##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

“Günün ilk ve en önemlisi müsabakaları birazdan başlayacak, savaşacak partiler arenanın kumlarına ayaklarını bastılar.
Önce meydan okuyanlar;
Cesur Köpekler, Korkusuzlar ve Arka Sokaklar adlı partiler Yedi Katlı Dehliz Şehrine henüz bugün gelen Akıncılar’a meydan okudular.
Onları size tanıtmam gerek yok, hepiniz üç partiyi de çok iyi tanıyorsunuz. İyilik Puanları tükenmiş, dehliz girişlerinde bekleyen, şehrimizin umutsuz vakaları ama şimdi önlerinde müthiş bir fırsat var.
Akıncılar’ı yenerek her şeye sıfırdan başlayabilirler, haydi hep birlikte onlara bir destek tezahüratı yapalım!”
Yer gök inliyor, çığırtkan biraz yerip biraz okşayarak rakiplerimizi tanıttı. Sıra bize geldi, bakalım ne yumurtlayacak.
“Diğer tarafta tam olarak beş kişiden oluşan bir parti var Akıncılar. Onlar beklenmeyenler, onlar kural bozanlar, onlar düzeni yeniden inşa edenler.
Başlangıç Köyü’nü tamamladıklarında sadece dört kişiydiler, Avcılar Kasabası’na geçmeden önce eşyalarının ve paralarının büyük kısmını geride kalanlara bıraktılar.”
Bir uğultu yükseldi, özellikle sadece dört kişiydiler dediği an ses en yüksek noktaya ulaştı.
“Avcılar Kasabası üzerinde beşinci üyelerini buldular ve mevcut Günahkârların yüzde sekseninden fazlasının düşmanı oldular. Buna rağmen son zindanı ilk bitiren partiydiler ve bunu Kutsama alacak kadar iyi derecede başardılar.
Kasabadaki herkes görevlerini tamamlayana kadar ayrılmadılar, diğerlerinin pasif yetenek görevlerinin paralarını bile kendi ceplerinden ödediler.
Karşınızda her birinin üç yeteneği olan ve çoğu iki pasif yeteneğe sahip Akıncılar Birliği lideri Akıncılar Partisi!”
Mutlak sessizlik, çıt yok! Sanırım duydukları biraz ağır oldu, rakip olarak arenanın kumlarına inen üç partide suratlar kireç gibi.
“İlk savaş başlasın! Meydan okuması birinci sırada kabul edilen parti geliyor, Cesur Köpekler!”
Altı kişi ayakları sürüyerek öne çıktı ama bizim cephede bir hareketlilik yok, içimden bir his bu olayın çok başka yerlere gideceğini söylüyor.
“Max yeğenim, parti olarak savaşırsak bunların sonu gelmez. Tek başıma ezeyim ben bunları!”
Keşke başka bir şey söyleseymiş, tankımız gaza geldi.
“Ben de seninle geliyorum!”
Rimel atıldı, Şükrücük’ü tek başına bırakmadı. Bence güzel bir ikili oldular, tank ve şifacı bakalım neler yapacaklar. İki kişi savaşmalarına izin verecek miyim? Tabii ki makul görünmenin vakti değil şimdi ezip geçme zamanı.
“İki kişi savaşacağız. Dövüşü başlatabilirsin!”
Şükrücük çığırtkana seslenince, az önce yeri göğü inleten tipin nefesi kesildi. Var mıydı bundan daha büyük bir racon?
“Akıncılar meydan okumayı sadece iki üyeleriyle kabul ediyorlar! İnanılır gibi değil, altı kişiye karşı iki kişiyle savaşacaklar. Hatırlatırım, eğer burada, arenanın kumlarında ölürseniz bir gün boyunca yeniden savaşamazsınız.
Kibir mi yoksa kendine güven mi? Cevabı kısa süre içinde alacağız, savaş başlasın!”
Aynı sorunun cevabını ben de bilmiyorum ama bir şeyden eminim, Yedi Katlı Dehliz Şehri içindeki statümüz bu akşam belli olacak.
“Şükrücük abi…”
Bir şey söyleyecektim ama bakışlarını görünce sustum, tankımız imha modunu açmış.
“Toraman Kutsaman aktif mi?”
Şamanın Kelamı güç ve saldırı puanlarını artırmasının yanı sıra müttefiklerin saniyede 10 enerji puanı yenilemesini sağlıyor. Genç irisi kafasını sallayarak onay verdi, Ara Gaz yeteneğini de aktif hale getirdi. İki kişi savaşacağız dediysek parti etkilerini kullanmayacağız demedik.
Düşmanlar ilk şaşkınlığı attılar, korkuları da kırıldı. Ne kadar kudretli veya yetenekli olursanız olun sayısal dezavantaj nedeniyle ürkütücülüğünüzü kaybedebilirdiniz ya da diğerleri böyle olduğunu düşünebilirdi.
“Saldırın!”
Cesur Köpekler bütün üyeleri güç üzerine uzmanlaşmış bir partiydi, tek can sıkıcı tarafları bir tane okçuları olmasıydı. Rimel için büyük tehdit oluşturan okçunun varlığı Şükrücük tarafından da görünüyordu, tankımız sanal kalkanını savaş alanına bıraktı.
“Rimel, yanımda kal!”
Şifacımız tankımızın arkasına yapıştı ve düşmanı beklemeye başladılar, ağızlarından salyalar saçarak gelen Cesur Köpekler’i izliyorlardı.
“Savaşçının Hiddeti!”
İşte ilk hamle geldi, Şükrücük Ork Zindanında kazandığı kutsamayı kullanıyor, düşmanın agresifliği %50 azaltıldı.
Acımasızca saldıran surat ifadeleri dramatik bir biçimde değişti, vahşi görüntüleri buhar olup uçtu. Şaşırdılar da aniden gelişen olay nedeniyle Şükrücük’ ün önüne geldiklerinde şapşal şapşal bakınıyorlardı.
“Bu bir!”
Şahmerdan havaya kalktı ve bütün görkemiyle aşağı indi. Bir nefes önce kafa olan omuzların üzerinde sadece kan öbeği kaldı ve o da bir nefes sonra dağıldı.
Şükrücük’ ün ilk darbesi bir can alınca diğerleri kendilerini geri attılar, uzakta konumlanan okçu dışındaki dört kişi vuruş mesafesinin dışındalar. Kısa bir süre bakıştıktan sonra iki üyemizin etrafını sararak saldırmaya karar verdiler, mesafeli atak desteği de cabası.
“Rimel, sana güveniyorum!”
Bunu gören tankımız devasa kalkanını yere sapladı ve Rimel’ in iki yanını sanal kalkanlarla çevreledi. Okçunun olduğu tarafta gerçek kalkan vardı, diğer ikisi yakın dövüşteki düşmanlar içindi.
“Gelin bakalım!”
Meydan okumaya dayanamadılar, dört bir yandan saldırıyorlardı ve okçu, uzaktan Rimel’i yokluyordu.
“Ah ulan, şimdi orada olacaktım ki yayını bir tarafına monte etmiştim onun!”
Toraman gaza geldi ama ne fayda bir kere iki kişi dövüşeceğiz dedik. Zaten kalkanlardan nüfus edemeyeceğini anlayan okçu da hedefini değiştirip tankımızı oklamaya başladı.
İhtiyar delikanlı kendini sakınmıyor, bir vurduysa iki yiyor ama hızı hiç düşmüyor. Yalnız sadece benim fark edebileceğim bir nokta var, bazen hiç hareket etmeden bütün darbeleri alıyor. Kırılmaz İrade yeteneğini kullanıyor bizimki, farkında değiller ama vurduklarının %80 i Şükrücük’ ün Hp sine ekleniyor.
Bu sırada bizimki yaradan sığınıp sağlam darbeler indirmiyor değil, adamların canlarını neredeyse yarıladı, bir tek okçunun ki tam dolu.
“Ne oluyor?”
“Herifin canı neden azalmıyor?”
“Vurun beyler, illa düşecek!”
“Hasar biriktiren bir yeteneği olmalı, zamanı gelince hepsi birden düşecek!”
Ah canım ancak rüyanda görürsün. Beş kişiden darbe almasına rağmen Şükrücük’ ün Hp bar yarıya yeni geldi, bu hızla giderlerse aynı zamanda dibi görebilirler. Tabii ki bu Şifacımız arenada olmasaydı gerçekleşebilecek bir olasılıktı, Rimel devreye girdi bile.
“Şifa Çemberi!”
Ork Zindanında kazandığı yeni yeteneğini kullandı genç kızımız, bulunduğu noktayı merkez alan bir çember boyunca altın sarısı enerji dalgaları yayılıyor. Eş zamanlı olarak Şükrücük’ ün Hp’ si dolmaya başladı, her şey bittiğinde %72 yi gösteriyordu.
“Beyler, şifacıya saldırın!”
“Aynı yeteneği ikinciye kullanmasın!”
“Okçu, hedefin Şifacı!”
Akılları başlarına geldiğinde iş işten geçmişti, Şükrücük’ ün üzerinde dikkatlerini çektikleri an içlerinden birinin sağ kaburgasıyla beli arasında kalan bölge bedenini terk etti. Tankımız saf kan savunmacıydı ama Şahmeran ile bir vurdu mu ikinciyi vurmasına pek gerek kalmıyordu.
Arkadaşlarının hali gören üçlü donup kaldı, dev topuz üzerlerine inene kadar da öylece durdular. Umutları tükenmişti, bütün güçlerini harcasalar bir tankı yıkamıyorlardı ve üstüne üstlük şifacı bir yetenekle %20 canını doldurabiliyordu.
Kaderlerine boyun eğdiler, en son okçu kaldı. Fıtratı gereği kaçmayı denedi ama ne mümkün, tankımız iki sanal kalkanı öyle bir kullandı ki göz açıp kapayana kadar herifi köşeye sıkıştırdı.
“Abi, yapma abi!”
Olacak gibi değil, koca adam yalvarıyor, vurma diye yakarıyor ama cevap Şahmeran’la geliyor. Şükrücük’ ün acıması yok, konuştuğumuz gibi hedef arenanın kumundakiler değil tribünde yarının hesabını yapanlar.