İntihal yazıları. Hayır, yaratıcılık yazıları oldukça değerli bir kitap sayılıyor olmalı... Kutsala Hakaret Kartı orada olabilir mi? Kalp atışları gittikçe hızlanan Klein azı dişine hafifçe dokunarak Ruh Görüsünü aktif hale getirdi. Ancak herhangi bir anormallik görememişti. Hızla diğer kitap ayraçlarını da inceledi ancak cevap aynıydı. Doğru, tespit etmek kolay olmayacak, yoksa bugüne kadar gizli kalamazdı... Bu yöntemin de işe yaramayacağını anlayan Klein yeniden Roselle’in günlüklerinden öğrendikleri bilgilerin ışığında eleme yöntemine yöneldi. Roselle, Kutsala Hakaret Kartı’nı koyduğu kitabın değerli bir kitap olacağını söylemişti. Bu nedenle kitap çok sıradan olmamalıydı, çünkü öyle olması imparatorun çarpık mizah anlayışına uygun olmazdı. Yani değerli olan ancak çok da değerli olmayan kitaplar da göz ardı edilmemeliydi. Bu durumda... Klein bakışlarını vitrinin içinde gezdirip mantık yürütmeye çalıştı, artık rehberi duymuyordu bile. Özetle, tüm çalışma odasında, bu koşulları karşılayan tek kitap, imparatorun yaratıcılık yazılarıydı. Diğer kitapların hepsi sıradan şeylerdi. Roselle’in karakteri de göz önünde bulundurulursa, onlardan birini seçmeyeceğinden eminim. Evet, Roselle ’sırrı en bariz yere saklayacağım ancak hiçbiriniz bulamayacaksınız’ diyebilecek türden biri... Klein hafifçe başını salladı. Tabii o yazıların arasındaki kitap ayracının Kutsala Hakaret Kartı olduğundan emin olması da mümkün değildi, çünkü Roselle’in değerli kitapları arasında mistisizm alanına ait kitaplar da vardı. Ve Buhar ve Makinecilik Kilisesi bu kitapları asla sergiye koymazdı! Evet, harekete geçmeden önce bunun Kutsala Hakaret Kartı olduğundan emin olmam lazım... Ne yazık ki eleme aracı olarak 20 Ocak tarihini kullanamam. Hangi kitap ayracının hangi kitabın içine hangi tarihte konulduğunu kimse bilmiyor... Klein meraklı bir şekilde gülümseyerek rehbere döndü. "Raflardaki kitapların arasında da bir şeyler var mı? Soylu bir kadın tarafından Roselle’e yazılmış bir not gibi mesela..." Bu soru pek çok beyefendinin kıkırdamasına neden olmuştu. Kadın rehber başını iki yana salladı, "Hayır, yok. İçinde başka şeyler bulunan kitapların hepsi herkesin görebileceği şekilde sergilendi. Bu, İmparator Roselle’in çalışma alanının restore edilmiş hali, tarihte belirli bir noktadaki restorasyonu değil. Olduğu halde kalmasına gerek duyulmadı." Klein gülerek cevap verdi, "Anlıyorum, bu gerçekten de büyük bir hayal kırıklığı..." Bu harika! Tüm sergi salonunda, doğrulamam gereken tek bir kitap ayracı var. İşin zorluğu büyük oranda azaldı... Rehber Roselle’in en sevdiği kitapları anlatmaya başladığında Klein da yeniden odaya dönüp genel düzeni incelemeye koyuldu. Bir asırdan öncesine ait bir odanın restorasyonu olduğundan, hiçbir yerde gaz lambaları yoktu. Aydınlık kaynağı yalnızca birkaç metre ilerideki demir çubuklu cumbalı pencerelerden ve tavandan sarkan devasa kristal ahizelerden geliyordu. Masadaki pirinç lambanın içinde ise mum takılı değildi. Lamba yalnızca dekor olarak oradaydı. Klein, cumbalı pencereden dışarı baktığında sarı, solmuş çimleri ve siyah bir elektrik direği gördü. Konumu zihnine not ettikten sonra da yeniden rehberin anlattıklarını dinlemeye başladı. Ancak içten içe hırsızlığın yapılabilirliğini analiz etmeye koyulmuştu. Bunun bir öncülü var. Roselle’in niyetlerini göz önünde bulundurursak, kiliseler ve eski kraliyet aileleri, onun Kutsala Hakaret Kartları’nı yaymasını ve bin yıldan uzun süredir yürürlükte olan istikrarlı düzeni yok etmesini istemezdi. Bu nedenle, ben bu meseleyi halletmekten sorumlu bir başpiskopos olsam, doğrudan Roselle’in bütün eşyalarını yakardım. Kutsala Hakaret Kartları tamamen yok edilebiliyorsa, sonuç tüm tanrıların içini rahatlatırdı. Ancak Kutsala Hakaret Kartları’nı yok etmek zorsa, her şey yandığında onların anormalliği ortaya çıkardı. Roselle’in eşyaları bugüne kadar korunduğuna göre imparator, tanrılar dahil herkesi, tüm kartları gönderdiğine, bir tanesini bile saklamadığına ikna edecek bazı yöntemler kullanmış olmalı. Tabii bazı kiliselerin ya da eki ailelerin, eksik kalan Beyonder yollarını tamamlamak için Kutsala Hakaret Kartları’nı kullanmak isteyeceği ihtimalini de göz ardı etmemeliyim. Ancak bu olasılık oldukça düşük. Çünkü bu, Roselle’e bir birleşik cephe stratejisi oluşturma fırsatı verirdi. Kutsala Hakaret Kartları’nı yayarak düzeni yok etmesine gerek kalmadı. Bu durumda, günlüğüne yazdıklarından özgüveni ve endişeleri belli olurdu ve asla, yalnızca o eski gizli örgüte güvenebileceğini söyleyecek kadar karamsarlaşmazdı. Dahası, olayın üzerinden yüz yıldan uzun zaman geçti. Roselle’den kalanları elinde tutan Buhar ve Makinecilik Kilisesi de çok fazla arama yapmış olmalı. Bu nedenle kimse Buhar ve Makinecilik Kilisesi’nin onları burada sakladığına inanmaz... Yani bu sergideki gücenlik seviyesi çok yüksek olmamalı. Ayrıca, şu anda Şeytan’ın seri cinayetlerinden dolayı Backlund’da bir terör yaşanıyor, bu çok daha önemli. Üç kilisenin Beyonderları şehri korumak için çalışıyor olmalı. Makinecilik Kolektif Zihni ekibinin, bu önemsiz sergiye atamayı göze alabileceği insan gücü miktarı son derece sınırlı olmuştur... Evet, en çok korunması gereken şey Roselle’in günlüğü. Pek çok bağımsız Beyonder imparatora büyük hayranlık duyuyor. Bağımsız olarak yaratılmış sembollerle yazılan günlüğün çok daha derin gizemler içermesi gerektiğine inanıyorlar. Günlük sayfalarının çalınması için bir sebep var, üstelik bunu yapacak güçteler. Bu nedenle korumaların odağı o sergi salonu olmalı. Eve döndüğümde analizimi doğrulamak için gri sisin üstündeki dünyada bir kehanet yapmalıyım. Ancak önce bunun Kutsala Hakaret Kartı olduğundan emin olmam gerekiyor. Aksi halde, yalnızca sıradan bir kitap ayracını çalmak için çok çaba sarf etmiş, kendimi riske atmış olacağım. Bunun intihardan ne farkı var! Evet, ancak nasıl doğrulayacağım ki? Bir kez daha içeri gizlice girmeyi bekleyemem, şu anda yapmam da imkansız... Yardım edebilecek birine ihtiyacım var... Ancak dikkatli olmalıyım! Klein, dikkatle anlatılanları dinliyormuş gibi yaparak rehberi takip etmeye devam ediyordu. Bayan Sihirbaz bir Çırak. Duvarlar ve kapılar onun için engel değil. O büyülü anahtarın verdiği yetenek onda doğal olarak var, bu da onu iyi bir aday yapıyor... Ancak kendisi yalnızca Dizi 9 seviyesinde. İçeri sızma görevi onun için çok tehlikeli... Bayan Xio? Hayır, o bu görevi kabul etmez... Yardım edecek bir hırsıza ulaşsa? Hayır, bu da işe yaramaz. Burada Beyonder korumalar var. Hırsız anında yakalanır ve bu da birinin Roselle’in kitap ayracını aradığı gerçeğini ifşa eder... Bayan Sharron? O yeterince güçlü, yetenekleri de bu tür bir görev için uygun, ancak sorun şu ki, Kutsala Hakaret Kartı pek çok Beyonderı çılgına çevirecek kutsal bir nesne. Ona hala yeterince güvenmiyorum... … Klein hızla tüm olasılıkları gözden geçirdi. Bir süre sonra kafasında bir aday belirlemişti: Bayan Adalet! Bir soylu olarak servetini ve gücünü kullanarak, ilgisini bahane ederek kitap ayracına ulaşması mümkün mü acaba? Hmm, pek çok fırsat var. Dahası, bu şekilde kimse alarma geçmemiş olur. Sonrasında benim de içeri sızıp ayracı çalmama engel olacak bir durum çıkmaz... Bu fikir Klein’ın çok hoşuna gitmişti. Ancak Kutsala Hakaret Kartları kehanet karşıtı özellikler taşıyordu, bu nedenle doğrulamayı yapabilmek için aklına gelen tek çözüm, kitap ayracını yok etmeye çalışmaktı! Kehanet karşıtı özellik taşıması, Kutsala Hakaret Kartı’nın saklandığı nesne üzerinde bu yöntem kullanıldığında da kehanetin başarısız olacağı anlamına gelmez mi? Bu da nesneyi doğrudan ifşa etmek olurdu, değil mi? Bu nedenle, Kutsala Hakaret Kartı içinde olsa bile o nesne üzerinde kehanet kullanmak sıradan bir nesne üzerinde kehanet kullanmaktan farksız olmamalı... Yani kehanet başarısız olmayacak... Her halükarda, imparatorun belirlediği ’şifreyi’ bulabilmiş değilim. Doğrulamak için bu kadar basit ve kaba bir yöntem kullanmaktan başka seçeneğim yok. Kutsala Hakaret Kartı gerçekten yok edilebiliyorsa da, şimdilik kaderimde yokmuş demektir... Evet, imparatorun mizacını göz önünde bulundurarak birkaç aktif hale getirme efsunu deneyebilirim... Bir seferinde günlüğünde şöyle bir şaka yapmıştı, "Servetim senindir, ancak önce onu bulman gerekecek. Sahip olduğum her şeyi Sis Denizi’nin sonunda bıraktım," ve Kutsala Hakaret Kartı, o hazinelerden biri! Aktif hale getirme efsunu, eski Hermes dilinde ’tek parça’ olabilir... Yoo... bu doğru değil. Bu şekilde, ruh göçü yapan bir başkası olmadığı sürece kimse hiçbir şey elde edemezdi. Bu da imparatorun kaos yaratma ve düzeni yok etme niyetiyle uyuşmuyor, belki de ’korsan kral’ sözleri aktif hale getirebiliyordur? Yavaş yavaş düşüncelerini toparlamaya başlamış olan Klein dikkatini yeniden sergi salonuna çevirdi. Kısa süre sonra çalışma odasından çıkıp başka bir sergi salonuna girdiler. Tur bittiğinde ve konukların özgürce dolaşma vakti geldiğinde, Klein utangaç bir şekilde bir rehbere yaklaştı, "Affedersiniz, lavabo nerede acaba? Yukarıda mı?" "Hayır, ofisimizin olduğu yerde. Bu yolun sonuna kadar gidin, sola dönmeden lavaboyu bulacaksınız." Kadın rehber nazik bir şekilde koridoru işaret etti. Böylece Klein sergi salonlarının ve lavabonun bağlantılarını kurabilmiş, zihninde katın kaba bir planını çizebilmişti. Öğle vakti geldiğinde, normal bir vatandaş gibi Kraliyet Müzesi’nden ayrılıp Minsk Sokağı’ndaki evine döndü. Aslında hemen Bayan Adalet’e ulaşıp hayranının yardıma ihtiyacı olduğunu bildirmeyi planlamıştı. Ancak çok geçmeden, bunun Aptal’ın imajını zedeleyeceğine karar vermişti. Derinlikli bir figür olarak daima sakin olması gerekiyordu. Hayranının ihtiyacı olan şeyler için koşuşturup duramazdı. En azından kendi ağzından, bu tarz konuları tekrar tekrar gündeme getiremezdi... Böylece biraz daha düşündü ve kısa süre içinde bir çözüme ulaştı. ’Hayranının’ görüntüsünü ve sesini doğrudan Bayan Adalet’e iletecekti. Bu süreçte Bay Aptal olarak hiçbir şey söylemeyecekti! Huhh. Planını tamamlamış olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alıp hazırlıklara başladı, "Bu çağa ait olmayan Aptal. Gri sisin üstündeki gizemli hükümdar. Sarı ve siyahın şanslı kralı. Yardımınız için dua ediyorum. Roselle’in yaratıcılık yazıları içinde olan kitap ayracına ulaşmama yardım edebilecek birine ihtiyacım var. Kitap ayracına ufak, fark edilmez bir hasar verilmesi gerekiyor, bu işlemin sonucunda ayraca ne olduğu benim için çok önemli. Ayrıca bu esnada kişinin Hermes ya da eski Hermes dilinde ’korsan kral’ demesi gerekiyor. Eğer ayraçta herhangi bir değişiklik olmazsa, yardım eden kişiye 500 pound ödeyeceğim. Bu, henüz ödenmemiş olan 5000 pounddan düşülebilir. Ayraçta herhangi bir değişiklik olursa daha fazlasını da ödemeye hazırım..." … ’Klibini’ hazırlamış olan Klein hemen antik masanın başındaki onur koltuğuna oturdu, bu sırada dua ettiği sahne önündeki bir ışık ekranına yansıtılmıştı. Hızla bir kehanet gerçekleştirip, hırsızlık için müzeye girilmesinin tehlikeli olacağı, ancak tehlike seviyesinin çok da yüksek olmadığı cevabını alınca hızla klibini düzenlemeye başladı. Görüntüsüne ’mozaik’ etkisi eklediği ve sesini de biraz çarpık hale getirdiği klibi doğrudan Bayan Adalet’i temsil eden hayali yıldıza doğru sürükledi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.