Varoluş Çark’ı şok edici bir Kıyamet’e Uğrar’ken, Kırıl’dı ve Yırtıl’dı.
Noah, Çark’ın İçin’e Dağılmış Sayısız Beden’in Arası’nda, Çözülme’ye Gerçek Zaman’lı Olarak Tanık Olmuş’tu.
Bir Bölge’de, Ruination ve Infınıverse’nin Yân’ında, Dokumalar’ı İzol’e Edil’miş ve Korunmuş, Ölüm’ün Dönüş’üm Dalga’sı tarafından Dokunulmamış’tı.
Bedenler’inden bir Diğer’i, Varoluşsal Boyutsal Kafesler’le Katmanlanarak, Boyutsal bir Tuzağ’a Kilitlenmiş’ti.
Dehşet Verici’ydi.
Bu Varoluş Dokuma’sı Vahşi bir Gerçek Kaynağ’a ya da Tipik Bir Alan’a Benzemiyor’du. Sürek’li Değişen, Sürek’li Değişen bir Varoluş Dizi’si, Kendi Karmaşık Mantığı’nı takip eden, Korkunç bir Karmaşıklık Seviyesi’yle Örülmüş bir Yapı Olarak Titreşiyor’du.
Mevcut Gerçek Kaynaklar’ından Hiçbir’i - En azından Şu anki Hâller’iyle - Bu Hâpishane’yi Delemez veya Çözemez’di.
Ama Noah Diğerler’i Gibi Değil’di.
O, Sadece Gerçek Kaynaklar’ı Kullanmıyor’du.
Başkalar’ının Kavrayamayacağ’ı Şeyler’i Taşıyor’du - Şimdi, Yaşam Çark’ının Çekirdeğ’inde Birleşen ve Paradoksal bir Şey Doğurmak için Birleşen Yaşayan Gerçek Kaynaklar’ı Taşıyor’du.
Bir Beden’i bir Primarch’ın Boyutsal Tuzağ’ının Baskısı’na katlanırken, Bir Diğer’i Son’un Asal Frekans’ında Duruyor’du.
Ve Bir Diğer’i... Cehennem Terra Firma’nın içinden Çark’ın Çöküş’ünü İzliyor’du.
Her Şey’den Yoksun bir Yer’ Şu Ân’da Bile, Sanki o da Ölüm’e Mâhkum’muş gibi, Çök’en Çark’ın geri Kalan’ı gibi Yapı’sı Boyun’ca Çatlaklar’ın Yayıldığ’ı bir Yer İdi.
Öyleydi de.
Ya da Öyle Olma’sı Gerekiyor’du.
...!
Noah’ın Beden’i O göz Kamaştırıcı Frekans’ın İçin’de Sabit Durmuş, Gözler’i Uğulduyor’du.
Cehennem Terra Firma’yı Ele Geçirecek Ol’an Yıkım...
BOOM!
...Reddedildi.
İptal Edil’di.
Sanki Çark’ın Kırılma’sı Bile Bura’yı Paramparça Edemezmiş Gibi.
Noah, Şaşkınlık’la Gözler’ini kırpıştırırken, Bir Sonra’ki Ân’da Kritik Bir Şey Değişmiş’ti.
Cehennem Terra Firma’nın bir Zamanlar Öl’ü Olan Griliğ’i, Gerçek Kaynaklar’ı Taraf’ından Yıkan’dı ve Hâfifçe Renklen’di, Âni’den Titreş’ti ve Sonra...
Her Şey’i silip, Süpür’dü.
Renk Boşal’dı.
Bozulmamış Gri, Eskisi’nden Daha Temiz bir Şekil’de Geri Dönmüş’tü.
Ve Sonra.
BOOM!
Korkunç Gei bir Parlaklık dışarı Doğru Patlamış’tı.
Kabar’dı, sonra Daral’dı, Her Şey’i Değiştir’di ve Sıkıştır’dı.
Toprağ’ı. Gökyüzü’nü. Her Şey Endişe Verici bir Hız’la Kendi Üzeri’ne Katlanmış’tı.
Birkaç dakika içinde, Cehennem Terra Firma’nın Sonsuz Genişliğ’i Sıkışarak...
Dokuz İnç.
...!
Dokuz İnç!
Noah çürüyen, Öl’ü bir Doku’nun Boşluğ’unda Süzülüyor’du.
Cehennem Terra Firma’dan Geriye Kalan Tek Şey Gri Dikdörtgen bir Nesne’ydi - Sayısız Karmaşık Çizgi’yle Yoğun ve Kavrayış’ın Ötesi’nde bir Karmaşıklık.
Sersemlemiş bir Hâl’de Yan’ına Gitmiş’ti.
Bir Zamanlar Çark boyunca Diğerler’iyle bağlantılı Dur’an Frekans... Şimdi Bu’ydu.
Daha Önce Sayısız Varoluş O’nun içinde Yok Olmuş’tu. Sadece Güç Sâhib’i olanlar, Gerçek Kaynaklar ya da O’nun gibi Eşiğ’i Aşanlar Bura’da Hâyât’tâ Kalabilmiş’ti.
Şimdi, Çark’ın Kırılması’yla birlikte bu Frekans Dokuz İççlik bir Eser Hâl’ine Gelmiş’ti.
Noah, O’na Uzanmış’tı.
Akıl almaz Derece’de Ağır’dı.
Infınıverse Varoluş Çark’ının On’da Bir’i Kadar Yoğun’du.
Karmaşıklığ’ı ve Saflığ’ı Karşısı’nda Bunalan Uyumlaştırılmış Kaynak Bağlantılı bir İkon Bile O’nu Kaldırmak’ta Başarısız Olur’du.
Ama Noah için Bu Katlanılabilir bir Şey’di.
O’nu Dikkat’le Kâvrâdı ve Kısık Gözler’le Her Yüzeyi’ni Tara’dı.
Sonsuzluğ’un Yaşayan Gerçek Kaynağ’ı Nesne’nin İçin’e Akar’ken, Avuçlar’ında Vızıldamış’tı.
Göz kamaştırıcı bir Tepki Yok’tu.
Sadece Zayıf bir Emilim - Kısa bir Süre için Dikdörtgen Yumuşak bir Mavi Renk’te Parlamış’tı.
Sonra Hiçbir Şey.
“...!
O’nu Sıkıc’a Tutmuş ve...
BZZT!
...İkiye Ayırma’ya Çalışmış’tı.
Kımıldamamış’tı.
Yapı’sı Çok Derin Katman’lı, Çok Karmaşık’tı. Güc’ü bile O’nu Kırma’ya Yetmemiş’ti.
Stratej’i Değiştir di.
O’nu bir elinde tutarak, Şarkı Söyleyenler’in Yaşayan Gerçek Kaynağı’nı Çağır’dı. Sayısız Minyatür Beyaz-Aktın Çark Eser’in Etraf’ında Canlan’dı.
Ama yine de Yanmamış’tı.
Bu’nun Yerin’e... Alevler’i Yut’tu ve bir Kalp Atış’ı Boyu’nca Beyaz-Altın Reng’inde Parla’dı.
“...“
Noah’ın Gözler’i Parlamış’tı.
Nesne, Gerçek Kaynak Enerjisi’ni Emmiş ve Güç Kârşısı’nda Boyun Eğme’yi Reddetmiş’ti.
Bu’nun tek bir Anlam’ı Olabilir’di.
“İmkân’ı Yok, Değil mi?“
Bob’un Aradığ’ı şey tam da Bu Olabilir miydi?
Mawbearerlar’ının O’nunla birlikte Bulma’yı Umduğ’u Nesne?
O’nu “Gerçek Tercih Edilen Canlı“ olarak etiketlemişlerdi. Ama Anlamamışlar’dı.
O, Seçilmiş Değil’di.
O, Bir Baş Kahraman’dı - Dokumalar’ı O’nun Anlayışı’nın Çok Ötesi’nde Olan Harikalar’a Karışması’nı Sağlamış’tı.
İyiliğ’e İhtiyâc’ı Yok’tu.
Yalnız’ca Varoluş’u Bile O’nun Seçilmişler olarak adlandırılan herkesten Daha Parlak Olması’nı Aağlıyor’du.
Ama bu Nssne, Cehennem Terra Firma’nın Kalıntılar’ından Oluş’an bu Dokuz İnçlik Eser, Aslın’da Bunu’nla Bağlantı’lı Olabilir’di.
Elbette sadece Tâhmin’de Bulunuyor’du.
Çünkü Varoluş Dokuyucu’su olarak sahip Olduğ’u Güç’le bile, bir Primarch’ın Ad’ını ve İpliğ’ini Kolay’ca Deşifre Edebilen Bir’i...
Bu Eser’den Hiçbir Şey Çıkaramamış’tı.
Hiçbir Şey.
Bob, Aslında İçin’de Kilitli Kalırken, Bu’nu arıyordu!
Ama... O Bile Ne Aradığ’ını Bilmiyor’du!
Noah’ın Gözler’i Parla’dı.
“Sana... Gri Anahtar Diyeceğ’im.“
HUUM!
Bir zamanlar Cehennem Terra Firma olan şey... Artık bir Eser’di.
Noah’ın Gri Anahtar Ad’ını verdiği Karmaşık, İmkânsız, Dokuz İnçlik bir Nesne.
Ney’i Açtığ’ı, İçin’de Ne Olduğ’u Hâlâ bir Sır’dı.
Ama Noah Öğrenecek’ti.
Gücü Emiyor’du, Yani Eğer Şu Ân’da Aktive Olmuyor’sa, Kendi Enerji’si Henüz Yeterin’ce Saf ya da Karmaşık Değil’di.
Ama Sonsuz Miktar’da Var’dı.
Ve Büyüme’ye Devam Edecek’ti.
Karmaşıklık’ta. Saflık’ta.
Bu, Sadece bir Zaman Meselesi’ydi.
---
Noah’ın Gri Anahtar’ı elde Ettiğ’i An Civar’ında, sonsuz Nullvein Mezarlığı’ın Kıvrımlar’ının Derinlikler’inde, Şu Ânda Kırılmak’ta olan Varoluş Çark’ının Yâkın’ında...
Beyaz-Altın Renginde’ki devasa Çark’ın Câzibesi kırıldıkça, Parılda’dı ve Sönükleş’ti. Öl’ü Dokumalar Vahşi ve Bağsız bir Şekil’de Dışarı’ya Doğru Fırlamış’tı.
Sonra...
BZZT!
Kıvrımlar Bükül’dü ve Dalgalan’dı.
Korkunç bir Âura Çiçek Aç’tı - Bir Fırtına cephesi gibi Kendi’ni Aç’an bir Varoluş.
Bir Primarch’ın Varoluş’u.
Ama Bu Parlak bir Şekil’de Yanıyor’du.
İçinde Ölü Bir Şey’in Öz’ü Kalmamış’tı.
O, Yaşayan bir Şey’di.
Karmaşıklığ’ın ve Saflığ’ın Yaşayan Primarch’ı.
BOOM!
O Geldiğ’inde, Kıvrımlar Parçalan’dı ve Uzay’da bir Yırtık Oluş’tu, Unutulmuş Zaman’ın Akışlar’ını Mor Yankılar’dan Oluş’an Apiral bir Çağlayan’a Dönüştürmüş’tü.
Geliş’i gürültülü değildi ama Mezarlığı’ın Kıvrımlar’ı Titremiş’ti.
“Haa... Haa! Kahret’sin!“
Nefes Nefes’e Kalmış’tı, Nefes’i Kesilmiş’ti.
Mor duman, Hem Yaşan’mış Hem de Henüz Gelmemiş Çâğlar’ın Hikâyeler’ini Fısılda’yan Hayalet İplikler gibi Formu’na Yapışmış’tı. Ortaya Çıkış’ı bir Paradoks’tu - Eski ve Yeni doğmuş, Sanki Hiç Olmama’sı Gereken bir Yer’e Kaymış Gibi’ydi!
Not: Oğlumuz, Her Şey’i Reddeden Nesne’yi Aldı. Artık O’nunla Her Şey’i Reddebilir. Gerçi O’nsuz da Reddeceğ’ini Düşünüyorum’da Şimdi Garantile’di. En Korkunç Olan’ı ise sadece Reddetme’si değil Emme’si de. Belki Her Şey’i Emebiliyor. Daha da Korkunç ise Noah O’na Anahtar Dedi. Acaba Dışar’ıda Başka Anahtarlae Olup Her Anahtar Birleş’ince Ruination gibi Konuşabilen ve Durmadan Gelişebilen bir Nesne Hâl’ine mi gelecek? O zaman Noah’ın Yolculuğ’u Var Olan ve Olmayan Her Şey’i Reddebileceğ’i Anlam’ına geliyor. Bakalım. Ya da Bu Anahtarlar Bir Ara’ya Gelip, Her Şey’i Reddeden Kozmolijeler’e Açılıyor olabilir. Bu Anahtarlar Kehanet’te Çıkmıştı. Hatta Bâhçe Fâlân’da Diyor’du. Dur’un O Kehanet’i iyi Okumam Lazım. Hangi Bölüm’de O Kehanet’i Yazmıştım ki Bura’ya? Hatırlayanınız var mı?
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.