Yukarı Çık




1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 

           
2. BÖLÜM
 
“ O kibirli hanımlara böyle bir şok mu yaşattın? İnanilmaz. Gereçekten inanılmaz.”

Haley ağızının her yerindeki kurabiye kırıntıları ile mırıldandı. Doymak bilmeyen ağzının aksine gözleri huşu ile doluydu.

“ Ben senin yerinde olsaydım, korkar ve kaçardım. Af için yalvarırdım. Bunun utanç verici olduğunu biliyorum ama ne olacak? Soylular tarafından kırbaçlanmaktan iyidir.”

“Ne? Kırbaç mı?”

Emilia’nın gözlerini kocaman açtığını gören Haley sakince bir kurabiye daha aldı.

“Haley, dinle. Soyluların bu şekilde umursamazca halkı cezalandırması yüz yıl önce yasaklandı. O gün, kamçısını savursaydı, elimden  kolayca kurtulamazdı.  O zaman hakime gidip onu yargılatırdım.”

“vay, sakin ol Emilia. Okumamış olsam bile eşitlik yasasının ne olduğunu biliyorum. Ama bu sadece kağıt üzerinde yazılı olan bir şey.  Gerçekte yazılı olan bir şey değil. Ve senin de söylediğin gibi yüz yıldan fazla oldu , yani dünyanın neresinde yasalara uyan biri var ki?”

Emilia ağzını karşı çıkmak için açmıştı sonra yavaşça kapattı.

“ O hanım senin davranışlarını düzeltmek için kırbaç kullansaydı bile kimse onu durdurmazdı. Hakime gitsen bile işe yaramazdı. Hakim, bununla uğraşmak için çok meşgul olduğunu ve bir yıl sonra gelmeni söylerdi. Bir yıl sonra gitseydin, bu iki yıl olurdu; iki yıl sonra gitseydin bu üç yıl olurdu: işte böyle. Sen de öyle düşünmüyor musun?”

Haley kurabiyeleri yerken eliyle kırıntıları silkeledi. Emilia memnuniyetsizlik içini çekti ama buna karşı çıkamazdı.

“ Senin soylulara karşı konuşabilmenin ve güvende ve sağlıklı  olmanın  nedeni şundan başkası değil. Bu kadar.”

 “... Şu?”

“ Sen şu adamın nişanlısısın.”

“Şu adam” denilince Emilia’nın dudakları, gözleri ve vücudu gerilmeye başladı.”

“ne kadar akıllı olduğunu biliyorum ama lütfen dikkatli ol. Ayrıca şöyle de bir söz var: Tanrı fakir  fakat akıllı insanları yaratmayı planlamadı özellikle kadınlardan.”

Haley süslü sözleri sanki onu memnun etmiş gibi kıkırdadı.

“Bana göre Emilia Bern inanılmaz bir arkadaş fakat bu insanların gözünde o sadece açgözlü, dar kafalı küçük bir kız. Bu şanssızlık ama olan bu.”

Emilia yüzünde acı bir bakışla onayladı.

“ Bu yalnızca “bu insanlar”? köylüler bile böyle düşünüyor. Açgözlülükle kör olan rahmetli babam kızını sattı ve ben de düşes pozisyonuna gözünü dikmeye cüret eden aptal bir çocuğum.”

Sonunda Emilia ve ailesi köylülerin keskin bakışlarına dayanamayarak  yaşadıkları evi terk etmek zorunda kaldılar. Neredeyse insanlarla iletişimlerini kestikleri, köyün güneyindeki Zelkova koruluklarında küçük bir kulübede saklanarak yaşıyorlardı.

“Neşelen Emilia. Her halükarda herkes ‘Meyer ailesinin nişanlısını unutuyor. Bir süre önce papaz bile söyledi. Ailen tekrar kiliseye gelebilseydi harika olurdu.”

“... bunu bilmeme izin verdiğin için teşekkürler. Üvey annem papazın bu dediğini bilmeyi çok isteyecek.”

Emilia hevesle sarkık dudaklarını kaldırdı. İki kız birbirlerine üzgün gözlerle bakıyordu ve çok uzaktan saat üç çanı çaldı.

“Ah? Çoktan bu kadar geç oldu mu?”

Emilia sandalyesinden kalktı.

“Hemen gidiyor musun?”

“Evet, Charlotte yalnız.”

Emilia çabucak şapkasını ve ceketini aldı.

“Emilia, haftaya belediyeye gelebilir misin? Hepimiz oaradaki fuara hep birlikte hazırlanmaya karar verdik. Annemin özel tarifi ile senin boyunda bir kurabiye yapmayı düşünüyorum.”

Gerçekten mi? O kadar büyük mü?”

Emilia’nın merakla parlayan derin mavi gözleri çabucak soldu.

“Ama gelebileceğimi sanmıyorum. O gün.”

“Neden?”

“... Oraya gideceğim gün.”

“Oraya mı?”

“Akşam yemeği partisine. Nişanlımla görüşmek için.”

“Ya!”

Emilia’nın çabucak kederlendiğini bilse de  bilmese de  Haleyin gözleri bir kere daha huşu doldu. Belki de Haley Waldorf’un kafası rüya gibi sahnelerle doluydu.

Baş döndürücü bir çiçek kokusu, süslü bir avize, insanlar hayranlıkla seyrederken prensin elini tutma sahnesi...

“Ne büyük şans! Parmak kız gibi küçük olabilsem güzel olmaz mıydı? Cebine saklanıp bir göz atmak istiyorum!”

Beyaz ve güzel yüzünde bir gülümseme vardı. Buruk bir tebessümdü.

--

O günden beri birkaç gün geçmişti. Emilia için yılın en zor günü gelmişti. Birkaç gün önce Haley ile konuştuğu  “o gün” geldi.

Evinin önüne büyük dört tekerlekli bir arabanın gelemsi ile başlardı.

Sadece binmesi gerekiyordu. Süslü araba onu Nowak’taki malikaneye götürecek, orada bekleyecek ve zamanı geldiğinde onu eve geri getirecekti.

Bu kadar kolay bir şey neden her seferinde zor ve korkunç hissettiriyordu?

“Merhaba bayan Bern.”

“Merhaba bay Hewitt.”

Şoföre selam verdikten sonra kız ağır adımlarla arabaya bindi.

“DEH!”

Araba hareket etmeye başladı. Ormanın dışında , araba geniş ovaları geçti. Düzinelerce kuş uzun dağların üstündeki gökyüzünde sürüler halinde uçuyordu. Bu muhteşem manzara tuhaf bir rahatlık veriyordu.

[ Sen izin vermedikçe kimse seni yıkamaz.]

Emilia  bir kitapta okuduğu metni hatırlarken kararını verdi.
Araba uzunca bir süre gitti.
Bedeni tutulmaya başlarken, sonunda kıtanın en büyük ve en etkileyici şehri olan  Nowak’a ulaştılar.

Açılış sahnesini bildirir gibi büyük bir plaza ve saat kulesi gözlerinin önündeydi.  Sokakları dolduran düzinelerce veya yüzlerce insanın kalabalığına bakınca Emilia’nın başı dönüyordu.

Köy yollarının aksine şehir sokakları arablarla ve yük vagonlarıyla doluydu.

Hız hafif hafif azalırken güzel Rivier Nehri göründü. Orada yürüyen biri ister bir araba ister bir evcil hayvan olsun herkes tamamen farklı bir dünyadan varlıklarmış ggibi görünüyordu.

Burası Nowaktı,  kıtadaki en güçlü ve en zengin insanların toplandığı yer.

Yavaşlayn araba durdu. Gelecekleri yere gelmişlerdi. Emilia bahçeli kocaman evin önünde  derin bir nefes aldı.

Nezaketini kaybetme. Şu andan itibaren günün geri kalanına katlanmak zorundasın, gözlerini, kulaklarını ve bütün hislerini kapat. Emilia arabadan indi ve  hizmetçi eşliğinde yürüdü. Omuzları kasılmaya devam etti ve adımları ağırlaştı.

Nihayet, kapı açıldı.

İçerisi bir saray kadar büyük ve etkileyici idi. Kocaman avizeleri ve her iki yanda uzanan muhteşem merdivenleri görmek Emilia’ya Meyer ailesinin gücünü ve zengimliğini hissettirdi.

“Küçük hanım Emilia Bern geldi.”

Salonda toplanan insanların gözleri bir anda Emilia’ya döndü.  Sonra bir anda normal konumlarına geri döndüler.

Sinir bozucu bir şekilde uçan bir sineğe bakıyormuş gibi.

Bu da Cavendish evinden farklıydı.

Kimse ona gülmedi veya alay etmedi. Onu tamamen görmezden geldiler.

“ Buradasın.”

Ona gülümseyerek yaklaşan tek  kadın nişanlısının annesi Caitlyn Meyerdi.

Cavendish evindeki hanımlardan tamamen farklıydı.

Muhteşem giyinmişti ama sığ değildi, dik vucüdu zarafet ve asaletle dolup taşıyordu.

“Merhaba hanımefendi. Nasıldınız?”

Emilia uygun bir gülümseme ile kibarca selamladı.

“Şey, gördüğün gibi sağlıklıyım. Sen  nasılsın?”

“Sayenizde iyiyim.”

“Annen ve kardeşlerin nasıl? İyiler mi?”

“Evet, ailem hakkında  endişeniz için de teşekkürler. Efendi Meyer nasıl merak ediyorum. Bir gelişme var mı?”

“Endişen için teşekkürler, enerjisinin çoğu geri kazandı.”

Görgü kurallarını mükemmel bir şekilde öğrenmişti böylece konuşma bölünmedi. Sevecen bir kayınvalide ve gelin gibi kalabalığa karıştılar.

“Bu arada  Emilia. Sanırım zor bir şey istemek zorundayım.”

Caitly aşırı üzgün baktı. ÇN: palavra palavra palavra

“ bu gün, o kadar günden, büyük teyzem haber vermeden ziyarete geldi. Uzakta yaşıyor ve kimseyi tanımıyor... ona eşlik etmekten başka seçeneğimiz yoktu.”

Emilia kibarca gülümsedi.

“Sorun değil. Hanımefendi.”

“Teşekkürler Emilia.”

Her sene aynıydı.

Kraliyet ailesinden yaşlı bir kadın kadın geldi bacakları rahatsız olan bu kadına yardım etmeliyiz, ve şimdi de habersiz ziyarete gelen  büyük teyze...

Caitlyn Meyer komik bahanelerle oğlunu başkasının yanına gönderirdi.

“Kısa bir süre sonra partnerinizin yerini alacak bir gelecek. O Viskont Wischer’in ikinci oğlu olan genç bir bey. Umarım onunla iyi vakit geçirirsin.” ÇN: kadından tiksindim ya

Bu kadardı. Caitlyn Meyer arakasına bakmadan Emilia’nın yanından ayrıldı. Emilia salonun ortasında terk edildi.

Kimse onunla ne konuştu ne de göz göze geldi. Dostça selamlaşma ve sohbetlerin ortasında Emilia bir bavul gibi ileri geri savrulmuştu.

Belki de Cavendish evindeki inssanlar daha insancıldı. Çünkü en azından onlar ona bir birey gibi davranıyorlardı.

Şu anda, bu yerde, Emilia adeta yoktu.

Bir yelpaze getirmeliydi.

Boş ellerini kontrol etmenin bir yolu yoktu.

Emilia ellerini kavuşturarak bakışlarını duvarda asılı olan resme dikti. Ünlü bir mitten bir sahne vardı. emilia baktığında sanki çizim tarafından büyülenmişti.

“Efendi Meyer’in en büyük oğlu Prens Hadius Meyer geldi.”

İnsanların bakışları bir anda ona döndü Emilia da onu izledi. Hadius Meyer.

Adından anlaşılacağı gibi Tanrı tarafından kutsanmış güzel bir kişi. Bütün dünyadaki insanların kıskandığı nişanlım.

Yalnızca bir yıl önce olmasına rağmen, çok aşina olduğum  yüzü zihnimde daha yakınlaştı.
Elfort akademisinden mi geldi? Donanma görevlisi gibi giyinmişti. Bembeyaz üniformadan kaçınılmaz bir asalet yayıldı.

Şapkasını çıkardı ve misafirleri selamladı. Etrafında bir çember oluştu.

Komik görünüyordu ama bu doğal bir şeydi. Çünkü bu partinin amacı Meyer ailesinin veliahtı Hadius Meyerdi.

Hadius kendine has havası ve seçkin gülümsemesi ile insanlarla sohbet etti.

Hiçbir  şekilde dünyanın merkesinde olması hakkında övünmedi ve kibirli davranmadı.

Önce en uzaktaki misafirle görüşürdü. Unvan ve rütbe ayrımı yapmazdı herkese adil davranırdı.

Bir kişi hariç. Nişanlısı, Emilia Bern.

Bir noktada gözleri buluştu. Hoş siyah saçların altındaki gümüş gözler Emilia’nın göğsünü deldi ve başını döndürdü.

Bu gözler sorundu. Sanki dünyadaki hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi nefes kesici bir şekilde sana bakan o yoğun bakış.

Emilia titreyen vücudunu ve  hızla atan nabzını  kayıtsız ve ilgisiz görünümüyle gizledi.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.