Gece bir ara yüksek ateşten sayıkladığımı hatırlıyorum. İlmek vardı yanımda. Rüya ile gerçek birbirine girmişti sanki. İlmek bana bakıp endişeleniyor sürekli.
Ama endişelenecek bir şey yok ki.
İyiyim ben.
... Sabah uyandığımda yanımdaki sehpanın üzerinde bir kova şu ve alnımda havlu vardı. İçinde nane-limon kalıntıları olan bir bardak. Anlaşılan İlmek gece boyunca ateşimi düşürmek için uğraşmıştı. Şimdi de yanımda uyuyakalmıştı.
Onun uyuyan yüzüne bakıp derin bir iç çektim. "Neden beni bu kadar önemsiyorsun ki? Bunların hiç birini haketmiyorum" Dinlenmesi için onu öylece bırakıp okula gittim.
Tenefüslerde Berkcan'ın beni uzaktan izlediğini farkettim ama yaklaşmadığı sürece sorun yoktu. Öğle paydosunda sınıfımdan Esma adında bir kız
"Bizimle birlikte yemek ister misin?" diye sordu. Şaşırdım ama belli etmedim. Daha önce beni umursadıklarını hiç görmemiştim. Düşünmeden "Olur" dedim. Aklım İlmekteydi. Her geçen gün ona daha fazla aşık oluyordum.
... "Hiç yalnız hissetmiyor musun Çiğdem?" Öğle arasında böyle sormuştu birlikte yemek yediğim kızlardan biri. "Hiç arkadaşın yok yanında. Hatta şu pisikologluk işi olmasa kimseyle konuşmayacaksın." "İlmek var ya" dedim yine hiç düşünmeden. Söylediğim anda da pişman oldum. Kafam nerde benim? "İlmek kim?" dedi diğer kız.
Bozuntuya vermeden cevapladım. Böyle zamanlarda yalancıktan kendine güvenen hallerim çok işe yarıyordu. Heyecan yaptığımda da belli etmiyorum. "Başka okuldan bir arkadaşım." dedim sakince. "Yoksa sevgilin mi?" dedi patavatsızın teki. Gerçekten bu soruyu soracak kadar yakın mıyız? Ben daha kızın adını bilmiyorum. "Eğer öyleyse Berk Can çok üzülecek"
Ah şimdi anlaşıldı bunların amaçları. Onların umursadığı ben değildim, yalnız olduğum için üzülmüyorlardı, Berk Can benimle ilgilendiği için üzülüyorlardı. Birden bu ortamda kendimi çok yabancı hissettim.
Onlar konuşmaya devam ederken sanki onları çok uzaktan izliyor gibi hissediyorum. "Berk Can'daki değişimi gördünüz değil mi? Son zamanlarda daha bir erkeksi oldu. Eski hâli de çok tatlıydı ama şimdi daha karizmatik. Hem bizim sınıfın önünden ayrılmıyor."
Demek bu kız ondan hoşlanıyor. Ne kadar belli ediyor. Hoşlandığı kişi hakkında konuşmaya can atıyor. Konuşurken gözleri parlıyordu. Oysa ben İlmek hakkında konuşmak istemiyor, onu tamamen kendime saklamak istiyorum. Hızlıca toplanıp masadan kalktım.
"Kusura bakmayın kızlar, zil çalmadan lavaboya gitmeliyim." diyip sınıftan çıktım. Ben çıkınca arkamdan konuştuklarına eminim.
Yüzüme bir gülümseme yayılıyor. Hepsinin kıskançlıktan çatladığının farkındayım. Yok yani neyi kıskanıyorsunuz? Berk Can'ı istiyorsanız alın sizin olsun. Benim tek düşündüğüm İlmek. Başkalarının hakkımda ne düşündüğünü de umursamıyorum ve bu harika bir duygu. Kudurun 😏
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.