Yukarı Çık




13   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   15 

           
Vücudumu saran yumuşak his bana garip geldi.
 
Garip hissettiğim anda uzaklarda yatan bilincim yavaş yavaş açılmaya başladı ve gözlerimi açtım.
 
‘‘İyi uyumuşum’’
 
Herkes geç saate kadar rahatça uyu dese de büyük ihtimalle kreş yüzünden gözlerim doğal olarak sabahın altısında açılıyordu.
 
Beyaz tavana bakarken gözlerimi kırptım.
 
‘Dün ağladıktan sonra uyuduğum için…?’
 
Sanırım biraz gözlerim şişmişti. Gözlerimi ovaladım ve bacaklarımı örten battaniyeye baktım.
 
Yumuşak ve sıcak battaniye, sert ve eski değil. Tenime dokunarak rüya gibi gelen durumun gerçek olduğunu kanıtlamak istedim.
 
‘‘…. Bu bir rüya değil’’
 
Evet, bu gerçekten bir rüya değildi.
 
Alışılmadık bir tavan, yumuşak yatak ve pencereden içeri giren ışık.
 
Romanda olduğumu öğrendikten sonra kabullendiğim pis çocuk odasından nihayet çıktığımı fark ettim.
 
Kaşınan dudaklarımı kaşıdım ve kenarlarından nazikçe çekmeye çalıştım. Ağzımın titreyen kenarları, sanki neredeyse güldüğümü kanıtlamaya çalışıyormuş gibi son derece garipti.
 
Yine de mutluydum ve gülebildiğim bu durumdan hoşlandım.
 
Yeni bir ortamın hissiyle kollarını uzatıp gerdim ve kısa süre sonra dışarıdan kuşun sesini duydum. Kuşların cıvıl cıvıl sesleri, kreşte sık sık duyduğum yüksek sesten farklıydı. Böylece aslında fark etmeden istediğimi gördüğümü anladım.
 
‘Hayır, bundan önce burası yer altında değil miydi?’
 
Tüccarların grup üssünün yer altında olduğunu sanıyordum, kuşların sesi de ne demek oluyordu?
 
Kuşa olan merakım, kaldığım yerle ilgili bir meraka dönüştü.
 
Bir yetişkin bedenim olduğuna dair anılarım olsa da merakımın nedeni çocuk bedeninde olmam mıydı?
 
Yaralandığımı unutarak merakımı gidermek için yatağımdan kalktım. Ve aynı zamanda yüksek bir sesle yere düştüm. Açıkçası, bastığım ayağın hiç gücü yoktu ve yere düşer düşmez yaralandığımı hatırlatmıştı.
 
‘‘Ahhh’’
 
Düştüğümde kolumu da vurmuş olmalıyım çünkü dirseğim de acıyordu.
 
‘Yaralanmamın üzerinden çok fazla zaman geçmemişti.’
 
Tüm vücudunu yaralarla kapattıktan sonra mı tatmin olacaksın Daphne?
 
İç çekerken kendimi suçlamaktan başka bir seçeneğim yoktu. Kimse görmeden önce yatağı tuttum ve yukarı tırmanmaya çalıştım. O anda birisinin ani koşmasının sesini duydum ve sonra kapı ani bir sesle açıldı.
 
‘‘Daphne!’’
 
Muhtemelen Lennox benim düştüğümü duyarak sallanan yeşil saçlarıyla odaya doğru koşmuştu.
 
‘‘İyi misin?’’
 
Sonra dikkatlice elini bana uzattı.
 
Kreşte geçirdiğim zaman yüzünden mi merak ediyorum ama elleri beni taciz etmeye çalışan birinin eli ile örtüşüyordu, bu yüzden o anda gözlerimi sıkıca kapattım ve çömeldim.
 
'Ah.'
 
Bir anlık sessizlik oldu ve kötü bir atmosfer hissettim. Korktuğumu ve bir alışkanlık gibi çömeldiğimi anladığımda yüzüm kızardı.
 
"Şey, ben ... ben üzgünüm ..."
 
Lennox benimle ilk tanıştığından beri  bana karşı kibardı ama benim hareketlerim yüzünden kötü hissetmiş olmalıydı.
 
Alışkanlık olarak onun gözlerine baktım ve ona yanlış yaptığımı söyledim.  Lennox benim sözlerimi duyduktan sonra ifadesi sertleşti.
 
‘‘…. Sen hiçbir şeyi yanlış yapmadın’’
 
İfadesini bu kadar çabuk düzelten Lennox, bir süre önce kaskatı kesilmiş görüntüsünün benim yanılsamam olduğunu hissettirdi. Yumuşak bir şekilde gülümsedi ve bana sarıldı.
 
‘‘Yüksek sesleri duyduğumdan şaşırdığım için çabucak buraya koştum. Seni korkuttum değil mi? Özür dilerim’’
 
Sen hiçbir şeyi yanlış yapmadın.
 
Garip bir şekilde özür dilemesinden nefret etmedim ama hiçbir şey de söyleyemedim.
 
‘Bu garip ve hala garip’
 
Benim için garip olan şeyin sadece yatak olmadığı açıktı.
 
‘‘İyi misin?’’
 
‘‘Evet’’
 
Artık sonunda cevap verebildiğim için başımı salladım ve beklemiş gibi konuştum.
 
Belki de gerçekten şaşırmış olan Lennox elini göğsüne koydu ve rahatlayarak iç çekti bu yüzden atmosfer tekrardan tuhaf hale geldi.
 
‘‘Aniden düştüğün için şaşırmış olmalısın’’
 
Sonra sanki mümkün olabilirmiş gibi bana yumuşak bir şekilde gülümsedi. Uyurken düştüğümü düşünüyor gibiydi.
 
Dün dostça gülümsemeyle vücuduma battaniyeyi örten ellerine baktım ve başımı yana eğdim.
 
‘‘Ben aptal gibi bacağımın yaralandığını unutarak yataktan kalkmaya çalıştığım için bu gerçekleşti’’
 
‘‘Yarı uykuluyken bu mümkün’’
 
Bu nedenle kendime aptal demememi söyleyen Lennox getirdiği bir kase suya yumuşak bir havlu koydu.
 
Ve yüzümü ıslak havluyla sildi.
 
‘‘Ben, ben yapabilirim’’
 
‘‘Düşerken kolunu vurmuş gibi gözüküyorsun. O yüzden bunu bana bırak’’
 
Kollarımın tuhaf bir şekilde hareket ettiğini ne zaman gördü?
 
Sebepsiz yere yalan söylediğimi hissettiğim için susarak başımı sallamaktan başka bir çarem yoktu.
 
Sıcak havlu yüzümü sildi.
 
Tepeden tırnağa ısındığımda yeni uyanmış olmama rağmen yorgun hissederek uyuklamaya başladım. Lennox bunu görünce küçük bir kahkaha attı ve beni dikkatlice geri yatırdı.
 
‘‘Sanırım gözlerin uykusuzluktan şişmiş. Ben gözüne havlu koyacağım bu yüzden dinlen. Tekrar uyandığında birlikte kahvaltı yaparız’’
 
Bir ninni gibi yumuşak bir ses kulağımdan aşağıya aktı ve bilinçsizce başımı salladım ve yavaşça uykuya daldım.
 
***
 
Nefis koku burnuma geldiği an aniden uyandım.
 
Gözlerimi açmama rağmen karanlıktı, şimdi de göremiyor muydum? Yani hepsi bir rüya mıydı? Bir an düşündüm.
 
Ama bir süre sonra Lennox’un gözlerime sıcak bir havlu koyacağını söylediği aklıma geç de olsa geldi.
 
‘Şimdi düşününce dün yüksek sesle ağlamıştım’
 
Öyle bir ağlamıştım ki gözümüm böyle şişmesi çok da zor bir şey değildi.
 
‘Acaba yüzüm ne kadar komik görünüyor?’’
 
Sebepsiz yere utançla iç çekerken gözlerime örtülen havluyu kaldırdım. Ancak o zaman parlak ışığın tekrar geldiğini ve arkadaki saati gördüm. Akrebin on bire geldiğini gördüğümde hıçkırmaktan başka bir seçeneğim yoktu.
 
Hiccup (Hıçkırık)
 
‘Uykusuzluk yüzünden üç saat uyuduğuma inanamıyordum’
 
Ben çok uyuyan birisi miydim?
 
Şaşkınlıkla sürekli hıçkırıyordum ve aniden arkadan bir şeyin geldiğini hissettim.
 
‘‘oo-!’’
 
Ahcyak!
 
Gözlerimin önünde açık pembe bir saç belirdi.
 
Beni korkutmak istermiş gibi arkamda belirdi ve şaşkınlıkla bağırır bağırmaz Ricarda, sanki beklentilerini karşılamış gibi şakacı bir şekilde güldü.
 
‘‘Günaydın Daphne’’
 
‘‘…. Ha’’
 
Ve sonra Chloe’nin iç çekişini duydum. Kafamı biraz hareket ettirdim ve arkadaki Chloe'ye baktım. Bakışlarımı hissettiği anda Chloe hiç iç çekmemiş gibi gülümsedi.
 
‘‘İyi uyudun mu bebeğim?’’
 
Resmi sabah selamlamasına şaşkınlığımı yatıştırarak başımı salladım.
 
"Günaydın. Yani….."
 
Chloe’i ne diye çağırmalıydım?
 
İfademi kontrol edemediğimde ve utandığımda, önümdeki Ricarda kahkahalara boğuldu.
 
Sanki küçük tatlı kız kardeşine bakıyormuş gibi gülmüştü bu yüzden neredeyse farkına varmadan ona bakıyordum ki Chloe için ayağa kalkıp onun kafasına vurmak daha hızlıydı.
 
‘‘Kız kardeşini şaşırtmakta çok iyisin ve ona gülüyorsun bile, değil mi?’’
 
‘‘Hayır, ben sadece onun hıçkırığını durdurmak için onu şaşırttım. Ona güldüm çünkü çok tatlı ama annem benim nasıl hissettiğimi bile bilmiyor ve Ricarda şimdi üzgün!’’
 
Dürüst olmak gerekirse, yetişkin bir çocuğun acımasızca davranması iğrenç görünüyordu. Sanki Chloe de benim gibi hissediyormuş gibi, biraz kaşlarını çattı ve kısa süre sonra bakışlarını başka yöne çevirdi.
 
‘‘İzlemesi çirkin Rica.’’
 
Aniden ortaya çıkan Lennox durumu sakinleştirecekmiş gibi konuşmuştu ama ters etki yaptı ve Ricarda etkisini kaybetmeden üzgünmüş gibi numara yaptı.
 
‘‘En küçük kardeşimiz içinde ağabeyin çirkin mi? Ağabeyin sadece hıçkırığını durdurmak istedi ve güldü çünkü çok tatlısın’’
 
‘‘……’’
 
Ne tür bir cevap doğru olurdu?
 
Eğer dürüst olursam nefret dolu olacağımı düşünüyorum ve yalan söylersem de vicdanım bunu yapmamı engelliyordu.
 
Yardım istemek için Lennox'a baktım ama o bana bakmaktan kaçındı. Bu sefer gözlerimi Chloe'ye çevirdim ve o da bakışlarımdan kaçtı.
 
Açıkça utandığımı görebilseler de, Chloe ve Lennox bize eğleniyormuş gibi baktılar ve Ricarda'yı durdurmak için öne çıkmadılar.
 
Ne yapmalıyım?
 
‘‘Sniffle, sniffle (Burnunu çekmek), ağabeyin çok üzgün. En küçük kardeşim için bile kardeşin çirkin mi? Beni görmek istemiyor musun?’’
 
"Sen… dürüst bir cevap mı istiyorsun yoksa yalan da olsa güzel bir kelime mi istiyorsun?"
 
Sonunda tek yapabildiğim soru sormak ve ona bir seçenek sunmaktı.
 
Beni dinleyen herkes şaşırmış gibi gözlerini fal taşı açmıştı.
 
"?"
 
Herkes birden bire aynı suratı yaptığında, ne diyeceğimi bilemeden gözlerimi devirdim.
 
Chloe kahkahalara boğuldu.
 
‘‘Oh, peki. Kızımdan beklendiği gibi. Zor bir durumda soru sormak. "
 
Neyse ki, beğenmiş gibi gülümsediğinde ruh hali mahvolmuş gibi görünmüyordu.
 
Chloe tatmin edici bir şekilde gülümsediğinde Ricarda gülmeye başladı. Ben gerçekten Chloe’i sevmiştim ve Lennox bizi izlerken eğleniyormuş gibiydi.
 
‘‘Lütfen bundan sonra beni rahatça anne diye çağır. Şimdi bebeğimde kalktığına göre yemek yiyelim mi?’’
 
Başımı salladım, anladığımı ve yemeye hazır olduğumu söyledim.
 
‘‘Ah, ama nasıl gideceğim?’’
 
Hiçbir yerde tekerli sandalye ya da değnek göremiyordum.
 
‘‘Bacakların iyileşene kadar sana yardım edebileceğimizi düşündüm. İyi olur mu?’’
 
"Sanırım tekerlekli sandalyenin sana uyması biraz zaman alacak ve koltuk değnekleriyle de vücudunu idare etmek zor olacak, bu yüzden de bir işe yaramayacak."
 
Lennox’un öğütleri Ricardo’nun kesin cevaplarıyla Chloe’e hayır anneme baktım ve başımı salladım.
 
‘‘Bu… Seni rahatsız etmez mi? Ağır olacağıma eminim’’
 
‘‘Hadi ama eğer ağabeyim seni sırtında taşıyabiliyorsa tamamen hafifsin’’
 
Yani kardeşimiz çok zayıf.
 
Ricarda omuz silktiğinde, Lennox’un soğuk bakışları Ricarda’nın tarafına yönelmiş gibiydi.
 
Sonra göz teması kurduğumda, Lennox sanki hiç yapmamış gibi tekrar gülümsedi ve ellerini bana uzattı.
 
"Sakıncası yoksa, seni tutabilir miyim?"
 
Uzun boylu ve zayıf biri olarak adlandırılmak için yapılıydı. Geniş kucağına baktım ve yavaşça kollarımı açtım. Bu şekilde, Lennox’un kollarında rahatça tutulabilirdim.
 
Daha sonra, tekerlekli sandalyenin binmem için zaten hazır olduğunu öğrendim.
 
 
********************************************
Kusura bakmayın. Biraz geç attım. O yüzden yarın bir bölüm daha atacağım. Bir daha böyle bir şey yapmamayı düşünüyorum ama bazen durum elvermiyor L İyi okumalar…. Umarım beğenirsiniz….


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


13   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   15 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.