Yukarı Çık




36   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   38 

           
37. BÖLÜM – BAŞKASI
 
“Emilia.”
 
Kapıdan gelen sesin Charlotte olduğunu doğrulayan  Emilia neredeyse düşüyordu. Kapıyı açtığında charlotte başını uzattı.
 
“Genç efendi gitti.”
“Öyle mi? İtaatkar bir şekilde gitti mi? Şüphelenmedi mi?”
“Aynen.”
 
Rahatlayan Emilia boş yere utanmış hissetti.
Charlotte kendini ifade eden bir çocuk değildi. ama somurttuğunu görünce kendini kötü hissetti.
 
“Buyur. Genç efendi bunu sana vermemi söyledi.”
 
Charlotte aniden ona bir zarf uzattı.
Emilia acele ile aldı ve içindeki şeyi çıkardı. Kalın belge yığının en üstünde bir not vardı.
Hadius’un düzgün el yazısını gördüğünde kalbi çarptı ve daralmış hissetti.
 
İçerik özdü.
 
Bernen cavendish’in Quirren yün işine yatırım yaptığı ve bu süreçte yolsuzluk olduğunu kanıtlayan belgelerdi.
Elbette başka kanıtlarım da var. Eğer beni üç gün içinde ziyaret edersen, kalan tüm belgeleri sana vereceğim. Cavendish ile istediği gibi ilgilenmemek için elimden geleni yaptığımı bilmelisin.
 
Kağıtları yere bırakan Emilia bir süre konuşamadı.
 
“Sorun ne?”
“Ha? Hiç... hiçbir şey.”
 
Durup kağıtlara göz attı. Yirmiden  fazla kağıt sayılar ve resmi terimlerle dolu idi. Yün işiyle ilgili defter olmalıydı. Cavendish defterlerini düzenlemeye yardım eden Emilia’nın daha önce hiç görmediği bir şeydi bu....
 
Bay haspel de buna bulaşmış mıydı?
 
Endişeli olmasına rağmen tuhaf hissetti. Bu adamın birisinin kuyusunu kazma ve böylesine gizli kanıtlar bulma gücü ve azmi biraz ürkütücüydü.
 
“Genç efendi sana ne vermiş?”
“Ha? Oo.. ayrılık ile ilgili belgeler.”
 
Emilia yalan söylemişti.
 
“Ama neden geç kaldın? Yine seni salıncağa mı bindirdi?”
“Hayır, öyle olmadı. Genç efendi bana bir hikaye anlattı.”
“Hikaye mi?”
“Tırtıl hakkında bir hikaye. Bu iğrenç şeyin güzel bir kelebeğe dönüşüp dönüşmediğini sordum.”
“...Ve?”
 
Charlotte2nin dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi.
 
“Genç efendi sesin haklı olduğunu söyledi ve kozadan bahsetti.”
 
Charlotte bir kelebeğin metamorfoz sürecini anlattı.
 
“Ama genç efendi çok tuhaf bir şey söyledi.”
“Ne dedi?”
“bir tırtılın kelebeğe dönüşmasi gerçek olmasına rağmen, genç efendi tırtılların hiç iğrenç olmadığını söyledi. Kelebeklerden ziyade tırtılları sevdiğini söyledi.”
“Ah...”
“ Genç efendi iğrençliğin bir his olduğunu bir  gerçek olmadığını söyledi. Ve bu.”
 
Charlotte bir kitap uzattı. Yeni bir Braille çalışma kitabıydı.
 
“Genç efendi bunu bana verdi. Gerçekten bir kelebek olmak istiyorsam çalışmamaın gerektiğini söyledi.”
 
Emilia elini farkında olmadan göğsüne koydu. Yoksa tırtıl gizlice oraya mı girmişti? Kalbi gıdıklanmaya devam ediyordu.
 
**
 
‘Ablam burada değil. Nerede olduğunu sorarsan pazara gittiğini düşünüyorum diye cevap veririm.”
 
Charlotte Bern bu garip sözleri söylerken kuru kuru yutkundu.
 
‘Elbette, bana inanmak zorunda değilsin. Eğer şimdi eve girip ablamı aramak istersen yapabilirsin.”
 
Çocuk çok net bir şekilde konuşurken saçları yavaşça geriye gitti ve büyük yumru ortaya çıktı.
 
Çirkin  ve acayip bir yüzdü. Ama garip bir şekilde Hadius Emilia ile onun benzediğini düşünmeye devam etti.
14 yaşında tıpkı böyle görünüyordu. çok gergin olmasına rağmen söylemesi gereken her şeyi kayıtsızca söyledi.
 
‘Seninle birlikte onu aramamı istersin belki de?’
 
Hadius güldü ve sorun olmadığını söyledi. Gözleri Charlotte’nin omuzlarının üzerinde eski kulübeye gitti.
 
Emilia kulakları dik bir tavşan gibi orada bir yerde saklanıyor olmalıydı.
 
Hadius yuvada saklana tavşanı çıkarmak için yem attı. Cavendish belgelerini yem olarak kullanarak onu cezbetmeye çalıştı.
 
Emilia’nın bundan hoşlanmadığını çok iyi biliyordu.
Ama başka seçeneği yoktu.
Hep kaçmayı düşünüyordu ve Hadius daha fazla beklemek istemiyordu.
 
‘Bayan Bern’e artık bazı gerçekleri söylemenin iyi olacağını düşündüğümü söylemeye cüret ediyorum. Hilden Çiftliğindeki paralı askerlerde olduğu gibi bir şeyleri saklamaya devam etmek işleri daha da karıştıracak.’
 
Hadius Grozhang’ın sözlerini hatırlayarak uzun süre eski kulübeye baktı. Düşüncelere dalmış gözleri onu çevreleyen sık ormana baktı ve ardından önündeki çocuğa döndü.
 
Emilia Bern kör kardeşine kendi hayatından daha fazla değer veriyordu. Yalnızca kız kardeşine mi? Aynısı aynı kanı taşımadığı üvey annesi ve erkek kardeşi içinde geçerliydi. Hadius’un hayal bile edemeyeceği bir bağ ile birbirlerine bağlıydılar. Bu yüzden Hilden Çiftliği’ni kurmaktan başka şansı yoktu. Ailesi de Emilia’yı korumak için hayatlarını tehlikeye atacaktı.
 
Bütün bunları bilseydi ne olurdu?
 
Hadius bazı karışık nedenlerden dolayı sonsuza kadar çenesini tutmaya karar vermişti. bunlaradan en belirliyici olanı, bu sorunun cevabının çok açık olmasıydı.
 
Emilia onu asla affetmeyecekti. Tüm bedeni kinle tutuşup yanabilir ve duman gibi yok olabilirdi.
Hayatını tehlikeye sokan adamdan, onu asla bulamayacağı bir yere kaçardı.
 
Emilia haklıydı. Bu son derece bencilce bir açgözlülüktü. Asla affedilmeyeceti...
 
“Genç efendi, Krambitz villasına vardık.”
 
Arabacı arabayı durdurdu ve kapıyı açtı. Hadius inerken uşak onu geniş bir gülümseme ile selamladı.
 
“Buradasınız. Anneniz sizi bekliyor.”
 
Hadius doğruca çalışma odasına gitti. Citlyn Meyre, içerideki gizli çalışma odasında Hannes ile birlikteydi. William’ın yeni planı olan “aldatan nişanlı” hakkında uzun bir tartışmanın ortasındaydılar.
 
İkisi tam zamanında kapıyı açan ve beliren Hadius’u selamladı.
 
“Sör Wliiam’dan duydun mu? Yeni planımızı.”
“Evet.”
“Ne düşünüyorsun.”
“Emin değilim.”
 
Onun belirsiz cevabı garip bir etki bıraktı.
 
“Bir şeyi merak ediyorum.”
 
Ciatlyn hafifçe başını hareket ettirerek devam etmesini söyledi.
“Onu skandala saokacak birine ihtiyacımız var. O kim olacak?”
 
Caitlyn ve Hannes birbirlerine baktı. Caitlyn gizemli bir şekilde gülümsedi ve yavaşça konuşmaya başladı.
 
“Cavendishleri duydun mu? O kızın gelinlik dersleri almak için gittiği yer.”
“Evet.”
“Sör richards bir süre önce orayı ziyaret etti. Parlamenterlerin nişanlanmanıza aniden itiraz etmeleri için arkalarında bir güç olması gerektiğini söyledi. Belki de bu yüzden Cavendishleri yanına çekmek istedi.”
 
Hadius umursamaz bir tavırla omuz silkti.
 
“Çok tuhaf bir şey keşfetti. Evin genç kızından , bir süreliğine, malikanedeki aynı yaşlarda birkaç soylu genç adam olduğunu bizzat duymuş. Onlardan birinin adı Nathan  Malvin idi. Batıda büyük bir çiftliği olan Kont Malvin’in en büyük oğlu ve bence oldukça faydalı. Erkeksi ve onurlu görünüyor, bu yüzden yerel cemiyet hayatında popüler olmalı. Neyse, Cavendish’in kızına göre bu köylü çocuğu...”
 
Ciatlyn konuşurken gülünç bir şeymiş gibi güldü.
 
“Malvin ailesinin en büyük oğluna çok aşık gibi görünüyor.”
 
Caitlyn Hadius’un tepkisini bekledi.
İster onun gibi şaşırsın, ister kahkahalara boğulsun isterse gücensin...
 
Ancak hiçbir değişiklik olmadı, korkunç denecek kadar. Hadius sadece “anlıyorum.” Diye mırıldandı ve çay fincanını ağzına götürdü. ÇN: yazık ya
 
Caitlyn bir elinde sigara tutan diğerini çenesine dayayan oğluna baktı. Hannes sessizliği bozdu.
 
“Bu yüzden ayrılığı bu kadar kolay kabul etti. Bir bakıma çok doğal bir şey. Düşes olmayı hayal etmeye cüret eden kız değil mi? İkinci en iyi seçeneği seçmekten başka şansı yok.”
“Daha komik olan ne biliyor musun? O köylü çocuğunun duyguları tek taraflı değil. Nathan Malvin de ona aşık olmuş gibi görünüyor. Tüm taşralı aristokratlar gibi Cavendish ailesi de ona biraz sert davranmış olmalı. Ama Malvinlerin en büyük oğlu bir bebek gibi onu kollarının arasına aldı ve onun tarafını tuttu.”
“Düşük insanlar arasında bile bir bahis var. Sen ondan ayrılır ayrılmaz onun sevgilisi olup olmayacağına dair.”
 
Caitlyn devam eden sessizlik karşısında kaşlarını çattı.
“Bir şey söyle.”
“Komik.”
 
Hadius hafifçe güldü ve fincanı bıraktı.
 
“Bunu neden konuştuğumuz hakkında bir fikrin var mı?”
“Skandal partneri o mu olacak?”
“Evet.”
 
Şöminenin yanında duran Hannes sevinçle ellerini ovuşturarak onlara yaklaştı.
“Eğer Malvin ve kızın arasında bir ihanet olduğu yayılırsa, ne Kral ne de meclis üyeleri seni evlenmeye zorlayabilir.”
“Böyle iyi bir yöntem varsa, neden onu şimdi düşündünüz?”
“Sör Richars sayesinde. İş adamı olarak anılmayı kesinlikle hak ediyor.”
 
Hannes şimdiden memnunmuş gibi ellerini çırptı.
 
“O çocukla katılacağınız balo. Öğrendiğim kadarıyla Nathan Malvin de katılıyor. Yani oradan başlamayı düşünüyorum. Parti organizatörü Lüen’den yanyana oturmalarını istemeyi düşünüyorum.”
“bazı muhabirlerin içeri girmesine ve uygun bir haber bulmasına izin vermek yeterli olacaktır.”
“Bu harika. Herkes için iyi olur.”
 
Hadius sırtı onlara dönük sessizce duruyordu. Bir eli cebinde sıkılmış, pencereden dışarı bakarken hala sakindi.
 
Şimdiye kadar her şey planına göre gitmişti. Hayati tehlikeden başka bir şey olmadığı için olası tüm değişkenleri öngörmüştü ve hepsine teker teker hazırlanmıştı.
Ama az önce duyduğu şey son beş yılda düşünmediği yeni olasılıkların önünü açmıştı.
 
Sinekler gibi önemsiz şeylerden değildi.
 
Birisi kollarını onun olana sarmaya cüret etmişti.
Başka birisi Emilia’nın özgür olmasını bekliyordu.
 
  

 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


36   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   38 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.