I Woke Up in the Ashes to Find a Flower on a Tombstone (2025)
Doktor Sessiz Kaldı, Bu Yüzden Ben Kıyamete Dönüştüm, Hai no naka de mezametara, bohyou ni saku hana o mitsuketa, 灰の中で目覚めたら、墓標に咲く花を見つけた
Gökyüzü alevlerin kızıl rengine boyanmış, hava zehirli bir dumanla boğulmuştu. Gözlerimi açtığımda hatırladığım tek şey, etrafımdaki yıkım ve zihnimde yankılanan o çaresiz fısıltıydı: “Yaşa.“
Benim adım Leo. Ya da en azından bana öyle söylendi.
Burası, Kızıl Veba’nın insanlığı tükettiği, şehirlerin “Kızıl Yara“ ve “Hükümet“ arasındaki savaşta eriyip gittiği bir dünya. Burada doktorlar şifa değil sessizlik dağıtıyor, kahraman sanılanlar ise yürüyen birer felakete dönüşüyor.
Kimliğim, geçmişim ve içimde mühürlü duran o korkutucu öfke... Hepsi küllerin altına gömülü.
Bir yanda, geçmişin günahlarını bir mezar taşı gibi sessizce taşıyan Doktor. Diğer yanda, dünyayı yakıp kül etmeye yeminli, durdurulamaz bir Felaket.
Ve ben... Bu iki devasa gücün gölgesinde, sadece hayatta kalmaya çalışan, hafızası silinmiş bir çocuk.
Ama en karanlık küllerin arasında bile, bazen imkansız bir çiçek açar. Bu hikaye bir kurtuluş masalı değil. Bu, donmuş bir dünyada ateşi tekrar yakmanın hikayesi.
Geçmiş küle döndüğünde, gelecek kime aittir?