Yukarı Çık




5   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   7 

           
    Kapının aralanmasıyla karanlık , tahtını parlak ışık dalgalarına bıraktı. Kapıyı açan yaklaşık 1.78 boylarındaki adamın silüeti , arkadan vuran ışıktan dolayı yüzünün tam belli olmamasını sağlıyordu. 


  Gözleri ışığa uyum sağlayan çocuklar karşılarındaki gereksiz mutlu suratla bakışmak zorunda kaldılar. Beyaz gömleğini tamamlayan kahverengi yelek ve pantolondan oluşan takımının yanı sıra , sarı saçları üst tarafında beyaz bir tüy bulunan kahverengi şapkasının altından fırlayan bu asil genç , çocukları selamladı. Üstündeki takımın kaliteli kumaşlardan yapıldığını anlaması çocuklar için bile zor değildi.

   "Ahha! Misafirlerimiz siz çocuklar mısınız? Hepiniz hoşgeldiniz. Kusuruma bakmayın biraz heyecanlıyım." Konuşmasının bu kısmına kadar 32 dişini birden göstermekten çekinmeyen adamın yüz ifadesi anında ciddileşti ve sözüne devam etti.


   "Misafirleri her zaman çok sevmişimdir de."   

  Nishin işittiği bu soğuk ifadenin soğukluğunu içinde de hissetti. Olduğu yerde donakalmıştı.

   "Hey Gregor. Sana kaç kere daha söylemen gerek? Benim misafirlerimi bu tezat kişiliğinle karşılamayı kes. Babam onların benim için olduğunu söyledi. Sen de biliyorsun." 

  Saçlarını sağ ve soldan iki tane at kuyruğu olacak şekilde bağlamış olan  Nishin ve diğer çocuklarla yaşıt gibi gözüken bir kız arabaya yaklaştı. Saçlarının sağ tarafı pembeyken sağ gözünün etrafı mor bir çemberle kaplıydı. Saçları mor olan sol tarafındaki gözün çevresindeyse pembe bir çember vardı. Birçok detay barındıran bu şirin surattaki en dikkat çekici yer , renkli dairelerin arasında bir elmas gibi ışık saçan mavi gözlerdi.


   Nishin kendini o gözler tarafından çağrılıyormuş gibi hissediyordu. Kumsala sert dalgalarla vuran bir deniz gibi onu içine alıp gitmek istercesine bakan gözlerdi bunlar. Bu haşin dalgaya yakalanan Nishin'in yön ve denge duyguları onu anlık olarak terk etmişti. Yapabildiği tek şey arabanın iç kısmının en arkasına doğru hızlıca kaçmak oldu. İstemsizce titrediğini fark etti. 

   "İçimdeki bu korkunç histe ne? S-sanki tüm kalbimi kaplamış gibi hissediyorum." 


  Üzerinde tek gözünün yerine düğme bulunan sık dikiş izli ayıcık baskılı , siyah ve kısa elbisesiyle kız arabanın içine atladı. Nishin'e doğru attığı adımlarla eş zamanlı olarak gözleri ışıltı saçıyordu. 


  "Yaklaşma, uzak dur. Yaklaşma yaklaşma yaklaşma yaklaşma yaklaşma yaklaşma...." Nishin içinden sayıklıyordu.

   
    Küçük kız profesyonel bir suikastçi edasıyla attığı hiçbir adımda ses çıkarmamasına rağmen işler Nishin için böyle işlemiyordu. Kafasının içinde milyonlarca kez seken o adım sesinin yarattığı büyük baskının yanında hissettiği tedirginlik de gittikçe büyüyordu.


   Başkası için belki de gülünç olacak Nishin'in yaşadığı bu durum  bir kişi için avucuna gelen bir fırsattı. 

   Kelepçelerle bağlı olduğundan hareketleri kısıtlı olan Sahra , önünde kendisine dikkat etmeden yürüyen bu kırıntıya saldırırsa onu rehine alarak buradan çıkabileceğini düşünüyordu. Planını aktive edebileceği zaman aralığı geçmeden harekete geçti. Bulunduğu köşe pozisyondan yararlanarak ellerinden birini zemine diğerini duvara dayadı. Aldığı destekle kızın bir sonraki adımında bulunacağı bölgeye sert ve kuvvetli bir tekme çıkardı. Tekmenin gelişi o kadar hızlı olmuştu ki avını göz açıp kapamadan kısa  sürede yakalayan bir yılan kadar hızlıydı.

  "Başardım." 

  Sahra tekmesiyle birlikte attığı bu narasıyla her ne kadar kendi hızını kanıtlasada bir çift el ona engel olmuştu. Rüzgarda süzülen kahverengi bir ceket göründü. Ceketin sahibi Sahra'nın tekmesini tek eliyle rahatlıkla durduran ilk başta gördükleri adamdı. 

  "İyi deneme küçük hanım. Hızınız beni cidden etkiledi. Eminimki bana denk gelmeseydiniz bu  aptal kardeşim suratında sizin tekmenizin gösterişli bir tekrarıyla gezecekti. Ama ben buradayken  başkasının ona zarar vermesinden hoşlanmam." 

   İfadesi  tekrardan mutlu bir gülümsemeden fırtınalı bir hal alan adam elleriyle tuttuğu bacağı sıkmaya başladı. Sahra ayağını kurtarmak istesede kımıldatamadı bile. Henüz bir kaç saniye geçmesine rağmen bacağı morarmaya , etleri ve kemikleri ağrımaya başlamıştı. Üstelik bu , karşısındaki kişinin sahip olduğu gücün sadece birazıydı. Sahra acısını içinde yaşıyordu. Bir "Uf" bile dememişti. Onu bacağını kaybetmekten kurtaran şey başka bir emirdi.

   "Gregor sanırım az önce söylediklerimi tekrarlamam gerek. Benim misafirlerime böyle sert davranma. Onlara eşlik etmek benim görevim. Daha sonra sunduğumuz hizmetlerin kötü anılmasını istemeyiz." 


   Sarışın çocuk tekrardan gülmeye başlayarak tuttuğu bacağı sıradan bir odun parçasıymış gibi yere bıraktı. 

 "Oh! Oh! Çok özür dilerim. Sayın misafirlerimiz bu kabalığımı bağışlayın lütfen. Özellikle siz küçük hanım.." 

  Bacağının morarmış yerlerini sinirli bir şekilde  tutan Sahra'ya dönerek sözlerine devam etti. 


  "Bizle bulunacağınız süre zarfınca özellikle sizle yaşadığımız bu tatsız anları unutturmak için sizinle özel olarak ilgileneceğim. Tekrardan görüşene kadar hoşçakalın. " 


  "Aşağılık herif. Hala seninle ilgileneceğim diyor. Nasıl bu kadar güçlü olabilir. Kız da aynı şekilde. İkisinde de tuhaf olan şeyler var. Nishin her ne kadar korkağa benzese de bu derece travma yaşaması normal değil. Şu bizim numaralar da hiç hareket bile etmedi. Normal olan tek bir şey bile yok. Şimdilik kaçmak istesem de kaçamam. Bu tuhaflıkların sebebini bulabilirsem eminim çok daha iyi olacak."
 
 Sahra aldığı karar doğrultusunda gerçek doğasını bir süre saklamak zorunda kalacaktı. Bu ona geçmiş zamanları hatırlattı. Hatırlamak istemediği geçmiş zamanları.

  "Hepiniz ayağa kalkıp beni takip edin arkadaşlarım. Bu dar ve kokulu yere yeterince dayandım. Yoksa biraz daha durursam sıradan bir köylüye dönüşeceğim." 

   Nishin'in yanına gitmekten de vazgeçmiş , veya unutmuş ya da en başından beri hiç gitmeyi planlamamış olan küçük kız arabadan aşağı atladı. Arkasına dönüp çocuklardan kendisini takip etmelerini istermişcesine bir bakış atmıştı. İsteğini dile sesli getirmesede bakışa maruz kalan herkes o isteği anlamıştı. Çünkü tüm çocuklar aynı anda ayağa kalkarak ilerlemeye başladı. 


  Sahra'nın yaptığı o saldırının kendisi için olduğunu düşünen Nishin,  tekme sayesinde dağılan atmosferden faydalanarak kendini toparlamıştı. Sırada da iyiliğin karşılığını ödemek vardı. Tek ayağı üstünde hafif topallayarak yürüyen kızın yanına koştu. Koluna girmek için elini kızın koltuk altına soktuğu sırada beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. Kendisini ittiren tek bacağı üzerindeki kıza dönerek:

    " Yardıma ihtiyacın yok mu? Bana yaptığın yardımın karşılığını ödemek istiyorum. Hem sen ne kadar saklamaya çalışsanda o bacağının durumu ortada." 

    Kızın kulağına doğru eğilerek devam etti. 


   "Şuan sadece birbirimize güvenebiliriz. Her şey belli olana kadar kavga etmemek en iyisi." 

   Sözlerini bitirir bitirmez kızın koluna girdi ve yükünü hafifletti.


   "Sadece birbirimize güvenebilirmişiz. Ne saçmalık ama. Kendimden başkasına güvenmek gibi bir niyetim yok ama şimdilik yanımda zor anlar için bir yem bulundurmakta fayda var." diye düşünen kibirli kız bu kibrini ve peşisıra gelen fikirlerini içinde tutarak gelen yardım teklifini kabul etti .


    "Oyalanmayı kesip bir an önce devam edin lütfen. Sizlere evimizi , odamı ve eşyalarımı tanıtmayı istiyordum. Ardından ilk oyunumuzu oynayabileceğimizi düşünmüştüm. Fakat sanıyorum ki bu haldeki sizlerin birer peluş oyuncaktan farkınız olmaz. Bu yüzden bugünlük sadece evimizi size tanıtacağım. Daha sonra hepiniz dinleneceksiniz. Yarın ki büyük eğlence de  dinç olmalısınız. Yoksa cezasını çekersiniz." Küçük kız konuşmasını sondaki tehditvari sözleri hiç etmemiş gibi sevimli bir gülücükle bitirmişti.  


  Nishin ve Sahra kızın ardından arabadan indiler. Nishin etrafına baktığında bulundukları alanın çoğunluğunun sık ağaçlardan oluşan bir orman olduğunu fark etti. Birkaç senelik olduğu anlaşılan , yolculuk etmiş oldukları yıpranmış arabanın hemen yanındaysa aynı arabadan onlarcasının içinde bulunduğu bir yapı vardı. Burada arabaların bakım ve onarımları yapılıyor gibi görünüyordu. Nishin tuhaf şeyler arasada gözüne çarpan başka bir şey olmadı. Ağaçların boyu uzun olsada gördüğü mantıksız rüyanın içindekilerin yanında bir hiçti. Sahi, o ilginç olay hakkında hiç düşünme fırsatı olmamıştı. Kutuyu kullandıktan sonra kutu da ortadan kaybolmuştu. O canlı ağaçların nereden geldiğini , kabilesinden yaşayan kalıp kalmadığını ya da Kamish'in planının ne olup olmadığını bilmiyordu. Kamish, çocukluğundan beri ilahiler söylediği, isteklerde bulunduğu tanrısı onun merakını gidermesine yardım edecek miydi? Belki de bunu öğrenmesi o kadar da uzun sürmezdi.

   Kendilerine takılan hitaplarıyla  3,2 ve 1 numara da hemen birkaç adım arkalarından onları takip etmekteydi. Yüzlerindeki tedirginlik silinmişti. Arabada yaşanan olaylara sadece seyirci olarak katılmışlardı. Tezahürat yapmayan bir grup taraftar. Nishin ne düşünürse onunda tuhaflıklar zincirine eklendiğini hissetti ve düşünmeyi bir süreliğine bıraktı. Çıkış yoluna  yaklaşmış olmalıydılar.


    "İşte neredeyse vardık. Şimdi hepiniz kaybolun ve bizi yalnız bırakın." 


  Sevimli kızın bu sert ihtarıyla etraftaki çalılık ve ağaçların yaprakları senkronize şekilde hışırdadı. Birkaç gölge birbirini ardına gözden kayboldu. 

  Bunlar onları gizlice takip etmek ve tuhaf hareketlerini önlemek için izleyen askerler olmalıydılar.

   "İşte şimdi bizbizeyiz. Gelin benim biricik konuklarım. Size şimdiye kadar geçirmiş olduğunuz sefil hayatlarınızda asla görme imkanı bulamadığınız bir manzara sunacağım. Beni takip edin ." 

  Küçük kız ağaçların bitimiyle birlikte son bulan patikanın ucunda onları bekliyordu. Çocuklar adımlarını hızlandırarak patikadan çıktılar. O kadar övgüyle bahsedilen 'o manzaranın' olması gereken yerde sadece boş , geniş , daha da boş ve daha da geniş bir arazi vardı. 

   "Bu mu benim hayatımda görmemiş olacağım manzara? İyide bu benim hergün tanık olduğum şey." 

  Nishin kendince düşünürken önlerindeki kız tekrar harekete geçti.

  "Şimdi hepiniz ben 3'ten geriye sayarken sayılarla uyumlu şekilde adım atın. 3 , 2 ve 1." 

   
   Birinci adım, ikinci adım, üçüncü adım. Adımlar bittiğinde tüm çocuklar kendilerini sanki başka bir ortama girmiş gibi hissetti. Nishin ve Sahra başlarını kaldırdıkları anda gördükleriyle küçük dillerini yutmak üzereydiler.  

   Az önce hiçbir şeyin bulunmadığı boş toprak parçasının üzerinde devasa bir köşk bir anda karşılarında belirmişti.

  


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


5   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   7 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.