Siyah, gotik elbiseli Sharron dudaklarını birbirine bastırıp hafifçe başını salladı. Bu sırada Maric ellerini birleştirip devam etti, "Tutsak yolunu biliyorsun, değil mi?" "Evet, Beyonder çevrelerinde duydum," dedi Klein. Elbette benim bahsettiğim Beyonder çevreleri Gece Kuşları ve Tarot Kulübü... Maric’in aklına bir şey gelmiş gibiydi, yirmi saniye kadar sessiz kaldı. Pencerenin dışından, araç tekerleğinin beton zeminde çıkardığı ritmik ses geliyordu. Maric ellerini bir kez daha dağınık saçlarına götürüp konuşmaya devam etti. "Tutsaklar, hapishanelerde kilitli kalırlar ve bu aynı zamanda maneviyatlarının ve arzularının mantık, beden ve dünya tarafından kısıtlanmasıdır. Bu Dizinin Beyonderları güçlü bedenlere ve keskin duyulara sahiptir, genellikle kalpleri hem vakur hem de çılgındır. Bolca suç yeteneğine sahiplerdir ve ellerine geçen her şeyi silah olarak kullanabilirler. Bu yolun Dizi 8’inin adı Deli’dir. Bundan haberin olmadığına inanıyorum, çünkü yedi ortodoks kilisesi gibi ortodoks Beyonder kuruluşları bile bu tarz şeylerin tam olarak farkında değil. Bu gizli örgütün üyeleri, hayal gücünün ötesinde güçlere sahip. O sapkın piçlerin hem bedenleri hem de ruhları kısıtlıdır. Yalnızca medyumluk ya da kehanet kullanarak onlardan işe yarar bir bilgi almak son derece zordur. Sharron ve ben buna da katlandık ve bu bağı kaldırıp sonunda kaçmak için uzun süre bekledik. Bu yolu takip eden tüm Beyonderlar lanetlenmiş olduğundan ve deli özellikleri taşıdığından, sırtımızı yedi büyük kiliseye yaslamak istemiyoruz. Bu, tüm özgürlüğümüzü kaybetmemize neden olur..." Demek durum bu... Gece Kuşları’nın gizli kayıtlarında bu konuda pek fazla bilgi olmamasına şaşmamalı. Hatta Tutsak yolunun Dizi 8 ve 7’si bile yoktu. Oysa bu bilgiler, o zamanki seviyemde öğrenmemin uygun olduğu şeylerdi... Klein hafifçe başını salladı, "Gerçekten de Tutsak’ın ötesindeki durumdan haberdar değilim." Maric gözlerini Klein’dan ayırmadan devam etti, "Tutsak’a kıyasla, bir Deli’nin en büyük özelliği rasyonelliğini feda edebilmesi ve her yönde güç kazanma karşılığında arzularını serbest bırakmasıdır. Bu süre zarfında net düşünememeleri dışında pek bir sorun yok. Hatta insanın düşüncelerini bozabilecek ve zihnini etki altına alabilecek Beyonder güçlerine karşı bile dirençli hale gelebilirler." Basitçe söylemek gerekirse, önce ben sizden kurtulacağım ve bu da sizin beni öldürmenizi imkansız kılacak... "Lanet, bu Dizi’den itibaren yavaş yavaş kendini gösterir. Deliler kolayca kontrolü kaybeder," dedi Maric. Bu çok bariz değil mi? Mental durumu uzun süre en alt noktada kalan ya da sık sık anormallikler sergileyen birinin kontrolü kaybetme riskinin diğer Beyonderlardan daha yüksek olmaması saçma olurdu! Klein dönüp Bayan Sharron’a baktı, onun Tutsak ve Deki aşamalarında nasıl görüneceğini hayal etmekte zorlanıyordu. Klein’ın sessiz kaldığını gören Maric derin bir nefes aldı, "Bir sonraki Dizi Kurt Adam." Mutasyon başlıyor yani? Ancak, normal insanların gözünde, akıl sağlığını kaybetmeye meyilli Tutsaklar ve Deliler de bu tür mutantlara benziyor zaten... Eh, Kurt Adam’ın Dizi 7’den daha yüksek bir dizi olacağını sanmıştım... diye düşündü Klein. Ancak Maric onun düşüncelerinin dağıldığını fark etmemişti, "Kurt Adam seviyesinde, kişi artık tamamen lanetlenmiştir. Kızıl ay ne zaman dolunay olsa akıllarının bir kısmını kaybederler, bedenleri siyah bir kürkle kaplanır ve kana susamışlıkları zirveye ulaşır..." Dayanmanın, kendisini bastırmanın o acı deneyimini anımsamış gibi sesi çatallanmıştı. "Kurt Adamların oldukça güçlü gençleştirme yetenekleri, korkunç bir güçleri vardır, ayrıca son derece çevik ve hızlılardır. Pençelerinin ve dişlerinin, aynı Dizi seviyesindeki Beyonder silahlarından geri kalır yanı olmadığı gibi bir de zehirlidirler. Ayrıca karanlıkla alakalı bazı büyülere de hakimdirler. Örneğin, Kurt Adam’ın kontrolü altındaki hedefler, bu zehre bir süre maruz kaldıktan sonra artık onların kölesi haline gelir. Sonunda onlar da Kurt Adam gibi bir canavara dönüşür ve genellikle bu canavarların ömrü oldukça kısadır..." Maric’in açıklamaları Klein’ın bir çıkarım yapmasını sağlamıştı. Dizi 7 seviyesinde, Kurt Adamlar gerçek dövüş kabiliyeti açısından ortalamanın üstünde. "Bir Kurt Adam, dolunay sırasında öldürme içgüdüsünü asla bastıramaz ve her seferinde biraz daha soğuk, daha sapkın bir hal alır. Böylece normal insanların hissettiği şeyleri hissetmemeye başlar," diye ekledi Maric. Ses tonunda gizleyemediği bir gurur vardı. Bay Azik’in mutant tanımına uygun... Klein hafifçe başını kaldırıp Bayan Sharron’a baktı, hala onu bir Kurt Adam olarak hayal etmeye çalışıyordu. Ancak Sharron’un buz gibi bakışlarıyla karşılaşınca ürperip anında başını çevirmek zorunda kalmıştı. O sırada Maric içgüdüsel bir hamleyle dudaklarını yaladı. Bu hareket, kadınların yaptığı gibi baştan çıkarıcı türden değil, insanlara tehlike hissi veren türden bir hareketti. Bakışları aniden odağını kaybetmeye başlamış gibiydi... Birkaç saniye sonra yeniden derin bir nefes alıp devam etti. "Benim seviyem Dizi 6 Zombi." Zombi... Dış görünüşün gerçekten zombi gibi... Kart oynadığın tiplerin de zombi olmasına şaşmamalı. Sen de özel bir tür zombiymişsin, gerçek, canlı bir zombi... Klein kısa bir an düşündükten sonra cevap verdi, "Kaspars’tan senin mermilere karşı dayanıklı olduğunu duydum?" Maric başını salladı, "Vücudum çelik kadar sert olabilir. Başıma bir tabancayla ateş etsen bile en fazla başımı döndürebilirsin. Savunmamı kırabilmek için beni aynı noktadan beş kez vurman gerekir. Ve savunmamı kırsan bile, bir Zombi olarak beynim yok edilmediği sürece hayatta kalmaya, mücadele etmeye devam edebilirim. Üstelik Kurt Adam temeli ile gücüm önemli ölçüde arttı. Dahası, ölümle alakalı büyüler biliyorum ve kolayca zombiler çağırıp hayaletleri kontrol edebilirim. Soğuk ve çürümekte olan Beyonder güçlerini kullanmada da uzmanım." Mutant yolunun her Dizisi farklı özellikler getiriyor... Aşamalı yolda çok az değişim var... Peki ya Zombi’nin laneti?" Maric dişlerini sıktı, "İnsanların sıcak kanı ve taze eti beni çılgına çevirir. Dolunay sırasında bu durum çok daha ciddi bir hal alır. Sevindirici olan tek şey, Zombi’nin lanetinin Kurt Adam ve Deli’nin lanetinin yerini almasıdır. Onlar ortadan kaybolur. Her dolunayda inanılmaz acılar çekiyorum. Kendimi kontrol etmekten vazgeçmezsem o kadar çok acı çekiyorum ki dövüş yetimi kaybediyorum. Ve boyun eğersem de giderek insanlıktan uzaklaşıyor, her seferinde kontrolü kaybetmeye biraz daha yaklaşıyorum. Normal vakitlerde bile sürekli arzularıma, kalbimdeki güçlü kötülüğe direnmek zorundayım." Huhh. Diğer yolları takip eden Beyonderlarla kıyaslayınca bu bayağı üzücü... Tabii Cehennem ve Şeytaniçe dışında... O sırada Maric hafifçe geri çekilip Sharron’a döndü. Sharron hafifçe dudaklarını araladı, sesi çok uzaklardan geliyormuş gibiydi, "Dizi 5, Hayalet." Hayalet mi? Böyle bir Dizi mi var? Bu gerçekten de bir Mutant yolu ha... Klein hafifçe başını salladı. O sırada Maric bir kez daha araya girdi, "Hayalet seviyesine geçen kişi, bedenini gerçek bir hayalet durumuna geçirebilir ve nesnelerin içinden geçme, aynalara saklanma ve doğrudan düşmanın ruhuna saldırma gibi hayalet güçleri edinir. Yansıması olan çoğu şeyin içinden geçebilirler. Ve sıradan hayaletlerin aksine, Yüksek Dizi olmayan kimse bu gölgeleri göremez, Ruh Görü yeteneğine sahip olanlar bile. Evet, Hayaletler pek çok ölüm tipi büyüye hakimdir. Zorla bedeni bedeni işgal etme, düşmanı kontrol altına alma gibi pek çok tuhaf teknikleri vardır... Ve Sharron’un laneti de... dolunayda belirli bir sayıda insan ruhu tüketmek zorunda olması, yoksa inanılmaz derecede güçsüzleşir... İnsan ruhu tüketmeyi seçmek de her an kontrolü kaybedebileceği anlamına gelir." Maric sözlerini bitirdiğinde, Sharron Klein’ın cevabını beklemeden devam etti, "Bizim hedefimiz de bir Hayalet." "Zombi, Kurt Adam, Deli ve Tutsak’ın Beyonder güçleri, seviye atladıkça kaybolmaz," diye açıkladı Maric. Benim güçlerimin tam karşıtı gibi... Tabanca mermilerine karşı dayanıklılığı olan ve alevlerden etkilenmeyen tiplere karşı birebir mücadele etmem çok zor... Yani sözün özü, ’hayaletlerle’ mücadele etme yöntemlerim kısıtlı... Klein birkaç saniye düşündükten sonra cevap verdi, "Mühürlü Eser’in etkisi nedir? Size neden gem vursunlar?" Bana zayıflıklarınızdan ve lanetlerinizden bahsetmeye gönüllü olmanızı sağlayan o Mühürlü Eser... Bu soru Maric’in yüzüne bir gölge düşürmüştü, "Kilit altında tutulması gereken o lanetli eserin adı Kızıl Ay Halesi. Belirli bir menzil içinde dolunaya benzer etkiler yaratabiliyor. Zaten soğuk ve sapkın durumda olanlara patlayıcı bir güçle yardımcı oluyor, ancak bizi daha da güçsüzleştirip mücadele etme yeteneğimizi kaybetmemize sebep oluyor. Kendimden vazgeçeceksem, ölümü tercih ederim!" Senin gibi sapkın ve korkak birinin bu kadar ısrarcı olmasını beklemiyordum. Hmm, Zombi seviyesinde kadar dayanabilmen gerçekten de sıradışı olduğunu gösteriyor... Klein hafifçe başını sallayarak dinlemeye devam etti. "Kızıl Ay Halesi’ni kullanan kişi dolunayın etkilerine karşı bağışıktır, inanılmaz bir hız ve hayal edilemez gençleştirme yetenekleri kazanırlar, üstelik oldukça güçlü karanlık büyülerine karşı da dayanıklılardır. Ancak negatif bir etkisi de vardır, kullanıcının kanını giderek daha da soğutur. Kullanıcı, yavaş yavaş donmaya giden bu halde durup bir insanın kanını içmezse, kanı tamamen donar ve sonunda ölür." Maric bu eserden çok korkuyor gibiydi. O sırada Sharron sakin bakışlarını Klein’a çevirdi. "Steve’in yanında Zombi Jason ve Kurt Adam Tyre var. Ancak Steve’in işini bitirebilirsek diğerleri sorun olmayacak." Maric araya girdi, "Başarılı olursak, Steve’den kalan Beyonder özelliği benim olacak. Kızıl Ay Halesi de Sharron’ın... Diğer savaş ganimetleri ve Sırlar Kitabı da senin ödemen olacak."
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.