Love Doesn’t Matter - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




38   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   40 


           
39. BÖLÜM – İSTEDİĞİ ŞEY
 
“Görünen o ki büyük dük Reinen son zamanlarda buraya çok sık geliyor.”
“Yalnızca büyük dük mü? Aynısı genç efendi Meyer için de geçerli,  o da iki gün önce gelmedi mi?”
“Genç  bayan Bianca ve Genç efendi Meyer’in buluşacakları gün yakın.”
 
Hizmetçilerin dediği gibi, Krambitz Villası birkaç gündür misafirler için meşguldu. Dük Meyer’in mezarı denilecek kadar sessiz olan yer insanlarla dolup taştı.
Caitlyn, Nowak’taki evden misafirler için bir aşçı ve şef garson çağırdı. Masanın üstüne muhteşem sofra takımları yerleştirlmiş ve ateş çukuru ızgara et kokusu ile dolmuştu.
 
Her akşam, üçü akşam yemeği yiyip yeni planları olan ‘skandal’ı tartıştılar. Genellikle Hannes konuşuyordu. Caitlyn ya başını sallardı ya da gülümserdi. Hadius ise sessizce dinlerdi.
 
“O zaman artık başka bir yere geçelim mi? Büyük dük için yeni bir sigara hazırladım.”
“Pekala.”
 
İkisi gülümsedi ve yemek odasını terk etti. Caitlyn, oğlu hep yemekten sonra ayrıldığı için   oğluna güle güle demeye hazırlanırken, Hadius nedense toplantıda  onlara katılmak istedi. ÇN: tabi duysun planı da ona göre plan yapsın çocuk.
Hadius’un sigaradan ne kadar nefret ettiğini bilen Caitlyn bir an şaşırdı. Sonra biraz gülümsedi.
 
“Peki, Hady. Birlikte gidelim.”
 
Üçü çalışma odasına gittiler. Gece çay, sigara ve iş meseleleri ile doruğa ulaştı. Hannes, uzun zamandır ilk kez damadıyla vakit geçirmesinin sevincini gizleyemedi. Ama Caitlyn farklıydı. Tuhaf hissetmeye başlamıştı.
 
Dışarısı tamamen karanlıktı, öyleyse neden hala buradaydı? Neden Nowak’a geri dönmüyordu?
 
“Bir ihtimal bana söylemek istediğin bir şey mi var Hadius?”
 
Çenesini eline, dirseğini kolçaklardan birine dayayan oğlu duruşunu düzeltti.
 
“Evet, annemle tartışmak istediğim bir şey var.”
 
Caitlyn sanki ona devam etmesini söyler gibi başını salladı. Ama Hadius çabucak ağzını açmadı. Bakışları Hannes’e yöneldi. O burada olursa tuhaf olacağını belirtti. Şaşıran Caitlyn sırayla iki adama baktı ve sonra Hannes ile konuşmaya başladı.
 
“Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?”
Hm?”
 
Hannes gözlerini genişçe açtı ve tereddüt etmeden başını salladı.
 
“Ah zaten çok geç olmuş. Öyleyse ben gideyim.”
 
Caitlyn ile doştça vedalaştı ve ayrılmadan hemen önce Hadius’a döndü.
 
“Bianca’mın geldiğini biliyor musun? Onunla yakında görüşmen gerekmez mi?”
“Yakında ziyaret etmeyi düşünüyorum. Beş yıl oldu o yüzden beni nasıl göreceği konusunda biraz gerginim. Lütfen selamlarımı iletin.”
“Şaşıracaksın. Bianca’ma Birmingham İmparatoriçesi pozisyonunun bile teklif edildiğini unutma”
 
Hannes Hadius’un omuzlarına dokundu.
 
O ayrılır ayrılmaz Caitlyn kıkırdadı.
 
“Kızın bahsedince böyle aptallaşıyor. Neyse, o haklı. Bianca’nın etrafındaki insanlardan ne kadar iltifat aldığını bilemezsin. Bir kraliçe veya bir İmparatoriçeden aşağı kalır yanı yok. O kadar hırslı ki keşke benim kızım olsaydı.”
 
Caitlyn’nin kehribar rengi gözlerinde tuhaf bir özlem belirdi. Düşmüş bir soylu ailenin en büyük kızı için, prenses veya bir kraliçe olma fantazisi bilinçaltının derinliklerinde yatar.
 
“Bu arada konuşmak istediğin konu nedir? Umarım önemli bir şeydir. Büyük dük göstermedi ama alınmış olmalı. Sen onun damadı olacak kişisin ve birlikteliğiniz devam edecek. Ama şimdi onu dışladık, içinden homurdanmış olmalı. Onu bir an önce ziyater edip özür dilemelisin....”
“Bunu tekrar tekrar duymaktan bıktım anne.”
 
Sıcak atmosfer bir anda dondu.
 
“O adama ve Hannes’e körü körüne güvenmiyor musun? Bazen köpeklere benziyorlar. Sahibinin yüzüne bakan ama bir fırsat bulduğunda tekneyi ters çeviren sadık köpeklere.”
 
Şok, Caitlyn’i tepeden tırnağa deldi geçti.
 
“Fakında değil misin? Senin liderliğini üstlenmeye devam ediyorlar.”
“Bu ne demek oluyor Hadius?”
“Sör Richars’ın yatırımcıları çekmek için aşırı vaatlerde bulunduğunun farkında mısın bilmiyorum. Bu iş tamamen Meyerlere ait. Richards sadece bir yatırımcı iş ortağı değil. Yine de her şeyi istediği gibi yapıyor. Annemin neden bunu yapmasına izin verdiğini anlamıyorum.”
 
Kalbinin çarptığını duyan Caitlyn, Hadius’a boş boş baktı.
Ona aptal bir köpek gibi davranan adam yüzünden nefes almak zorlaşmıştı. Ama tam on ikiden vurduğu da doğruydu.
 
Bu doğruydu, şimdi düşününce şok geçiriyordu. Ona, onunla alay edereken yukarı tımanmasına izin vermişti. birilerine tutunup onlara güvenmek de acele etmişti.
 
“Sör Reinen de aynı. Önceden duygularını onun önünde çok fazla gösterdin.” ÇN: bu ingiliz herhalde böl, parçala, yönet  yapcak.
 
O ne dedi?
 
Biraz önce yaptıkları konuşma Caitlyn’nin aklından geçti. Meyer&Reinen  Çelik’ten  bahsediyorlardı. Paylarını nasıl böleceklerini tartışabileceklerini söylemişti.... ÇN: kız bu kadın benim babam gibi saf.
 
“Reinen ailesinin hisselerini güvence altına almak için bir müzakere ekibi oluşturduğunun farkında mısın bilmiyorum.”
 
Ne?
 
“Ne...Ne demek istiyorsun? Hannes çoktan bir müzakere ekibi mi kurdu?”
“Bazı kuküp evlerinde dolaşan söylentiler var. Hannes’in ortaklıkta başı çekmek için uzun süredir arkamızdan iş çeviriyormuş. Hatta yatırımcıları tek tek ziyaret ederek onları ikna ettiği söyleniyor. Sör Reinen bunu arkamızdan yaparken biz ne yapıyorduk?”
“Ha!”
 
Kolçağı sıkan el titreyerek beyaz eklemlerini ortaya çıkardı. Sıcaklık kulaklarına kadar yükseldi ve onu boğdu.
 
“Aaçıkçası anneme güvenmiyorum. Ayrılık konusunda o kadar endişeliydin ki, ayrılıktan sonra önemli şeylerde liderliği kaybettin.”
“...!”
“Ben annemden farklıyım. Basilion evini kendi insanlarımla doldurmamın nedeni ikisine karşı dikkatli olmak. Ortaklığın ortaklın olduğunu kan bağı olmadığını aklında tut.”
“..”
“Kesinlikle nişanı bozacağım. Ama unutma. Bana güvenmezsen ve onlar tarafından bir skandala alet olursan ya da yaptıkları tuhaf şeylere takılıp kalırsan sonunda sadece Reinen’nin arkasını toplarsın.”
 
Caitlyn sanki çökmüş gibi arkasına yaslandı. Tek bir kelimeyi bile inkar edemezdi. Hadius’un yerinde olsaydı o da aynı şeyi düşünürdü.
 
“..Yani... ne demek istiyorsun?” ÇN: e yuh be kadın.
“Kendi ellerimle bizim tarafımızda bir müzakere ekibi kurmak istiyorum. Annem liderliği ele alıp onları alt edemedi, bu yüzden müzakereleri bana bırak.”
 
Caitlyn’in alnında derin bir kırışık belirdi.
 
“Madenleri kim aldı? Bendim. Unutma.”
“...Düzgün konuş. Hadius. Beni utandırdın ama ben ailemizi ve işi her şeyin üstüne kayan bir insanım. Ne yapacaksın?”
“Meyer Çelik’i bana ver. Hemen. Bütün hazırlıklar hemen yapılacak yani tek yapman gereken karar vermek.”
“hala gençsin. Temsilci pozisyonunu sana devredince her şey bitmiyor. Meyer Çelik, çok sayıda yatırımcı ve çalışan tarafından yönetiliyor. Seni öyle kolayca tanıyıp kabul edeceklerini mi sanıyorsun?”
“Bu meseleyle ilgileneceğim.”
 
Caitlyn oğluna şaşkınlıkla baktı.
 
“Meyer Çelik’in temsilcisi olarak müzakerelere katılmak istiyorum. Turnia müzakereleri sırasında bile, nasıl bir halef olduğumu duymaya devam etmek zorunda kaldım.  Yani öenmsiz bir meseleyi tartışarak iki hafta mı boşa geçirdim. O zamanlar müzakere süresini kısaltabilir ve Josef ile görüşmek için acele edebilirdim. Doğru zamanı kaçırdım ve tuhaf kamuoyu şeyine takıldım. Nişanlıma garip bir şekilde takıntılı olan annem yüzünden.”
 
Oğlu ona tepeden bakmaya cüret etmişti. Son derece aptal biriyle uğraşıyor gibiydi.
Caitlyn bırak cevap vermeyi nefes bile alamıyordu.
 
“Turnia madenini artık aldığına göre Meyer Çelik’i bana ver. Anne ve oğul arasında bile bir anlaşma yapılması gerektiğini her zaman  vurgulayan annemdi.”
 
Caitlyn gözlerini kırparak garip bir şekilde Hadius’a baktı.
**
 
Bir metres.
 
Emilia birkaç gündür bu kelimeyi kafasından atamıyordu.
 
Ona göre metres, bir erkekle dolaşan, kolkola giren ve bir eşi olmasına rağmen onunla dans eden kişiydi. Çoğu soylu erkek bir metres tutmayı doğal görüyordu.
Bir de erkek metresi olan hanımlar var...evlendikten sonra neden sevgilileri olduğunu tam olarak anlamasa da her halükarda oluyordu.
 
Unut şunu. Tamamen bizimkinden farklı bir dünyaya ait tamamen farklı bir hikaye.
 
Emilia bir çivi çaktı, bu tuhaf kelimeyi aklından çıkarmaya çalıştı. Ama kapı çok hızlı sabitlenmişti.
Çekici bırakıp boş gözlerle etrafa baktı. Son birkaç gündür  rahatsız olan başının aksine elleri ve ayakları her zamankinden daha çalışkandı. Bugün bahçedeki tüm yabani otları ayıkladı ve ahırı temizledi.
Başka yapacak ne vardı? ne kadar bakarsa baksın ev çok temizdi.
 
“Ahhh...”
 
Emilia iki eliyle şakaklarına bastırdı. Metres kelimesi bir ağaçkakan gibi beynini kemirmeye devam ediyordu.
 
Tekrar sahile gitmekten başka seçeneği yoktu. Ahırda olan Beppy, Emilia’nın yürüyüşe çıktığını fark etti ve köpeğin tasmasını çözdü.
 
“Buyurun, Cesur’u da alın.”
Yürüyüşe gideceği için heyecanlanan köpek zıpladı. Emilia Cesur ile ormana yürüdü.
 
Sahile varmadan hemen önce, kazara Mitch’nin bahsettiği  şüpheli çiftlik işçisi ile göz göze geldi, ama önemsemedi. Aklına o kadar kapışıktı ki bunun için endişe edecek hali yoktu.
 
O adam gerçekten onun metresi olmasını istiyor muydu?
 
Öpücük olmasaydı asla böyle düşünmezdi.
Ancak Hadius’un şimdiye kadar yaptığı ve söylediği her şey tek bir kelime ile, ‘metres’ ile kolayca açıklanabilirdi.
 
Emilia onunla evlenmeyi hayal bile etmemişti.
Aynısı Hadius için de geçerli olmalıydı. İlişkileri pek çok dönemeçten geçmişti ama ikisi de ‘evlilik’ olasılığını asla hayal etmemişti.
 
Ama bir metres?
 
Yeterince gerçekçiydi. Mitch’nin söylediği gibi sıradan bir kadın bir metres olabilirdi.
Aslında, şifali bitki dükkanının sahibi Bay Schlemann’ın kızı Reina’nın bir adamın metresi olduğunu duyalı fazla olmamıştı. Kumar borcu olan bay Schelmann’nın kızını aristokrat bir adama sattığı söyleniyordu. Emilia, Reina’nın umutsuzluğa kapılıp intihar edeceğinden endişe ediyordu. Gazetelerde ve kitaplarda intihar eden metreslerin haberlerini okumuştu.
 
Ama Reina intihar etmedi. Dill sokağında küçük bir evde, emrindeki hizmetçileriyle  mutlu bir şekilde yaşıyordu. Haley arkadaşları için bir parti verdiğini bile söylemişti.
 
O da bunu istiyor muydu?
Bir an için tasmayı tutan eline güç verdi. Hayır kesinlikle istemiyordu.
 
Emilia’ya göre evlilik kutsal bir şeydi.
Rahmetli babası, ölen annesini her zaman özler ve üvey annesi Kallia’ya çok değer verirdi. İkisi arasında aşk varmış gibi gelmiyordu ama inanç ve güvenen dayalı sağlam bir ilişkiydi. Babası ailesini ilk sıraya koyan harika bir adamdı.
 
Babasının tek hata Emilia’yı Meyer Düşesi yapmaya cüret etmekti.
 
İnsanlar onu eleştirdi ama o babasından asla nefret etmedi. Dünyada kim mükemmeldi?
Babası bir an hırsla kör olmuştu.
Kızını bir metres yapan bitki dükkanı sahibinden tamamen farklıydı.
 
Emilia aniden durdu. Tasma gerildi, o yüzden Cesur garip davranıyormuş gibi arkasına baktı.
Aklı rastgele düşüncelerle dolmuştu ama tek bir sonuç vardı.
Emilia Hadius’un istediği şeyi çözmek zorundaydı. Eğer onun metresi olmasını istediğine dair en ufak bir işaret bulursa kesinlikle reddetmeliydi...
 
Emilia aniden sahilden geri döndü. Sonra Beppy’nin yanına gitti.
 
“Bayım lütfen beni Basilion evine götürün Genç efendi ile görüşmem gerek.”
Yakacak odunları kesen Beppy’nin yüzünde bir gülümseme belirdi.
“Gidelim. Hemen gidelim.”
 
Beppy hızla baltayı bıraktı  ve ahıra yöneldi. Arabayı hazırlarken Emilia da dışarıya çıkmaya hazırlanıyordu.
 
Eğer bir metres ister gibi görünürse Emilia tekrar görmemeliydi.
Ne bayan Lüen’in balosuna ne de mezuniyet partisine gitmeyecekti.
 
Emilia kararını verip odasına gitti. Çekmecenin en dibinden bir çıkardı. Küçük bir kutuydu. Açmayı aklından bile geçirmemişti.
 
Titreyen eli kapağı açtı ve küçük bir yüzük göründü. Birkeç yıldır ilk kez ışık görüyor olsa da yine de parlıyordu.
 
Bu kadar küçük müydü? Eskiden gevşekti parmağının etrafında dönüyordu. Düşer korkusuyla yumruğunu sıkmak zorunda kalmıştı....
Nedense gözleri kızardı.
 
Gerçek şu ki, heyecanlışmıştı. Kalbi çok fena atıyordu. Hadius, yabancılarla dolu ıssız ve ürkütücü sarayda elini tutmuştu.
On altı yaşındaki nişanlısının elleri inanılmaz derecede sıcaktı. Buz kadar soğuk olacağını düşünmüştü ama o kadar sıcaktı ki kalbi patlayacak gibi hissetmişti.
 
Yüzüğü tutan Emilia elini göğsüne koydu  ve bir süre bir şey söyleyemedi.
 
 
  

  

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


38   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   40 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.