Yukarı Çık




8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 

           
Ona aşağı bakan bakışları titredi ve bunu görmek tatmin ediciydi.

Yüzüme koyduğum gülümsemeyi sildim ve ciddi bir yüzle kısık sesle konuştum.

"Her şeyi belirtmeli miyim? Boğazımın ağrıdığını biliyorsun."

Bu ifade genellikle yüksek sınıf soylular tarafından başka bakacak yüksek sınıf kimse olmadığında kullanılan bir bakıştı.

Mesela, imparatorluğun kılıcı dük Eckart kraliyet ailesi dışında kimseye aşağıdan bakmaz.

"Ö, özür dilerim leydi."

Kahya da bunun anlamını anlamış gibiydi.

Hemen yerde diz çöktü sanki benim önümdeki sert duruşu hiç olmamış gibi.

"Aklımdaki aciliyet yüzünden bir hata yaptım. Lütfen beni affedin...."

Bu sahneyi izlemek beni tazeledi. Sabahtan yattığım saate kadar hissettim hisler şimdi tazelenme hissiyle kaplanmıştı.

Kısa bir anlığına kendimden daha büyük bir kişiye bu şekilde davranmanın çok fazla olduğunu düşündüm ama yine de ona kalkmasını söylemedim.

Çünkü Penelope onu altı yıldır görmezden gelen bu kişiye yukarı bakmıştır.

".....Bence bir süreliğine seninle yüz yüze gelirsem memnuniyetsiz olacağım."

Soğukça, kahyaya aşağı bakarken söyledim bunu.

"Elbette ki böyle hissedenin tek ben olduğunu düşünmüyorum."

Ona gerçekten söylemek istediğim sözcükleri arkam dönükken söylemiştim, bu sayede sırtımla yüz yüze gelmişti.

"Yani eğer beni ilgilendiren bir şeyi başarmayı istiyorsan, kendin gelmek yerine başka birini gönder."

"Ama leydi yeni bir hizmetçi seçme fikri benim değil...."

"Evet ya da hayır."

Onun cümlesini soğukça kestim.

"Senden duymak istediğim bu iki kelimeden biri."

"......Evet. Anladım, leydim."

Kahya fark edilebilecek kadar buruşuk bir yüzle cevap verdi.

"Ama akşam yemeği hakkında...."

"İhtiyacım yok yani dışarı çık."

Bunları ona olan son sözlerim olarak aldım, arkamı döndüp kahyanın yukarı çıktığı görülemeyecek bir yere geçtim.

Hemen odayı terk eden dikkatli ayak sesleri duydum.

Kapı sesi-. Kapı açılmasından daha farklı bir tavırla kapandı.

Oda tekrar karanlıkla durmuştu. Hemen sonra ne yaptığımı düşünerek bana gelen bir endişe dalgası hissettim. Ya her bir şeyi düke rapor ederse?

"Yani onun yapabildiği de o."

Öyle bile olsa onun yapabileceği bir şey olmaz.

Şu anda benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu, ve eğer az önce yaptığım Penelope'un adaletsizlik duygusunun azalmasına yardım edecekse tekrar ve tekrar yapabilirdim.

Üstüne üstlük o sadece biraz azarlama sözcükleriydi. Yaygara çıkarmadım ve herhangi bir şeyi fırlatmadım.

Oyunu oynarken etrafındakilerle ilişkini geliştirerek ününü artırabilirsin.

Sonradan sana 5 karakterin de sonunu açmana yardım eder.

Ancak asıl oyundaki gibi yapmaya hiç niyetim yoktu.

Herkesin sonunu görmeye ihtiyacım olmadığı için eğer benimle ilgisi olmayan insanlarla duygularımı harcarsam boşa gider.

'Ün, kıçım. Hayatta kalmak için çoktan beş karakterin şimdiki ilgilerini sabit tutmaya çalışıyorum.'

Tüm karakterler sadece oyunu oynayarak bitebilir. Gerçeklik olduğunda çok fazla iş.

Bütün düşüncelerimi atarak bir kere daha gözlerimi kapadım.

Rüyamdaki Penelope ve kahya yüzünden kesilen uyku zamanımı geri kazanma anıydı.

***

Penelope hiçbir hizmetçiden yardım almadan gözlerini kolaylıkla açınca hamarat biri gibi göründü. Penelope'da olan kişiliği düşününce bu şaşırtıcıydı.

Yataktan kalktım ve hafif esneme hareketleri yaptım.

Hemen sonra, sanki biri bütün zaman boyunca kalkmamı beklermiş gibi kapıyı tıkladı.

Nak nak-.

Bir süreliğine yatakta oturdum ve kapıya baktım.

Çünkü dün geceki uyarım işe yaramış mı diye meraklıydım.

Kapıyı çalanın kahya olmadığı kesinleşti çünkü bir süre cevap alamadıktan sonra içeri dalması olayı yaşanmadı.

"Kim o?"

"Leydi, Reina."

Baş hizmetçiydi. Görünüşe göre dün kullandığım metod işe yaramış. Bu tatmin edici bir sonuçtu.

"İçeri gir."

Kapı sesi, kapı açıldı ve orta yaşlı bir kadın içeri girdi.

"İyi uyudunuz mu?"

"Neden geldin?"

"Leydinin yeni bir kişisel hizmetçi seçmesi için geldim. Aklınızda biri var mıdır acaba?"

'Birinin olmasına imkan yok.'

Baş hizmetçinin sorusuna cevap vermedim.

Bu beklenmiş gibi ağzını açıp konuşmasına devam etti.

Ağzından çıkan sonraki sözcükler elbetteki kimsenin gönüllü olmamasıydı.

"Eğer yoksa, o zaman yeni seçme...."

"Bana daha önceden hizmet eden hizmetçinin adı neydi?"

"Emily'den mi bahsediyorsunuz?"

"Ah, evet, Emily."

Meraklı gibi davranarak sordum.

"Malikaneden kovulmuş muydu?"

"Hayır, kovulmamıştı ama...."

"O zaman o şimdi ne yapıyor?"

Neden bu tür soruları sorduğumu merak edermiş gibi gözlerinde sorular vardı.

"..... O şimdi leydiye iyi hizmet etmediği için 3 aylık çamaşır yapma cezasına çarptırıldı."

"Öyle mi?"

"Ama siz neden...."

Yüzündeki kendine güvenen maskesi parçalanmaya başlayıp yerini endişe göstermeye başladı.

'Görünüşe göre kısaca neler olduğunu biliyor.'

Ya da belki hizmetçinin arkasında saklanan asıl kışkırtıcı oydu.

Şüpheleri kenara koyarak sakince konuştum.

"Ona benim kişisel hizmetçim olmaya devam etmesini söyle."

"..... Afedersiniz?"

"Onun yerine bana hizmet edecek birinin olmaması rahatsız edici. Birini seçsem bile, bir şeyler öğrenene kadar amatör olacaklar. Eğer durum buysa, öncekinin deneyimleri iyi olur."

Eğer Penelope olsaydı bu ekstra bilgiyi eklemekle kendini rahatsız etmezdi.

Ancak bu benim isteğim olduğu için bu konuya daha fazla ilgi gösterici olmaya karar verdim.

"Eğer anladıysan o zaman senden onu buraya getirmeni istiyorum. Bunu sana bırakacağım."

Ağzı açık kalan baş hizmetçiye kelimelere dökülemeyecek bir şekilde gülümsedim.

"A, ancak leydi. İkinci genç efendi Rennald ayrıca leydiye kötü davrandığı için onu cezalandırdı, yani....."

"Yani yapamaz mısın?"

"...... ."

Onun bahanelerini durdurdum ve sordum.

Sonra baş hizmetçinin çenesi kapandı, tekrardan suskun kaldı. Bu iyi gidiyordu.

Sadece iki gün oldu ve bu evdeki insanlar bir şeyi onlara söyler söylemez yapmadılar. Onları azarlamam veya uyarmam gerekti.

'Hep böyle miydi?'

Rütbelerle ve ünvanlarla oynamak bir romanda veya filmde olmalıydı.

Ancak normal modda malikanedeki tüm insanları gerçekten hatırlayınca böyle değildi, ana karakteri dinlerler ve ne isterse yaparlardı.

Bunu pozitif bir değişim olarak düşünmeye karar verdikten bir dakika bile geçmeden rahatsız hissetmeye başladım.

"Ben söylediğimde yapsan daha iyi olur..."

Cümlede 'sana bırakacağım' ile 'istiyorum' bile dedim. Bunların cümleye eklenmesi güven ve rica anlamlarına geliyor. Gerçekten Penelope'un davrandığı gibi mi davranmalıyım?

"Sana bunun rahatsız olduğunu söyledim. Eğer sana söylediysem o zaman onu buraya getir. Ya da onun yerine baş hizmetçi kişisel olarak bana hizmet etmek mi istiyor?"

"Majestelerinin iznini alır almaz onu buraya getireceğim, leydim."

Sonuna kadar söyleseydim bile bu yapmayacağı bir ifadeydi. Bu saçma duruma güldüm.

"Hayır, yapmana gerek yok. Babamı gidip kendim göreceğim."

Olduğum yerde ayağa kalktım.

"Bunu yapıyorken de dün neler olduğunu detaylıca anlatacağım, sonra Emily'yi affettiğimi beyan edeceğim."

"..... ."

"Babam şu an nerede?"

"L, leydi!"

Baş hizmetçi beni her an gitmeye hazır gördüğünde gözleri genişledi.

Dünkü olay bir hizmetçinin küçük bir ceza almasıyla hallolmuştu ama eğer ben dahil olsaydım, o zaman işler karmaşıklaşırdı.

O gong-nyuh'u taciz etti. Ve dükün oğullarından biri tanık oldu.

"M, majesteleri kraliyet sarayına gitmek için erkenden gitti."

"Öyle miydi? O zaman o ne zaman geri gelirse...."

"Hemen Emily'yi getireceğim."

Gidip babamı bulacağımdan endişelenip panikli bir ses tonuyla konuştu.

"Çok yaşlı olmamdan leydinin merhametini hemen anlayamamıştım. Özür dilerim."

Baş hizmetçinin kafasını eğmesi beni rahatlatmadı onun yerine üzdü.

(Çn: önceden rahatlama yerine tazeleme diyordum, hep aynı terimi kullanıyor onu yazayım dedim)

Etrafımdaki insanlara yaklaşarak ün puanı arttırmayacaktım, ama şu anda sahip olduğum ün negatife ulaşıyor.

"Emily'yi şimdi mi getirmeliyim, leydim?"

Baş hizmetçi öneriyi sundu, paniklemişti ama dikkatliydi.

"Umarım bu tarz bir şey tekrar olmaz, Reina."

Tüm günümün nasıl mahvolduğunu düşünerek onunla konuştum.

"Terk et."

***

Emily elinde kahvaltıyla odama geldi. Baş hizmetçiden gergin bir şey duymuş olmalı çünkü Reina gittikten hemen sonra geldi.

"L, leydi. Ben ka, kahvaltıyı ha, hazırlayacağım..."

Emily'nin elleri çok kötü bir şekilde sallanarak önüme yemeği diziyordu. Dün olandan zihinsel olarak aşırı acı çekmiş gibiydi.

Görünüşe göre geçen seferki delicesine hareket olan, çürümüş yemeği yememe değmişti çünkü tabaktaki bugün verilen yemek iyiydi.

Taze salata ve ağız sulandırıcı biftek.

'Dışardan iyi görünüyor.'

Gerçi yemek istiyormuş gibi hissetmedim bunun sebebi büyük ihtimalle çürümüş yemekten ötürü geçirdiğim şoktu.

Yanımda kaskatı duran Emily'ye bakarken yavaşça yemeği ağzıma koydum.

Gözleri benimkiyle buluşamadı.

'Acaba hiç suçluluk hissediyor mu.'

Büyük ihtimalle neden onu tekrardan kişisel hizmetçim olarak seçtiğimi öğrenmek için can atıyor.

Yemeğin yarısını bile bitirmeden Emily'ye seslendim.

"Emily."

"E, evet, leydim!"

Düşüncelerinde kaybolan o, şaşırarak zıpladı ve yüksek sesle cevap verdi.

Bir elimi ona uzattım.

"Bana iğneyi ver."

"Ha? Ne...."

"Bana her sabah batırmak için kullandığın iğneyi."

"Nefesi kesilir!"

Ne hakkında konuştuğumu anladıktan bir saniye sonra tepki verdi.

Hızla nefes aldı, solgun bir yüzle eğildi.

"L, leydi! Ben özür dilerim! Affedin beni!"

Küt, küt. Kafasını yere vururken özür diledi.

'Harbi mi. Eğer bu şekilde özür dileyeceksen neden bu tür şeyler yaptın ki?'

Aynı zamanda alaya alınmış gibi hissettim, özür dilemesi gereken kişi ben olmadığım için nefret ettim.

Düşünce yapımın ona daha iyi davranmaya çalıştığını hissettim ve bunu yaptığında reddettim, tehlikeli bir şekilde keskin bir ses ağzımdan çıktı.

"Baş hizmetçiden duymadın mı? Bir şeyi iki kere söylemekten nefret ediyorum."

"L, leydi..."

"İğneyi ver."


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.