Born As The Daughter Of The Wicked Woman(Novel) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 


           
Freyr Heronis sıradan bir asildi, hayır aslında sefalet içinde yaşamamış ideal bir kadındı. Güzel görünümü, kimsenin kıskanmadığı doğumu ve hatta ailesinin sınır tanımayan sevgisi. Freyr pek çok şeye sahip bir kadındı ve neyinin eksik olduğunu da bilmeyen bir kadındı.
 
Siyasi kazanç yüzünden bir evlilik yapmıştı ama kibar bir eşe sahip, konaktaki insanlar ona iyi davranıyor ve sosyal ortamlarda bile ona iyi davranan insanlar vardı. Heronis düşesi olarak başkalarına sorun yaratmamak için pozisyonunda elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
 
Nazik kocası ona her zaman kibardı ve görevleri asla aksatmayan sadık da bir insandı bu yüzden Freyr ona karşı sevgi hissetmeye başladı ve daha mutlu bir çift olacaklarına inandı.
 
‘‘Merhaba, ben Eunice. Bugünden itibaren Dük konağında çalışmaya başlıyorum. Lütfen bana iyi bakın! "
 
Ta ki kendine Eunice adında bir kadın ortaya çıkana kadar.
 
Ortaya çıktığından beri çevresi tuhaflaşmıştı. Eunice, çevresindeki herkesi iyi hissettirebilecek kadar net bir enerjiye sahip bir kadındı.
 
İlk başka Freyr ondan hoşlanmamış değildi. Onun gerçekten iyi biri olduğunu düşünmüştü.
 
Ta ki kocası onu gördüğünde gözleri parıldayana kadar.
 
***
 
Bir süre önceden beri yatak odasında onun sıcaklığını hissedememeye başladım.
 
Sabahın erken saatlerinde gözlerimi açıp yanımdaki yeri boş gördüğümde gece geç saatlere kadar onu bekliyordum.
 
Sabahın geç vaktinde onu Eunice’nin odasından çıkarken gördüm.
 
Freyr, huzurlu yaşamında ilk kez bir şeylerin ters gittiğini fark etti. Yine de Freyr bu konuda hiçbir şey yapamadı.
 
Tatlı ve kibar olan Eunice çevresini aydınlatır ve doğal olarak insanları etrafına çekerdi.
 
Ama böyle kalamazdı.
 
‘‘Tatlım, etrafımızda gözler var. Eunice ile çok yakınlaşmanın iyi olduğunu sanmıyorum. "
 
Freyr, eşi olarak bunu söylemenin doğal bir hakkı olduğunu düşünüyordu.
 
"İki yetişkin erkek ve kadın gizli bir odada ... Dikkatli olman gerekmez mi?"
 
"Bir sıkıntı yok."
 
"Fakat…"
 
"Eşim, Eunice bana yardım ediyor. Bildiğin gibi başkent çok kaotik. "
 
Dük sanki onun dinlemesini istiyormuş gibi yüksek sesle iç çekti.
 
‘‘Endişelenme. Hiçbir şey olmayacak’’
 
Freyr tavsiyesi dükte işe bile yaramamıştı.
 
Dükün Freyr’in tavsiyesine cevabı soğuktu ama o zamandan beri Dük ile Eunice arasındaki ilişki giderek garipleşiyor gibi görünüyordu.
 
Hala tedirgin olan Freyr, Eunice'nin peşine düşmesi için gizlice bir adam tuttu.
 
Freyr sadece umut ediyordu.
 
Lütfen, umarım bu ikisi arasındaki ilişkiyi yanlış anlamışımdır.
 
Kendimi utandırma riskime rağmen sadece emin olmak istedim.
 
Küçük bir nedene bağlı kalsaydım ve kocamın bana geri dönmesini bekleseydim bu olmaz mıydı?
 
Açıkçası, konumunu korumaya çalışmıştı.
 
Freyr başını yavaşça kaldırdı ve bulunduğu yere baktı.
 
Daha önce hiç görmediği ıssız ve dar yerdeydi.
 
‘Neden buraya geldim?’
 
Freyr artık aklını başında tutamıyordu. Her zaman ona kibar olan insanların ona arkasını dönüşleri çok hızlıydı ve bu eşi için de geçerliydi.
 
Kıskançlık ve açgözlülükle dolu olduğu, masum bir insanı ve dükün sevgilisini incitmeye çalıştığı gibi yalan suçlamalarla birlikte yüksek bir kulenin içine hapsedilmişti. (Abi açıklama bile garip dükün eşi varken dükün sevgilisine zarar vermek. Zaten eşi Freyr…)
 
‘‘Freyr Heronis gecekondu mahallesindeki insanları kaçırma, onlara işkence ederek onların kanıyla imparatorluk ailesine küfretme ve tüm imparatorluğu kaosa sürükleme günahını işledin!’’
 
Dükün sesinin tonu soğuktu.
 
‘‘Adam kaçırma, tehdit etme ve canlarını alma suçu. Bu nedenle, Heronis'in soyadını ondan alıyorum ve onu ömür boyu hapse mahkum ediyorum. "
 
Eski eşinin sesi artık dostça değildi.
 
Ne zamandan beri sesi bana soğuktu?
 
Bu bir politik evlilik olsa bile mutlu bir ilişkimiz olduğunu düşünmek benim hayal kırıklığım mıydı?
 
Ben sadece aralarındaki ilişkinin benim hayal ürünüm olduğunu doğrulamak istedim.
 
Ne ona saldırmak istedim ne de insanlara onu kaçırmaları için emir verdim.
 
Ben sadece ikisi arasındaki ilişkinin ne olduğundan emin olmak istedim.
 
Haksızlık yüzünden yalvarsa, çığlık atsa ve ağlasa da ne kocası ne de etrafındakiler onu dinlemedi.
 
İlk başta hiç şüphem yoktu.
 
Bir şeyler yanlıştı.
 
Ne demek ceset konağın bodrumunda bulundu? Kanlı çılgın bir cadı.
 
Gerçekten bu saçmalığa inanmıyorsun değil mi? Sen, inanmıyorsun.
 
Sen bırak cesetleri, kan görmekten bile korktuğumu biliyorsun.
 
Lütfen, lütfen hayır deyin.
 
Ben onun beni çıkarmaya çalıştığına inanmak istedim.
 
Ama bir hafta geçtikçe ve bir ay geçtikçe, bunun gerçek olduğunu fark etmekten başka seçeneğim yoktu.
 
Yine de onu hiç durmadan bekledim.
 
Evime geri dönebileceğime inandım.
 
Çünkü Freyr'in şu an orada yapabileceği tek şey buydu.
 
***
 
Kuledeki hayatım süresince bana bir armağan verildi.
 
Freyr karnını nazikçe sarmaladı.
 
Çocuğun doğumunu öğrendiğinde dükün onu bulmaya geleceğini düşünerek gardiyana haber verdim.
 
Ama çocuğumu doğurduktan uzun bir süre sonra bile eşim beni görmeye gelmedi.
 
Dük Heronis’in evlendiğindeki halkın sevinci.
 
Eunice Düşesi'nin pek çok insan için nazik ve şefkatli olduğu ve herkesten farklı olduğuna dair alaycı bir açıklamalar
 
Ve Heronis Dükünün konağında bir prensesin doğumu herkesin dilinde ve herkesin kutlama sebebiydi.
 
Kucağımdaki çocuk… Bir kutlama bile olmadan annesiyle birlikte hapishanede yaşıyordu.
 
Eşimi ve hatta akrabalarımı aramalarını istediğimde, geriye dönen bir cevap bile yoktu.
 
Sanki burada ölmesini istiyorlarmış gibi, bu eylemler, o sözler ve o bakışlar Freyr'i defalarca öldürüyordu.
 
Hayatında yaşadığı ilk hakaret, utanç, ıstırap ve yalnızlık Freyr'i sarsmıştı.
 
Sonunda onu buradan çıkarabilecek tek kişinin Dük olduğunu öğrendi, bu yüzden endişeyle onu aramaktan başka seçeneği yoktu.
 
“Dük, beni gerçekten unuttun mu ...?’’
 
Herkes Freyr'i aşk yüzünden çıldırmış kötü bir kadın olarak lanetledi.
 
Onu aptal bir kadın, zavallı bir kadın olarak gösterdiler ve böyle bir muameleyi gördükten sonra bile aşkı aradığını zannettiler.
 
Onlara küfretmek onları lanetlemek istesem de ağzımdan sadece eşimin adı çıkıyordu.
 
Başka hiçbir kelime izinli değilmiş gibi.
 
İşte bu yüzden Freyr başka şeyleri düşünmeyi bıraktı.
 
Beklerse onu bulmaya geleceği yönündeki zayıf beklentisi, hayatta kalabilmesinin tek sebebiydi.
 
Yine de ne kadar bilincini açık tutmaya çalışsa da vücudunun durumuyla ilgili hiçbir şey yapamazdı. Freyr bir hastalığın vücudunu yediğini fark etti.
 
‘Burada yalnız başına ölüyorsun’
 
Dük onu neden terk etti?
 
Neden suçlanıp bu kadar sefil bir şekilde ölecekti?
 
Bir düşününce, gerçekten tuhaftı.
 
Sabit bir cezayla birlikte duruşma bile düzgün yapılmamıştı ve ailesiyle bile bağlantı kuramamıştı.
 
Muhteşem olan hayatım artık yoktu.
 
Dünya beni terk etmekte haklıydı
 
Her şeyden önce onlar beni kötü bir kadın olarak lanetlediler ve ölmemi umdular.
 
Görkemli hayatım bir anlıktı ve sonunda derin karanlık beni selamlamıştı.
 
Hayal kırıklığı ve dayanılmaz yalnızlık ile ölümle mücadele ederken kızımdan başka kimse karşıma çıkmamıştı.
 
Kızım beni anladığını söyledi.
 
Neden bu çocuğu unutmuştu?
 
Yedi yaşında olmasına rağmen çocuk çok zayıf ve cılızdı.
 
Çocuk onun annesi değil dükün eşi olmak istememi anladığını söylerken bile elinin titrediğini görebiliyordum.
 
İnsanların onu benim kızım olduğu için lanetlediği ve istismar ettikleri açıktı.
 
Görüşümün bulanık olmasına rağmen altı yaşına yakın bir görüntüsü vardı.
 
Evet, sadece onun çocuğu olduğu için böyle yaşayacak ve böyle yaşamaya devam edecekti.
 
Elini tutan çocuğun eli çok sıcaktı.
 
O küçük titreyen eli sıkıca sarmalamak ve ona sarılmak istedim.
 
Yine de ağzımdan dükü arayan bir ses duydum.
 
Neden?
 
Ancak o zaman Freyr bir şeylerin garip olduğunu fark etti.
 
Onu suçluyorsan neden onu özlüyormuş gibi ağzından başka bir kelime çıkmıyor?
 
Kendisine gelen deja vu duygusunu derinlemesine düşünmek için yeterli gücü yoktu.
 
Ancak, öldüğü anda Freyr kızının adını söylemek için ağzını açmak istedi.
 
Dük'ü ararken kolayca açılan ağzı kendi isteğiyle açılmadığı için Freyr içerledi ve pişman oldu.
 
‘Daphne. Daphne. Daphne.’
 
Tam bir isim bile veremediğim zavallı kızım.
 
Neden kucağında birkaç kez tuttuğu kızını şimdi hatırlayabilmişti?
 
Sana sahip olduğumda ben çok mutluydum.
 
Sanki hafızam silinmiş ve tekrardan yazılmış gibiydi.
 
Sanki biri ağzını kapatıyormuş gibi, sıkıca kapatılmış ağzına içerledi ve Freyr gözlerini kapatarak adaletsizliğe katlandı.
 
Gözlerimden akan yaşlarla bilincimin yavaşça çöktüğünü hissettim.
 
Artık ölümden korkmuyordu.
 
‘Eğer Tanrı beni duyuyorsa…’
 
Eğer Tanrı biraz bile beni bilge biliyorsa, lütfen, lütfen.
 
Lütfen kızımın benimle aynı kaderden yürümesine izin verme.
 
Eğer kızım bu kaderle doğduysa lütfen kaderini bozmasına izin ver…
 
Ben kızımın sesini duydum. Daphne bana bakıyor.
 
 
Ancak Freyr bir daha asla gözünü açamadı.
 
Sonunda çocuğun adını söyleyememişti.
 
Bu sondu.
 
***
 
Şimdiye kadar beni aşağı çeken ağır baskı ortadan kalkmıştı.
 
Bir kelebek kadar hafif olduğumu düşündüğümde, gerçekten mor bir kelebeğe dönüşmüştüm.
 
Kanatlarımın altında bir şey gördüm. Yaklaştığımda önümde oturan küçük bir kız gördüm.
 
Bu Freyr’in kızı Daphne’di
 
Kesinlikle bunun bir son olduğu düşünmüştüm ama ona ikinci bir şans mı verilmişti?
 
Bu durumda ne yapacağımı içgüdüsel olarak biliyordum.
 
Bu çocuğa bakamıyorum, ona dokunamıyorum, ona sarılamıyorum, hatta adını bile söyleyemiyorum.
 
Son kez çocuğum için yaşamak istedim. Ben de çocuğu güvenli bir yere götürmek için kanatlarımı şiddetle çırptım.
 
Çocuğa bakan tanıdık olmayan yüz üzgündü. Bir şekilde bu çocuğun ailesi olacağını düşündüm ve çocuğunda buna mutlu olacağını.
 
Bu yapabileceğim son şeydi.
 
Sert çırpınan kanatların yavaşça ışığa dönüştüğünü hissettiğimde, uzaklaşan çocukla gözlerim buluştu.
 
"... Güle güle Kelebek."
 
Çocuğun ağzından çıkan minnettarlık sözlerine rağmen Freyr ağlayamadı.
 
Çünkü ağlamasına izin verilmemişti.
 
Sadece üzgündüm.
 
Bu onunla son görüşmemiz olacak.
 
Seni biraz daha kollarımda tutmalıydım.
 
Sana kendim bir isim vermeliydim
 
En azından bir kez sana seni sevdiğimi söylemeliydim.
 
Başından sonuna kadar vasıfsız bir anneydi.
 
Bu nedenle mutlu bir hayat yaşamanı ummaktan başka yapabileceğim bir şey yok.
 
Mor kelebek yavaşça yeryüzünden silinmeye başladı.
 
Freyr ışığın içine doğru kaybolurken bunun açgözlülük olduğunu bilse bile tekrardan Tanrı’a dua etti.
 
‘Lütfen, bu çirkin anneye bir sonraki hayatında bir şans daha ver’
 
Gerçekten sonraki hayatım da ona cömert sevgi vereceğim.
 
Lütfen bir kez daha o çocuğu yanıma koyun.
 
Çocuğuma, bundan bıkıncaya kadar onu çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
 
Çocuğumu mutlu etmek istiyorum.
 
Daphne'nin annesi olmak istiyorum.
 
Daphne ile mutlu yaşamak istiyorum.
 
Tanrı dinliyorsa ...
 
Mor kelebek küçük arzusuyla son olarak küçük bir ışığa döndü ve sonra iz bırakmadan kayboldu.
 
Onun dileğinin Tanrı'ya ulaşıp ulaşmadığını yalnızca Tanrı biliyordu.
 
 
 
 
 
******************************
Şimdi arkadaşalar! İlk bölümü gördüğümde harika dedim ama içini okuduğumda kendimi ağlamaklı ve sinirli buldum. Açıkçası o yüzden biraz yavaş çevirdim ve o sırada başka bir çevirime ağırlık verdim ama sonunda bitirdim ve o dükü ve Eunice midir nedir ona suikast düzenlemek istiyorum ya da ne suikastı sadece hayatının sonuna kadar o kule de o da yaşasın. Sadece bu… Her neyse yeni bölümü kısa bir süre içinde atacağım. Gerçekten kısa. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz. Ağlıyorum….

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.