Arifureta Shokugyou de Sekai Saikyou (WN) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




15   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   17 


           
Akrebin kuyruğundaki iğne mor bir sıvı salıyordu. Hajime tekrardan kenara zıpladı. Mor sıvı zeminin üstüne damlayınca zemin erimeye başladı. Bir asit olduğu belliydi.

Etrafına bakıp çevreyi yokladıktan sonra Hajime Donner ı çıkardı.

Dopan! (Bang)

Donner tam gücüyle ateşlenmişti. Mermi 3.9 km hızlaher saniye ilerleyip akrebin kafasına vurarak patladı. Sırtındaki kişi(Yue) şok oldu. O daha önce bir yıldırım gibi saldıran bir silah hiç görmemişti. Hiçbir büyü hissi bile yoktu. Biraz elektrik sağ elinden hissedilebiliyordu fakat hiçbir büyü formasyonuda yoktu. Yue Hajime’nin de onla aynı olduğunu anladı. O da büyüyü doğrudan manipüle edebiliyordu. Onunla aynıydı ve her nasılsa oda bu uçurumdaydı.

Hajime durmadan etrafta, Havada Yürüme kullanarak hareket ediyordu. Yüzünde daha önce hiç görmediği gaddar bir gülümseme vardı. Algı ve Büyüsel Algıyı kullanarak o akrebin hareket etmediğini fark eti.
Bunu kanıtlamak için Hajime kuyruklardan birini hedef aldı. Kuyruk bir anda büyümeye başladı ve iğnesi muazzam bir hızla saldırıya geçti. Hajime kaçmak üzereyken iğne havada patladı ve iri saçmaya dönüştü(pompalıyı ateş ederken düşünün. Nasıl açıklayacağımı bulamadım pompalının o atışına iri saçma diyorlar. Bende öyle yazdım.).

‘’Ku!’’

Hajime boşalmış Donnerı inleyerek yerine koydu. Büyük tekme ile etrafı süpürürken Hava Pençeleri ile etrafı kıyıyordu. Hajime Büyük Tekme ve Hava Pençeleri ile akrebin iğnesinden kurtulmuştu. Fakat tam kurtularak iğneyi engellemek için Donner ın kalan kurşunlarıyla havadaki iri saçmalara ve akrebe ateş etmişti. Donner boşalınca onu havaya fırlattı ve torbadan bir el bombası çıkardı.

Bir kez daha akrep Donner’dan gelen mermilere karşı dayandı. Yeniden asit ve iri saçma atışlar fırlatmak için hazırlık yapıyordu. Hazırlanmadan önce 8 cm büyüklüğünde el bombası akrebin üzerinde patladı ve bombadan yanan katran dağıldı.

Hajime bunu Yangın bombası olarak çağırdı. Yanmasının nedeni Hajime’nin katran katında bulduğu Fulham cevheriydi.3000 derece santigrat de yanıyor ve kolay ateşleniyordu. Bu yüzden Fulham Cevheri mükemmel bir seçimdi.

Yangın bombası neredeyse sönmüştü. Dumanlar akrepten çıkmaya başlamıştı ve çok fazla hasarı vardı ama aynı zamanda hasar aldığı gibi daha çok kızmıştı.

’Kishaaaa!’’

8 bacağını kullanarak çığlık atarak ileriye doğru koştu.4 kolu bir top atışı gibi Hajime’ye doğru sallanıyordu. Kollarından biri Hajimeye vuracakken,  Hajime Titreme ile kaçtı ve diğer bir koldan Hava yürüyüşü kullanarak uzağa atlamak zorunda kaldı. Üçüncü kolda Büyük Tekmeyi kullanarak engellemek zorunda kaldı. Duruşu dengesini bozdu ve dördüncü kol ona vurmak üzereydi. Donner yeniden doldurulup ateşlenmişti ve gücünü kullanarak havaya doğru zıplayarak saldırıdan kaçmayı başarmıştı. Bütün hareketler Yue’yi baskı içinde bıraktı fakat o tahammül etmeyi başardı.

Hajime Havada iken akrebin sırtına atladı. Hajime öfkelenmiş akrebin üstünde kendini dengelemeyi başarmıştı ve sırt noktasına Donner’ı hedefleyerek ateşledi.

Zugan!

Korkunç bir patlama sesi bütün alanda duyulmuştu ve canavar saldırıyı aldığında zemine çarptı. Fakat sadece kabuk çizik almıştı ve hiçbir hasar vücudunda olmamıştı. Dişlerini sıkarak Havada Yürümeyi Donner ile hazırladı. Yeteneği Akrebin zırhıyla çarpıştığında sadece kabuğuna zarar verebilmişti. Başka bir hasar yoktu.

Bıkmış akrep kuyruğunu hedefe getirdi ve iğnesini ateşledi.

Hajime hemen bir bükülme ile kenara zıpladı. İğnenin olduğu noktaya ateş etti. Mermi hedefin kuyruğuna vurdu ve kuyruğun fiske yemiş gibi dönmesine neden oldu ama yine de hiçbir hasar yoktu. Saldırı gücü yeterli değildi.

Canavar’ın dört kolu fırtına gibi Hajime’ye saldırmaya başladı. Çaresizlik içinde Hajime yangın bombası attığı gibi geriye doğru hızla sıçradı. Yeniden katran akrebin üstüne dağıldı ama bu sadece akrebi yavaşlattı.

Şimdi ne yapması gerektiğini düşünürken bir çığlık akrepten geldi.

‘’Kyiiiii!!’’

Titreme bütün vücudunu sardı ve hemen geri çekilmek için ‘’Titreme’’ yeteneğini kullandı fakat çok geçti. Çevredeki arazi ve zemin çoktan parçalanmaya başlamıştı.

‘’Kahretsin!’’

Bu tamamen bir sürpriz olmuştu. Hajime umutsuzca havaya doğru kaçmaya çalıştı, Ama yaklaşan büyük bir kıymık yüzünden Yue’yi korumak için vücudunu bükmek zorunda kaldı. Bu eylem onun dengesini bozdu. O Donner ve Büyük tekme yeteneğini kullanarak atlamayı başardı. Kaçmaya çalıştığında görüş alanına akrebin asit ve iri saçma için hazırlandığını gördü.

Hajime’nin yüzü sertleşti. Hazırlanışının bitişiyle akrep saldırısını ateşledi. Kendini katılaştırdı. Bu durumda hem asiti hem de iri saçmayı engellemek imkânsızdı. Hajime dişlerini sıktı. Havada Yürümeyi kullanarak asiti atlatmayı başardı. Hemen sonra vücudunu korumaya başladı. Sağ kolunu kalbinden yüzüne doğru korumak için kullandı. Büyü gücünü vücudunu kuvvet sınırını arttırmak için kullandı. Onlarca iğne bedenini deldi.

‘’Gaaa!!’’

Ağır yaralanma durumu yoktu fakat bağırmıştı. Yue onun sırtında olduğunda o iğneleri almayı ve onları vücuduyla durdurmaya karar vermişti. Hajime iğnelerden dolayı toprağa yuvarlandı. Şiddetli ağrı bedenini harap ederken Yue şok ile sırtından uzağa fırladı.

Onlarda iğne vücudunu parçalamıştı, Hajime bir flaş bombası çıkardı ve akrebe doğru attı. El bombası akrebin gözlerine doğru parladı.

‘’Kyishaaaa!!’’

Ani ışık yüzünden kör alan akrep geri adım attı. O başından beri Hajime’nin hareketlerini takip ediyordu. Canavar hangi adımı alıp almamak için başından beri değerlendirme yapıyordu.

Hajime bedenindeki iğneleri çıkardı ve iksirden ürettiği bir hapı tüketti.

‘’Guu!’’

Dişlerinin arasından bir sızlanma çıkmıştı. Hajime Yue ‘yi etrafta aradı ama Yue onu bulan kişi oldu ve ona doğru geldi.

‘’Hajime!’’

Yue endişeyle Hajime’ye koştu. Onun ifadesiz suratı gitmişti. O çoktan gözyaşlarına boğulduydu.


‘’Ben iyiyim. Onun zırhı çok sert. Bir plan düşünemiyorum… Onun 4 kolu da ağzını ve gözlerini kaplıyor… Kamikaze?’’

Yue’nin kaygılarına rağmen Hajime akrep için plan düşünmeye devam etti. Hajimeye bakarak Yue ağlamaya başladı.

‘’…Niçin?’’

‘’Ah?’’

‘’Niçin sadece kaçmıyorsun?’’

Eğer Hajime onu bırakırsa o kaçabilirdi. Yue bunun mümkün olduğunu bildiği için konuyu buraya getirdi. Ancak Hajime inanılmaz bir bakışa sahipti.

‘’Sen şimdi ne söylüyorsun? Sadece biraz güçlü bir düşmanla karşı karşıyayız diye hemen pes etme.’’

Yaşamak için Hajime her şeyi yapmaya razıydı: blöf, yalan söylemek, sürpriz ataklar, hatalı oyunlar ve buna benzer her şeyi kazanmak için yapabilirdi. Onun ayıyla dövüşü tek istisnaydı. Ayıyla yaptığı kavga temelde adil oyun olarak gösterilirdi. Fakat burası böyle bir düşünce için bir yer değildi. Burada suçluluk yoktu. Sen bu şekilde yaşamalıydın.

Ama o kendinin kalpsiz olmasına izin vermeyecekti. O hala yanlışı, insanlığı ve adaleti biliyordu. Onun bunları hatırlamasının ve geri kazanmasının nedeni Yue’ydi. Bu yüzden o, onu kurtarmaktan başka seçeneğe sahip değildi. Yue kendini Hajimeye emanet etmişti. O bunu kabul ettiği anda kalpsiz olamazdı.

Yue anlamış gibi başını salladı ve onu kucakladı.

‘’Hey, Ne oldu?’’

Bu durum şuanda böyle bir şey için uygun değildi, o ne yapıyordu? Akrep yakında iyileşecekti. Onun yaraları iyileşmişti. Hazırlık yapak ve yakın dövüşe girmek lazımdı. Yue bunu takmadı ve elini Hajimenin boynuna getirdi.

‘’Hajime, Lütfen inan.’’

Yue Hajime’nin ensesini bunu söyledikten sonra öptü.

‘’Tsu!?’’

Hayır, bu öpücük değildi. Hajime boynunda acı hissetmişti. Gücün kendinden alındığı gibi rahatsız bir duygu hissetmişti. Bu duyguyla birlikte kendini serbest bırakmaya çalıştı, fakat o Yue’nin bir vampir olduğunu hatırladı. Yue onun kanını emiyordu. Lütfen inan diyerek vampirlerin kan emmesinin korkutucu olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Eğer o bundan hoşlanmasaydı o sadece kaçabilir ve şikâyet edebilirdi.

Hajime sadece alaycı bir gülümseme ile Yue’yi kucaklayarak onu destekledi. Bir an için Yue titredi ama sonra yüzünü gömdü ve daha sıkı sarıldı. Belki de sadece onun hayaliydi ama Hajime’nin sarılmasıyla o sevindi gibi görünüyordu.

‘’Kyishaa!!’’

Akrep tekrar kükredi. Flaş bombasından görüşünü geri kazanmıştı. Zemin dalgalarını tekrar algılamıştı ve onların nerede olduğunu tekrar görüyor gibi gözlüyordu. Muhtemelen bu onun Özel büyüsüydü; çevredeki araziyi araştırma ve işleme yeteneği.

‘’Ama bu benim de en iyi tarafım.’’

Hajime sağ elini zemine koydu ve dönüştürdü.3 metre uzunluğunda bir duvar Yue ve Hajime’nin çevresinde oluştu.

Her yerden saldırı gelmişti. Fakat savunma duvarı onları durdurmuştu. Kıymıklar her seferinde duvara vurduğunda kırılıyordu. Fakat Hajime hemen yeni bir duvar yapıyordu. Bildiği kadarıyla akrep Hajime’den daha iyiydi Fakat Hajime akrepten daha hızlıydı.3 metre onun sınır mesafesi gibi gözüküyordu, Dikenler uçamıyordu bu yüzden onlarda Hajime’nin savunması gibi oynamıştı.

Hajime dönüştürmeyle savunma duvarı oluşturmaya odaklanmıştı. Yue sonunda boynundan ağzını çekmişti. Çılgın bir ifade ile dudaklarını yaladı. Çocuksu bir vücuda sahip olmasına rağmen Hajime hayran olmuştu. Daha önceki bitkinliği kaybolmuştu ve teni beyaz porselen gibi parlamıştı. Yanaklarının rengi gül kırmızısına dönmüştü. Kırmızı gözleri sıcak bir ışık yaymaya başlamıştı. Onun ince küçük elleri Hajime’nin yanaklarını okşadı.

‘’…Gochisou-sama.’’

Yavaşça kalktı ve akrebe karşı elini yükseltti.

2 kelime mırıldandı.

‘’Masmavi Gökyüzü’’

Mavimsi-beyaz renginde 6-7 m çapında bir sütun akrebe doğru oluştu.

Etrafında olarak geri çekilerek akrep çığlık attı. Fakat Uçurumun Vampir Prensesi buna izin vermedi. Parmağını güzellikle indirdi. Alevden bir sütun sanki orkestra şefinin talimatını dinler gibi kaçan akrebe doğru direk isabet etti.

‘’Gu-ugyiyiaaaaa!’’

Daha önce duyulmamış bir ses akrepten çıkmıştı. Çığlığı acı ile doluydu. Sütun bir anda yok olmuştu ve akrep sütundan ortaya çıkan ışıktan dolayı kör olmuştu. Hajime koluyla gözlerini korurken sadece hayretle büyüye baktı.
Akrep ızdırap içinde yerde yatıyordu. O Canavarı kolaylıkla yenen Yue’yi övmeli miydi? Ve ya böyle bir saldırıyı alıp da hala ölmemiş olan fakat ağır yaralı duran akrebi mi? O bir ikilemde kaldı.

Hajime şaşırtıcı bir ses duydu. Yue ağır nefes alırken oturuyordu. O büyüsünü tamamen tüketmiş gibiydi.

‘’Yue, iyi misin?’’

‘’…Üstünlük… Yorucu.’’

‘’Haha, başardın! Bizi kurtardın. Geri kalanını ben halledeceğim. Bir ara ver.’’

‘’Anladım.’’

Hajime elini salladı ve mesafeyi kısaltarak hala hayatta olan akrebe yaklaştı. Alev sütunu yüzünden dış kabuğu erimiş iken öfke ile kükredi ve yaklaşan Hajime’ye bir iri saçma fırlatmayı amaçladı.

Bir flaş bombası Hajime tarafından hızla atıldı. O iğnelerin ateşlenmesinden önce Donner ‘ı ateşledi. Flaş bombası ileri doğru mermi tarafından fırlatıldı ve patladı. Akrep daha önceden de deneyime sahip olduğundan tanıdıktı ve kasvetle Hajime’yi kör şekilde aradı.

Ne kadar bakarsa baksın Hajime’yi bulamadı. Akrep Hajime’yi kaybettiğinden çapraşık olmuştu. Sonra Hajime onun sırtına inmişti.

‘’Kishua?’’

Şaşkınlık içinde akrep ses çıkardı. Aniden sırtında gözüken Hajime’nin nasıl kaybolduğunu merak etti. Flaş bombası atıldığında Hajime Durum(Varlık) Saklama kullandı ve Akrepten saklandı.

Akrebin kabuğu sıcak olduğundan Hajime’de biraz yanmıştı ama umursamadan Doner’ı kabuğun üzerine getirerek herhangi ince olan bir alana bastırdı ve zayıflamış zırhının arasından Donner ‘ı sonuna kadar ateşledi.

Akrep iki kuyruğuyla sırtına vurmaya başladı ve kendini takmadı, ama Hajime bunu gördü ve ondan daha hızlı hareket etti.

Hajime bombaları torbasından dışarı aldı ve Donner ile yarattığı ince kabuklu deliklerden bombaları soktu. Elini deliklere sokarak canavara bir parti hediyesi verdi. Bunu yapmak onun elini yakıyordu fakat o aldırmadı.
Akrep tarafından saldırılmadan önce Titreme ile kaçtı ve Akrep Hajime’ye doğru dönerek tekrar saldırdı.
Ancak zaman dolmuştu

Goba!

Bir patlama sesi bütün alan boyunca ortaya çıktı ve akrep titremeye başladı. Hajime ve akrep hareket etmeden duruyorlardı ve sessizlik devam ediyordu.

Yavaşça akrep çöktü ve bir gürültüyle zeminin üzerine yattı.

Hajime hareketsiz akrebe yaklaştı. Canavarın ağzına Donner ı yerleştirdi ve öldüğüne emin olmak için ateş etti. Onu ateş etmeden önce öldüğü kesinleşmişti. Bu kanıtlama işi onun bu günlerde politikası olmuştu(ölü olup olmadığına bakması anlamında)

Geriye baktı ve Yue ‘nin Hajimeye ifadesiz bir suratla fakat gözlerinde neşeli bir ifadeyle baktığını gördü. O zindandaki maceranın ne zaman biteceğini bilmiyordu, ama güvenilir bir ortak kazanmış gibi gözüküyordu.

Yue’nin odasına girmeden önce Hajime ilk başta orayı Pandora’nın kutusuna benzetmişti fakat şimdi farklı bir şey düşünüyordu. Pandora’nın kutusu felaketi ve umudu avucunun içinde bulundururdu. Görünüşe göre o odaya girmeden önce yaptığı bu metafor isabet etmişti. Hajime Yue’ye aklında bu düşüncelerle yürüdü.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


15   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   17 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.