Ahşap yuvarlak masanın etrafında 4 kişi vardı. Birisi sarı saçlı, mavi gözlü, hafif kırışmış suratı ve dinamik yapısı ile Andy. Bir diğeri tombul pembe yanaklı, sakin tavırları ile bilinen, siyah saçları tas traşlı batının mafya babası Selan. Bir diğer kişi geniş yüz hatları ve tebessümü ile tanına, saç uçlarına doğru kızıllaşan kahverengi saçlı, Kuzey'in kızılı mahlası ile bilinen Khun. En sondaki kişi ise beyaz saçlı tıknaz ihtiyar Hader.
Ortama ağır bir hava hakimdi. Sanki her bir şahıs dönecek konuyu biliyor, biliyor olmasına rağmen duymak istemiyordu. "Cesaret diye bir şeyin kalmadığı ortamda geleceğe dair ne bir umut yeşerir ne bir çiçek açar." diye Andy içinden geçirdi. Purosundan hızlıca bir duman aldı ve içine çekti. Bu hareketi masadaki diğer kişileri az da olsa rahatlatmıştı. Ne de olsa konuşmanın acı verdiği o malum konuyu başlatan onlar olmayacaktı.
Dumanını üfleyip havada aldığı seyri izledikten sonra "Beyler." diye söze girdi. "Son suikast mezuniyetinde olanları hepimiz biliyoruz. Devlet aramıza girmeyi başardı. Çaylaklar arasında bir adet hain var. Normal zamanda olsaydı boş bir olay deyip geçerdim fakat devlet elinde cidden sağlam bir plan tutmadıkça bu kadar cüretkar olmaz. Üç eğitmenimiz yakalandı ve işkence görüyor. Genel olarak tuttuğunu kopar politikası izleyen devlet sakinleri bu sefer toplu bir girişimde bulundular. Bu da ben dahil bu masadaki herkesi korkutmuştur eminim. Olayın seyrindeki duruma bakılırsak ya kuzey tarafımızda ya da benim tarafımda bulunan bir hainden bahsediyoruz. Onu ya da onları bulmak için herhangi bir önerisi olan?"
Masaya bir süre sessizlik hakim oldu. Sessizliği kısık sesi ile Selan bozdu.
"Neden o işi efsanelere bırakmıyoruz? Zaten pek mezun olan yok. Sayın Andy'nin elinde 1, Sayın Khun'un elinde ise 2 adet efsane suikastçi bulunmakta. Olası şüphelileri size verelim geri kalanların çoğunu ise iş yükünüz olmasın diye biz alalım. Ne dersiniz?"
"Peki ya efsaneler yakalanırsa?" Andy öne eğilip keskin bakışlarını Selan'a dikti.
"Boş yere onlara efsane demiyoruz Andy." diye gürledi Khun. "Efsaneler arasında bir irtibat kuralım. Bu sayede oldukça hızlı bir şekilde sonuca ulaşırız. Bu vesile ile bende idollerimden birisi olan Sayın Park ile tanışmış olurum."
Andy gözlerini ihtiyara çevirdi. İhtiyar onay verircesine kafa salladı.
"O zaman karar verilmiştir." Andy kuşkulu şekilde geriye yaslandı.
"Meraklanma Andy. Biliyorum Park çalışandan öte senin için bir dost ama onun ne kadar iyi bir suikastçi olduğunu hepimiz biliyoruz. Khun ve kalan ikilinin desteği ile bu işi hızlıca bitirip rahata kavuşabiliriz. Bu yersiz şüphe bizi yiyip bitirmeden ondan kurtulmalıyız. Bu işin sonunda sizin kafanıza silah dayamış halde kendimi bulmak istemem." diyen ihtiyar Hader'in ses tonu hüzün ve umutsuzluk kokuyordu.
Bu cümle ile keyfi hafif yerine gelen Andy "Meraklanma ihtiyar elime düşersen en acı verici şekilde öldürmeye dikkat edeceğim."
"Hadi ya! Tecrübesiz velet neler neler söylüyor." ufak kıkırdamalar sonrasında masa yeniden eski ciddiyetine büründü.
"Yersiz şüpheden uzak durun." diye son cümleyi Khun koydu ve masa dağıldı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.