Yukarı Çık




23.9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   24.2 

           
Bölüm 24.1

Onun kulak zarını delmiş gibi duran ani bir çığlık.

Sonra aynı anda, bir şeyin kırılma sesi arkasında kükredi.

Refleks olarak arkasını dönerken kapının cam parçaları havaya saçılıyordu.

Sonra tüm bunların ortasında, bir adamın görünümü ortaya çıktı.

Bu adam Kyouko'ya doğru baktı ve iğrenç, uğursuz bir gülümseme yavaşça yüzünde belirdi; uğursuzluk büyüsü yapmak isteyen bir ölüm tanrısını andırıyordu. 

Çığlıklarımın laboratuvar kapısını parçalamasını izlerken kendi şaşırtıcı yeteneğimin farkına vardım.

Küçük bir kızın köşeye sıkışması, aniden gücünü fark etmesi ve intikam araması hikayesi. Sanırım bunun gibi bir şeyi bir filmde görmüştüm. Ama boşver bunu, daha önemlisi gücümün zıvanadan çıkmasını engellemek için bir şey yapmam gerek!

Anlıyorum. Bu çılgınlığı durdurmanın tek bir yöntemi var.

O da Matsuda-kun!

Matsuda-kun'un karmaşık beynimi incelemesi dışında, bu güç fazlalığını durdurmanın başka bir özel tekniği yok. Her neyse, acele etmem lazım! Bunun hakkında hemen bir şey yapmazsam berbat bir şeyler olacak!

Bu yüzden Matsuda-kun ile buluşmak için,

Bu kontrol edilemez gücü bir kez daha kullanmam gerekecek!

Kararlılıkla bakışımı enkaza yönelttim ve Kirigiri-san'ın başının arkasına baktım. Sonra tüm dikkatimi onun kafasına verdim ve hedefe kilitlendim, tüm kuvvetimi bir çığlıkla açığa çıkardım.

"PATTTTLAAAAAAAAA!!"

Bunu yaptığımda kızın kafası hiç de karpuz gibi patlayıp parçalara ayrılmadı.

Ha?

Kirigiri-san'ın mükemmel şekilde farksız normal kafasına bakınca arkada bir kişinin gölgesinin durduğunu fark ederek başımı yana eğdim.

"Yani gerçekten tam buradaydın..."

Kısık, tehditkar bir sesti.

Simsiyah formalı adam, aynı şekilde simsiyah olan saçı ileri geri sallanırken gürültüyle alt üst edilmiş kapının enkazının üstüne bastı. Zayıf yapısı, iyice gerilmiş bir tel gibi sertlik hissi veriyordu ve çok da uzundu.

"…Gücün, kapıyı tıklamaya fazla mı geldi?"

Kirigiri-san sözlerini tedbirle seçti, adamın dikkatini çekti.

"...Sen kendi işine bak."

Keskin kelimeleriyle karşılık verirken ince, sürüngene benzer gözleriyle attığı bakışları bir Kirigiri-san'a bir bana çevirdi.

Gözlerini gördüğüm an, o uyuz his kafama yayılmaya başladı yeniden.

Hemen bakışlarımı Ryouko Otonashi'nin Defterine çevirdim ve sonra hatırladım.

Bu doğru, o kapkara adamın adı İsshiki Madarai idi.

"Bekle… ama neden?"

Sonuçta gözlerimin önünde birçok kez dövülmüştü.

İlk önce, bir kitaplığın altında ezilmişti.

İkinci olarak, Süper Lise Seviyesi Keder olarak bilinen siyah gölge tarafından saldırıya uğramıştı.

Üçüncü olarak, tam bu Nöroloji Laboratuvarının içinde Mukuro İkusaba ile yüzleşmişti.

Bunların hepsi olmuşken neden yani?

"Yaralanmamış olmama mı şaşırdın?"

Başarılı şekilde zihnimi okuyarak Madarai, kollarını endişe verici bir uzunlukta esnetti ve gülümsedi. Gülümseme hilali andırıyor, neredeyse bir maske gibi duruyordu.

"Önceden söyledim değil mi? Ben ölümsüzüm."

Sözlerine uyum sağlar gibi ayağının altındaki cam ahenkle ses çıkardı.

Sadece Matsuda-kun'u görmek istemiştim ama tek elde ettiğim, çevremde saçma sapan konuşan insanlar. 

"Bu kızdan bilgi edinmeye çalışmak faydasız..."

"...Sen kimsin?"

Madarai, normal bir insanı donduracak kadar soğuk bir bakışla Kirigiri-san'a döndü. Ancak Kirigiri-san da tam ona bakarak karşılık verdi ve bu kolay bir şeymiş gibi başından savdı, aldırışsız biçimde konuşmaya devam etti. 

"Başlangıçta öğrenci konseyinin kayboluşunu araştırıyordun, doğru mu?"

Madarai şaşırarak kaşlarını kaldırdı. 

"...Benim kim olduğumu biliyor musun?"

"Sadece birkaç şeye kulak misafiri oldum."

Kirigiri-san çenesini kaldırdı ve birkaç saniye sonra konuşmaya devam etti.

"Ama en azından senin ölümsüz olmadığını biliyorum. Sonuçta yeteneğin mutlak bir güç değil, kesinlikle sınırları var. Bu doğru değil mi, Umudun Zirvesi Akademisi Öğrenci Konseyi Üyesi Süper Lise Seviyesi Koruma-san?"

"Bu sadece öğrenci konseyinin bileceği bir şey… böyle bir şeyi nereden duydun ya?"

gıcır gıcır

Madarai'nin ağzının içinden gelen acayip bir ses vardı. 

"Kulakların o kadar iyiyse muhtemelen bunun hakkında bir şeyler biliyor olmalısın o zaman. Hadi, söyle bana. Umudun Zirvesi Akademisi'nin Tarihindeki En Büyük En Kötü Olayın arkasındaki adam kim? Öğrenci konseyini öldüren p*ç nerede?"

"Dinlemiyor muydun? Soru sormak anlamsız. Elbette buradaki kıza ek olarak, bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

"Hayır, bu yalan."

"Sana bunu düşündüren ne?"

"Sezgilerim. Bundan başka sebebe ihtiyacım var mı?"

Bunu dedikten sonra, Madarai'nin korkutucu varlığı güçlendi.

O ileri adım attıkça, verdiği kuvvet ile ayağının altındaki cam parçalanmayı sürdürdü ve doğal olarak geriye adım atmaya başladım.

"Hey."

Madarai'den sakınarak Kirigiri-san, bana döndü ve konuştu. 

"Konuşma şekline bakılırsa onu birçok kez defettin değil mi?"

"B-Benden çok bir şey beklememelisin."

Başımı halsizce ona doğru çevirdim.

"Pek hatırlamıyorum ancak her olay sadece bir tesadüftü ve o ölümsüz gibi duruyor ayrıca..."

Konuşurken dikkatlice Madarai'ye göz attım ve karşılığında o bana keskin gözlerle dik dik baktı. Panikleyip hızlıca bakışımın yönünü değiştirdim ve o sırada, "B-Bu imkansız! En azından kişi sayımızdan faydalanabiliriz, birimizin yem olup diğerinin kaçması gibi… tek yol bu!"

Gelişigüzel biçimde onun yem olmasını önermeye çalıştım, o kastettiğimi düzgünce anladı mı emin değildim.

"Öyleyse ne yapacaksın? Hizaya gelip itiraf mı edeceksin, yoksa konuşana kadar seni dövmem mi gerek? Seri olup kararını verebilecek misin?"

Madarai sorarken yağlı, uzun saçını savurdu.

"D-Dediğim gibi, cidden hiçbir şey bilmiyorum..."

"Biz hiçbir şey bilmiyoruz."

Benim kekeleyen kelimelerimin aksine, Kirigiri-san özgüvenle karşılık verdi. Durumla neredeyse hiç alakası yoktu ama kararlılığı bir kez bile duraksamadı. Açıkçası, sanki sadece inatçı olmak adına inatçılık yapıyordu. Yani onun kendine özgü sebepleri olabilirdi ama bunlara bulaşmam gerekmeseydi iyi olurdu.


bu bölümün devamı yakında...

not: aslında aynı bölümden devam ediyoruz ama bir sorundan dolayı başlığı değiştirdim.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


23.9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   24.2 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.