Bölüm 7: Önemli Bir Yan Karakter Ani Bir Giriş Yapıyor (2)


İyi görünümün en iyisi olduğunu söylerler.

…Ama ben yönetici ile konuşmaya gelmiştim, neden bu adamla konuşuyordum?

Gözlüğünün altındaki altın gözlere baktım ve yutkundum.

"Acaba siz hapishanenin yöneticisi olabilir misiniz?"

Bunu tekrar söyleyeceğim ama yöneticilik, güç olarak orta seviye bir pozisyondu. Yani bir şirkette olmuş olsaydı departman müdür yardımcısı veya en iyi ihtimalle departman müdürü olurdu.

"Evet."

Birisi bana neden önemli birisiyle konuştuğumu açıklasın.

Önümdeki adam Lenag Tuge Valtege'di. İmparatorluğun markilerinden birisiydi ve Kambrakam hapishanesinin baş yöneticisi olarak romanda önemli bir yan karakterdi.
ÇN:Marki, Fransızcadan gelen bir kelimedir. Aristokratik bir rütbedir. Fransa'da bir soyluluk unvanıdır.

Başka bir deyişle patrondu.

Özel bir karakterdi çünkü bir numaralı kötü adam Chaser Rube Domulit'ten sonra kitaptaki en tehlikeli ikinci adamdı.

Neden mi? Çünkü Lenag, Chaser adlı kötü adamla aynı taraftaydı. Lenag ve Chaser, kadın ana karakterin bir hapishane hücresine girmesi ve Chaser ile karşılaşması için iş birliği yapmışlardı.

Lenag'ın Chaser'e neden yardım ettiği ana romanda belirtilmemişti. Ancak ben yan hikayeleri okuduğum için nedeni biliyorum.

Çünkü bu adam, Lenag, Chaser’in küçük kız kardeşine aşıktı, değil mi?

Kötü adam Chaser ile iş birliği içinde olan adamın aslında böyle masum bir adam olması beni şok etmişti. Gerçi bu, o kadar da önemli değildi şu anda.

“Beni görmek istediğini duydum.”

Bu markinin niçin hapishane amiri benden ötesi gibi davrandığını. Gergin olmama rağmen sakin ve rahat görünmeye çalıştım, içgüdüsel bir şekilde kendimi korumak istedim.

"Evet. Bir isteğim vardı.”
 
“Bu, ne tür bir istek olabilir acaba?”

Çoğu zaman, mahkûmlar hapishane yöneticisiyle görüşmek istediğinde bunun nedeni dışarıdan belirli bir öğenin getirilmesini istemeleriydi.

Soylu olsalar da bu, tüm taleplerinin onaylandığı anlamına gelmiyordu. Örneğin, kısa süre önce Kontes, istediği elbisenin getirilmesi reddedildiği için yöneticinin başının etini yemişti.

“Buradaki tüm mahkûmlara aynı şekilde muamele edildiği söylendi, doğru mu?”

"Görünürde öyle, evet."

…Beklenmedik bir şekilde oldukça dürüsttü ve bu cevap da neydi? Sanki yöneticinin hikâyesinde daha da fazlası vardı.

Ama boğazımdaki acıyı yuttum ve başımla onayladım. Çünkü açıkçası muamelenin adil olmadığını biliyordum.
 
“Bu prensibe göre suçları ihanet veya cinayet olmadığı sürece tüm suçlulara dışarıda yürüyüş yapmak veya ortak salonda bir etkinlik yapmak için her gün bir süreliğine izin verilir. Doğru mu?"

"Doğru."

Duygularımı kontrol altında tutmaya çalıştım. Sonraki kısım, isteğimin onaylanması için çok önemliydi.

***

****

-------Çevirmen Notu-------

Bu bölüm epey kısaydı arkadaşlar. O yüzden yarın veya ertesi gün sürpriz şekilde 2 bölüm birden gelebilir. İyi okumalar :)

Herhangi bir hatamı söylemek için, öneri ve şikayetlerde bulunmak için discord kanalımıza beklerim.
https://discord.gg/9GhxJCn

Buradan sonrası İngiliz çevirmenin notu. Faydalı olacağını düşündüğüm için ben de koyuyorum buraya.

Genel kural, olağan yapı:

Baron = Bir kalenin sahibi, genellikle küçük bir muhafız koleksiyonuna sahip olurlar. Bu unvan, bir askeri generale ödül olarak verilir.

Viscount = Vikont = Bir kale ve küçük bir kasaba sahibi, askeri müfreze oluşturma hakkı vardır.

Count = Kont = Genellikle birkaç kasaba da dahil olmak üzere geniş bir araziyi kontrol eder, küçük bir ordu kurabilir.

Marki = Büyük bir bölgeye sahiptir ve genellikle emri altında birkaç Kont vardır. Bu unvanı kazanamazsınız, bir şekilde kraliyet ailesiyle bağlantılı olmanız gerekir.

Dük = Bir ya da iki markinın topraklarına sahiptir ve kraliyet ailesi ile bağlantılıdır, bu yüzden çok fazla siyasi söz hakkı vardır.

İmparator / İmparatoriçe = İmparatorluğun sahibi.
Yani güç sıralaması yapacak olursak yukarıdan aşağıya doğru rütbe de güç de artıyor.