşlarını çattı ve sinirli bir sesle konuştu:


"Hey çulsuz, en azından bir çığlık at da mesleğimize saygı duyduğunu anlayalım! Sonuçta ben burada seni soyuyorum, biraz ciddiyet lütfen!"



"Ha? Bir dakika, siz beni mi soyuyorsunuz?" Merlin kendini işaret ederek şaşkın bir ifadeyle sordu.


"Salak mısın sen? Biz kafamıza çorapları süs olsun diye mi geçirdik?" Siyah kıyafetli haydut başındaki ten rengi çorabı çekiştirerek haykırdı.


Merlin’in kaşları çatıldı ve yüzü tuhaf bir hal aldı. Ne oluyor lan?!


Ben bu dünyaya geleli beri ilk kez soyuluyorum! Hem de ben, eski İblis Kralı Merlin! Nasıl olur da birkaç çapulcu beni soyabilir?! Biraz saygınız olsun be!



Tam bir "kaplan düşmüş çayıra, çakallar cirit atıyor" durumu bu!


"Bak kardeşim, sana tavsiye veriyorum, biraz sakinleş. Önünde parlak bir gelecek var. Kimi istersen soy ama beni soyma."


"Seni neyine soyamayacakmışız?" Siyah kıyafetli haydut alaycı bir şekilde gözlerini devirdi.


"Çünkü kılıcımı çekersem, külünü bile bulamazlar…" Merlin ciddi bir ifadeyle konuştu.


"Peh!" Siyah kıyafetli haydut yere tükürdü ve Merlin’in beline takılı olan, is simsiyah görünen kılıca baktı. Ona kalırsa, bildiğin çürük bir odun parçasıydı.


"O çöp bir kılıç mı? Kesin ateşe odun diye atılmıştır! Sen de beline taktın diye kendini kılıç ustası mı sandın? Ben de kemerime takarım, ama o ancak yatakta iş yapar, hahahahaha!"


Hey!


Yeter ama!



Bu kılıç "Aethernum" kralların nişanesi!



Tüm iblis krallarının elinden geçen kutsal bir silah! Sakın bunu öyle… şeylerle kıyaslama!


Merlin’in alnındaki damarlar atmaya başladı, karmaşık duygular içindeydi.


"Hem, o ne biçim kılıç çekme tekniği lan?" Gri kıyafetli haydut kahkahasını tutamayarak devam etti:


"Bütün aptalların kullandığı basit bir başlangıç tekniği işte! Çoğu zaman kılıç kınından çıkmaz, adam orada mal gibi kalır! Hahahaha! Bırak da ’yıldız patlaması, ölümcül kesik’ falan desin bari, biraz etkileyici olur!"



İki haydut gülmekten karnını tutuyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu resmen. Bu devirde bile böylesine saf salakların olması inanılmazdı!


"Hey, ikiniz de biraz fazla ileri gidiyorsunuz…" Melin’in yüzü kararırken sesi de tehditkâr bir hal aldı.


"İleri gitmişiz de ne olmuş?" Siyah kıyafetli haydut dilini çıkararak elindeki hançeri yaladı. "Hadi bakalım, çabuk paraları çıkar, yoksa kaba kuvvete başvuracağız."


"Benim param yok," Melin boynunu kaşıyarak umursamazca cevap verdi. "Üzerimde sadece ipekten yapılmış bir don var, belki birkaç gümüş eder ama aylardır yıkanmadı. Gerçekten almak istiyor musunuz?"


Bu cümleyi duyunca iki haydutun yüzü ekşidi. Onca hazırlık yapıp pusu kurdular, ama karşılarına çıkan adamın soyabileceği tek şey ipek bir don muydu?! Kabul edilemezdi! Birbirlerine bakarak aynı anda haykırdılar:


"ŞİMDİ S*Kİ TUTTUN!"

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


30   Önceki Bölüm