Aşkınlık Paradoksal Kıvrımlar’ın dönen mucizesinin çok üzerinde, Altın Schrödinger’in Genişliğ’i Sınırlar’ı içinde, Noah bir gemide sessizce Hesaplar yapıyordu.
Bakışlar’ı, Varoluş Çarklar’ının parlak Kümeler’inin eski ihtişamı yaklaştırmışçasına, süzüldüğü Gökyüzü’nü taramıştı. Her Bir’i Çok Renk’ii ışıklarla titreşerek Altın Kıvrımlar’ın etrafında büyük bir Hâlka oluşturuyordu. Yavaş ve ciddi dönüşlerinden, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemeyen, daha Râfine bir Işık ve Paradoks Dalgalar’ı yayılıyordu.
Bu Işık dağınık değil, odaklanmıştı. Paradoksal Parlaklığ’ın İplikler’i, etraflarındaki Küre’nin merkezinde birleşiyor ve benzeri olmayan bir kaleye doğru içe doğru yöneliyordu. Bu kale taştan ya da yıldız ışığından değil, Varoluş Çarklar’ının omurgasından yükseliyordu; Gövde’si, titreşen Altın Damarlar’ı ve kazınmış Rünler’den oluşan yükselen bir Yapı’ydı.
Yukarıdaki Çarklar’dan gelen Işık, kçKutsal bir Havuz’a akan Nehirler gibi içine akıyordu.
Noah, bunu hissedebiliyordu. Her Nefes alışında, her Boş düşüncesinde, Karmaşıklık ve Saflık dalgaları O’nu dolduruyordu. Yaşayan Varoluş Çark’ı Daha Hız’lı dönüyor, derin, bilge bir Ses’le uğulduyordu. Dokumalar’ı daha parlak yanıyor, etrafını saran Paradoks’u içine çekiyordu.
Moiraine koltuğundan döndü, Altın Reng’i Gözler’i O’na Güç dolu bir bakış attı. “Bu, önünüzde gördüğünüz şey... Biz, buna Paradoksal Varoluş Dyson Küre’si diyoruz.“
Ses’i sakindi, sözleri netti. “Yaşayan Paradokslar, Varoluş’un Aşkınlık Çarklar’ını yörüngeye yerleştiren birkaç Dyson Küresi yarattı. Onlar’ın sürekli Dokumalar’ı, Paradoksal medeniyetimize yakıt sağlıyor ve Biz’e, neredeyse Sonsuz bir Paradoksal Otorite Kaynağ’ı üreterek, olması gerekenin Ötesi’ne yükselebilmemiz için gerekeni veriyor.“[Not: İsme Bak Dyson. Bu Elektrik Süpürgesi’nin Markası değil mi ya? Adui... Paradokslar Neredeyse Sonsuz Enerji’ye pardon Enerji’ye sahipler de Otorite’ye sahip.]
Bir Ân durdu ve bakışlarını önündeki ışıkla dolu kaleye yöneltti. “Böyle bir Yapı’nın En parlak sonucu Dyson Tekilliği’dir. Yoğun Paradoks ile kaplı bir Çekirdek. Herkes için değildir. Sadece kendilerini kanıtlamış Yaşayan Paradokslar girebilir. Ama sen gireceksin, çünkü Dyson Tekilliği’nin ışığı Köken Venerant’a giden yolunu hızlandıracak.“
Noah, yavaşça başını salladı, Gözler’i parlıyordu. Bu’nun anlamı çok büyüktü. Bindiği Gemi daha derine inmeye başladı, Paradoksal Işık huzmelerinin arasından geçerek, Dyson Küresi’nin ihtişamını daha da ortaya çıkardı. Ama yaklaşırken, bir şey değişti.
Bir titreme.
İlk başta zayıftı. Noah’ın zihninin derinliklerinde bir his. Bu hissi tanıdı, ama içeriğini anlamadı. Mutlak Kurgusal Aşkınlığ’ın Dokumalar’ı kıpırdanıyordu, Kendisi’ne ait olmayan Masallar’la iç içe geçmişti.
Gecikmeli olarak geldiler, gerçek Zaman’lı olarak İşlenemeyecek kadar Karmaşık’tı.
Cümleler’in İplikler’i gelmişti.
Paradoksal Hapishane’nin. Thauron’un!
Birbir’i ardına.
Ve sonra...
Bir Ân’ı İpliğ’i.
[...Thauron sadece güldü.
Önündeki Yaşayan Köken’e doğrudan baktı, gülümsemesi şimdi daha genişti, daha az eğlenceli ve daha çok çılgındı. “Sen’in ihtişamlı Işığ’ını görünce, sen tam anlamıyla bir Yaşayan Köken olmalısın. O yüzden sana şunu söyleyeceğim...]
Noah’ın ifadesi sertleşti. Etrafındaki hava soğudu. Moiraine’ye döndü, Ses’i alçak ama netti. “Bir Yaşayan Köken Ben’i tanıyor. Paradoksal Hapishane’de keşfettiğin Şey’i.“
Kafası’nı O’na doğru çevirdi, Gözler’i keskinleşti. Oryzarakh arkalarında kıpırdadı, derin Ses’i inanamama duygusuyla yankılandı. “İmkansız.“
Ama bir şeyler ters gidiyordu.
Bir sonraki anda...
>Paradoks, Köken, Quintessence, Baş Kahraman ve Sonsuzluğ’un Yaşayan Gerçek Kaynaklar’ı isyanla kaynıyor!>
BOOOM!
Oturduğ’u Taht parçalanmıştı!
Ve...
Noah’ın duruşu çöktmüş. Kollar’ı ağırlaşmıştı. Gözler’indeki keskinlik kayboldu, yerine donuk, sürünen bir ışık geldi. Göz Bebekler’i Beyazlaş’tı. Cildi de, O’nu takip etti, sertleşerek, Gri Taş’a dönüştü.
Kalsifikasyon, Şakaklar’ından burnuna yayıldı, don gibi tırmandı.
Moiraine, ayağa fırladı. Ses’i, emir ve öfkeyle dolu bir şekilde yankılandı: “Yaşayan Köken Otorite’si! O, zaten saldırı altında!“
Yüz’ündeki ifade ağırdı.
O, hâlâ Bağlanmamış Yaşayan Paradoks’tu.
Sadece 100 kez Ölme Şans’ı vardı!
Gerçek bir Yaşayan Köken’in saldırısıyla, Bir Saniye’de en az Bin Kez ölebilirdi şu anda durumun son derece tehlikeli olduğunu biliyordu![Not: Bir Saniye de en az 1000 Ölüm. Lol...]
BOOM!
Tereddüt etmeden harekete geçti. Arkasında, ufuk kadar Geniş Altın Paradoks Kanatlar’ı açıldı. Aralar’ındaki Yer’i bir Ân’da Aş’tı, kanatlarını öne doğru katlayarak, O’nu korudu. Beyaz-Altın Reng’i El’i Noah’ın göğsüne bastırdı, cüppesini kesip, kalbine saplandı. Hiç tereddüt etmedi.
Güç, dalgalanmıştı.
Paradoksal bir parlaklık dalgaları ondan akıyordu, yaklaşan Gri’ye karşı O’nu uzak tutuyordu!
Ve o tüm bunları yaptı... Kaçınılmazlıklar’ın patlaması olmadı!
...!
Arkasında, Nina’nın bindiği Altın Balçık gerildi. Katlanmayan Bir’i kendisi inanamadan Gözler’ini kırptı.
Kaçınılmazlık Kıvılcım’ı yoktu. Hiçbiri.
Moiraine’in Paradoks’u Vücud’una dokundu ve hiçbir şey parçalanmadı. Çöküş’ün hiçbir İşaret’i yoktu. Sadece Işık ve Direnç vardı.
Moiraine dümenciye bağırdı. “Biz’i Paradoksal Dyson Tekilliğ’ine götür! Onur’lu Yaşayan Altın Paradoks’tan hızlandırılmış izin al! HEMEN!“
Bakıcı Nina Gözler’ini kırptı, sonra başını salladı. Gemi ileriye sıçradı, arkasında Altın izler bırakarak.
Etrafında, Altın Katlar’ın etrafındaki Katlanmamış Olanlar, kargaşadan etkilenerek, Işık Kıvrımlar’ından ortaya çıktılar.
Neler olup bittiğini sorgulamaya gelen devasa Göksel Titanlar gibiydi.
Oryzarakh, Noah’ın arkasında duruyordu ve Obsidiyen Paradoksal Parlaklığ’ı dalgalar halinde ellerinden Noah’a akıyordu!
Aetheron... Gemi’nin arkasında duruyordu, Yüz’ü gergindi. Konuşmamıştı.
Işık selinin içinde, Moiraine’in Ses’i Noah’ın zihnine fısıldamıştı.
“Osmont... beni duyabiliyor musun?!“
HUUM!
Sessizliği bozan bir Ses duyuldu. “Osmont, bir Yaşayan Köken tarafından saldırıya uğradın! Bu, Amac’ının ve Başlangıc’ının saldırı altında olduğu anlamına geliyor. Paradoks’u Varoluş’una akıtıyorum, Dokumalar’ını koruyorum, ama o çoktan sana yapıştı!“
WAA!
Daha derine bastırdı, Kanatlar’ı parlıyordu.
“Savaşmalısın. Amac’ını Kaybetmemelisin. Başlangıc’ını unutmamalısın. Köken Venerant’a ulaştığında, bu tür Saldırılar Sana Dokunamayacak! Dayan. Sadece Dayan!“
...!
Güc’ü arttı, ama Kireçlenme durmadı. Yavaşladı, ama yine de Yükselme’ye devam etti. Bir zamanlar parlak olan Gözler’i, şimdi Boş Beyaz’dı. Ses’i, sessizdi.
Kafa’sı zaten Gri’ydi ve Taş’a dönüşmüştü!
Moiraine sert bir şekilde tekrar bağırmıştı.
“Osmont! Amacını kaybetme!“
Dışarıda Kaos hüküm sürüyordu. Katlanmamışlar hareket eden gemiyi gözlemlemeye başladılar, Gözler’i önlerinde gerçekleşen garip etkileşime kilitlenmişti.
İki Yaşayan Paradoks, üçüncü bir Paradoks ile iç içe geçmişti. Ve yine de... Kaçınılmazlık yoktu. Çöküş yoktu.
Gemi’nin içinde Ozymandias hareketsizce süzülüyordu. Vücud’u zayıf bir Işıkl’a titriyordu. Zihni sağlamdı, Yaşayan Köken’in saldırısının tüm Şiddeti’ni üstlenmişti.
Yaşayan Köken’in saldırısının %99’unu aldı, çünkü saldırı... Ozymandias’a yönelmişti.
Ama O, sadece Ozymandias değildi.
Saldırının bir Parça’sı kalmıştı.
Sadece bir Parça.
Neredeyse %000000000000000000000,1.
Ancak bu, Varoluş’un Dokusu’nu geçerek, ilerlemişti.
Katlar’ı Aş’tı.
Ve Noah Osmont’a ulaştı.
Infiniverse’deki Noah Osmont’a. Yaşayan Köken Labirenti’ndeki Noah Osmont’a!
Küçük bir parça... Şu Ân’ki halinden Çok Daha Güç’lü bir Varoluş’tan geliyordu!
Not: Lol........ Ben daha ne diyeceğimi bilemiyorum. Adam’ım biz kötü bir şey yapmadık be. Şimdi Tanımadığımız birisi Kim bilir Biz’den çok ama çok daha uzak olan birisi Sadece 1 2 Paragraf Cümle ile bizi Yok Etme’ye belki de yok etti. Mutlak Kurgusal Aşkınlık Fâlân olmasaydı... Kim’in Saldırdığını da öğrenemeyecekti Noah. Buradan İnfinite Mânâ’nın Güç Seviyesi’ni artık az çok anlıyoruz. Noah, Köken Venerant olunca, görünen o ki... Bu Tür Saldırılar işe yaramayacak. O’na habersiz saldırsalar bile Noah Bu’na karşı Bağışıklı, Direnç’li olacak. Gerçekten Güç Seviye’si Artık daha da saçma Hâl aldı. En korkunç Olan’ı ise Daha Cild’in Başlar’ında olmamız ve Daha Kapılar olsun Dokuma Tezgah’ı olsun Önümüz’deki 3 4 Cilt olsun bunlar bile henüz çıkmadı. Ne Dediğim’i anlıyor gibisiniz. İnfinite Mânâ’da şimdi olmayan iki şey kaldı. Yaşayan Paradokslar’ı ve 1.Kırılma’yı Başarıyla Yaşayan Çarklar’ı Hâriç tutuyorum. Sonsuz Yaşam ve Yaşam Yaratma. Bazılar’ı şey dedi Yaşam Yaratma hakkında. Adui, İnfinite Mânâ’daki Herkes Yaşam Yaratabiliyor ama Bunlar Onlar için Önemsiz olduğu için mi bahsedilmiyor. Ne de olsa İnfinite Mânâ’daki herkes Bencil. Noah dâhi. Kimse Yaşam Yaratmaz. Bu’na sahip olsalar bile Yaratmaz. Kim bilir belki de Yaratma Yetenekler’ine sahiptirler. Ama Bencil oldukları için Bu’nu yapmıyorlardır. Bir de Şey Kaldı. Kendi Enerji’ni Yaratma ve Hem Kendi Hem Başkalar’ını Enerjiler’ini Yok Etme. Sonsuz Enerji’yi 0 lama şeylerini gördük. Sonsuz Çiçeklenme ile. Ama Enerji’yi yok etme şeysini göremedik. Henüz... Bakalım.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.