Living As the Villainess Queen (Novel) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




5   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   7 


           
Bölüm 6 - Kralına Sırtını Dönmeye mi Cüret Ediyorsun?

 

"Kasser, Ölülerin Kralı ..." Eugene, önünde duran adamı görünce kendi kendine usulca mırıldandı.

 

Gözlerini ondan alamıyordu.

 

Karadaki bir Adonis gibiydi. Saçları kobalt mavisiydi.

 

Eugene'in geldiği yerde böyle bir saç rengi ancak boyama yoluyla mümkündü. Ama bu dünyadaki mavi buklelerinin yaydığı doğal parlaklık, yapay olarak renklendirilmiş saçlardan çok daha farklıydı.

 

Mahar'da yaşayan çoğu insanın doğal olarak kahverengi saçları ve kahverengi gözleri olduğunu ve bunu kitabına yazdığını hatırladı. Sadece birkaçı zaman zaman farklılık gösteriyordu.

 

Bu da onun saçının özel olduğu anlamına geliyordu, kimliğinin ve yeteneğinin bir simgesiydi.

 

Mahar'ın altı kralının hepsinin kendine özgü yetenekleri vardı. Bu, her kralın farklı bir saç rengine sahip olduğu anlamına geliyordu ve bu da tam olarak hangi yeteneklere sahip olduklarını göstermekteydi.

 

Mahar'da mavi kafası ve mavi gözleri olan kişi, kralın halefi olacaktı.

 

Eugene, yarattığı hikayedeki en önemli karakterlerden biriyle tanışmaktan heyecan duysa da kendini dizginlemek zorundaydı çünkü istediğini yapabilecek bir durumda değildi. Şu anda Jin Anika’nın vücudunda yaşıyordu…

 

Ve hikayede Jin Anika kesinlikle kötü kadındı. Başka bir deyişle Kral Kasser'in ölümcül düşmanıydı. Onun iyiliğine karşıt olan kötülük. Kasser, Jin Anika’nın son nefesini alan kişi olacaktı. Bunun için kendine lanet etti.

 

Neden böyle yazdım ?! Sırtından aşağı terler aktığını hissetmeden önce kendi kendine düşündü. Hata yaparsam beni öldürecek mi? Endişeyle merak etti ...

 

Kasser onu izlerken kuru bir şekilde güldü. Jin Anika kesinlikle eskisinden çok tuhaf davranıyordu, bu da onun bir şeylerin peşinde olduğu anlamına geliyordu ve her ne plan yapıyorsa onu iyi saklayamamıştı. Sonuçta geçmişte gözlemlediği gibiydi hiç şüphesiz. Bu onun hakkında önyargı değildi, ne kadar kaba olursa olsun bu bir gerçekti.

 

Gözlerini odasına çevirmeden önce konuştu: "İşte buradayım, şimdi ne yapmamı istiyorsun merak ediyorum." dedi ateşli bir meydan okur gibi başını dik tutarak. Söylediklerinin aklını çelmesini istemiyordu.

 

"Ne...Yani, evet?" Eugene kekeledi ve bu durum Kasser kaşlarını çatmasına neden oldu. Bir kaplanın avının önünde yapacağı gibi ileri geri yürümeye başladı.

 

"Konuş!" Sert bir şekilde emretti. "Söyleyecek bir şeyin varsa  açık ve net bir şekilde söyle!"

 

Sesinin tonu, Marianne'nin ondan yapmasını istediğinin çok üzerindeydi ve o da bunun farkındaydı, ama davranışları onu rahatsız etmeye başlamıştı. Kraliçenin kendini tutma şeklini hiç sevmedi. Onun tavrı, mümkün olan her şekilde sinirlerini bozuyordu.

 

Eugene bakışlarını yere çevirmeden önce sadece gözlerini kırpabildi. Kral neden ona bu kadar kızmıştı, anlayamıyordu. Hikayenin bu kısmının hangi kısmında olduğunu ya da ne olduğunu zar zor hatırlayabiliyordu.

 

O sessiz kaldıkça, Kasser bir o kadar sinirleniyordu ...

 

 

"Bana bak!" diye emretmesiyle Anika'nın gözleri onunla buluşmak için tekrar dikildi. Kasser şimdi açıkça onu küçümsüyor, gözlemlemeye devam ederken başını yana eğiyordu.

 

“You’d dare turn away from your king?” he asked her, the venom dripping from his voice.

 

"Kralına sırtını dönmeye mi cüret ediyorsun?"diye sordu, sesinden sanki zehir damlıyordu.

 

Bu davranışı Eugene'yi korkuttu. Hiç onun gibi değildi. Eugene, gazabına uğramamak için bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Ona yumuşak ve nazik bir gülümseme verdi ...

 

Gülümsemenin hoşluğu karşısında kral şaşırmıştı. Onun gülümsemelerini hoş bulmak tuhaftı. Genellikle ona sadece korku getiriyordu. Doğal olmayan oniks irislerinin içinde her zaman belirli bir soğukluk vardı, asla sıcaklık bulamamıştı o gözlerde. Çoğu zaman, onu neredeyse insan benzeri bir oyuncak bebekle karıştırabilirdi; bedeni gerçekti ama bedeniyle yaşayan bir ruha sahip değil gibiydi.

 

Eugene ona garip bir şekilde gülümsedi, masumiyetle yüzüne baktı ve Kasser'in gözleri bir an için büyüdü. Ama bu gülümsemenin arkasında Eugene kafasında çığlık atıyordu.

 

'Beni yalnız bırak!'

 

"Haber bana ulaştı." boğazını temizledi ve yeniden başladı Kasser. "Öğünlerini atlıyormuşsun."

 

"Son zamanlarda kafamda çok şey vardı." Eugene rastgele bir bahane düşündü. "Ama şimdi iyiyim, bir daha yemek yemeyi unutmayacağım."

 

Kasser'in yoğun bakışlarına dayanamadığı için tekrar yere doğru baktı ama Kasser'in ifadesindeki değişikliği tamamen kaçırmıştı.

 
Herhangi bir hatamı söylemek, öneri ve şikayetlerde bulunmak için discord kanalımıza gelebilirsiniz.
https://discord.gg/9GhxJCn
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


5   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   7 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.