Yukarı Çık




19.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   19.3 

           
Bölüm 19.2

"Süper Lise Seviyesi… İyi Şans mı?" Bu sözlerin altında yatan, öğreneceğim için endişelendiğim bir sorun var gibiydi. "Yani yeteneğin iyi şans mı?"

"Ben de pek anlamıyorum… ama okulun bana söylediği buydu. Her yıl tüm ülkedeki sıradan lise öğrencileri arasından çekilişle biri seçiliyor ve bu kişi 'Süper Lise Seviyesi İyi Şans' unvanı ile okula katılıyor. Ve tesadüfen... ben kazanmışım."

Hmm, nedense -

"Bu biraz hayal kırıklığına uğrattı…"

"Evet gerçekten öyle, değil mi?" Naegi-kun benim kadar rahatsız gibiydi bu durumdan.

Her neyse, masumluğu gittikçe daha fazla ortaya çıkıyordu ancak ona hala güvenmek için sebebim yoktu. Bu durumu olduğu gibi kabullenmek çok daha kolaydı ama ben iffetsiz diyeceğiniz türden bir kadın değilim.

"O zaman Bay 'Süper Lise Seviyesi İyi Şans' bu laboratuvarda ne yapıyor? Söyle bana, Matsuda-kun'u tanıyor musun? Yalan söylemek yok!"

"Ee, şey..." Naegi-kun formasının cebinden bir şey çıkardı. İnce bir akıllı telefona benzeyen bir şeydi. "Matsuda Yasuke-san bunu düşürdü. Bir kişi eşyasını kaybettiğinde hep sıkıntı çıkıyor, o yüzden ona bunu geri vereyim diye düşündüm ama..." 

"...Bu ne? Daha önce hiç görmedim bunu."

"Eminim ilk defa görmemişsindir… bak, bu bir elektronik öğrenci el kitabı."

Naegi-kun, bu "elektronik öğrenci el kitabı"nın sadece ana okuldaki öğrencilere verildiğini açıkladı: Bu öğrenci kimliği görevi görmek gibi çeşitli işlevleri olan yüksek teknolojili bir ekipman. Bir öğrenci bunu göstermezse bazı tesislere erişimi kaybeder.

"Bunu avludaki bir çalının içinde buldum. Bu cihazı kaybetmek sıkıntılı bir durum olduğu için buraya gelip hemen ona geri vermeliyim diye düşündüm… ama görünüşe göre burada değil."

Ne? Öyleyse bunun anlamı, Naegi-kun-

"Faydası yok! Bunu yapamam!!"

"N-Ne?"

"Senin şüpheli olduğunu söylediğim için özür dileyemem, yalandan kibar numarası yapıyorsun!"

"B-Ben şüpheli değilim!" Hızlıca kafasını salladı. "Kibar numarası da yapmıyorum… Sadece Matsuda-kun'un kayıp eşyasını geri getirmeye geldim! İşte hepsi bu!!"

"... Gerçekten mi?"

"G-Gerçekten!"

İyi o zaman, sanırım daha fazla diyecek bir şey yok. Ona sadece şimdilik inanmam gerek.

"İyi… anladım."

"...İnandın mı şimdi?" Naegi-kun elini göğsüne koyup bir oh çekti.

Oğlana döndüm ve işaret parmağımla onu gösterdim, yaptığı hızdan dolayı mangalarda göreceğiniz ses efektlerine benzer bir ses çıkardı.

"Söylediklerin çok yanıltıcıydı! Şüpheli olmadığını başından söyleyebilirdin!"

"Ha? Ee, şey… pardon."

Neden aniden özür diledi bilmiyorum ama yüzünde af dileyen bir ifade vardı.

"Ama anlarsın ya, sanırım bu seni şanssız yapıyor. Yani kayıp bir eşyayı geri getirmek için o kadar yolu gelip Matsuda-kun'u bulamamak… Ah, senin Bay Süper Lise Seviyesi İyi Şans olduğunu düşünürsek sana şanssız dememem gerek."

"Hayır, bu kötü şansa alıştım artık..." dedi Naegi-kun, yüzünde diğer bir üzgün ifade belirdi.

İlk önce "Süper Lise Seviyesi İyi Şans" olduğunu iddia etmesi, sonra "kötü şansa alışkın olduğunu" söylemesi… Nedense gerçekten güvenilmez bir yeteneğe sahip gibi duruyor, ne kadar garip bir adam bu!

O garip. Ona daha çok uyan başka bir kelime bulabileceğimi sanmıyorum.

Hepsi bu, o sadece garip bir adam.

Sıradanlığı o kadar sıradan ki bu onu garip kılıyor.

Defterime göre Umudun Zirvesi Akademisi'ndeki tüm öğrenciler motivedir ve geleceğe dönüktürler, oldukça rekabetçidirler ve hırsla dolup taşarlar. Umut ile doludurlar. Eğer ben Naegi-kun olsaydım kendimi kötü hissederdim - sanırım.

Ama bu onda geçerli değildi galiba. Böyle garip olmasının sebebi bu olabilirdi. Naegi-kun ansızın düşüncelerimin arasına girdi.

"Ama bu doğru ise..."

"...Eh?" Farkına varmadan ondan sözlerini tekrar etmesini istedim. "Ne doğru ise?"

"Eh? H-Hiçbir şey… Önemli bir şey değil!" Aceleyle cevap verdi, az önce kendi kendine konuşuyordu muhtemelen.

"Önemli değilse bana söyleyebilirsin. Bu doğru ise derken neyi kastediyorsun?" Kendimi, karakterime uymayan güçlü bir ses tonu ile cevap verirken buldum. Nedense bu adamın doğası ve davranışlarının tümü, onu garip gösteriyordu. "Hey, söyle hadi! Önemli değilse bana söylemelisin. Haksız mıyım? Acele et de cevapla!"

"T-Tamam..."

"Sadece bir kez 'tamam' ile cevap vermelisin. Ben senin öğretmenin değilim!"

"...Zaten sadece bir kere söylemedim mi?"

Ha, öyle mi? Unutmuşum bile.

"Her neyse! Acele et ve söyle işte! Eğer şimdi söylemezsen bana neyi söylemek üzere olduğunu unutacağım!"

"Peki, anlarsın ya… sadece bir söylenti duydum, ondan dolayı inanabilir miyim emin değilim… ama doğru olabileceğini düşündüm..."

"...Söylenti mi?" Tekrar parmağımı sadece birkaç santimetre uzaklıktan ona yönelttim. "Benimle ilgili bir söylenti miydi? Benim iyi ünüme leke süren hiçbir kötü söylentiyi sineye çekmem!"

"H-Hayır, hayır! Hiç onunla alakası yok!"

 "Öyleyse ne tür bir söylenti bu?"

"Ee, ş-şey…" Naegi-kun yüzünü başka tarafa çevirdi ve tereddüt ile devam etti. "...söylentiye göre burada hafızasını kaybeden bir öğrenci varmış..." 

"Hafızasını… kaybeden mi..?" Niyeyse artık konuşamadım. Kelimeleri birleştirip bir cümleyi oluşturma bilgisi gizemli biçimde kayboldu. Ben hafızamı kaybetmeden önce beni tanıyor muydu diye sormayı planlıyordum -

"Ah!" Aniden sesimi yükselttim. Üstüme yıldırım çarpmış gibi titredim.

"S-Sorun ne..." Naegi-kun tedirgin bir ifadeyle tekrar bana döndü. Hızlıca "Ryouko Otonashi'nin Anı Defteri"ni yeniden açtım ve sayfaları gezdim, gezdim, gezdim ve gezdim - gözlerimi bir süreliğine kör eden bir ışık gördüm. Bir patlama vardı. Defterimdeki hatıralar ile ilhamın ışığı birleşti ve şiddetli bir kimyasal tepkimeye sebep oldu.

Defterimin arasında bir mektup vardı.

"Sevgili Süper Lise Seviyesi Aptal Unutkan kız,

Senin o özenle yazdığın eşsiz "geçmiş anılarının" hepsini çalan benim. O anıların hepsi Matsuda Yasuke ile yaşadığın "hatıralar" ile dolu. Geçmiş çok büyük bir yük taşıyor, değil mi? Değil mi? Haksız mıyım? Gerçekten öyle..."

"Hey, demin bir öğrencinin 'hafızasını kaybettiğini' söyledin değil mi?" Büyük bir heyecan beni ele geçirmişti ve duruşumu dikleştirdim. "Öyleyse buradaki öğrenciler ben unutkan olmadan önce beni tanıyordu değil mi? Sen de öyle, değil mi? Konuş hadi!"

"S-Sakin ol!" Naegi-kun çaresizce beni yatıştırmaya çalıştı. "Pek bilmiyorum ama… sanırım bir tür hastalıktan dolayıymış fakat çok dikkatli dinlemedim… insanlarla konuşmakta iyi olmadığım için..."

"Sorun yok, acele edip söyle işte! Ben unutkan olmadan önce beni tanıyor muydun? Ha?"

"Ee… peki, bu..."

"Devam et!"

"...E-Evet." Sonunda hafifçe başını salladı.

"B...Biliyordum..." Kendi kendime doğruladım.

Bu okuldaki öğrenciler, ben hafızamı kaybetmeden önce beni tanıyordu, bu da demek oluyor ki bu okula geldikten sonra hafızamı kaybettim. O zaman, Enoshima Junko'nun "geçmiş anılarımla" ilgili olarak yazdığı şantaj mektubu neyin nesi? Hayır, belki de hepsi sadece onunla işbirliği yapmamı sağlamak için bir tuzaktı. 

Diğer bir deyişle, yalandı.

Peki başka ne demişti? Bakalım: Merkezî alanda birini öldürdüğünü söyledi, ayrıca benim Matsuda-kun'u öldürmem gerektiğini de söyledi. Bir kere Enoshima Junko diye biri var mı ki? Düşünceler kafamda dönüp dururken defterime odaklı halde kalmaya çalıştım. "Yalan" ve "Enoshima Junko", daha belirgin olmaya başlayan iki anahtar ifadeydi. Sayfada yazan kelimeler zihnimde girdap olup dönmeye başladı. Gittikçe hızlandı, fırıl fırıl oldu, döndü, çember çizdi ve karışıp birleşti. Neden bilmiyorum, başımın dipleri karıncalanmaya başladı. Garip bir histi.

Bu his...

Ha? Bir şey hatırlıyor gibi hissediyorum...

"Hey..." Gıcık bir ses gelip düşüncelerime güm güm vurmaya başladı. Bu Naegi-kun'un sesiydi. Hiçbir şey canını sıkmış gibi değildi. Defterime odaklanmayı bıraktım. Sanırım neredeyse hatırlayabiliyorum...

"Hey…"

Kes sesini!

"H-Hey…"

Ah, hadi be! Odaklanmaya çalıyorum burada!

"Hey..!"

"Çeneni kapatacak mısın artık?!" Bağırdım ve kafamı defterden kaldırdığım an... dondum.

Önümüzde duran, tanıdık olmayan bir adam gördüm.


bu bölümün devamı yakında...


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


19.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   19.3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.