Yukarı Çık




11   Önceki Bölüm 

           
Cilt 1 Bölüm 2 Kısım 5

 

Rishe yorulmadan çalıştı ve çok geçmeden geceyi geçireceği odalar hazır hale geldi. Şövalyeler yatağı içeri taşımayı teklif etti ve o da buna izin verdi.
 
Onlar mobilyaları içeri taşırken, Rishe başka bir odayı temizlemeye başladı. Temiz suyu bitmişti, bu yüzden şövalyelere haber vermeden sessizce kuyuya indi. Onlara karşı pek adil değildi, ama burası saray arazisiydi. Kesinlikle her yere muhafızlarla gitmesine gerek yoktu.
 
Ayrıca, onlar sadece ismen muhafızlar. Belli ki hareketlerimi Arnold Hein’a rapor etmek için buradalar, diye düşündü Rishe elindeki kovayla çiçeklerle dolu bir avludan geçerken. Yanardöner kelebekler ayaklarının etrafında neşeyle uçuşuyordu. Beni krala takdim etmek için acelesi yokmuş gibi görünüyor. Gerçi sadece bir rehineyim, bu durum beni şaşırtmadı.
 
Şu anki imparatorla en azından bir kez tanışabilmeyi umuyordu. Sonuçta, gelecekteki Arnold’un şiddetli fetihleri, adamı öldürdükten ve kendini imparator yaptıktan sonra başladı.
 
Geçmiş yaşamımda ben öldükten sonra Arnold Hein’a ne olduğunu merak ediyorum. Savaşı kazandıktan sonra mutlak bir egemenlik mi sürdü? Yoksa bir ülke onun fethine son vermeyi mi başardı? Durum her ne olursa olsun, bu sefer onun bir savaş başlatmasına kesinlikle izin veremem. Savaş zamanı bir ulusun imparatoriçesi olmak kulağa çok fazla iş gibi geliyor! Düşüncesi bile kabul edilemez!
 
Belki boşanabilirlerdi ama Rishe, Arnold onu bir savaşın ortasında terk etmeye karar verirse, yirmi yaşını geçme görevinde başarısız olacağını hissediyordu. Bu durumdan tamamen kaçınmak daha iyidir.
 
Bekle. Biraz düşündüğünde, Rishe’nin ölümlerinin her birinin sebebinin Arnold ve onun savaşı olduğunu fark etti. Savaşırken öldüm. Savaş alanında yaralananları tedavi ederken yakalandığım bulaşıcı bir hastalıktan öldüm. Galkhein’ın ordusu istila ettiğinde öldüm…
 
Altı hayatına baktığında, hepsinin aşağı yukarı aynı şekilde sona erdiğini gördü.
 
Rishe kendini yere çökmüş, başını ellerinin arasına almış bir halde buldu. Belki de hemen şimdi boşanmalıyız. Ama kararını verdikten sonra geri almak Rishe’nin doğasında yoktu.
 
Eğer ayrılırsam, muhtemelen yine savaşla ilgili bir felakette öleceğim. Eğer ondan ayrı yaşayamayacaksam, bu fırsatı değerlendirip öğrenebileceğim her şeyi öğrenmeliyim.
 
Rishe, tekrar eden hayatlarının sebebini bilmiyordu, ancak döngülerin sonsuz olduğuna dair bir garanti yoktu. Bu hayatın son hayatı olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak hareket etmek zorundaydı. Bunun için biraz düşünmek gerekiyordu ama etrafta endişeyle dikilmek işe yaramayacaktı.
 
Şu an temizlik yapmaya odaklanacağım. Banyoya girdikten sonra tüm tozdan ve yol yorgunluğundan arınacağım. Ve sonra nihayet rahatlayabilirim!
 
Yeni bir kararlılıkla dolup taşan Rishe, ayağa kalktı ve kuyuya doğru yöneldi. Alaycı kıkırdamaların sesiyle duraksadı.
 
“Ayy, şu yeni kıza bak, ne kadar da çabalıyor,” dedi bir ses.
 
“Dünyadaki tüm heves bir fark yaratmaz,” dedi başka bir ses. “Biz veliaht prensesin hizmetçileri olacağız, sen değil.”
 
İlki ekledi, Hey, dinliyor musun ki? Boşuna zaman harcamayı kes!
 
Rishe zayıf bir çığlık duydu, ardından yere düşen bir bedenin sesi gibi bir gümbürtü geldi. Koşmaya başladı ve dört kadının çevrelediği, toprakta yatan sarı saçlı bir kız buldu.
 
İyi misin? Rishe kızın kalkmasına yardım etmek için aceleyle yanına gitti. Hizmetçinin üniforması -beyaz önlüklü, bol lacivert bir elbise- çamurla kaplanmıştı. Diğerleri de aynı şekilde giyinmişti.
 
Kızlardan biri Rishe’ye “Sen kimsin?” diye çıkıştı. Kız, alev gibi kırmızı saçlara sahipti. “Başka bir acemi mi?”
 
Anlaşılabilir bir hata. Rishe’nin elbisesi sade ve gösterişsizdi; saçları da ayak altında dolaşmaması için at kuyruğu şeklinde arkadan bağlanmıştı. Toz içindeydi, terliydi ve kollarında bir kova taşıyordu.
 
Onlara kim olduğumu söylemek, zahmetine değmeyecek gibi bir de sorun yaratır. Sessizliği, kızları daha da öfkelendirdi.
 
“Veliaht prensesin hizmetçilerinden biri misin? Her yeni kızı alıyorlar. O güzel ellerin hiç süpürge tutmuşa benzemiyor,” dedi içlerinden biri.
 
“Senin için ne yazık, biz burada üç yıldır çalışıyoruz ve Prens Arnold’a sarayının hizmetçileri olarak biz hizmet edeceğiz.”
 
“Ayağa kalkabilir misin? Ah, harika, görünüşe göre yaralanmamışsın.” Rishe kızın topraktan kalkmasına yardım etti.
 
“Hey, bizi görmezden gelme!” diye bağırdı kızıl saçlı hizmetçi. “Cesaretin varmış.

*********

Herkese merhaba. Şuan yüklediğim bölümler tumblr hesabımda daha önceden yüklü haldeydi ama ara verdiğim için buraya yüklemeyi unuttum. O yüzden geri kalan bölümleri buraya yükledim. Üzücü haber şu ki bu novele şuanlık devam etmeyeceğim yani ara vereceğim. Ama iyi haber şuan Kusuriya no Hitorigoto light novelini çevirmem. İlk kitabın yarısına kadar çevirdim. Tumblr hesabıma atmaya da daha dün başladım. Tumblr hesabımda şuan 4 bölüm var ama her gün 2 bölüm atmayı planlıyorum. Tumblr hesabımı yorumlar kısmına ekleyeceğim ayrıca manga tr’ye de bölümleri yükleyeceğim ama tumblr hesabı her zaman daha güncel olacaktır. Sevgiler><

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


11   Önceki Bölüm