“Emin değilim. Hemen cevap vermek zor. Elini kana bulamak kolay değil. Ne düşünüyorsunuz, efendim?”
Hadius cevap verdi ve arabanın kapısını açtı. Serin hava sigara dumanını temizledi.
“Tehlikeli. Özellikle şimdiki gibi üzerinde çok göz varsa.” “Ancak bu en basit ve en kolay çözüm değil mi?”
William ona şaşkınlıkla baktı ve kahkahayı patlattı.
“Beklendiği gibi, boşuna askeri akademiye gitmedin. Sen ve benim ortak bir noktamız var.”
Hadius william’a terdirgin olmadan baktı.
“Aslında bunu düşünmediğimden değil. Biliyor musun bilmiyorum ama bunu sık sık annenle ya da büyük dük Reinen ile tartıştım. Biz buna ‘son çare’ diyoruz. Dürüst olmak gerekirse, o sıradan piliç için herhangi bir sevginiz yoksa ondan kurtulmak sorun değil.” “...” “Ama artık çok geç. Bu piliç hakkında yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Parlamenterler onu çabucak ele geçirmemizi bekliyor olabilirler. Çünkü insanlar kan gördüklerinde sürü gibi toplanmaya meyillidirler.” “...Katılıyorum.”
William sigarasından bir nefes daha çekti. Kan emen bir vampiri andırıyordu.
“Birkaç gün öncesine kadar. Ben de bir şey düşünemeiştim. Sonra aniden harika bir fikir aklıma geldi. Adı ‘aldatan nişanlı’” Bir göl kadar sakin olan Hadius’un gözleri ilk kez titredi. Sonra hemen sakinleştiller. Hadius komikmiş gibi güldü ve William’a baktı.
“Aldatan nişanlı mı?” “Kesinlikle. Kıza sempati göstererek ve kral ile onun arkasından gizlice pazarlık ederek kamuoyunu sakinleştirmeye çalışıyorsun? Neden bu kadar zahmete giresin? Seni aldatırsa biter. Sence de öyle değil mi?” “Bu çok ilginç bir fikir.” “Eee, sana hitap ediyor mu?”
Hadius ‘un ağzında hafif bir gülümseme kaçtı.
“Fena değil ama önemli bir konuya işaret etmem gerekiyor. Başka bir adamla itaakar bir şekilde tanışıp, istediğimiz gibi beni aldatmasının mümkün olup olmadığından emin değilim.”
Aniden, William kahkahayı patlattı. O kadar sesli güldü ki dışarıda bekleyen uşak bile şaşırdı.
“Komik olan ne?”
Geriye eğik olan başı tekrar Hadius’a döndüğünde William bilmece çözen bir çocuğa benziyordu.
“Sanırım daha duymadın. Yakın bir zamanda ilginç bir şey keşfettim. Nişanlın hakkında.” “Ne demek istediğinizi anlamak zor.” “Merak ediyorsan annene git. Kendim söylemek istemiyorum.” “... Eğer rahatsız oluyorsanız, öyle yapacağım.”
Cevap veren ses merak değil bir sıkıntı belirtisi içeriyordu. Daha yoğun bir tepki bekleyen william için bu hayal kırıklığı oldu.
William büyük bir beklentiyle avuçlarını ovuşturdu.
“Şey, bu metod işe yaramasa bile çok fazla endişe etme. İşe yaramazsa, ondan kurtulmak sorun değil. Sence de öyle değil mi?”
William güldü ve buruşuk elleriyle sigarasını söndürdü. Parlak kırmızı alev bir anda söndü.
--
Hadius arabanın gittiğini gördü ve bahçede ilerledi. Efendileriyle karşılaşan çalışanlar yaydığı soğukluktan şaşkına dönüp ona selam vermekten bile korktular.
Sinirli adımlar konağın arkasındaki büyük deponun önünde durdu.
Elfort askeri akademisinde esinlenerek yapılmış bir atış odasıydı. Duvarda asılı onlarca uzun namlulu tüfek vardı ve çekmeceler her çeşit silahla doluydu.
Namluyu temizleyen hizmetçi efendisini görünce irkildi. Ancak efendisinin burayı ne zaman ziyeret edeceğini çok iyi bildiği için elindeki tüfeği bırakıp aceleyle çekmeceyi açtı. Tabancalar ve tüfekler sıra sıra dizilmişti. Hizmetçi aralarında efendisinin en sevdiği uzun, hızlı tabanca olan Colt’u çıkardı.
Bu sırada Hadius kollarını açtı ve gömleğini katladı. Tık, doldurulan silah sesi sürdü.
“Genç efendi, kulaklık...” “Defol burdan.”
Hizmetçi soğuk , ciddi sesten itaat etmesi için bir baskı hissetmişti. Atış poligonundan çıktığı an.
Beng!
Bir gürültü duyuldu. Hizmeçti korkmuş bir şekilde arkasına baktı. Kapıdaki dar aralıktan insan şeklindeki hedefin ortasında bir delik görebiliyordu. Hayranlık dolu bakışları efendisine döndü. Uzun bacaklarıyla ayakta dururken sırtı dik görünüyordu ve aynı zamanda garip bir şekilde sallanıyordu.
‘Ondan kurtulmak sorun değil.’
Hadius, kulaklarında yankılanan sesten kurtulamadı. Dağılan dumanların arasında o gün sis gibi belirdi.
--
Ne zamandı? Muhtemelen nişanlarından bir yıl sonraydı.
Babasını ziyaret etmek için Krambitz villasını ziyater ettiğinde ilk kez çalışma odasında durmuştu. Özel bir sebebi yoktu. O gün babası son derece derin bir uykudaydı ve hadius uyanana kadar zaman geçirmek zorundaydı.
Hiç düşünmeden eğildi ve kitaplığa baktı... ‘Fazla düşünme. Gerçek bir evlilik değil. Sadece bir nişan. Kralın emrini sadakatle yerine getiriyormuş gibi davranacağız ve sonra nişanı zamanı geldiğinde bozacağız.’
Kitaplığın üzerinde alçak bir ses duydu. Annesi Caitlyn idi.
‘O kadar kolay olacağını mı sanıyorsun? Sadece beklerse düşes olacak. Ne tür bir kız itaatkar bir şekilde nişanı bozar?’ Patavatsız soruyu soran Bianca’nın babası Hannes idi.
‘Endişe etme. Bu asla omayacak.’ ‘Ha! Nasıl bu kadar emin olabilirsin?”
O gün ilk defa. Hadius çalışma odasındaki gizli odayı ve orada gerçkleşen gizli toplantının varlığını öğrenmişti. Eğilip konuşmalarını dinledi.
‘ Ben son zamanlarda onu partiye davet ettim ve onu izledim. Eminim, yerini bilmeyen ve düşünmeden davranan biri değil. Hatta buna cüret etmesin diye elimden gelen her şeyi yapıyorum’ ‘ ... insan zihni kolayca kontrol edilir mi? O kızı böyle düşünsen bile ne biliyorsun? Hadius ona aşık olup aklını kaybedecek mi? Nişan gününde herkes şaşırdı. Genç bir kız olmasına rağmen oldukça güzel ve bütün erkekler in salyaları akıyordu. Kızım Bianca’yı evlenmeden önce böyle bir kızla rekabet ettirmeye niyetim yok.’ ‘ Hadius’un o kıza ilgisi yok. Bir kız için delirecek biri de değil.’ ÇN: sen öyle san teyze ‘Nasıl garanti edersin bunu? Oğlan babasına çekermiş derler.’ ‘Büyük Dük!’ ‘Kes şunu.’
William Richars2ın ani müdahalesi ikisini durdurdu.
‘Bunda karışık bir şey yok. İki arasında garp bir şey hissedersen hemen benimle iletişime geç. Senin için işleri kolaylaştıracağım.’ ÇN: pis moruk. Hadius’un neden böyle davrandığını anlamış olduk.
Wiliam2ın sırıtan ağzından sarsıcı sözler çımaya devam etti. ‘ Bierbirlerine aşık olsalar bile ne olur ki? O kızdan kurtulusun olur biter.’
Kitaplığa kulağını dayayan Hadius dönmuştu.
‘Öyle olsa bile majesteleri o kız için nişan törenini bizzat düzenlemedi mi? Pervasızca bir suikastçı tutarsak, kralın şüphesi nedeniyle karşı saldırıya maruz kalabiliriz.’ ‘ Meclis üyelerini de yok sayammazsın. Bu kız aniden ölürse bizden şüphelenmeyecekler mi?’ ‘ Sence rakipsiz olan ben bunu düşünmez miyim? Onu şimdi öldürmek istemiyorum. Bekleyip görelim ve çıkmaza girersek yapalım. Tüm sorunları bir anda çözecek tek şey, çok net bir şekilde ölümdür. Caitlyn, oğlunun peşine taktığın casuslara iyi bakmalısın.’
Casusların varlığından ilk o zaman haberdar olmuştu. Asistanı, arabacısı, öğretmeni, yardımcısı ve hatta gerçek arkadaş olduğunu düşündüğü bazı çocuklar.
On altı yaşındaki varis, hayatının annesi tarafından manipüle edilen bir yalan ve aldatma olduğunu yavaş yavaş fark etmişti.
‘ bir çocuk ya da varis olsa bile dikkat etmelisin. Hadius’un ailedeki her şeyi almasını ve kendi işini yapmasını istemezsin değil mi? En azından Hadius Bianca ile evlenip birleşme tamamlanana kadar. Öyle düşünmüyor musun?’
Sessizlik kısa sürdü. Kadehler sanki üçü arasında bir anlaşmaya varılmış gibi tokuşturuldu.
O anda Hadius Acımasıza onları bir kenara attı.
Altın rengi ışıkta parlayan küçük kız, çocuğun parmağına taktığı büyük yüzük ve bir an için birbirlerine gülümsemeleri.
Bir anda her şeyi kaplayan mavi gözler, bir gelgit dalgası gibi...
Bütün bunlar.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.