Yukarı Çık




6   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   8 

           
Kapı gıcırtısı--.

Kapı kolunu çevirip büyük salondan çıkana kadar arkamda keskin bir bakış hissettim.

O az önce odaya girdiğimde verdiği ifadeye kıyasla daha farklı bir ifade sergileyince rahatlamış bir duygu hissettim.

Ancak bunların hepsini dert etmemeye karar verdim.

Dük ilgisini arttırmam gereken bir karakter değildi, ve o reşitlik seramonisinin sonuna kadar özel olarak ilgilenmem gereken bir varlık değildi.

Kapı sesi, arkamdaki kapıyı kibarca kapattım ve ondan uzaklaştım.

O zaman oldu.

"Eminim ki sana hiçbir kargaşaya sebep olmadan fare gibi yaşamanı söylemiştim"

"Nefesi kesilir!"

(Çn: büyük ihtimalle buraya hih falan yazmam gerekirdi çünkü romanlarda öyle falan yapıyorlar ama bu daha açıklıyacı olur diye düşünüyorum mesela kapı sesi falan yazıyorum, hepsinin bir karşılığı yok ama yine de öyle yapıyorum mesela burada gasp yazıyordu. Yani sadece söylim dedim)

Soğuk bir ses tonu kulaklarıma girdi.

Sürpriz için arkamı döndüm.

Holde gölgelerin aldığı kısımda nahoş bir pozisyonda bir şekil duruyordu.

Karanlıkta yazan parlak harfleri görebiliyordum. [İlgisi %0].

Anca görülen siyah saçlar ve soğuk mavi gözler.

Dük ailesinin ilk oğluydu. Derrick.

"Emily"

"... ."

"Bu aile için neredeyse 10 yıldır çalışan sadık bir hizmetçi"

Adım, adım. Derrick gölgeden dışarı yürüdü.

Kocaman holde benim önümde kısa sürede beliren ve saniyesinde karşılaştığım adam.

(Çn: aka beklemiş işte)

Gözlerinde tuttuğu keskin aura ile bana aşağı baktı. Sanki bir çöpe bakıyormuş gibiydi.

Yanlış bir şey yapmadım ama ondan aldığım nefret ve iğrenmeden kendime sinmeliydim.

"Daha fazla ödeyeceğimizi söylesek bile kimse senin hizmetçin olmak istemedi. Bütün hizmetçiler içerisinde sana hizmet etmeye gönüllü olan kişi oydu."

".... ."

"Ve sanırım bugün bunun sonu. Çünkü sen haddini bilmeyip, delirip kendi kişisel hizmetçini kovaladın."

Derrick'in sözleri yüzünden içimde artan bir adaletsizlik hissettim.

Ne zaman delirip de onu kovaladım?
Deliren ben değildim de pembe kafalıydı.

'Ve çürümüş yemek yiyerek de neredeyse hayattan kovalanan bendim'

Bu durumun rahatsızlığı yüzünden bağırmak istedim.

Beni durduran şey Derrick'in kafasındaki [İlgisi %0]'dı.

'Bekle. Eğer daha aşağıya inerse ölürüm.'

Birkaç kere nefes alıp verip sakinleştim.

Dükle konuşmaktan zaten yorulmuştum.

Ayrıca seçenekleri 'kapatmaya' çalışmama odaklandığım için oyunda bu sahnede neler olduğunu hatırlamadım.

Bu sebepten ötürü sistemden biraz yardım almaya karar verdim.

1. Ha! Görünüşe göre sana geceleyin yatak hizmeti de vermiş, ha?

(Çn: S A V A G E )

2. Belki o kovalanmıştır çünkü kovalanmaya değecek bir şey yapmıştır.

3. (Hiçbir şey söylemeden dik dik bak)

Seçeneklere bakaraktan içimden bağırdım.

'SEÇENEKLERİ KAPA! KAPA!'

Seçenekleri [KAPAMAK] İSTER MİSİNİZ?

[Evet./ Hayır.]

Acele edip [Evet.]'e bastım.

Eğer bu üçünden birini seçseydim cehenneme giderdim.

Ben bunları yaparken geçen fazla zaman Derrick'in bakışlarını daha da soğutmuştu.

"Ha. Görünüşe göre benim sözlerim artık sana bir şey ifade etmiyor."

Bakışları o kadar sertti ki beni öldürecekmiş gibi göründü.

Seçeneksizce ağzımı açtım.

"Yaygara için özür dilerim."

Yanlış bir şey yapmama rağmen daha kaç kere yalvarmam gerekiyordu?

Bende de gurur denen şeyden vardı, bu yüzden bir köle gibi boynumu eğdiğim için kötü ve iğrenmiş hissettim.

Ancak yaşamam içinse bu hiçbir şey demekti.

Üstüne üstlük bunlar gerçek değillerdi ama oyundaki bazı sahte karakterlerdi.

O orospu beni çizdi ve burada bir yara bıraktı, baba! Ağabey!

Elbetteki fare gibi bir orospu dilenci gibi davranır.

Önceki hayatımda kendi başıma yaşamaya çıkmadan önce sayısız kez af için yalvardım.

Bu o zamandakiyle aynı bir durumdu.

Önceki hayatımda eğer oyundaki gibi özür için yalvarmasaydım bile hayatım tehlikede olmazdı.

Ancak o zamanlar bayağı gençtim ve her durum beni öldürebilirmiş gibi göründü.

Bu yüzden yerde yalvararak o kadar yaşadım ki ellerim ayaklarım gibi görünüyordu.

Bununla karşılaştırırsak bu adaletsizce bulabileceğim bir şey değildi. Penelope benim aksime büyük bir yaygara yaptı.

Geçmiş hayattaki deneyimlerim yüzünden mi bilmiyorum ama tüm hayatım boyunca özür dilemek bana bayağı kolay göründü.

'Bu rahatsız edici derecede benzer'

Geçmiş hayatımı düşünerek ağzımı açtım.

"Söylediğin gibi bu zamana kadar haddimi bilmiyordum."

"....Ne?"

"Durumu baştan iyi halledemem benim suçum, bu yüzden onu kovmana gerek yok. Ben zaten babama özür diledikten sonra odama dönme yolundaydım"

Sözlerimi duyduktan sonra Derrick'in yüz ifadesi tuhaf bir taneyle değişti.

Belli belirsiz daha fazla genişleyen gözlerini görmek rahatlatıcıydı. Dükün tepkisine benzerdi.

Ağzımı açtım. Bu diyalogları tekrar etmek zor değildi sonuç olarak bunları çok kez tekrar etmiştim.

"Şu andan itibaren hayatımı çok sessizce yaşayacağım ve sen dert edecek bir şeyi bile fark etmeyeceksin. Lütfen beni bu seferliğine affet."

Başımı eğdim.

'Konuşurken çok mu ruhsuzdum?'

Ses tonumun ne kadar içten olmadığını fark ettiğimde endişelenmeye başlamıştım.

Bu zalim bir oyun bile olsa kız kardeşinin kafasını hiçbir şeyden de kesmezdi.

Cevabını hafif bir kafayla bekledim, düşüncelerime güvenerekten bunun zalim psikopat veliaht prensin dahil olmadığı bir durum diye düşündüm.

Bunun hemencecik bitmesini ve odama gitmeyi istedim.

Durmak bile bir işkenceydi.

Şimdi düşününce sabahki hizmetçiyle olan kaza yüzünden bedenim en iyi durumunda değil ve ondan sonra hiçbir şey yemedim.

Benim bunun hemen bitmesini isteyen arzumun aksine Derrick 5 dakika sonra konuştu.

".... Bu seferliğine."

"..... ."

"Seni sadece bu seferliğine affedeceğim."

Bana teşekkür etme şansı vermeden devam etti

"Ancak aklında tut bu seni bu şekilde davrandığında affedeceğim son zaman."

Dükün cevabından daha nahoş bir cevaptı.

Beklediğim gibi ölüme giden bir cevap olmadığı için rahatladım.

Ama ne kadar zorlarsam zorlayayım ağzımdan teşekkürler sözcüğü çıkmadı.

'Evet, evet. Bu benim güvenliğim için.'

Geçmişteki ilk piçe yaptığım gibi iğrenmiş bir hissiyatla eğildim ve geri döndüm.

Ondan sonra odama doğru hemen kafamı çevirdim.

O zaman oldu.

"Ah.... ."

Başım dönünce ve iğrenç hissedince kafam acımaya başladı. Görüşüm bulanıklaştı.

Ölmediğimden gelen ani bir rahatlama mıydı bilmiyorum ama tüm güç bacaklarımı terk etti.

Hemen dengemi kaybedip tökezledim.

'Düşüyorum...!'

Yere daha da yaklaşıyordum.

Tak- Biri serçe omzumu kavradı.

"Hey."

Beni geri çeken bir güç hissettim.

Kafamı çevirip gözlerimin önünde yanan mavi göz bebeklerini gördüm. Derrick beni düşerken yakalamıştı.

"Duyduğuma göre çürümüş yemek yemişsin."

Onun duygusuz sesini duyunca zihnim hızla bana döndüğünü hissettim.

Onu şaşırmış bir şekilde bakarken bana sordu.

"Doktora ihtiyacın yok mu?"

Benim karışmış aklım anında yerine oturdu.

'Biliyordu'

Penelope'un suçu olmadığını biliyordu.

Biliyordu ama yine de tüm sorumluluğu bana yıkmaya çalıştı, olaylar bir hizmetçinin hataları bile olsa.

'Eğer af dilemeseydim o büyük ihtimalle bana atlar ve tereddütsüzce beni öldürürdü.'

Kafamdan aşağı soğuk su dökülmüş gibi hissettim.

"Hayır, genç efendi."

Tak, aniden elimi onunkinden kurtardım. Hayatta kalma içgüdüdünden gelen bilinçsizce bir hareketti.

Ama hemen sonra pişman oldum. O büyük ihtimalle nahoş hissedecekti bu yüzden kendimi gülümsemeye zorladım.

"Size az önce beni dert etmemeniz için elimden geleni yapacağımı söyledim."

Yani kendi işine bak.

"O zaman."

Kibarca başımı tekrardan eğdim ve hızlıca geri yürüdüm.

Holde hızlıca yürüseydim gülünç görünürdüm büyük ihtimalle sanki bir şeyden kaçıyormuşum gibi görünürdü.

Ancak bu doğruydu. Bana karşı kılıcını çıkarır diye korkmuştum.

Holden merdivenlere doğru hızlıca yürüdüğüm için bir şey fark edememiştim.

Arkadan bana bakan adamın yüzü geride kaldı.

***

"......İlk genç efendi, ha."

Derrick Penelope gitmeden önce beklenmeyen bir şekilde onun söylediklerini tekrar etti.

O sürtük düke 'baba' bile diyememişti ama ona ve Rennald'a hep 'ağabey' demişti.

Onun düşerkenki solgun yüzünün fotoğrafı onun aklını terk etmiyordu.

Penelope'u kaçarmışçasına giderken izleyen mavi gözler aniden parladı.

Ama hemen sanki ilgisizmiş gibi kafasını çevirdi.

[İlgisi %5]

Penelope'un fark etmeyi başaramadığı kafasının üzerindeki beyaz harfler parladı.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


6   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   8 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.