Klein, kapsamlı bir inceleme yaparak White ailesinde herhangi bir tuhaflık olmadığını, hatta çiftin geride bir saç teli bile bırakmadığını doğrulamıştı, belli ki aile birilerinin kehanet aracılığıyla onları bulmasını istemiyordu. Böylece Klein, oyuncak bebeklerle dolu odaya geri dönüp saat yönünün tersine dört adım atarak hızla gri sisin üstündeki dünyaya geçti, son bir doğrulama için kehanet kullanmayı planlıyordu. Ancak, işe koyulmadan önce kendisiyle aşağı yukarı aynı boyda olan kadın figürünü de buraya getirmesi gerekiyordu. Bu aşamayı tamamladıktan sonra, tıpkı Tingen’de Mutasyon Geçirmiş Kutsal Güneş Amblemi için yaptığı kehanette olduğu gibi, koyu kırmızı renkli bir kalem alıp keçi derisine kehanet ifadesini yazdı: "Kökenleri." Kalemi bırakıp elinde kağıtla arkasına yaslandı ve hızla trans durumuna girdi. İfadeyi yedi kez tekrarladıktan sonra gözleri kararmış, göz kapakları hızla düşmüştü. Gri hayal aleminde, olağanüstü bir konsantrasyonla çalışan bir kukla ustası gördü. Kırmızı gözlü ’kızın’, oyuncak bebeklerle dolu odaya yerleştirildiğini ve Emlyn White’ın gözlerini ona dikip cüzdanına uzandığını gördü. Son sahne, Klein’ın şu anda içinde bulunduğu yatak odasıydı. Gururlu vampir Emlyn White, oldukça yakışıklı ancak biraz da narin görünüyordu. Yatağının kenarına oturup farklı boylardaki diğer kuklalara ve yeni bebeğine sevgiyle baktı. Gerçekten de figür hayranı... Klein gözlerini açıp eliyle yüzünü kapattı. Ancak burada uzun süre kalmaması gerektiğinin farkındaydı, bu nedenle hemen elini sallayıp bu dünyaya taşıdığı kuklanın kaybolmasını sağladı. Sonra da hemen kalemi eline alıp başka bir kehanet ifadesi yazdı: "Son on yıldaki Riverbay Caddesi 48 numaradaki ölümler." Buranın sakinlerinin ifadelerine göre, White ailesi aşağı yukarı on yıldır burada yaşıyordu, bu nedenle Klein, eğer White ailesi yalnızca görünürde iyi canavarlarsa ve aslında insanların sıcak, lezzetli kanını içebilmek için komplolar düzenliyorsa muhakkak burada da bu tarz olaylar olmuş olacağına inanıyordu. On yıl kadar uzun bir süreçte, muhakkak birkaç kaza olmuş olmalıydı! Klein, kehanet ifadesini dikkatli bir şekilde inceledikten sonra bir kez daha trans yardımıyla hızla uykuya daldı. Puslu dünyada, tek görebildiği karanlıktı. Herhangi bir sahne belirmiyordu. Kehanetin sonucu buydu: hiçbir şey! Son on yılda Riverbay Caddesi’ndeki 48 numarada kimse ölmemişti! İlgili tüm faktörleri göz önünde bulundurarak, White ailesinin yasalara uyan bir vampir ailesi sonucuna varmak mümkün... Klein başını kaldırıp önündeki uzun bronz masaya son bir bakış attıktan sonra kendisini maneviyatıyla sarıp gri sisin üstündeki dünyadan ayrıldı. Gerçek dünyaya döndüğünde, tüm izleri ortadan kaldırıp sessizce binayı terk etti. Doğrudan Riverbay Polis Karakolu’na gidip, hırsız ve sarhoşların arasına karışarak arşive ulaştı. İçeri girdiğinde gaz lambasını yakacak kadar da cesur davranmıştı. Son on yılın kayıp vakalarının kaydedildiği dosyaları bulup hızla karıştırmaya başladı. Görevdeki memurlar zaman zaman kapının önünden geçiyordu ancak hiçbiri içeriden sızan ışığı fark etmemişti. Şüphe çekici hiçbir şey yok... Klein, eldivenli elleriyle dosyayı yerine bırakıp gaz lambasını söndürdü. Hemen sonra da, karanlığın ortasında şapkasını çıkararıp göğsüne bastırarak olmayan seyirciye doğru eğildi. Karakoldan gizlice çıkıp Palmiye Sokağı’ndaki tek odalı evinde hızlıca duş aldıktan sonra doğrudan Backlund’a ilk geldiğinde aldığı haritayı açtı. Önce, köprünün güney tarafında, Hasat Kilisesi’nin yakınında bulunan Gül Sokağı’nın yerini tespit etti. Burası, Peder Utravsky’nin Emlyn White’ı hapsettiği yerdi. Klein, çok geçmeden alanın düzenini hafızasına kazımıştı. Performans aceleye getirilmemeli, insan başarı açlığıyla kör olmamalı. Yavaş yavaş seyirciyi oyunun içine çekmek lazım... Klein vakit kaybetmeden eline bir kalem aldı. "Sevgili Dedektif Stuart, Emlyn White’ı bulup bulamadığınızı merak ettim? Son zamanlarda ben de sizin için gözümü kulağımı açık tutuyorum, muhbirlerimden biri bugün bu adamı köprünün güney bölgesindeki Tuteva Sokağı’nda gördüğünü söyledi. Yani, portredeki adama benzer birini gördüğünü..." … Klein mektubu özenle katladıktan sonra bir zarfın içine yerleştirdi. … Engin, sınırsız Sonia Denizi her zamanki çalkantılı dalgalarla sarsılıyordu. Mavi İntikamcı ise, en ufak bir sarsıntı belirtisi olmaksızın istikrarlı bir şekilde denizde ilerlemeye devam ediyordu. Alger Wilson, elinde pirinç renkli bir sekstant ile, gözleri kapalı bir biçimde kaptan kabininde oturmaktaydı. Bir anda, yüzünde bir gülümseme belirdi. Sonunda sindirdim... Alger gözlerini açıp ellerini kaldırdı, o anda tüm ortama mavi bir parıltı yayılmıştı. Mavi ışıklar kesiştiğinde, öne doğru yükselen dev bir dalga meydana geldi. Alger ellerini birbirine bastırdığında ise dalga dağıldı ve güverteye yağmur damlacıkları halinde serpildi. Yaklaşık 4 ay sonra, Denizci iksirini nihayet sindirmişti! Bu süre zarfında, yalnızca denizlerde dolaşıp kilisenin verdiği görevleri tamamlamakla kalmamış, aynı zamanda yeni deniz rotaları ve keşfedilmemiş adalar da aramıştı. Birkaç başarısız girişimin ardından sonunda başarıya ulaşmıştı. Bu da, Denizci ilkelerini anlayarak iksiri sindirmesini sağlamıştı. Ana ilke, denizle yakın olmak, deniz rotaları ve hava durumu ile ilgili bilgileri ustalıkla kavramak ve keşifler yapmaktı! Alger ayağa kalkıp kaptan kabininde volta atmaya başladı, uzun zamandır elde etmek istediği geleceği düşünüyordu. Rüzgarla Kutsanan iksir formülünü ve gerekli Beyonder malzemelerini elde ettiğinde, Dizi 6’ya geçtiğini kiliseden saklayacaktı. Ve bu şekilde, aynı süreci tekrarlayarak üç yıl içinde Dizi 5, Okyanus Şarkıcısı olacaktı. Bu süre zarfında, Mavi İntikamcı’nın kaptanı olarak hizmet etmeye devam etmesi ve ifşa olmamak için, Manda Altındaki Cezalandırıcılar’la karmaşık sosyal ilişkilere girmemesi gerekiyordu... Dizi 5’e yükselip yeterince güç kazandığımda oraya gizlice dönebileceğim... Alger başını sağına doğru çevirdi. Bakışları geminin ahşap duvarlarını ve uçsuz bucaksız denizi aşıp antik ve gizli bir adaya ulaşmış gibiydi. Kilise içindeki gelecek ilerlemeleri için endişeli değildi. İsteklerini yerine getirdiğinde, kilise içinde yüksek bir konum edinmeye odaklanabilecekti! O zaman da, Dizi 5 seviyesine ulaşmış olmasına rağmen Dizi 7 seviyesinde gibi davranacak ve bir Rüzgarla Kutsanmış iksiri daha içecekti! Bu da onun Beyonder özelliklerini artıracak ve onu güçlendirecekti, tabii güvenliğini de tehlikeye atmayacaktı. Aynı sebepten ötürü, Dizi 5 iksirini tamamen sindirdiğinde bir Okyanus Şarkıcısı iksiri daha içecekti... Bu, onu kontrolü kaybetme eşiğine itecek olsa da, Alger’in buna bir çözümü vardı. Evlenebileceği bir kadın bulup ekstra Beyonder özelliklerini çocuklarına aktaracaktı. Bu şekilde Kardinal seviyesine daha da yaklaşacağım, Yüksek Dizi bir Beyonder olacağım! Zihninde, çoktan kendisinin Kardinal pelerinli bir görüntüsü belirmişti, kontrolünde pek çok Manda Altındaki Cezalandırıcı olduğu o günleri hayal edebiliyordu. Bir an bu hayalle sarhoş olan Alger, hemen kendisini toparlayıp başını iki yana salladı. ... Böylece her adımda zorluk derecesi de artacak. Neyse ki Tarot Kulübü ve Bay Aptal var. Bunun altında da tehlikeler olsa da, kendimi geliştirmem için girmem gereken hangi yollar risk taşımıyor ki?! En kısa sürede o Roselle günlük sayfalarını toplamaya çalışmalıyım. Soru sorma hakkı elde etmeliyim ki Bay Aptal’ın elinin yanında duran o kartın ne olduğunu öğrenebileyim. O kart daha önce orada değildi. Kart... Roselle’in günlüğü... O düşündüğüm şey olabilir mi? Alger gözlerini kısıp ileri doğru baktı. … Minsk Sokağı 15 numara. Esnemekten ağzı yırtılacak gibi olan Klein hemen gaz lambasını kapatıp yatağın içine kaydı. Aslında planı başkaydı. Biyolojik Zehir Şişesi’nin kökenini öğrenmek için kehanet yapmayı ve Kurt Adam Beyonder özelliğinden ilk üç Dizi’nin iksir formüllerini öğrenmeyi istiyordu. Ancak Emlyn White meselesinden dolayı oldukça yoğun bir gece geçirdiğinden bu planı bir sonraki güne erteleme kararı almıştı. Ancak yatağına girip gözlerini kapattığı anda, bir tuhaflık olduğunu hissetmeye başladı. Bu, Kahin içgüdülerinden gelen bir histi! Kurt Adam Beyonder özelliğini ve Biyolojik Zehir Şişesi’ni alalı birkaç gün oldu. Zihinsel olarak da iyi bir durumda olmama rağmen kehaneti sürekli erteliyorum. Bu çok anormal! Klein hemen doğrulup dikkatle düşünmeye başladı. Megose ile ilk karşılaştığında, Ruh Görüsünü kullanarak onun zihinsel durumunu gözlemlemek istemiş, ancak afallayıp kaldığından fırsatı kaçırmıştı. Bu nedenle, Megose’un karnında şeytani bir tanrının tohumunu taşıdığını da ancak en sonunda öğrenebilmişti. Kahin içgüdüleri, kontrolü kaybetmesine, olduğu yerde çöküp kalmasına engel olmak için onu Megose’u gözlemlemekten alıkoymuştu. Bu da çok benzer bir şey ve bu kez çok daha bariz... Bayan Sharron’un Gül Düşünce Okulu’nun üyeleri üzerindeki kontrolünün inanılmaz bir boyutta olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Herkesin bedeni ve ruhu bir şey tarafından bağlanmış gibi, Mutant yolu ile ilgili çok az bilgi sızmış olmasının sebebi de bu... Yani, ilgili iksir formüllerini öğrenmek için Kurt Adam Beyonder özelliğini kullanırsam bu şeytani tanrıyı kışkırtmış mı olacağım? Klein, bu işin içinde şüpheli bir şey olduğunu hissediyordu. Mutasyon Geçirmiş Kutsal Güneş Amblemi ve Dinleyici’den kalan ’kulak’ üzerine kehanet yaptığımda, içgüdülerim beni durdurmamıştı... Acaba o Zincirli Tanrı Ebedi Yanan Güneş ve Gerçek Yaratıcı’dan daha güçlü olabilir mi? Ya da, ’O’nun doğası, gri sisi dizginlemesine ve hatta orayı istila etmesine izin verecek bir boyutta olabilir mi? Tabii tehlikenin kaynağı Biyolojik Zehir Şişesi de olabilir... Böylece Klein, yarın ilk iş şişe üzerinde kehanet yapma girişiminde bulunmayı, içgüdülerinin ona engel olup olmayacağını görmeyi zihninin bir köşesine not etti.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.