Çok uzağa gidecek kadar aptal ya da göremeyecek kadar kör olanları Yutması’yla bilinen Nullvein Mezarlığ’ın Kıvrımlar’ı O’nun görkemli Görüntü’sü için istekle Açılmış’tı.
Biçim’i, Nefes Kesici’ydi; İnce ve Uzun Boy’lu, Varoluş Çark’ı Derecesi’ndeki Beyazı Ten’i ve Yaşam’la Hâfifçe titreşen Parlayan Fraktal Damarlar’la Çevrili’ydi.
Erimiş Yıldız Işığ’ı Gibi Saçlar’ı ve Hâlcyon Parlaklığ’ıyla Aydınlanan Gözler’i.
Etrafında, Gerçek Kaynağ’ı, Eidrynthal, Canlı Geometriler’in Görkemli bir Kâfe’si, Duyar’lı Işık’tan ve Entropi Filtre’li Gerçekten Dokunmuş’tu.
O’nun Yörüngesi’nde Dönmüyor’du.
O’na Şarkı Söylüyor’du.
Eidrynthal, Düzen’li Aşkınlığ’ın Canlı bir Örneğ’i.
Güç Kullanarak hükmetmedi Ama Öylesi’ne Mükemmel bir Hâssasiyetle Uyum sağladı ki, diğer Gerçek Kaynaklar’ın Saflığ’ını yeniden ayarlayarak, Varoluşlar’ını Gerçek Zaman’lı Olarak Yeniden Yaz’dı.
Varoluş Çark’ı Son Kırılması’na yaklaşırken, şaşırtıcı Güc’e sahip bir Yaşayan Primarch Gelmiş’ti.
Ve ortaya çıktığında, Altın Rengi Saçlar’ı, Kıvrım’ın Tahrip Edici Dokusunda’ki Şiddet’li Geçiş’in Kalıcı bir etkisi olan, Çiçek Açan Mor Duman Akıntısı’nda Dans Etmiş’ti.
Titreyen El’ini Kaldır’dı ve Duman’dan, Yüzey’i bBr Mühür’le süslenmiş Menekşe Reng’i bir Kitap çıkardı - İmkansız detaylarla kazınmış Altın ve Mor bir Saat. Kitab’ı açtığında, Altın Rengi Gözler’i Uzak’ta Paramparça olan Varoluş Çarkı’na Doğru Kaymış’tı.
“Ne Zaman... Ben?“
...!
Nerede Değil, Ne Zaman.
Zihni ve Dokumalar’ı dağılmıştı, geçiş Yüz’ünden bozulmuş’tu. Kitap, Sadece O’nun Okuyabildiğ’i bir Sayfa’ya Doğru Kanat Çırpmış’tı. İlkel Işık’la Kazınmış Sözcükler Su Yüzün’e Çıkmış ve çökmekte olan Çark’a tekrar bakarken, Bakışlar’ı Keskinleşmiş’ti, Beyaz-Altın Parlaklığ’ı artık Obsidyen i ihtişam’ına Dönüşüyor’du.
“Burada mı Görünüyor? Görünme’li. Hesaplar’ımız o kadar da yanlış olamaz. Fold Slipping dikkatsizceydi ama... Hâyat’ta kaldım. Şimdi tek yapmam gereken O’nu bulmak.“
Fold Slipping.
Yabancı bir Terim. Muhteşem bir Terim!
İfadesinde’ki kararlılık Sertleşmiş’ti. Vücud’u Dikleş’ti, Güc’ü sabitlendi. Ölüm Falgalar’ı Sızdır’an Çark’a doğru adım attı.
...Ve Mezarlığ’ın Kıvrımlar’ından kayboldu.
Kıvrımlar, O’nun Arkası’nda Üst Üst e Binme’ye ve Bükülme’ye başladı, sanki Hiç açılmamış gibi kapandılar. Geçişi’nin Mor Parlaklığ’ı azaldı, Muazzam Is’ı ve Zamansal Gerilim Azal’dı.
Bir Atomiksaniye’den Daha kısa bir sürede, Dokuma’sı Nullvein Mezar Kıvrımlar’ından Varoluş Çark’ının Kendisi’ne İnmiş’ti- Kırılan Sonsuz Vadiler’e Ulaştığ’ında, Figür’ü Uzay’da Eğrilmiş’ti.
-
Sonsuz Vadiler’de Veltraxis homurdanarak, Zor’lu Gövdesi’ni bile Kavuran Yakıcı Beyaz-Altın Alevler’i bir Kenar’a İtmiş’ti.
Gerçek Tercih Edilen Canlı Varoluş’un Güc’ü Beklene’nin Çok Ötesi’ne geçmişti; Öyle ki, Birleşik Mimar Seviyesinde’ki bir Varoluş olan Kendi’si Bile Gerçek bir Tehlike Hissediyor’du.
Daha güçlü Mawbearerlar’ı çağırmamış olsaydı, Bura’sı O’nun Son Mezar’ı olabilirdi.
Ama sonra...
TRIING!
Melodrass, Ezgisi’ni Tıngırdatma’ya devam etti, Armoniler’i Varoluş’un Dokusu’na Dokun’du. Sayısız Düşman’la savaşırken, Düzineler’ce Efsanecyi koruyan Gerçek Tercih Edilen Canlı Şey’in Savunma’sı Zorlanma’ya Başla’dı.
Muhteşem Monad Seviyesi’nin bile çok Ötesi’nde bir Varoluş Gelmiş’ti.
Bir Primarch!
Veltraxis geri çekildi. Böylesi’ne Canlı bir Canlı Varoluş’un ortaya çıkmasıyla etrafındaki Ölümcül Dokumalar Titremiş’ti.
“Sen Ciddi Misin Lan? Bu Yaşayan Şey ne Kadar Göz’de?!“
Varoluş yaklaştıkça, Ses’i Boşluk’ta Çatırdamış’tı - Öl’ü Olmayan bir Şey’in Ezici Aura’sı.
Yaşayan Bir Şey.
Melodrass’ın Melodi’si Sekte’ye uğradı. Etraf’ında Efsanevi Gerçek İmza Yükselir’ken Ciddileş“ti.
Tam o anda, Noah’kn, Tanık’ın, Arthur’un - Kül Denizi’nin ve hatta Büyük Gaspçı’nın Gizli Hâyâlet’inin Dokumalar’ı yukarıya doğru Bak’tı.
Öl’ü Gerçek Kaynaklar’ın Çürüyen İplikler’inin üzerinde, Başarısızlığ’ın Kaotik Dokumalar’ının Ortası’nda...
O, Görün’dü.
Akıl Almaz Güzellik’te Altın Saçlı bir Kadın.
Bir Primarch.
Yaşayan Bir Şey.
Geldiği anda Veltraxis Lanet Oku’du.
Ama Noah... Kaşlar’ını Çatmış’tı.
Bir kitap Saklıyor’du. Gözler’i - İkiz Altın Alevler, Odaklanmış’tı.
Ölü Şeyler’e Bakma’dı.
Yaşayanlar’a baktı.
Bakışlar’ı Arthur ve Tanığ’ın üzerinde gezindi. Noah’ın üzerinde Gezin’di, O’nu çevreleyen Alevler’in İzin’de Belli Belirsiz Dur’du.
Ve sonra konuştu.
Ses’i Soğuk’tu. Net’ti.
“Nerede o?“
HUUM!
Bu Soru tüm Saldırılar’dan Daha Sert’ti.
Nerede o?
Kimse, O’nun ne demek istediğini bilmiyordu. Kimse, Konuşma’ya Cesaret Edememiş’ti.
Tanık hariç.
Hâlâ Yaralı, Hâlâ umutsuzlukla savaşıyor, Denemiş’ti.
“Saygıdeğer Hanımefendi... Önce şu Öl’ü Şeyler konusunda Biz’e yardımcı olabilir misiniz? Sonra biz-“
BOOM!
Kadın ortadan kayboldu.
Ve An’ında O’nun Önün’de Belir’di.
Eli Tanığ’ın Boynu’na Dolan’dı.
Mor Varoluşsal Boyutsal Kafesler Çizgiler’den oluşan bir Ağ halinde patlayarak, Gerçek Süreklilik Kaynağ’ının Kendisi’ni An’ında bastırdı. Kaslar’ı Dehşet içinde kilitlendi. Gözler’i Algılayamasa da, Dokumalar’ı O’nu çoktan Bağlamış’tı!
O’nu, bir Çocuk Oyuncağ’ı gibi Tutuyor’du.
Zahmetsizce.
Bakışlar’ şimdi Noah ve Arthur’a, Yani Yaşayanlar arasında kalan İki Güç Odağ’ına çevrilmişti.
Gözler’inde Tehlikeli bir Işık Parlamış’tı.
“Birkaç Öl’ü Şey umurumda değil.“
...!
“Anahtar. Anahtar nerede? Bu Çürüyen Çark’taki bir Yaşayan Şey O’nu yakın zamanda ele geçirmiş olmalıydı. Kelime’nin tam Anlamı’yla Zaman’ım tükeniyor. Eğer Almay’a geldiğim şeyi Alamaz’sam, ihtiyacım Olan’ı bulmak için Dokumalar’ınızı paramparça ettiğimde ve Gerçekler’inizi tek tek Parçaladığ’ımda, Ben’i suçlamayın.“
...!
Atmosfer çatırdadı.
Uzakta, Veltraxis şaşkın bir sessizlik içinde duruyordu. Melodrass ve diğer Mawbearerlar da aynı Derece’de şaşkındı.
Tanımadıkları, Güç’te Eş’i benzeri olmayan bu korkunç Kadın Gelmiş’ti ve O’nun Yaşayanlar tarafına katılacağını düşündüler.
Bu’nun yerine...
Onlara saldırdı.
Ve Varoluş’u Durdurulamaz bir Kararlılık yayıyordu.
Ve Noah... Noah O’nun Adın’ı Delici Gözler’iyle Görmüş’tü.
[Primarch Eluriah Veilnox -İplik Kıvrımlar’ının Kronosekti’nin Zaman Nöbetçi’si]
...!
Korkunç bir Değişken Savaş Alan’ına girmişti. Ve sadece bir Canlı Varoluş’un Sahip Olabileceğ’i bir Anahtar’ı Arıyor’du.
Noah İçin’i Çek’ti.
Cevap çok açıktı.
Baş Kahraman’ın Dokuması’nın Formu’na doğru Uzanan İnce Işıltısı’na Bakmış’tı.
Ve Kendi Kendi’ne Sor du, ilk Kez Değil.
Bu sefer Ney’in İçin’e çekildim?
Çünkü Canlı Bir Şey bir Anahtar Elde Ediyor...
Sadece O olabilir!
Not: Bir An Dur Be! Dinlenemiyor’uz Şaka Gibi! Bu Kadın Biz’den Bir Şey’i Almak için gelmiş.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.