Ayıyı öldürdükten 3 gün sonra. Hajime alt seviyelere kaçış için araştırma yapıyordu. Katın çoktan %80 ini araştırmıştı. Ayıyı yedikten sonra istatistikleri yükselmişti. O hızlı bir tempoda alanı araştırmıştı. Ancak ne kadar ararsa arasın hiçbir şey bulamamıştı.
Hayır, hiçbir şey bulamadığını söylemek yanlış olurdu. Hajime iki gün önce aşağı doğru inen merdivenler bulmuştu. Bir kat her zaman düşük seviyelere merdiven bulundururdu ama bu katta yoktu.
Niçin geri dönmek için kendi yol yapmıyordu? Bu yöntem denedikten sonra çoktan gözden uzak edilmişti Belirli bir mesafeden sonra dönüştürmesi duvarlarda işe yaramamıştı. Zemindeyken rahatça dönüştürme kullanabiliyordu Fakat katın tepesı bir çeşit korumaya sahipti. Bu Cehennem(Orcus) Zindanı antik çağlarda yapılmıştı ve bir sürü gizeme sahipti. Yeni bir şeyle karşılaştığında bu beklenmedik bir şey sayılmazdı. Bu yüzden o yukarıya bir yol arıyordu fakat o bulamazsa bir karar vermek zorundaydı. Zindanın aşağısına inmek veya burada kalmak.
‘’…Çıkmaz yol? Bu noktada bütün her yeri aradım. Ben ne olduğunu merak ediyorum.’’
Hajime yukarı kata bir yol aramayı bıraktı ve derin bir nefes alarak kararını verdi. O Zindanın derinlilerine ilerleyip en aşağısına kadar ilerleyecekti. En sonunda oradaki merdivenden dışarı çıkacaktı.
Merdivenler çamurdan yapılmış gibiydi. Onları yamaç olarak çağırmak merdiven olarak çağırmaktan daha doğru olurdu. Merdivenlerin ilerisinde ürpertici bir atmosfer vardı. Tamamen karanlık olmasıyla Yeşil ışık taşları mevcut değildi. Sanki büyük ağızlı bir canavar onları tüketmişti. Hajime girdiği gibi hiçbir şeyin ona yaklaşmadığını hissediyordu.
‘’Ha! Gelin bakalım! Yoluma çıkan her şeyi, Öldüreceğim ve yiyeceğim!’’
Böyle bir şey düşünürken Hajime güldü. Karanlığa doğru adım attı. Kat çok karanlıktı. Fakat bu bir yeraltı zindanı için normaldi, fakat önceki katların hepsi yeşil ışık katlarına sahipti. Bu o görüşünü kaybettiğinden değil, ışık kaynağı olmadığından göremiyordu. Hajime gözlerinin biraz karanlığa alışması için biraz bekledi. Beklediği sürede hiçbir şey olmamıştı. O ayının kürküne bağlı yeşil taşlı lambayı dışarı çıkarmaya karar verdi.
Bu karanlıkta bir canavarı kendine çekseydi bu intihar olurdu. Fakat görememeye devam edemezdi. Hajime kalan elini de lamba tutarak doldurmak istemiyordu. Bu yüzden onu sol dirseğine bağlamıştı.
Geçitin derinliklerinde parlayan bir şey hissediyordu. Biraz yürüdüğünde bu his yüzünden gizli bir şekilde hareket ediyordu. İmkânı olduğunca saklanarak ilerliyordu, sol tarafından tatsız bir şey hissetti. Lambayı o tarafa tuttu.2 metre uzunluğunda duvarda duran bir kertenkele(japtemde çeviri liarz yazmış ‘’lizard olacak) Hajime’ye altın gözleriyle bakıyordu. Altın renkli gözleri ışıkla parlamaya başladı ve o anda,
’’Tsu!?’’
Hajime’nin sol kolu garip bir ses çıkarmaya başladı ve taşlaşmaya başladığını fark etmişti. Anında sol koluna bağlı lamba taşlaşmış ve paramparça olmuştu. Işık kaynağını kaybetmesinden karanlık tekrar her taraftaydı. Sol tarafından taşlaşma omzuna kadar ulaşmıştı.
Hajime gözlerini kapattı ve Donnerı eline alarak salladı
.Bang! Etraf flaş bombasının parlaklığıyla yoğun ışık altında kalmıştı.
‘’Ku-ua!’’
Karanlıkta büyüyen bir varlık için ışık onun ilk defa gördüğü bir şeydi ve o onu şaşırttı. Basilisk’in figürü karanlıkta yaşıyordu. Hajime düşünmeden ateş etti. İyi nişan almıştı ve mermi kertenkelenin kafatasına girmişti. Beyin suyu duvara sıçradı ve kafası parçalara ayrıldı. Mermi kafasını geçtikten sonra duvara doğru devam etti ve sıcak kayaların sesi duyuldu. Elektromanyetik güç mermiyi hızlandırmak için olduğundan vurduğu yer kaya bile olsa inanılmaz bir ısı bırakıyordu. Bu sadece Tauru cevheri ile elde edilebilir bir yoğunluktaydı.
Çevresine karşı korunurken Hajime ilerledi, bir sürü cevher toplayıp şeytan öldürdü ve sonunda bunların taşımak için zor olduğunu görünce uygun bir alan bularak dönüşüm kullandı ve saklandı. O kendine bir saklanma noktası yapmakta sorun görmüyordu. Hajime 6 tatami uzunluğunda bir yer yapmıştı. Unutmadan basket topu büyüklüğünde cevheri duvarda boş bıraktığı girintiye soktu. Bu cevher Tanrı’nın Kristaliydi. Cevher yerleştiğinde damlamaya başlıyordu. Hajime taşa İksir Taşı diyordu fakat etkileri çok güçlüydü.
‘’Peki, Hadi yiyelim.’’
Hajime sırt çantasından eti dışarı çıkardı. Yakaladığı menüde kertenkele eti, tüylerini yakan bir baykuş, altı bacaklı bir kediydi. Baharat yoktu.
‘’Itadakimasu.’’
Yedikten bir an sonra acı vücudunda yine başladı vücudu güçleniyordu. Bu canavarlar ayıdan daha güçlü demekti. Bunu zahmetli yapan kesinlikle etraftaki karanlıktı. Hajime Donner’ın onlardan birine artık darbe verebileceğini hissetmiyordu bu yüzden de kullanmıyordu.
İksiri içerek acıyı umursamadan yemeye devam etti. Görünmez acı geri dönmüştü ve daha güçlüydü.
‘’Chomp, Fu –Gochisou-sama. Şimdi, Durum…’’
Durum panelini dışarı çıkardı ve Hajime’nin şuan ki durumu…
Adı Nagumo Hajime Yaş 17 Cinsiyet Erkek Seviye 23 Sınıf Dönüştürme Artisti ( Sinerjist ) Kuvvet 450 Yaşam Gücü 550 Direnç 350 Çeviklik 550 Büyü 500 Büyü Direnci 500 Yetenekler Dönüştürme Mineral Değerlendirme Hassas Dönüştürme Mineral Sorgulama Mineral Ayırma Mineral Birleştirme Büyü Manipülasyonu Demir Mide Yıldırım Örtüsü İlahi Adım ·Havada Yürüme Titreme Hava Pençeleri Gece Görüşü Algı Taslaşma Bağışıklığı Dil Anlama
İstatistikleri beklediği gibi yükselmişti. O 3 yeni yetenekte kazanmıştı. Etrafını görebilmeye başladığını fark ettiğinde bunu Gece Görüşü sayesinde pasif olarak yaptığını anlamıştı. Geri kalanı pasif yeteneklerdi. Ne yazık ki kertenkelenin taşlaşma yeteneği yerine bağışıklılığını kazanmak üzücüydü. O böyle mükemmel bir yeteneği kaçırdığı için üzüldü.
Hajime Donner’ın ateşleme gücünü topladığı cevherlerle güçlendirmeye çalışıyordu ve Tauru cevheri ile mermiler yapıyordu. Mermilerin 1 tanesini yapmak 30 dakikasını alıyordu.
Donner’ın gücü korkutucuydu ve kullanmak için emek gerekliydi. Hajime sabırsız değildi, çünkü bunu yaparken dönüştürme yeteneği de gelişme ve pratik kazanıyordu. Dönüştürme sayesinde kolayca kir ve mineralleri kaldırmayı başarıyordu. Minerallerin birleşmesi de çok kolaydı. Hajime’nin dönüşümdeki becerileriyle sadece Krallıktaki baş zanaatkâr ile karşılaştırılabilirdi.
Hajime dönüştürmeyi sessizce sürdürdü. Halen bir düzey aşağı inememişti. Bu boşluğun nereye gittiği bilinmiyordu. Dönüştürme tamamlandığında araştırmaya devam etmeye karar vermişti.
Malzemeleri tamamladığında Hajime araştırmaya devam etti. Onun ne zaman dinlendiği bilinmiyordu ve büyük labirenti arıyordu. Karanlık artık zor değildi. Çünkü Gece Görüşü yardımcı oluyordu.10 metre ilerideki canlıyı Hajime artık Algı sayesinde fark ediyordu. Bu yeteneklerle araştırması hızlanmıştı.
Sonunda o merdivenleri bulmuştu. Adımını aşağı tereddütsüz bir şekilde attı. Bu katta zemin bir bataklık gibiydi. Batan ayağını hareket ettirmek çok zordu. Kaşlarını çatarak havada platformlar oluşturdu ve Havada Yürüme yeteneğini kullanarak araştırmaya devam etti.
Hajime araştırırken şans eseri Mineral Algısı yeteneğini geliştirdi. Araştırma sırasında ilginç bir mineral buldu.
Fulham Cevheri
Siyah, parlak bir cevher. Katran zamanı 50 derece olur. Erime noktası 100 derece. Katran formunda ateşleme noktası 100 derece. Isıdan ateşleme noktası 3000 derecedir. Yanma zamanı katran miktarına bağlıdır. ‘’…Olamaz.’’ Hajime sert bir gülümseme gösterdi ve yavaşça ayağını yükseltti. O kattaki katran benzeri sıvı çizmelerine damlıyordu. Bu katran benzeri sıvı bütün bu seviyede kaplıydı ve bataklığa benziyordu.
‘’Ben silahımı kullanamam…’’
Silahının 100 derece ortaya çıkarmayacağını biliyordu ama risk edemezdi. Eğer 100 derece yi geçerse cevher patlayacaktı ve o bile kaçamayacaktı.
‘’Ben silahımı veya Yıldırım örtüsünü kullanamıyorum.’’
Donner güçlü bir silahtı. Elektromanyetik güç olmayan bile Yanan taş ile yeterince güçlü bir mermi çıkartabiliyordu. En azından normal şeytanlara karşı güçlüydü. Örnek olarak Traum Askerleri için Donner yeterli olurdu. O Behemoth’a bazı hasarlar bile verebilirdi. Bu uçurumdaki canavarlar tamamen farklı bir hikâyeydi. Üst kattakiler sadece normal hayvanlardı. O gerçekten sadece Donner ile buradaki şeytanları yenebilir miydi? O huzursuzca bu düşünceleri geçirirken dudaklarını yukarı kaldırdı.
‘’Bu iyi, Benim ne yapmam gereken yine de değişmeyecek. Sadece öldür ve ye.’’
Hajime araştırmasına silahını ve yıldırım örtüsünü mühürledikten sonra devam etti.
Bir 3 yollu kavşak karşısına çıktı. Sol geçitteki duvara kontrol için ayakbastı. O anda,
Clash!
‘’Tsu?!’’
Köpekbalığı benzeri bir şeytan o katrandan dışarı fırladı; keskin dişlerle dolu ağzını açarak Hajimeye doğru çenesini kapatıp açtı. Tam zamanında Hajime eğildi ve çenesinden kaçtı. Fakat bu onda titreme bırakmıştı.
(Algı yeteneği onu hissedemedi!)
Algı yeteneğini her zaman açık tutuyordu fakat. 10 m civarında olsa bile köpekbalığını tespit edememişti.
Köpekbalığı yeniden geri döndüğünde Hajime tekrar algı yeteneğini kullandı.
(Kahretsin! Gerçekten onu hissedemiyorum!)
Hajime dişlerini sıktı ve Havada Yürüme yeteneğini kullanmak için durdu. Bu an için bekler gibi Köpek balığı yeniden zıpladı.
‘’Beni hafife alma!’’
Hajime havada olan Köpekbalığına ateş etti. Donner’den çıkan mermi havada köpekbalığını vurarak paramparça etti. Fakat ölmesi için yeterli değildi. İkinci atış tam sırtına gelmişti Fakat
‘’Kahretsin! Bu olacak olan mı?’’
Mermi, köpek balığının sırtı tarafından geri sektirilmişti. Fiziksel gücü inanılmazdı.
‘’Gu!’’
İvmeyi kullanarak köpekbalığı yeniden geri çekildi ve çılgınca takla atarak, Hajime’ye saldırdı fakat Hajime Havada Yürüyerek kaçtı. Hajime hızla sıçradıktan sonra vücudu katran ile boyalı köpekbalığının çenesini kırdı.
Havada Yürüme yeteneği ile havada dururken Hajime soğuk terler döküyordu. Köşeye çekilse bile hala gülüyordu.
‘’Gel Bakalım!’’
Havada Yürümeyi kullanırken o asla durmadı ve zamanı kolladı. Dönüştürme antrenmanındaki konsantrasyonu kullanıyordu. Konsantrasyonu yükseldikçe hissetmesi de yükselmişti.
Hajime konsantre olurken zıplamaya devam etmişti. Aniden adımlarından biri dengesini bozmuştu. Köpekbalığı çenesi kırık olsa bile bu şansı kaçırmadı ve Hajime’nin kör noktasından saldırdı.
‘’Sadelik yardımcı olur.’’
Hemen Hajime dengesini düzeltti ve Donner sol eliyle aldıktan sonra ağzına ateş etti. Köpekbalığının Kanı ağzından giren mermi ile etrafa yayıldı. Hajime kasten dengesini bozmuştu. Köpekbalığını kandırarak zayıf noktası olan ağzının içine vurmak için dengesini bozmuştu. Fakat Hajime Donner ı sade olarak ateşlememişti. Kurşunla beraber Hava Pençelerini büyü ile aktarmıştı.
Köpekbalığı yaklaşırken Hajime kafasını Donner ile birlikte çevirmişti Hava Pençeleri ile birlikte Köpekbalığının ağzının içinden kafasını kesmişti. Üç pençeyi net olarak kullanamasa da onun keskinliği en ünlü kılıçlar kadardı. Bu yetenek yakın mesafede çok yardımcıydı.
‘’Neyse, Hadi artık neden onu algılayamadığımı öğrenelim.”
Hajime bunu söylerken dudaklarını yaladı.
Köpekbalığının etini oyduktan ve güvence altına aldıktan sonra merdivenleri bulana kadar araştırmaya devam etti
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.