Cehennem Online - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




183   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   185 


           



##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##


“Çığ!”
“Çığ!”
“Çığ!”
Dev orklar tepeden aşağı salınırken, büyücümüz yeteneğini üç kez kullandı.
“Buz Kesiği!”
“Buz Kesiği!”
“Buz Kesiği!”
Ardından tekli yeteneğini de devreye soktu, ilk defa onu böyle telaşlı görüyorum.
“Elenora, yeter!”
Şükrücük konuştuğunda, üç ork tam karşımızda bize bakıyor ve hiçbiri Elenora’nın yeteneklerinden etkilenmiş görünmüyor. Başlarının üzerinde donma etkisi aldıklarını belirten işaret olsa da hareketlerinde herhangi bir yavaşlama yok. Çığ, üzerlerine indiğinde bile kıpkırmızı kesilmiş derilerine düşüp buharlaşıyor.
“Pazartesi Sendromu!
“Mobing!”
Veba yeteneklerini kullandı ve elinde sopa olan ork hırlayarak cevap verdi. Etkiyi silemedi, görebiliyorum ama zayıf düştüklerine dair bir emare yok.
“Kızlar, geri çekilin ve bizi destekleyin. Teke tek dövüşmekten başka yolumuz yok!”
Durumu değerlendirip kararımı verdim. Kanamaya karşı Rimel’ in desteği, aldıkları güçlendirmeleri eşitlemek için Elenora ve Veba’nın yetenekleri lazımdı.
“Çiğköftecinin Kefareti!”
Derken Rimel kalkanının özelliğini kullandı, o an ortadaki orkun bakışları üzerine çevrildi. Şaman olduğunu sandığım sopalı ork da bir harekette bulunmadı. Şifacımızın eşyasının etkisine bir çareleri yok gibiydi, günün belki de en iyi haberini almıştım.
Gülecek oldum ama ne mümkün, üçü birden hücuma kalktılar. Balta, sopa ve kalkan üzerimize geliyor, rakip seçme vaktidir.
“Kalkanlı olan benim. Bakalım, göründüğü kadar sağlam mıymış?
Toraman silahını havaya kaldırarak ileri fırladı, hedefini seçmiş ve harekete geçmişti.
“Abi, hangisi?”
“Baltalı olanın tipini hiç sevmedim, havasını söndürmek eğlenceli olacak!”
Tahmin etmiştim. Alanda daha kabarık başka hindinin olması, Şükrücük’ ün kabullenemeyeceği bir şeydi.
“Benim payıma da sen düştün, sopalı ilah!”
 Yumruklarımı sıktım, siyah zincirleri hissedebiliyorum. Düşmanım da silahını sağlam kavramış, Toraman’ın cinsinden.
“Rimel, canlarımıza odaklan!”
Son sözüm bu oldu, dev ork silahını öyle bir salladı ki saçlarımın ucunda rüzgârını hissettim. Yere vurunca büyük bir toz bulutu oluştu, herif sert toprağı parçaladı. Saldırı büyüktü, o zaman açığı da aynı oranda olmalıydı. Sola savruldum, iki adımda arkasına geçtim.
Sopası hala yerdeyken, ensesine saldıracağım. Hedefim sinir sistemi, beyniyle bedeninin iletişimini kesersem, geri gelir.
“Lan!”
Tam havalandım, yerdeki sopanın diğer ucu koltuğunun altından göğüs kafesime ilerliyor. Toz bulutu içindeyken bile arkasına geçeceğimi öngörmüş, kaçacak yerim yok. Ellerimi önümde birleştirip darbeyi aldım, sonraki beş saniye bende yok.
Gözümü açtığımda, kocaman sopa yüzüme gelen güneşi gölgeliyordu. Nasıl yaptım bilmiyorum ama yuvarlanarak on adım uzağa kaçtım. Ardı ardına yere inen sopanın açtığı delikler kafamda açılmasın diye içgüdüsel olarak yuvarlanıyorum.
İri ork biraz geç kalınca elimi yere koyup geri zıpladım, yeniden ayaktayım. Pis pis gülüyor karşımda, kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını sanıyor. Kızamıyorum, üstüm başım toz içinde ve kıyafetimin bazı yerleri kanla ıslanmış.
Neyse ki Rimel var, üzerimde ışıldayan türlü renklerden sonra yaralanmalarım yokmuş gibi kayboluyor. İlk raunt düşmanın, fırsattan istifade diğerlerine bakıyorum, durum iç açıcı değil.
Toraman, kalkanlı elemanla kafa kafaya gibi duruyor ama sopası ne kadar büyükse, karşısındakinin ekipmanı da onu karşılayacak kadar büyük. Kanama etkisi alması da cabası, can barı yüzde on azalmış.
Şükrücük, sanal kalkanı ve Şahmerdan’ ın desteğine rağmen düşmanın amansız ataklarına cevap vermekte zorlanıyor. Karşısındaki ork safkan savaşçı olmalı, hareketleri çok akıcı ve vuruşların hepsi ölümcül noktalara geliyor.
“Max, dikkat et!”
Elenora’nın sesi kulağımda çınladığında, dalıp gittiğimi anladım ama rakibim benim gibi değildi. Sopayı yine karşılamak zorunda kaldım, sağ elimin tersiyle silahın gövdesine vurarak yönünü değiştirdim ve hemen ters yöne zıpladım.
Bir dakika, hareket çok tanıdık geliyor, nerede gördüm ben bunu? Tabii ya, az önce Toraman’ın sopasına karşı, kalkanlı ork aynı şeyi yapmıştı. Önce silahın gövdesine kalkanının üstüyle vurmuş, daha sonra açıkta kalan rakibinin üzerine yine kalkanıyla yüklenmişti.
Şaman ork durmadı, bir darbe daha indirdi. Ben de bunu bekliyordum, sol elimle silahı blokladım ve bu kez yana sıçramayıp içeri doğru daldım.
“Durdurulamaz Yumruk!”
Sıra bende, şu yumruğun bir tadına bak bakalım sefil ork.
Sanki kayaya yumruk attım, nasıl sert bir deri, nasıl sağlam kaslar bunlar? Öyle bile olsa, yumruğumun etkisi olmadığı söylenemez. Üç adım geri savruldu, gözleri hayretle açıldı. Silahını havaya kaldırıp saldırmaya başladı, benim gibi bir insandan darbe almak gurunu incitmiş olmalı.
Dövüş Konsantrasyonu etkisi altındayım, eğer iş saldırılardan kaçmaksa, tam adamına geldin. Ardı ardına inen darbelerin arasından sıyrılıp, bir kez daha vuruş mesafesine girdim.
“Durdurulamaz Yumruk,  Ölümcül Kroşe!”
Bu defa artarda iki yetenek kullanabildim, kombo saldırının etkisi bambaşkaydı. Adımlarca geri savruldu ve silahını yere vurmadan da duramadı. Canı %10 azalırken yarattığı etki hoşuma gitti, hemen ardından %1 geri dolunca, neşem kaçmadı değil. Saniyede %1 can yenileme, hiç hoş bir haber değil.
 Vur kaç taktikleriyle düşmanı indirmek hayal gibi bir şey oldu, birlik olmak zorundayız. Önce Şükrücük’e bir taktik vereyim.
“Şükrücük abi, kalkanlı orkun hareketlerini izle!”
Bedava özel ders veriyor, kaçırılacak gibi değil. İnsan azmanı Toraman kan ter içinde kalsa da henüz tek bir temiz darbe indiremedi. Aynı yeteneklere sahip bir tankımızın olması, kalitemizi bir değil, üç basamak yükseltirdi.
Şükrücük çağrıma yanıt vermedi, gözleriyle diğer orku kesmeye başladı. Tankımız kibirlidir ama işine yarayacak bir şey varsa da gözünün yaşına bakmadan alıverir.
“Veba, yeteneklerinin yenilenme zamanlarına dikkat!”
“Elenora, iksir kullanımında sınır yok! Buzlamaya devam!”
“Rimel, Şükrücük’e yakın dur. Rakibi, mutlaka atak zayıflatma etkisi alsın!”
Son söylediğim, belki de en önemlisi. Baltalı ork, bugüne kadar gördüğüm en sağlam savaşçı olabilir. Şükrücük’ ün üstün hasar emme ve yansıtma yeteneklerine rağmen tankımızın canını %75 e getirmiş. Uzun vadede durum hiç iç açıcı görünmüyordu.
Savaş alanında yarım saati devirdik, sonuç mu? Ben ve rakibim, bir yaralanıp, bir iyileşerek ilerliyoruz. Üstünlük kuran taraf yok, savaşımız çıkmaza girdi.
Toraman, aklınıza gelebilecek her türlü saldırıyı uyguluyor ama nafile, kalkanıyla adeta kaleye dönüşen orkun üzerinde tek bir çizik yok.
Yine de en vahim cephe onunki değil. Şükrücük gerçekten zor durumda. Rakibi, savaş ilerledikçe yorulmak yerine daha da güçleniyor. Darbe indirdikçe, bir sonrakinin hızı da gücü de artıyor. Tankımızın hp barı %40 ı gördü.
Acilen bir şey yapmak lazım yoksa sonumuz ikiye bir savaşta katledilmek olacak. Elimizde fazla seçenek yok, gizli silahımızı olabilecek en akıllı biçimde kullanmalıyız.
“Rimel, totemini Şükrücük’le beraber savaşmaya gönder!”
Ya istiklal ya ölüm anlarına girdik, totemlerin gücünü kullanma zamanı.
 
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


183   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   185 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.