Yukarı Çık




22   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   24 

           
23. BÖLÜM –  KUPA
Hadius’un yardımcısı Grozhang, çok yoğundu. Çünkü efendisi onu çalışma odasına çağırmaya devam ediyordu.
 
Saat 4, saat 8, saat 2... Zaman durmuyordu ve iş miktarı iki katına çıkmıştı. Grozhang çabucak yoruldu.
Üstelik şu  an saat 5 idi.
 
Karısı ve çocukları ile akşam yemeği yeme sözünü tutamamıştı ve Basillion Evinde çalışmak zorunda kaldı.
Ne zamandan beri?
 
Muhtemelen aniden yağmurun bastırdığı o günden beri böyleydi.
 
Genç efendi alışılmadık derecede hassastı. Pürüzsüz, heykel benzeri yüzünde herhangi bir bozulma yoktu. Fakat ne zaman soluk gözbebekleriyle karşı karşıya gelse  Grozhang aynı şeyi sık sık tekrar ediyor gibiydi.
 
Krambitz’de durumlar nedir?
 
Bugün de Hadius annesinin yaptıklarını soruyordu.
 
“Özel bir şey olmadı. Bayan Meyer kişisel olarak Bayan Bern ile görüştükten sonra daha rahat görünüyor. Muhbirlere göre son zamanlarda oldukça rahat görünüyor.”
“Peki geri kalanı?”
 
Defterin sayfasını çevirdi.
 
“Lord Reinen veya Meclis Üyesi Richard tarafında öne çıkan bir şey yok. Üçünün gizlice buluştuğuna veya yeni bir plan yaptığına dair hiçbir hareket söz konusu değil.”
 
Hadius pencereden dışarı bakarak hareketsiz kaldı. Masanın üzeri belgelerle doluydu ve çay fincanı uzun süredir soğuktu.
 
Hiç uyumuş muydu?
Hizmetçiye göre efendinin yatağı çok temizdi, üst üste iki gün yattığına dair hiçbir iz yoktu.
 
Ama Hadius o kadar enerjik görünüyordu ki birkaç gecedir uyumadığına inanmak zordu.
 
“Genç efendinin kral ile görüştüğünü kimse anlamayacak. Lütfen biraz rahatlayın.”
“Emin değilim. Annem olan şu kadın kolay lokma değil.”
 
Hadius soğuk bir şekilde mırıldandı ve kollarını kavuşturdu. Gömlek sıkılaşmıştı, uzun ve ince fiziğinin altında gizlenen kasları meydana çıkmıştı.
 
“Planda biraz aksilik var. Bütün programların biraz değişmesi gerekiyor.”
 
Hadius çekmeceden bir şey çıkardı ve Grozhang’a uzattı.
“Gizli bir mektup. Hemen Ricardı Saray’ına doğru yola çıkın. Doğrudan senin, krala teslim etmeni istiyorum.”
“...Evet. anladım.”
 
Grozhang mektubu ceketinin iç cebine koydu.
“Grozhang.”
 
Eşiği geçmeden hemen önce Hadius ona seslendi.
 
“Birkaç gün içinde evine bazı şeyler ulaşacak. Eşin ve çocukların için bir şeyler.”
Ne demek istediğini anlayan Grozhang şaşkınlığını gizleyerek başını eğdi.
Caitlyn Meyer’e ihanet etmesi karşığılığında aldığı ödeme muazzamdı. Yine de Hadius fırsat buldukça ailesine hediyeler gönderiyordu.
 
“...Teşekkürler.”
--
O akşam gizlice Grozhang’dan mektubu alan Josef, yatak odasına gelince dikkatlice mektubu açtı.
 
“Majesteleri, ne diyor?”
 
Yanında duran Kraliçe Yvonne sabırsızlığını gizleyemedi. Sadık bir koca olduğu bilinen  bir Kral olduğu için Kraliçesi Yvonne madenle ilgili yapılan gizli anlaşmadan zaten haberdardı.
 
“Hadius kahvaltı toplantısını öne almayı istiyor.”
“Kahvaltı toplantısı mı?”
“Doğru. Bahsettiği anlaşmanın üç şartından biriydi. Meclis üyelerine baskı yapmamı ve onlardan kamuoyu oluşturmalarını istememi söyledi.”
 
İkisinin gözleri yan sehpaya konan beyaz kağıda çevrildi.
 
“Maden için bu kadarını yapabilirim, ama acelesi ne anlamıyorum...”
Kralın dilini cıklattığını gören Yvonne biraz endişelendi.
 
“O adam ne istiyor anlamıyorum. Nişanı bozmanı istiyorsa neden böyle tuhaf bir iyilik istesin ki?”
“Endişeli misin?”
“Evet.”
 
Yvonne kaşlarını çattı ve devam etti.
“Majesteleri nasıl bu kadar sakin kalabiliyor? Henüz  yirmi yaşında olan genç bir adamla anlaşma yaptığına inanamıyorum. Ayrıca Caitlyn’in yanlış bir şey yaptığın için seni sırtından bıçaklamasından endişe ediyorum. Bilemezsin. Belki de bu aslında onun kurduğu bir tuzaktır. Bizden faydalanmak için oğlunu kullanmış olamaz mı?”
 
Josef düşünceli bir tavırla çenesini okşadı ve çok geçmeden ellerini birleştirdi.
 
“Bu kadar endişelenme. Onunla yüz yüze konuştum ve yalan söylüyor gibi görünmüyordu. Hadius annesinin kuklası olup bağımsızlığının elinden alınmasındansa ölmeyi tercih eder. Emin olduğum tek şey bu.  Söylediklerin doğru olsa bile kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Değil mi?”
 
Yvonne inanmak istedi. Hadius’un gerçekten kraliyet ailesi ile işbirliği yaptığına.
 
Neticede güç paradan gelir. Madene çok ihtiyaçları vardı.
Volden kraliyet ailesi üçüncü nesli mali açıdan sıkıntılıydı. Parlamento, kralcılar, devrimciler,ılımlılar... güçleri çok zayıflamıştı, aşırı grupların etkisinde kalmışlardı.
Hadius ile yapılacak anlaşma ‘oportünist(fırsatçı) Kral’ olmanın utancından kurtulmak ve kraliyet gücünü arttırmak için net bir fırsat olacaktı.
 
Fakat, üçüncü şart Hadius’a inanmayı zorlaştıracak kadar tuhaftı. Nasıl oldu da o sıradan kız yüzünden...
 
“Parlamento ile aynı gemide olmak istemiyorum ama bu zor değil. Sadece kinci olanları davet ettim, bu yüzden eminim bir avuç köpek gibi saldıracaklar. Onları biraz kışkırtırsam Caitlyn Meyer’e iyi bir ders verirler.”
 
Sırıtan kocasının aksine Yvonne rahatlayamıyordu.
“Ne tür hislere sahip? Şu sıradan kıza karşı.”
 
Josef gülümsemeyi bıraktı ve aniden karısının belinden tutup kendine çekti. Çiftin yatak odası adamın enerjisi ile ısındı.
 
“Bilmiyor musun yoksa bilmezlikten mi geliyorsun?”
 
Yvonne kızarmış bir ifade ile yapışkan adamı itti. Bilmiyormuş gibi yapıyordu. Ama hadius gerçekten bilmiyordu.
 
“O bir kupa değil mi?”
“Ku..pa.”
“Er ya da geç yoğun bir savaşa girecek. Peki istediği şey ne? Onun hatunu. Kimsenin haberi olmadan ona sahip olmak istiyor. Böyle bir şey.”
Telaşlı kadının bedenini kendininkiyle kaplarken küçük kulak memelerini sıkıca ısırdı. Sıcak, adamı ve kadını sardı. Şüpheler ve endişeler kaybolup gitti.
 
**
 
Bir süre sonra kral yatak odasından kaçtı ve doğruca ofise yöneldi.
 
Kral acilen yagıcı çağırdı. Bir saatten kısa bir süre içinde Rönenhalt toplantı salonuna bir kararname gönderildi.
 
Rochester Bill’in teklifi ile ilgili kahvaltı toplantısının bu haftaya taşınacağı belirtildi.
 
**
 
“Gerçekten... bolaya birlikte mi gideceksiniz? Şu pislikle mi?”
“Sanırım öyle.”
 
Mitch’nin tahta oymakta olan eli durdu ve toz her yere savruldu. Emilia kollarını genişçe salladı.
 
“Karar verilmedi. Hadius kesin bir cevap veremeyeceğini söyledi.”
“Yine de bu tuhaf?”
“Ne?”
 
Mitch’nin gözleri kısıldı.
 
“Neden buna üzülüyormuşsun gibi geliyor?”
Emilia sanki saçma bir şeymiş gibi güldü ama kardeşi hala tatmin olmamış gibi görünüüyordu.
 
“Önceden söylediğim gibi, amaç balo. Hadius Meyer değil.”
 
Konuşmayı bitirir bitirmez yağmurun yağdığı günü hatırladı. Omuzlarını saran sıkı kolları ve nefes kesen fısıltıyı ‘herkes sana bakıyordu’.
Emilia boğazını temizledi ve elleriyle yanaklarını örtttü.
 
“Sorun ne? Tozdan dolayı mı?”
“Hayır... bir şey yok. İyiyim.”
 
Kızarırken yakalanma olasılığına karşı bilerek tavşan şeklindeki tahta bebeğe baktı.
“Bence kulaklar çok sivri. Hata yaparsan kendine zarar verirsin.”
“Ah, öyle mi?”
Mitch’nin ustaca kesimi devam etti.
 
“Her neyse, Lüen’in balosu bir pratik gibi. Mezuniyet töreninin olduğu gün, ‘beklendiği gibi o bir sıradan piliç.’ Gibi şeyler duymak istemiyorum, haksız mıyım? Elbette baloya tek başıma gidebilirim ama bu da biraz tuhaf. Başkalarıyla dans edemem...”
“Peki peki.”
 
Mitch Emilia’nın ağzından çıkan saçma sözleri aniden durdurdu.
 
“Anlasam da bu şeylere takıntılı olman komik. Neden pratiğe ihtiyacın var ki?”
Emilia bu keskin yorum karşısında sustu.
“Şu Hadius denen adam da komik değil mi? Neden şimdi krala larşı bu kadar ihtiyatlı? Kral bu nişanla ilgili her şeyi unuttu. Umurunda bile değil.”
 
Kesinlikle haklıydı. Emilia da Hadius’un neden şimdi krala karşı bu kadar ihtiyatlı olduğunu  merak ediyordu.
 
“Daha tuhafı ne biliyor musun? O annesinin etkisi altında yaşayan bir aptal değil mi? Yine de seninle baloya gidebilir mi? Ondan izin aldı mı? Mezuniyet töreninin bir öenmi yok çünkü onların istediği buydu ama balo öyle değil, değil mi?”
 Bir kere daha tam on ikiden vurdu.
Neden Emilia bunu düşünemedi?
 
Caitlyn Meyer, oğlunun Emilia Bern ile mezuniyet töreni dışında başka bir sosyal etkinliğe katıldığını biliyor muydu?  Nereden bakarsan bak bunu kesinlikle kabul etmezdi.
 
“Sadece bunun sana zarar vermesinden korkuyorum.”
“...”
“Neden acı çekiyorsun? Mezuniyet töreni kaçınılmaz olsa bile, baloya gitmesen daha iyi olmaz mı?”
 Emilia dalgın dalgın ayağa kalktı ve düşündü. Gitmemek için gitmekten çok daha fazla nedeni vardı. yani...
 
“Haklısın. Gitmesem daha iyi.”
 
 
 
 
 
 

 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


22   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   24 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.