Love Doesn’t Matter - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




34   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   36 


           
35. BÖLÜM – HİLDEN ÇİFTLİĞİ
‘Elver’den döndükten sonra Emilia git gide daha serser oldu. Odaklanmamış gözlerle boşluğa bakarken tanıdık olmayan ve tuhaf hisleri hatırladı.
 
Haley hayatında en çok silmek istediği anı olarak öpmeyi söylemişti, peki neden böyleydi?
 
Silmek istiyordu. Silmeliydi.
 
Emilia fark etmeden elinin tersiyle dudaklarını sildi.
 
“Emilia?”
 
Hızla kendine geldiğinde, Mitch’nin elini çılgınca salladığını gördü.
 
“Sorun ne? Hasta mısın?”
“Hah?.. hayır. Annem nerede?”
“Bay Beppy yağmur yağmadan gitmemizi söyledi o da önden gitti.”
 
Gökyüzüne baktı. Bulutluydu, gerçekten yağmur yağacak gibiydi.
 
“Mitch biz de yağmadan gidelim. Bunlar ıslanmasın.”
 
Emilia çenesiyle yığılmış buğdayı işaret etti. İkisi kulübeye doğru yürüdüler. Nihayetinde Emilia anılarında kurtulmak için yine çalışmayı tercih etmişti.
 
Yağmurdan önce orman nemden rutubetliydi. Islak çimen hışırdadı ve ayak bilekleri gıdıklandı. Baktığı her yer bir tablo gibiydi.  Emilia’nın en sevdiği havaydı. Normalde topraktan gelen kokuyu koklayarak tazelenmiş hissederdi.
 
Ama bacakları ağırlaşıyordu ve göğsü sıkışıyordu.  Yürümekten çok bataklığa düşmek gibiydi. Kafa karştırıcı ve rahtsız ediciydi.
 
Sendeleyerek yürüyen Emilia birden kendinden bıkmış hissetti. Neşeli bir ses çıkardı.
 
“Bu öğleden sonra Charlotte’yi pikniğe götürelim mi? Martılar yılın bu zamanında yumurtalarını kuma bırakırlar. Bir sürü yavru kuş görebiliriz.”
 
Mitch’nin gözlerini kıstığından habersiz olan Emilia çok heyecanlanmış gibi devam etti.
 
“Ya da şehir merkezine gitsek mi? Baya zaman geçti o yüzden pazara ve kiliseye gidelim. Haley bana papazın bizi görmek istediğini söylemişti. Kiliseye geri gelmemizi istiyor.”
“...”
“Bu akşam akşam yemeği için özel bir şey yapalım mı? Kuru erik ile doldurulmuş çavdar ekmeğine ne dersin?”
Yavaş adımları durma noktasına geldi.
 
“Emilia söyle bana. Saklama.”
“...HM? ne söyleyeyim?”
“Yalan değil mi? Meyer ailesinin benden dolayı sorun çıkarmayacaklarını söylemeleri.”
 
Bu sefer Emilia anden durdu. Elindeki saman uçtu.
 
“Küçük aristokratın bunu geçiştirmesine imkan yok. Belli ki beni affetmesi karşılığında bir şey istedi. Yani şu an yalan söylüyorsun. Beni rahatlatmak için değil mi?”
 
Gözlerini kırpıştıran Emilia, başını iki yana sallayarak “unut gitsin, önemli değil.” Dedi.
 
“O zaman neden neşeli gibi davranıyorsun?”
“Neşeli mi davranmak?”
 
Kendini rahatsız hissetse de kıkırdadı.
 
“Her halükarda lütfen bundan sonra söylediklerine dikkat et. Meyerler bir kez göz yumar ama ikincisi olmaz.”
 
Bir süre gözlerini kırpan Mitch “Gerçek olmalı....” dedi kendi kendine. Sıska bacakları ablasını takip etti.
 
“Ama ne yaptın da bu kadar kolay görmezden geldi? Sakın... diz çökmedin değil mi?”
“Diz çökmedim, yalvarmadım. Ama şimdilik ne derse desin yapmak zorundayım. Birisi düşünmeden kötü konuştuğu için nişanı bozmak zorlaştı.”
 
Mitch’nin omuzları seyirdi ve eli başının arkasını kaşıdı. Ona karşı sert olamayan Emilia öfkeli gözlerini çabucak gevşetti.
 
“Genç efendi ve ben eski duygularımızı açığa kavuşturduk. Şimdi gerçekten rahatlamış hissediyorum. Barış içinde ayrılacağız. O yüzden lütfen ablanın sornlarıyla ilgilenmeyi bırak.”
“Şey, her neyse,,, sadece annem endişeliydi...”
“Annem mi?”
“Aynen, senin gerçekten tuhaf olduğunu söyledi.  Şu pislikle görüşmeden döndüğünden beri konuşmadın. Ne kadar kabasın, her şeyin benim yüzünden olduğunu söylemek...”
 
Emilia’nın eli farkında olmadan yüzünü okşadı.
 
O kadar belli miydi?
O kadar belliydi ki saf olan üvey annesi bile fark edebilmişti.
 
“Her neyse, onun geçmişi düşündüğünü bilmek güzel. Dediğin gibi ayrılana kadar sessiz kalacağım, merak etme. “
“Kesinlikle gereksiz düşüncelere kapılma ve ders çalış.”
 
İtaatkar bir şekilde başını sallayacağını düşünmüştü ama Mitch Bern’nin kim olduğunu sanıyordu? Ergen çocuk sanki bir şeyden memnun değilmiş gibi kaşlarını çattı.
 
“Ama Emilia başka bir sorun var. Son zamanlarda ormandaki yabancı saysı arttı...”
 
Konuşan Mitch aniden sesini kıstı ve Emilia’nın kolunu tuttu.
 
“Bak! Şuraya bak!”
 
Uzakta güçlü bir fiziğe sahip bir adam vardı. sırt çantasıyla dereyi geçiyordu.
 
“Tam da bundan bahsediyorum. Böyle insalar çok arttı...”
 
Mitch seon derece gergin ve alçak bir sesle fısıldadı. Bu sırada adam aniden ormanda kayboldu.
 
“Şüpheli değil mi?”
“Emin değilim..”
 
Emilia başını eğdi. Zelkova ormanının nüfusu azdır ama oraya kimsenin gitmediği anlamına gelmez. Tatil sezonunda plaj bazen ziyaretçilerle dolu olur.
 
“Bay Beppy’nin söylediklerini hatırladın mı? Yeni Hilden çiftliğinden işçiler zaman zaman yakacak odun bulmak için aşağıya iniyor. Birisi ona selam bile vermiş anlamadın mı?”
“Ama bu tuhaf. Neden işçiler odun için buraya gelsin? Çiftlikte ağaç vardır. Ve nasıl oluyor da ağaç kesmeye gelenlerden daha çok  eli boş insan  oluyor?”
“Şey...”
 
Emilia’nın alnının ortasında bir kırışıklık oluştu.
Mitch çok zeki bir çocuktu. Çocuk garip diyorsa gariptir. Göz ardı edilecek bir şey değildi.
 
“Pekala. Dikkatli olmaktan zarar gelmez. Dediğin gibi Hilden çiftliğine gidelim. Şüpheli bir şey görürsek hemen yargıca gideriz.”
“Kulağa hoş geliyor.”
 
O anda Mitch’nin gözü parladı. Bu sırada kulübeye vardılar. Küçük kardeş tereddüt etmeden kapıyı açtı ve içeri girdi.
 
Ama Emilia yapamadı.
Burası artık eğlenceli bir gizli üs değildi. sırılsıklam Hadius’un kök saldığı yerdi.
 
Mitch far etmeden taşıdığı samanı yığmaya başladı. Emilia içeri girmeyi bile düşünmeden kapıyı açıp kapadı.
 
Sonra Mitch ellerini silkeleyip ayağa kalkarken  “Tamam, harika” dedi.
 
“Bitirdin mi?”
“Evet, artık gidebilirsin Emilia. Biraz daha burada kalacağım. Pusuda bekleyip şüpheli insanların kimliklerini ortaya çıkaracağım.”
 
Emilia kıkırdadı. Böyle zamanlarda kesinlikle askercilik oynamayı seven bir çocuktu.
 
“Dikkat et. Acele etme. Hava kararmadan eve gel.”
“Taman merak etme. Ama Emilia bu nasıl olur?”
 
Böyle diyerek kendini saklamak için saman yığınına gömdü. Emilia bir an için şaşkınlığını unuttu ve kahkahalara boğuldu. Uzun zamandır attığı ilk gerçek kahkahaydı.
--
 
“O veledin şüphelenmeye başladığını mı söylüyorsun? Etrafta dolanıp Hilden çiftliğinin nerede olduğunu odun için neden ormana geldiğimizi sormak mı?”
“Evet, ilk başta güldüm ama bazı adamlar onun düşündüğümüzden daha zeki olmasına şaşırdı. Belimdeki tabancayı fark ettiği için endişelendim.”
“Hm...”
 
Grozhang çenesinş okşadı.
 
Karşısında üç güçlü adam duruyordu. Hepsi sıradan çiftçiler gibi davransalar da onlara Mitch gibi şüpheyle bakıldığında kuşkulu görünebilirlerdi. Geniş omuzları ve keskin gözleriyle onlarda tarım işçisi olmadıklarını gösteren bir şeyler vardı.
 
Şapkasını indirmiş olan adam ağzını dikkatle açtı.
 
“Velet böyle olsa bile Beppy de sorun. Bunu bir sır olarak saklamak karşılında burada çalışmıyor.”
 
Parmağıyla başını okşadı. Grozhang’dan daha uzundu, köşeli bir yüze ve oldukça tehditkar bir görünüme sahip güçlü bir fiziğe sahipti.
 
“Elbette Beppy genç efendiye karşı gelip doğruyu söylemeye cüret edemez ama dil sürçmesi yaşayabili. Ya o zeki velet ona sorarsa?”
 
Grozhang ciddileşti. Sanki bekliyormuş gibi yanındaki adam öne çıktı.
“Durum iyi değil. Belki de en başından imkansız bir operasyondu.”
“Evet kesinlikle. Böyle bırakırsak yakalanmamız an meselesi.”
“Önceliğinizi doğru belirleyin. Güvenlik mi gizlilik mi?”
 
Grozhang hemen cevaplamadı.
 
Arkada sessizce dinleyen başka bir adam kollarını açtı ve uzun adımlarla yaklaştı.
 
“Grozhang tekrar hızlanman gerek. Genç efendiye bu durumu anlatmalısın ki sadece güvenliğe odaklanabilelim.”
“Ondan önce sana bir şey sorayım. Sır saklamakla ilgilendiğiniz için mi güvenliği ihmal ediyorsunuz?”
“Şeyi öyle değil ama...”
“Durum buysa,Maesen, bunu bekleme bile. Sana asla izin vermez.”
 
Maesen adındaki adam memnuniyetsizlikle ağzını kapadı.
 
“neyse, genç efendiyi bilgilendireceğim. Zor olacak ama umarım biraz daha dayanabilirsiniz. Er ya da geç o aileye tahliye emri çıkacak. O zaman görev sona erecek.”
 
Adam isteksizce başını salladı.
 
Yine yalnız kalan Grozhan g bir sigara yaktı, omuzlarına yorgunluk çökmüştü.
 
William Richars’ın ani ziyaretinden sonra Efendisi bölgeyi istila eden vahşi bir canavar gibiydi. Basilion evine yabancıların girmesini yasakladı ve çiftlik kırmızı alarma geçti.
 
Bayan Bern’in güvenliğinden sorumlu kişi olarak Grozhang Emlia Bern’in güvenliğini kontrol etmek için günde birkaç kez çiftlik ve orman arasında gidip gelmek zorundakalmıştı. Beppy Dilson’a uyanık olmasını emretmişti.
 
Beppy nedenini sormadan kararlı bir şekilde başını sallamıştı. Hadius Meyer ‘sormadı’ hayır ‘soramadığı’ gerçeğini sevmiş olmalıydı. Dürüst ve sadık olan Beppy detayları bilmeden Emilia Bern’in yanındaydı.
 
Hadius’un bu kadar cahil birini ön saflar için seçmesinin nedeni basitti. Çünkü akıllı biri emilia Bern tarafından öyle ya da böyle atılacaktı.
Bu istemediği bir şey olduğu için yanında korumasının olması duygusal bir bağ gerektiriyordu. Sempati ya da şefkat gibi.
 
“Unutma Beppy. Bern ailesi Hilden çiftliği hakkında hiçbir şey bilmemeli. Sen sadece arabacısın.  Görevin bayan Bern’i çingeneler ve hırsızlardan korumak.”
Hilden çiftliği sıradan bir yer değildi. bir tür saklanma yeriydi.
Dışardan bakıldığında kırsalda herhangi bir yerde bulunabilecek sıradan bir koyun çiftliğiydi. Ama bodrum çeşitli silahlarala doluydu ve on işçinin tamamı paralı askerdi.
 
Bir yıl önce Hadius Grozhang’ı ziyaret ettiğinde ona ilk emrettiği şey, zelkova ormanında bir çiftlik inşaa etmesi olmuştu. Tam bir buçuk yıldır sıradan işçiler gibi davranarak garip operasyonlar yürütüyorlardı.
Ormanla kumsal arasındaki sınırda kimseye fark ettirmeden durarak.
 
Böyle saçma bir operasyonu gerçekleştirmenin bedeli olarak, Grozhang ve paralı askerler elerinden geldiğince çok sıkıntı ve şikayet biriktiyorlardı.
 
Korunan kişinin haberi olmadan korumak kolay değilidi. Paralı askerlerin komutanı Maesen’in dediği gibi şimdiye kadar iyi gitmesi şanstı. Ama yakalanmaları an meselesiydi.
 
Grozhang Hadius’a birkaç kezzorluklardan bahsetmişti. Ama efendisi bu konuda taviz vermemişti.
Emilia bern bilmemeliydi. O bilmemeliydi sonuna kadar.
  
 
 
 
 

 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


34   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   36 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.