‘Zengin bir aile tarafından evlat edinilen bir yetim'
Kulağa romantik geliyor. Özellikle de yetim bir kızsa.
Novel ya da Kore draması olsa Cindirella olurdu.
Ancak gerçeklik bu ikisine kıyasla farklıydı.
Annem öldü, ve ben hayatımın sonuna kadar 2 ağabeyim tarafından hep tacize ve zorbalığa uğradım.
Onların saygısızlığı ve aşağılamalarının yanında bu hiçbir şeydi.
Yemeğime yaptıkları korkunç şakalar ve beni 'zorbalık edilecek hedef 1' yaparak okul hayatımı acınası bir hale dönüştürmek onlar için standarttı.
Benden çok büyük olmayan ikinci piç yüzünden okul hayatımın bir senesi onlarla beraber geçti.
Mezun olduktan sonra bile, bir şey değişseydi zorbalık daha kötü olurdu, ama hiçbir şey asla iyi olmadı.
Babamın karısı bir hastalık yüzünden öldü, ve bu tüm aileyi bunalımlı yaptı. Gerçi bunların hepsi ben doğmadan önce oldu.
Buna rağmen o iki deli piç, küçük olan beni suçladılar sanki annelerini öldüren benmişim gibi.
Bana o kadar kötü davrandılar ki bazen kafam karışmaya başlamıştı.
Annelerini o hastalığa maruz bırakanın ben olduğumu düşündüm.
O evdeyken bi dilenciden bile daha kötü durumda olan bir çocuktum.
Annemle beraber o sıkış tıkış yerde yaşamayı tercih ederdim.
Fark edilebilecek kadar kilo kaybettim, yaralarım, yara izlerim ve morarmalarım kaybettiğim kilomla yer değiştirmiş gibiydi.
Beni eve getiren babam denen o kişi umursamadı bile.
'Eğer böyle olacaksa beni neden buraya getirdin? Yetimhaneye göndersene'
Ancak benim şikâyetlerim ve sinirim herkes için hiçbir şey demekti.
Bekar ebeveynim adı altında yaşayan benim için en iyi şey vazgeçmekti.
Bana vahşi hayvanlardan bile daha kötü davranan insanlara beni sevmeleri için yalvarsaydım pişman olurdum.
Kendime ait meteliğim bile yoktu, ve evden ayrılırsam kalacak bir yerim de yoktu bu yüzden mezun olana kadar kıçım çıkana kadar çalıştım.
Beni prestijli bir üniversiteye kabul ettiler.
Babam denilen kişi ve o piçler tarafından tanınmak için değildi. Bu cehennemsi evden kaçmak içindi.
Sonuçların açıklandığı gün hayatımda ilk defa eve girer girmez parlak bir gülümsemeyle babama koştum.
"Baba! Bak! Geçtim! Geçtim!"
"Yani? Bana gelme sebebini söyle."
Benim mutlu yüzüme karşın tek bir tebrik sözcüğü bile yok.
Gerçi umursamadım. Ondan böyle bir şey bekleyerek de gelmemiştim.
"Kendi başıma yaşamama izin ver! Üniversiteye yakın bir yerde yaşamak istiyorum bu sayede beklentilerime yakın yaşayabilirim. Benim için en azından bu kadarını yapabilirsin, değil mi?"
Babam bu beklenmeyen isteğime karşı somurttu.
Ama bu onlar içinde yararlı değil miydi?
Onların nefret ettiği çocuk kendi başına gideceğini söylüyor. Bu konuda nasıl mutlu olmazlar ki?
"Tamam, izin veriyorum"
Kaçış planım hiçbir sorun olmadan ilerledi.
Ama babam aptalca bir hamle yaptı. İşini, şirketin mirasçısı olan ve aileyi yönetmeye hazırlanan ilk götverene verdi.
Bu yüzden küflü ve tozlu o yeraltında yaşamak zorundaydım. Benim için hava hoştu gerçi.
O evi bıraktıktan sonra her şey beni mutlu yaptı.
Bunaltıcı orta okul ve lise günlerimi unutup çokça arkadaş yaptım.
Arkadaşlarım sayesinde bu oyunu keşfettim.
"Lady's Love-Love Project? Bu da ne? Kulağa çok çocukça geliyor."
(Çn: Bayanın/Leydinin Aşk-Aşk Projesi.)
Arkadaşlarım arasında aşırı popüler bir telefon oyunuydu.
Bütün illüstrasyonlar ve başlığı beni çok cringe yaptı ve bana bu oyunun konusu ile ilgili yeterince ipucuyu verdi.
(Çn: cringe= başkası yerine utanmak)
Oynamak için yeterince ilgimi çekmemişti ama okulda diğerlerinin konuştuğu şey buydu. Onlara katılmak isteyerek, ne olduğuna bakmak için indirdim.
Tesadüfe bak ki o gün gönüllüğümdeki boş günümdü. (Çn:Üniversitede yapılan gönüllü çalışmalara katılmış, o gün de boş gününe denk gelmiş, düzgün cümle kuramadım burada)
Oyunun iki modu vardı.
Normal ya da zor.
"Normal"
İki kere düşünmeden normal tuşuna tıkladım. Birkaç bölüme baktıktan sonra uyumayı planlıyordum.
Oyun bir prolog videosuyla başladı ve tüm karakterleri tanıttı.
[Talihsiz bir kaza yüzünden kaybolan dükün ailesinin en geç kızı geri döner ve leydi ünvanını geri kazanır.]
Hikaye masum ve saf görünüşlü ana karakterin ışıkla ve mutlu bir arka plan müziğiyle sahneye girmesiyle başlıyor.
Güzel ve yüksek kaliteli illüstrasyonları görmezden gelirsek, özel bir şey olmadığını biliyordum.
Erkek karakterlerin sana olan ilgilerini yükseltirken kalplerini yakalıyorsun.
Oynarken, ana karakter kötü kadından kurtuluyor, servetini ve ününü arttırıyorsun.
Sonunda, en hızlı şekilde ilgisini biriktirdiğin erkek ana karakterden birinden aşk itirafı alıyorsun.
"Oh, bu biraz eğlenceli"
Çocukça görünen utanç verici başlıklı oyun aslında bayağı iyiydi. Karmakarışık ve güzelce planlanmış bir konu. Çoğu çözdüğün problemler de sıkıcı değildi. Ve oyunun sistemi bayağı moderndi.
Artı, ona çekildim çünkü illüstrasyonları yapan kişi ruhunu ve kalbini bu işe vermişti.
Ayrıca, hikaye şu anda olduğum duruma benziyordu bu yüzden de oyun daha fazla ilgimi çekmişti.
Erkek ana karakterler içinde iki ağabey de vardı.
Arka fonda hikayenin geçtiği yer olarak dükün malikanesi vardı. İki erkek kardeş hiçbir yerden(çn:nerden geldiği belirsiz anlamında) gelen ana karakteri pek hoş karşılamadılar, onun yerine onu rahatsız ettiler.
'Benim yaşadığıma benziyor'
Ana karaktere yapılan muamele ile benim yaşadığımı kıyaslarsak aradaki fark yerden göğe kadardı...
Kardeşlerini rahatsız ettikleri için suçlu hissettiler. Ana karakterin kalplerini birer birer yakalaması oyuna dalmaya ve çekilmeye yeterdi.
Ben, oyunu denemek isteyen kişi, oyuna dalmıştım.
Bu tarz oyunları ilk defa oynamama rağmen sona ulaşmak kolaydı.
Katılıyorum, eğlenceliydi. Ancak normal mod benim gibi bir başlangıç oyuncusu için bile kolaydı.
Başlangıçta ana karaktere olan ilgiler %30'da başlıyordu.
Normal mod değil de kolay mod denilebilecek durumdaydı.
Bütün karakterlerin sonlarını 3 saatte gördüm.
Sonra ekranda 'Gizli Son' diyen bir kart çıktı ve kilitlendi.
"Yüz do-dolar?! Deli mi bunlar? Neden bu kadar pahalı?"
(Çn: Youtube'dan izlesene)
Gizli sonu görmek için ya delicesine bir para ödeyecektin ya da her karakter için oyunu en zor modda bitirecektin.
"Siktir... Çoktan gece yarısı olmuş"
Sabah erken olan dersimi düşündüm. Ancak çok da uzun sürmemişti(düşünce).
"Ahh, her neyse. Hadi bitirelim!"
Öyle bir oyun tarafından kontrol edilmek, delirmiştim. Böyle bir şeyi daha önceden hiç yapmamıştım.
Heyecanla, parmağım zor mod tuşuna tıkladı.
Prologda başka bir video başladı ve ağırbaşlı bir arka plan müziği oynadı.
"Ooh, ana karakter o oldu"
Bu modda ana karakter beklenmeyen bir şekilde değişti.
Nornal moddaki kötü kadın, dük ailesinin sahte genç leydisi.
Hikaye normal moddaki ana karakterin gelmesinden daha öncede geçiyordu bu yüzden tamamen farklı bir oyun ve hikaye gibi hissettirdi.
"Belki de bu yüzden bu oyun çok popülerdir"
Ekranımdaki zor modun görünüşü ve ana karakterin detaylı illüstrasyonu beni tamamen uyandırdı.
Oyunun eşsiz sistemi diğerleri gibi değildi. Bu beni uygulama için daha çok ilgili yaptı.
Ana karaktere şeytani olan kötü kadın şimdi erkeklerin kalplerini kazanmaya çalışıyordu.
Bu bana açıklayamadığım bir heyecan ve gerilim verdi.
Ana hikayeyi zor modda ilerliyordum. Normal modda tüm rotaları tamamladığım için kendine çok güveniyordum.
Zor mod denmesine rağmen ben seçeneklerin bir tık daha zor olmasını beklerdim, bu kadar.
Ancak bu sadece kötü bir tahmindi.
"Ay! Ay! Neden yine öldüm!?"
Zor mod aşırı çetindi.
İlk olarak ana karakter kötü kadındı. Ana katakterlerin ilgilerini arttırmak baştan çok zordu.
Sadece o değildi.
O kadar çalışıp arttırdığım ilgilerin hepsi %0'a düşüp 'oyun bitti' yazması tek bir hatama bakıyordu.
Sıradan bir oyun bitimi değildi, ana karakterin çok rahatsız edici ölümüyle bitiyordu.
"Neden bu kadar zor olmak zorundaydı"
İllüstrasyon çok gerçekçi ve kabaydı.
Ana katakterin taht prensi tarafından boynunun kesilmesi üzerine alın çattım.
"Bu çılgın oyun..."
İçtenlikle yaptığım zor seçimler yüzünden defalarca öldüm.
Bu korkunç sistem yüzünden kalbim hüsranla doldu.
Yapımcı bu kadar zor bir mod yaparak ne düşünüyordu?
O kadar çok öldüm ki bunu oynarken stress olmaya başladım. (Çn: lol.d)
"Lütfen bir kere yaşamama izin ver, lütfen"
Başta hedefim 'Gizli sonu' açmaktı ama ancak bu hedef uzun zaman önce unutulmuştu.
Bu acınacak halde zavallı olan kötü kadının ölmemesi ve en azından ana karakterlerden biriyle mutlu bir şekilde yaşadığını görmeye ihtiyacım vardı.
'Kötü kadını suçlu yapan neydi? Açıkçası, onu kötü yapan yazardı!'
Ne seçimi yaparsam yapayım herkesin sevgisine erişen ana karakterin aksine, bana önceki hayatımı hatırlatan, ne kadar sevgi için yalvarırsa yalvarsın kötü kadın sadece istismar edildi ve kötü muameleye maruz bırakıldı.
"Sonu ne olursa olsun göreceğim"
Şu iki piç ağabey yüzünden yine öldürüldüm. Dişlerimi sıkarkenki çıkardığım ses odada duyuluyordu.
Ne kadar öldüğümü hatırlayamıyorum bile.
Telefonu sıkan iki elim titredi.
Bunun hakkında çok duygusal olduğumu düşündüm ama kendimi sıfırla butonuna basmaktan alıkoyamadım.
Hep baştan başladım, en baştan.
Replikleri seçtim, yeni bir rotaya erişmek için yavaşça ilgilerini arttırdım, ve üne eriştim, cazibe ve paraya.
"Ay! Neden!? Neden!?"
Ama yine öldüm.
O kadar rahatsız olmuştum ki para kullanarak ilgi satın almayı düşündüm.
Eğer yapımcının planı bu lanet olası şey için para ödetmekse, gerçekten başarılı oldular.
Beni yaptıkları için, paraya hiçkimsenin vermediği kadar değer veren ben, paramı bunun için kullanmak istedim.
Sonuna kadar paramı kullanmadım, ama tüm gece bir karakterle olan sonunu görmek için yanıyordum.
Öl, baştan başla.
Öl, ve tekrar başla.
Öl,
Öl,
Ve yine öl.
Güneş çıkana kadar ölmeye devam ettim.
Ancak, hala hiçkimsenin onunla olan sonunu görememiştim.
"Sikeyim... Yine..."
Ben, sıfırla butonuna tekrar basmak üzereyken, daha fazla kaldıramadım ve elimde telefonla uykusuzluktan bayıldım.
(Çn: haha noob bunu kaçta çeviriyorum haberin var mı)
Ve gözlerimi açtığımda,
"Penelope Eckart"
Kafasının üzerindeki beyaz kutuda parlayaran yazılarla 'İlgisi %0' yazıyordu.
"Bir gün bizim 'Eckart' adımız senden geri alınacak"
Ben sonunu hiç göremediğim oyunda kötü kadındım.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.