>“Gelişimim gerçektende oldukça iyi ve hızlı bir şekilde güçlenmeye devam ediyorum, çoktan 13 adet elementde tam ustalığa ulaştım, artık yapmam gereken tek şey elementleri, ’Konsepte’ doğru geliştimek.”
—————————————————————
...
Syr, Elaria, Nimara ve Celeste ile süren 1 haftalık antrenmanın sonunda kızlara son bir hediye verip kendi antrenmanına geri dönmeye karar verdi.
>“Benim 『Kütüphane』 becerim sayesinde diğer insanlar için sadece mana karşılığında beceri kitapları yaratabilirim.
[Beceri:Mutlak Hafıza
Kademe:Süper Efsanevi
Tür:Pasif/Aktif
Açıklama:Kullanıcının zihni, mutlak bir kayıt cihazı gibidir. Gözleriyle gördüğü, kulaklarıyla duyduğu, hissettiği her şey kalıcı olarak hafızaya kazınır. İstediği anda geçmişte gördüğü sahneleri yeniden yaşayabilir, ya da bu anıları başka kişilere göstererek onlara da deneyimletebilir.
---
Bağlı Beceri: Kütüphane
Açıklama: Kullanıcının edindiği tüm bilgi, deneyim ve gözlemler “Kütüphane” adı verilen zihinsel bir arşive kaydedilir. Bu arşivdeki bilgiler daha sonra yeniden erişilebilir, kullanılabilir veya aktarılabilir.
Kütüphanedeki bilgiler, kaliteye ve mana miktarına bağlı olarak “kitap” hâline getirilebilir. Bu kitaplar aracılığıyla bilgiler öğrenilebilir becerilere dönüştürülebilir veya doğrudan zihne aktarılabilir.
Kütüphaneye Girme İzni Sahip Olanlar:3/200 → 6/200
>“...Tamamdır kızlar hepiniz, size anlattığım Kütüphane becerisine şuan bağlısınız, aynı boyutuma girmek için yaptığınız gibi kütüphaneme girmeniz lazım, ondan sonra ise sizin için becerilerimi yaratıp aktarabilirim.”
>“Hâlâ inanamıyorum Kael... canavar olduğunu biliyordum ama bu kadar çok ve bu kadar yüksek kademeli beceriye sahip olduğunu.. dahası, bunları sadece mana kullanarak başkaları için bir Beceri Kitabına dönüştürebildiğini... bunu asla beklemezdim.” Dedi Nimara hâlen daha şaşkın bir ifade ile.
Nimaranın sözlerine katılan diğer üç kızda kafalarını sallayarak Nimarayı onaylayıp, katıldılar.
...
Yaklaşık 10 dakika içinde her kızda içlerinde bulunan kütüphane boyutunun kapısı hissedebildi ve kütüohane boyutuna adım attılar.
>“Vay canına...” dedik hepimiz, sonra ise kızlar şaşkın bir gözle bana baktılar.
Celeste kaşlarını kaldırıp sordu:
>“Ee Kael... burası senin becerine bağlı bir boyut değil mi? Neden senden de şaşırmış gibi bir tepki geliyor?“
>“..Şey, çünkü daha önce buraya gelme ihtiyacı duymamıştım.”
Cevabımdan sonra Syr hariç diğer kızlar gözlerini devirdiler.
Nimara şöyle düşünüyordu, ’Böyle bir boyuta sahip olup hiç kullanmayacak bir sen vardın zaten, Kael’ diye geçirdi aklından.
Daha sonra ise kızlar için seçtiğim becerileri yavaş yavaş yaratmaya başladım.
Her Beceri kitabı için gerekli mana miktarı 100 Milyar mana ila 50 Trilyon arasında değişiyordu.
Yaklaşık bir saat içinde tüm Beceri Kitaplarını yaratmıştım, belki Syr bazılarına sahipti fakat kademeleri düşük olduğundan yeni kitaplarla doğrudan yükseltebilirdi.
Toplamda 104 Beceri Kitabı oluşturduğumda, hem kızlar hem de ben hayranlıkla kitaplara bakıyorduk. Her bir kitabın kendine özgü bir şekli, rengi ve aurası vardı;
Sanki mistik bir hazine odasındaymışız gibi hissettik, ve kızlar yavaş yavaş becerileri özümsemeye başladı.
Yaklaşık 30 dakika içinde kızlar bütün beceri kitaplarınız özümsemişlerdi, ve yeni beceriler yüzünden heyecanları oldukça yüksekti–özellikle 『Kalıcı Mana Arttırma』 ve 『Mana Yenileme』 becerisi yüzünden.
Ama özellikle Nimara oldukça heyecanlıydı, sonuçta 『Değerlendirme』 becerisi ile 『Mana Yenileme』 becerisinin açıklamasını okuduktan sonra adeta ruhu bedenini terk etmiş gibiydi.
Fakat bunun ne anlama geldiğini de çok iyi biliyordu.
Derin bir nefes alarak yanıma yaklaştı.
>“...Kael, senin bize verdiklerin, bize kimsenin veremeyeceği türden şeyler, ne ailemiz yada daha güçlü kişiler.. ve bize verdiklerinin borcunu, ömrümü harcasam bile ödeyemem..”
Nimara bir anda Kael’in önünde diz çöktü ve şöyle devam etti
>“..Bugünden itibaren hayatım, bedenim ve ruhum sana ait. İstersen beni yönetebilir, istersen benden ne istersem yaptırabilirsin... tabii sevdiklerime zarar gelmediği sürece.” dedi Nimara kararlı bir şekilde.
Ve sadece Kael değil Elaria, Celeste ve Syr’de şok olmuş gibi gözlerini açtım
>“..Nimara... neden böyle düşündüğünü anlıyorum. Size verdiğim beceriler tanrıların- hatta Göksellerin bile sahip olamayacağı şeyler olabilir. Ama bana hayatını, bedenini ve ruhunu adamana gerek yok...” Daha sonra Kael Nimaranın yanına diz çöktü ve sıcak bir şekilde gükümserken elini Nimaranın yanağına koydu ve Nimaranın yüzünü kendine doğru çevirdi ve şöyle devam etti.
>“Sen... hayır, siz hepiniz benim değerli arkadaşlarımsınız. Belki zamanla daha fazlası olursunuz, kim bilir... Ama sizden itaat beklemiyorum. Tek istediğim yanımda yürümeye devam etmeniz. Daha fazlası... bana değil, aşık olduğun kişiye vereceğin şeylerdir..” diye söyledi Kael.
Nimara düşüncelere dalmıştı, bir yandan Kael’e bakıyor, ve düşüncelerine geri dönüyordu.. 30 saniye boyunca süren bir sessizliğin ardından Nimara kendinden emin bir şekilde ayağa kalktı.
Gözlerinde kendinden emin bir kararlılıkla Kael’e bakıyordu, ve Kael’e doğru yürümeye başladı.
Celeste, Elaria ve Syr ağızları açık bir şekilde Nimara ve Kael’e doğru bakıyordu.
—!!
Sonuçta hiçkimse Nimara’nın bir anda Kael’in yakasını tutmasını ve ilk öpücüğünü Kael’e, tutkuku bir şekilde vermesini beklemiyordu.
...
Kael ile Nimara birkaç dakikalık öpüşmenin sonunda ayrıldı ve Kael Nimara’ya bakıp sordu.
>“..Emin misin Nimara.. sonuçta ben, benim olanı asla bırakmam~”
Kael ’benim olan’ dedikten sonra Nimara pancar gibi kızardı, sonuçta bu dedikleriyle Nimara’yı kabul ettiğini belli etmiş oldu.
Nimara kırmızı ve azgın bir yüzle Kael’e doğru baktıktan sonra
>“..Sorun değil Kael... eğer sensen hiçbir sorun değil. Zaten seni neredeyse bir yıldır izliyorum. Syr’e nasıl davrandığını, ona olan şefkatini gördüm..”
Bir süre boyunca yere baktıktan sonra şöyle devam etti.
>“... “Beş yıl önce… buraya, Ocsilaus’a gelmeden önce Velathar’daydım. Bir soylu prenses olarak, o soyluların düzenlediği balolara katılmak zorundaydım. Ve orada gördüğüm tek şey… sadece paralarıyla övünen, bedenimi tartışmaktan çekinmeyen o domuz suratlı adamlardı. Bana nasıl baktıklarını, beni nasıl ‘iyi bir kadın’ yapacaklarını konuşmalarını… hepsini hatırlıyorum ve hâlâ midem bulanıyor.”
Derin bir nefes aldı, gözlerini Kael’e çevirirken sesi yumuşadı.
“Ama sen… sen beni gerçekten görüyorsun, Kael. Ne bedenimi, ne unvanımı… beni, ben olduğum için anlıyorsun. Benimle zaman geçiriyorsun, bana öğretiyorsun.”
Hafifçe gülümsedi.
“Ve sanırım hep benden daha zeki bir erkek istemiştim zaten.”
Kael, Nimara’nın söylediklerinden sonra oldukça fazla sinirlenmişlerdi, 5 yıl önce Nimara 10 yaşındaydı, yani bu demek oluyorki o azgın domuzlar 10 yaşındaki bir kıza ’o’ şekilde bakmaya cüret etmişti.
Daha sonra Kael, Nimara’nın ruh hâlini fark etti ve ona yaklaşıp sarıldı, güzel yüzünden akan gözyaşlarını sildi ve şöyle söyledi
>“Merak etme Nimara, bugünden itibaren sen benimsin ve bende seninim, eğerki Velatharda –veya evrenin yada gerçekliğin herhangi bir yerinde seni rahatsız eden biri olursa bana söylemen yeterli.” Dedi Kael sıcak ve yumuşak bir ifadeyler.
Bu cümleleri duyan ve cümlelerin arkasındaki kararlılığı hisseden Nimara duygulandı ve kendini Kael’e atmaktan geri çekemedi.
Ona sımsıkı sarılmaya başladı, sanki orada, o anda onunla bir olmak istiyormuş gibi, ama biliyorduki Kael, Zihinsel olarak 20 yaşında olsa bile fiziksel olarak hâlen saha 3 yaşındaydı, o yüzden kendini tuttu, ve Kael’i bir kere daha öptü, öpücükten sonra Kael’in yüzüne bakarak şunları söyledi
>“..Hızlıca büyü Kael.. kendimi onlarca yıl tutabileceğimi düşünemiyorum.”
Bu lafları duyan Kael oldukça kızardı, sonuçta ne önceki hayatında mede şimdiki hayatında kendisine bu kadsr ilgi duyan bir kadın olmamıştı, ve unutmayalımki Kael hâlen daha bakirdi, Syr ile birşey yapmamasının tek sebebi Syr’in hâlen daha reşit olmamış olmasıydı ama asıl önemlisi kendini çocuk vücuduna sahio birine getiremiyordu.
Sonuçta Kael, özellikle çocuklara ilgi duyan kişilerden nefret ederdi, öyle insanların var olmamasını ve ölmelerini dilerdi, ve bu hayatında o nefret ettiği kişilerden biri olmak istemiyordu.
AMA Nimara 15 yaşındaydı ve yarın yıl içinde ise 16 yaşına girip reşit birisi olacaktı, ve kendini tutmasına gerek kalmayacaktı.
>“...Nimara, önemli olan benim yaşım değil, senin yaşın, ben zaten fiziksel olarak oldukça büyüğüm ve zihinsel olarakta senden bile yaşlı sayılırım, hatta hatırlamadığım önceki yaşamların bile var.”
Bunu duyan Nimara kızardı ve pozitif bir cevap verecekken Elari hızlıca araya girdi.
>“h–h–HAYIR!!” herkes bir anda Elaria’ya doğru baktı, Nimara ve Kael’in arasında olanlardan keyif alan Syr ve utancından beynini kapatmaya zorlamış Celestede.
Daha sonra Elaria devam etti.
>“Kael’in ilki ben olacağım!” diye duyurdu karalı bir şekilde.
>“...Ve ben olamasam bile Syr’in ilk olması gerekmez miydi?!? Sonuçta o bizden önce Kael’le birlikte yaşamaya başlamıştı!”
Nimara bir şey demek istedi ama sadece Kael’e bakıp cevabını bekledi, sonuçta oda biliyorduki burada Kael’lin ilk seferini hak eden, Kael’le en erken birlikte olan Syr’di.
Kael bir şey söylemedi ve sadece Syr’e baktı, Syr’in cevabı kendi cevabıydı, Kael’in kendisine baktığını fark eden Syr hızlı bir şekilde gülümsedi ve şunları söyledi.
>“Hehe, ilk seferini kiminle yaptığı benim için önemli değil, sonuçta kalbindeki birinci benim... ama Kael’in ilkini benden başkasıyla yapacaksa... izlemek zorundayım!” dedi ciddi ve tuhaf bir yüzle.
Daha sonra Hem Kael, Nimara ,Celeste hemde Nimara tamamiyle şaşırmış bir şekilde Syr’e baktılar.
Kael, Syr’in dahada özgüven kazandığını ve birazda cesaretlendiğini biliyordu yinede bu –bu kadarını beklemezdi... ama onun için bir sorun değildi, sonuçta şuanda Nimara, Elaria için bir romantik çekim hissediyordu, ama Celeste ile fazla anısı olmadığı için onu arkadaştan fazla görmüyordu.
Ama bu Celeste’yede zamanla ilgi duyamayacağı anlamına gelmiyordu, ama eğerki ilgi duysa bile asla ilk adımı atmazdı sonuçta zamanla sevdiği herkesi, ailesine katarsa binlerce yıl içinde ailensinin ne kadar büyüyebileceğini sadece gelecekteki Kael bilebilirdi.
...
Syr’in cevabından sonra diğer kızlar Kael’e baktı ve bir cevap istediler.
>“Syr ne derse o, sonuçta ilk olarak söz hakkını hak ediyor.” Dedi Kael.
Ve böylece aralarındaki bu tuhaf ama oldukça yakın olan ufak tartışma kapanmış oldu
...
Bölüm Sonu.
●Yazar Notu: Celeste, Nimara ve Elaria’nın önceki becerileri artık yok, çünkü onların becerileri genel olarak elemente dayalı saldırı veya savunma becerileriydi, o yüzden ’İmparator Aşama ... Büyüleri’ sayesinde eski becerilere ihtiyaç duymuyorlar
•Tepki Bırakmayı
•Yorum Atmayı, Unutmayın!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.