Aslında bu Varoluş’un 20 Mühür’lü Varoluş Tüzüğ’üne sahip olduğunu doğruladılar, böyle bir şey Onlar’ı son derece kasvetli hale getirmişti!
Uzakta, Büyük Mareşal emredici bir şekilde konuşurken, Altın Titan’ın Yüz’ü seçiliyordu.
"Yollar’ı Mühürlenmiş olanlar, Hayatlar’ınızı garantiye almak için şimdilik bu Bölge’yi terk edin. Ölümler’iniz, bu Yaratığ’ın 20 Mühür’lü Tüzüğ’ünün açılmasına neden olacak - Bu Yüzden Yolları’nın geri kalanı Mühürlene’ne kadar uzak durun!"
Diğer Güçler üzerinde doğrudan bir kontrolü olmamasına rağmen emredici bir şekilde konuşmuştu.
Ancak kendi güvenliklerini sağlamak için Sözler’inde haklıydı, Yollar’ı Mühürlenmiş olanlar diğerlerinin yardımını kabul ettikten sonra daha da uzaklaşmaya başlamıştı.
Diğer Öncüler yardımlarına devam ederken, daha da açık sözlü davrandılar ve Mühürlenmiş Öncüler’i içine alan ve Onlar’ı buradan uzağa gönderen Işık Patlamalar’ı salıverdiler!
Ama...
"Ha?"
BZZZT!
Belli bir Mesafe’ye ulaştıklarında, Sanki Korkunç ve Mutlak bir engel varmış gibi, Vücutlar’ının daha fazla hareket edemediğini görmüşlerdi!
...!
Herhangi bir Yönden.
Ayrılmaya yönlendirilen tüm o Mühür’lü Öncüler... İnkar Edilemez bir Güc’ün Onlar’ı durdurduğunu görmüşlerdi!
"Daha önce Sözler’ime kulak Asmamış olabilirsiniz ama...|"
O, konuşurken, yaklaşık 20 Varoluş Tüzüğ’ü Mühürlenmiş’ti... Baş Kahraman’ın Kopan Dokumalar’ı Göz Kamaştırıcı bir Yay oluşturmak üzere çiçek açarken, Etrafındaki sıcaklık bozulmaya ve yükselmeye başladı.
O andaki ifadesi kavurucu bir Öfke’ydi, Bu Yay şok edici inceliklerle şekillenirken, Ozymandias’ın Sol Eli’ni kavramıştı!
Arkasındaki Taht ve Ateşli Lanet’in Azize’si tamamen kaybolmuş, geriye sadece O’nun yıldız gibi Parlayan görüntüsü ve Baş Kahraman’ın Yay’ı kalmıştı.
Dokumalar’ını yayan ve buradaki herkesi sorgulayan bir Yay - Kimi İttikler’ini sanıyorlardı?!
"Şu anda, tamamen farklı bir Varoluş Birliği’nin içindesiniz. Varoluş’un bu Dokumalar’ında olduğu gibi şimdi Benimle Dolanmış durumdasınız, Kimse ayrılamaz!"
WAA!
Sözler’i Gürlüyor’du.
Yay’ı Sol Eli’nde tutarken, Sağ El’i Höz kamaştırıcı Altın Kiriş’e uzandı ve geri çekmeye başladı - Vacuous Parlaklığı’nın Kavurucu Obsidyen Işığ’ı oluşuyordu!
"Buradan çıkmanın tek Yol’u bu düğümü çözmektir - Ya Benim Ölümüm’le ya da senin Ölümü’nle!"
...!
Ya o Ölecek’ti, ya da Onlar!
Başka hiçbir olası sonuç olamazdı.
Altın Titanlar’ın Büyük Mareşal’i, Ozymandias’ın Elindeki Tehlike’li Altın Yay’a ve şekillendirilmiş Obsidyen Ok’a bakarken, böyle korkunç Sözler haykırmıştı!
"Mühürlenmiş Olanlar’ı koruyun!"
TING!
Ozymandias... Baş Kahraman’ın Altın Parlaklığı’yla Kaplı Koparılmış Vacuous’ın Korkunç Obsidyen Oku’nu serbest bıraktı... Bu Ok fırlatıldıktan sonra aunında kayboldu.
Hedef’in kim olduğunu bilmedikleri için tüm Öncüler gerildi, birçok Öncü Mühür’lü Olanlar’a doğru koşuşturdu...
"Ah..."
Gümüş bir Zırh giymiş İnsan’sı bir Altın Titan, göğsünde bir boşluk hissi duydu ve aşağı baktığında, Vücudu’ndan göz kamaştırıcı bir Obsidyen Ok çıkarken, göğsünün yarısının olmadığını görmüştü.
Bu, Göz Kamaştırıcı bir Tekilliğ’in çiçek açıp, Varoluş’unu yiyip, bitirmesine benziyordu; Nu Tekillik Kanı’nı ve Karmaşıklığı’nı yutarken, bir an sonra patlayarak, Mühür’lü Yolu’nu tamamen yok etti ve çökertti!
Diğer tarafta, Ozymandias’ın arkasında bir Tekillik çiçek açtı ve O’na Kızıl Altın Rengi Kan ve Karmaşıklık fışkırttı.
Mühür’lü bir Tüzük açıldığında, Vücud’u da aydınlanmıştı.
"...."
Bir anda, uzaktan, Alet başka bir Öncü’nün Karmaşıklığ’ını yutarken, unutulmaya terk edilirken, çevre’de sessizlik hüküm sürüyordu!
Ve bunun ardından, Mükreyerek, Yayı’nı kaldırıp, bir anda birkaç kez geri çekerken, parlayan Tekillikler’i alevlenmişti.
Vacuous’ın Koparılmış Dokumalar’ındam oluşan Göz kamaştırıcı Çizgiler oluştu ve Dışarı fırladı, Varış Noktalar’ı bilinmiyordu!
Ozymandias, Yay Kirişi’ni çekmeye devam ederken, durmadı ve Tek Bir Tanesi’nin mühürlü bir Öncü’nün Dokumalar’ını çökertmek için çiçek açtığı yerde daha Ölümcül Oklar oluşturdu.
Altın Titanlar’ın Büyük Mareşal’i bu kötü gidişatı görüp, kükrerken, bir yandan da kendini hareket ettiriyordu.
Mühürlenme’miş olanlar Mühürlenmiş Öncüler’in etrafında belirdi ve herhangi bir yabancı saldırı girişini izole etmek için koruyucu bir şekilde etraflarındaki Yollar’ı serbest bıraktı, Altın Titanlar ağır bir Karmaşıklık yaydı ve Emirler’ini sağlamak için Büyük Mareşal’in Emri’nden dışarı çıkmıştı!
Bu Kritik Anda.
Ozymandias’ın bunca zamandır Kükreyen ve Böğüren Bakışlar’ı odaklanmıştı.
Sakince bakarken, Bakışlar’ı dikleşmişti.
Emirler’ini haykıran Büyük Mareşal’e bakmıştı.
Buradaki Varoluş’un En Karmaşık Dokumalar’ına sahip olan Öncü’ye.
Ve sessizce konuştu.
"Karmaşıklığı’nız Mühürlen’di."
...!
Uzakta, Komutlar veren Büyük Mareşal’in Bakışlar’ı Hız’la değişmişti.
Etrafındaki Karmaşıklığı’n gürleyen Dokumalar’ı, hiçbir şey yapamadan bastırıldı ve boğuldu...
HUUM!
Bir düzineden fazla Obsidyen Altın Ok, Vücudu’nun birkaç santim uzağında çiçek açtı ve Cehennem Yargısı’nın Cennet Mızraklar’ı gibi Gürlediler!
...!
BEYONDER’İN Enstrüman’ı birçok Öncü’yü oynadı ve birçoklarının şok içinde dönmesine neden olan bir hareket gerçekleştirdi!
Birçok Ok’u ve Güç Gösteri’si başka hiç Kimse’yi hedef almıyordu.
Buradaki en güçlü Öncü’yü Hedef Almış’tı!
BOOOM!
"Büyük Mareşal!"
Diğerler’ini korumak için O’nun yanından ayrılan Altın Titanlar, Gözler’i Şok ve Öfke’yle Kıpkırmızı olurken, Feryat Ettiler.
Diğerler’i, Aralar’ındaki En Güçlü Varoluş’un Dokumalar’ı mühürlenirken, Diğer Mühür’lü Öncüler’in hepsinden daha fazla saldırıya maruz kalmasını şaşkınlıkla izlemişti!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
