Yukarı Çık




9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 

           
Geçen sefer girdiğimde çok az bir süre kalabilmiştim ama işler şimdi farklı. 

O gizli bölgeye sessizce girmem gerekiyor ve ayrıca gardiyanları da bir şekilde iptal etmem gerekiyor. Bunun için en muhtemel çözüm bayıltmak ama nasıl?

Önemli olan soru o. Fiziksel gücün çok düşük. Ayrıyeten elimde hiçbir şey yok. Bu daha da büyük bir sorun. Aslında elimde etil alkol olsa işim çok kolaylaşır ama maalesef ki yok.

Kraliyet mutfağında alkol var ama etil alkol oluyor mu o alkol inanın ki bilmiyorum. O yüzden kafalarına vurarak bayıltmayı planlıyorum.

Demir yumruk ve ateş yumruk bu işi görür. İsimleri buydu herhalde. Tekniklerin isimlerini ezberlemeye zerre kadar istekli olmadığım için bazen yanlış söylüyorum.

Elime eğitim salonundan bir eldiven aldım ve kütüphaneye doğru ilerlemeye başladım.

'Eskisi gibi kitap kokuyor...'

Girdiğimde düşündüğüm şey buydu, eskiden zamanımın bi kısmını burada harcardım. Sonuçta bilgi güçtür.

Rafların arasından giderken gardiyanların koruduğu yasaklı yere geldim. Birisinin ayrılacağı zamanı beklemek zorundaydım.

İkisi birden beni çok kolay bir şekilde alt ederler. Bu yüzden de tek başına yakalamam lazım. Bu süreç umarım kısa sürer.

**

'Bu piçlerin ayrılacağı yok!'

Yaklaşık 2 saattir bekliyorum ama hala ayrılmadılar. İnsan tuvalet molası da mı vermez lan? 

"Değişim saati gelmek üzere..."

"Cidden çok sıkılmıştım."

Değişim saati mi? Eğer ki bir salaklık yapıp onlar daha gelmeden ayrılırlarsa sıkıntı olmaz

'Ya da, acaba bu olur mu?'

Hayır, çok tehlikeli olur. Şu halimle onları yenemem, yeni gelenleri hazırlıksız yakalayıp bayıltsam işe yarar mı?

'Bilemiyorum.'

Bu bölgede olan nöbetçiler sabit. Yani bugün gece yarısı civarı kim olduysa gene aynı kişiler oluyor.

Bu bilgilerle bile bir şey yapamıyorum... 1 hafta daha uzatıp sinsice öldürmeye mi çalışsam?

'Bu da işe yaramaz. Krallığın özel muhafızı oldukları için muhtemelen 8 ay boyunca çalışmam lazım.'

Hepsi en az B-C seviye arası maceracılar ile eş değer bir güce sahip. 

'Bugünlük burada bırakıyorum.'

Ne onları öldürecek güçteyim, ne de bayıltacak ekiplanım var. Zaman israfından başka bir şey olmaz.

O yüzden oradan hızlıca ayrılmaya karar verdim ve eğitim olsun diye odama kalenin duvarlarından çıkmaya çalıştım, neredeyse 8 kere düştüm ama en sonunda çıkmayı başardım ve uydum.

Uyandığımda yemek alanına gittim ve hızlıca yemeği yedim. Bugün bize eğitmenler atanacak. Gerçi bana kimin atanacağını biliyorum.

Bu yüzden de pek gergin değildim. Ustamı en son gördüğümden beri ne kadar zaman geçti acaba? Hatırlamıyorum.

Sıkıcı bir bekleyişin ardından bize atanan eğitmenler geldi ve Zhen her zamanki gibi krallığın generali tarafından alındı, yani kısacası herkes uzmanlığına göre alındı.

'Dün eğitim verenle aynı kişi mi? Bunu unutmuşum.'

O herifi gördüğümde sırtımdaki yara sızlamaya başladı. Dün çağrıldıktan 4 saat sonraki dövüşü hatırladıkça ürperiyorum.

Geçen seferden farklı olarak bu sefer hiçbir silah almamıştım. Saf tekniklerle yenmeye çalıştım ama herifin elinde sadece kalkan olmasına rağmen sırtımdan bıçaklanmış gibi oldum.

Ve bir anda bana doğru gelen 50-60 yaşlarında, hafif sakallı 1.70 boylarında bir adam geldi.

"Aquirus sen misin?"

Düşünmeden cevap verdim.

"Evet!"

**

Ustamdan saatlerce süren eğitimden sonra benim yetenekli olduğuma kanaat getirdi... Ve eğitimi bir işkenceye dönüştü.

Çoğu tekniğimin kusurlu olduğunu söyledi. Onları düzeltecekmiş ve toplamda 5 saat süren eğitim içerisinde 2 tane ayak tekniğimi düzeltmeyi başardı bile.

'Ustam cidden iyi ama... Yanlış dünyada doğdu.'

Benim eski dünyamda olsaydı ona çok değer verirdi Çin gibi yerler. Eğitim salonunda ağırlık kaldırırken bunları düşünüyordum.
Ve ustam hala ismini söylemedi, onunla ilk tanıştığım zamandan beri düşünüyordum ama kral bile onun ismini bilmiyor. Bu cidden çok garip bir mevzu.

Ama önceliğim olmadığı için pek fazla üstüne durmuyorum. 10 kilogramlık dambıl'ı yere geri koydum. Bugünlük bu kadar antrenman yeter.

Krallığın kütüphanesine gittim. 1 saniyemi bile boşa harcayamam. Deneyimlerimden anladığım kadarıyla tüm canlıları öğrenmem lazım.

Misal bir harpy'in zayıf noktasını bilmediğim için orada öldüm. Bilseydim muhtemelen ölmezdim. Yani bir şey yapmadan önce yapacağım iş ile ilgili bilgi toplamam lazım.

Ben de sıkıcı bir şekilde aldığım 3-4 kitabı okumaya başladım ve saatler sonra 1 tanesini anca bitirmiştim.

Bu süre zarfında krallık muhafızlarının rutinlerini de göz ucuyla gözetliyorum. Ama hiçbir açık yok.

'Cidden sıkıntı.'

İçimden bu kelimeler geçerken oturduğum yerden kalktım ve kralın bana verdiği 70 gümüşü alarak krallıktan çıktım.

'Bayıltmak için malzeme alacağım, hazır bayıltıcılar muhtemelen vardır ama bunlar iz bırakır.'

Keşke etil alkolü yapmak çok kolay olsaydı, damıtmaktan tutun fermantasyon işlemine kadar. Üstüne yapımını da bilmiyorum. Yani hiçbir türlü yapamam.

Ama satın almak imkansız değil. Bunun için yer altı organizasyonlarına gitmem lazım ama nasıl gideceğimi bilmiyorum. 

'Bir tane bara gitsem etil alkol var mıdır acaba?'

Merakımı gidermek için barın yolunu tuttum ve kısa bir sürenin ardından geldim.

"Alkolleriniz nedir?"

"Ne gibi bir şey arıyorsunuz?"

Üstümü ve yüzümü kapatıcak kıyafetin arasından etrafa baktım ve sessizce söyledim.

"İnsan bayıltacak bir alkol"

"... Goblin Etili yani."

Barmen ayrıldı ve elinde Goblin Etili ile döndü.

"Paket olsun."

Dedim ve yüzüme bön bön baktı. Ardından bir tür şişenin içine koyup geldi. Bence matara bu ama benzemiyor.

"50 gümüş."

Parayı tezgaha bıraktım ve oradan ayrıldım, mataranın kapağını açtım ve biraz koklamaya başladım. Hemen başım döndü ve düşecek gibi oldum ama çok az kokladığım için sorum yoktu.

Yüzümde piçimsi bir gülümseme ile ağzımdan şu sözcükler çıktı.

"Bu işe yarar."

Hemen krallığın yolunu tuttum ve bu barın yolunu unutmamak için zihnime kazıdım.

Krallığa uzun bir yürüyüşün ardından vardım ve hemen eğitim salonuna girdim, çünkü bekleyemiyordum, zihnimi başka bir şeye yöneltmem lazım

Tüm aletleri kullandıktan sonra anca durdum. Vücudum deli gibi ağrıyor ama ihtiyacım olsan şey de bu. Bu ağrıların hepsi güçlendiğimin kanıtı.

Ustama gittim ve orada da ayak tekniklerimi neredeyse düzelttim. Şimdi muhtemelen D-F seviye arası canavarları zorlanarak yenebilirim.

Eğer ki yumruk tekniklerimi de düzeltirsem muhtemelen B-C seviye aralığını zorlanarak da olsa yenerim. Üstelik hiçbir ekstra alet edevat olmadan yenerim. Eğer ki hazırlıklı olsam ve düşmanın zayıf noktasını bilsem C seviyesi çok kolay olur.

Muhtemelen S seviyesini asla yenemem. Çünkü S seviyesinde canlılar doğa kanunlarını biraz esnetiyorlar. Onların etrafında mana doğal bir kalkan görevi görüyor ve benden aldıkları hiçbir saldırı onlara işlemez.

Hafif bir iç çekerek odama girdim ve ustamın bana yeni verdiği vücut tekniğini okumaya başladım. Bu aslında bir eğitim metodu ama çok tehlikeli... Bir şelalenin altında vücudumu geliştirecekmişim.

Bu tekniği burada uygulayamayacağım için şu anlık cebime attım ve beklemeye başladım.

Goblin etilini çıkardım. 2 parça bez, yüzümü ve vücudumu kapayan bir tür örtü. Zihnimde olası durumların similasyonunu yapıyorum ve en ince ayrıntısına kadar düşünüyorum.

"Sadece zamanın gelmesi lazım."

Yazar:Yasir00
Editör:SherFSiz



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.