Love Doesn’t Matter - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




43   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   45 


           
44. BÖLÜM – YEM
 
İKİ GÜN SONRA Caitlyn, cennet kadar güzel olduğu söylenen Etna sarayına vardı.  kraliçe Yvonne , Caitlyn’i büyük selvi ağacının gölgesinde selmaladı.
 
 
“Aman Ya Rabbim, Majesteleri. Nasıl daha da güzelleştiniz? Beş yıl sizden hiçbir şey götürmemiş.”
“Sen de Camelya çiçeği kadar güzelsin. Geç açan çiçekler en güzelleridir.”
“Beni şımartıyorsunuz.”
 
İki kadın keskin pençelerini saklayarak usulca birbirlerine sarıldılar.
 
“Bay Meyer Nasıl?”
 
Caitlyn’in benzi soldu. Öyle bir tepkiydi ki samimi olup olmasığını anlayamadıç
 
“Ne yapabilirim?” Mukadderat.  Allah’tan geleni kabul etmekten başka seçeneğimiz yok.”
 
Kraliçe elini okşadı ve Caitlyn’i doğrudan resepsiyon odasına götürdü.
 
Hava durumu ile başlayan muhabbet, sosyetedeki dedikodular, sağlıklı yiyecekler ve maharetli bir hizmetçinin nasıl bulunacağına dair hikayelerle, her soylu hanımın çay saatinde yapmak isteyeceği bir sohbetle devam etti.
 
Ağırdan alan Yvonne , Caitlyn’i bir süre sürekli saatine bakarken bulunca kendi kendine sırıttı. Dudaklarını diliyle ıslattı ve yavaşça konuşmaya başladı.
 
“Seni aniden davet etmemin başka bir nedeni yok. Oğlunuz Prens Meyer’in majesteleri ile bu konu hakkında görüştüğünü biliyorsunuz, değil mi? Dün, Majesteleri nihayet bir karar verdi.”
 
O an Caitlyn kalbinin durduğunu hissetti.
 
Olamaz...
 
“Ayrılığa izin vereceğiz. Yönetimle ilgili işleri halledeceğiz. Elbette gözetiminiz altında”
 
Caitlyn şaşkın bir ifade ile Kraliçeye baktı, Yvonne Gülümsedi ve Caitlyn’in ellerini tuttu.
 
“Dedikoduların dediği gibi, oğlun müzakerede bir dahi.  Dürüst olmak gerekirse, majestelerinin bir madeni bütünüyle almasını istedim, ancak kar dağıtğm konusunda taviz vermekten başka seçeneğim yoktu.”
“Amanın... majestem..!”
 
Caitlyn ağzını kapatamadı. Bir süre öncesine kadar halefinden şüphe etmesinden kaynaklanıyor olmalıydı.
 
Oğlu sözünü tuttu.
O gerçekten nişanı bozdu.
En azından bu konuda onu kandırmadı.
 
Caitlyn şoka yakın bir rahatlama yaşadı.
 
“Kraliyet ailesi hakkında bir çok hayal kırıklığı yaratan şey olmuş olmalı ama umarım bu kırgınlığınızı bir nebze hafifletir. Dünün düşmanı yarının yoldaşıdır diye bir sö yok mu?”
“Bu... bu mutlu bir haber... Buna ..hiç inanamıyorum.”
 
Yvonne ve Caitlyn el ele tutşup gülümsediler.
 
“Artık, toplantı odasına geçelim mi? Kral bekliyor.”
 
Kraliçe ile yan yana yürürken Caitlyn yavaşça sakinliğini geri kazandı.
 
Evliliğin sona ermesine duyduğu sevinç kadar büyük bir utançta yaşadı. Saçma şüphelere sahip olduğu için kendinden utanmalıydı.
Aşırı güvensizlik aldatılmaktan daha kötüdür. Kimse güvenmeyip kendini soyutlarsan sonunda yıkıma yol açarsın.
 
En azından  şimdiliki halefini kıskanmamalı ve ondan şüphe etmemeliydi. Çok fazla güvendiği Hannes ve William’a karşı dikkatli olmanın zamanı gelmişti.
 
--
 
Sonraki gün Kral Josef, Meyer’in varisini Tiso’daki şelalenin yanındaki küçük kulübeye çağırdı.
 
“Bayan Meyer kendini kontrol edemeyecek kadar heyecanlıydı. Görmeliydin.”
 
Josef güldü ve boş bardağını içkiyle doldurdu. Bardaklar şıngırdadı ve kahkahalar patladı.
 
“Her neyse pek eğlenceli olmayan ‘aldatan nişanlı’ planı gerçekleşmeyecek.”
 
Dalgacı olan Josef bir anda ciddileşti.
 
“Hayır, senin annen planladığı gibi ilerleyecek bir kadın. Ayrılığı onaylıyor olmami kamuoyunun bir anda düşeceği anlamına gelmez. Yani skandalı patlatıp tehdit edebilecek bütün sorunları yok etmek istiyor. Sence de öyle değil mi?”
“Evet, kesin öyle olacak.”
“Ne yapacaksın? Baloya gitmeyi iptal mi edeceksin?”
“Hayır. Katılacağım ve planlandığı gibi yapacağım.”
 
İplik kadar ince gözler bir şey arar gibi Hadius’a baktı.
Tabiki kral hiçbir şey anlayamadı. İfadesiz kabuğunu kırmak neredeyse imkansızdı.
 
“Aslında gördüğüm kadarıyla bir skandalın patlak vermesi fena olmaz. Parlametoyu ayrılığa izin vermeye ikna etmek için daha iyi bir bahane olamaz. Yabi kendi haline bırakmak daha iyi olmaz mı?”
“Hayır. Meyerlerin böyle bir skandala bulaşmasına izin veremeyiz.”
 
Josef sakalını düzeltti ve ona baktı.
 
“ee  Ne yapacaksın?”
“Harekete geçme sırası majestelerinde.”
“...Hm?”
“Majesteleri bunu geçen seferki kahvaltı toplantısında açıklamadı mı? Şu andan itibaren onu tamamen koruyacağınıza söz verdiniz.”
 
**
 
İki gün sonra Caitlyn Meyer Kraliçe ile yeniden bağlantıya geçti.
 
Kraliçe olsa bile, Dük’ün ailesinden istediği gibi gelip gitmesini istemek kabalıktı.
Ama Caitlyn memnuniyetle kabul ett. Evliliğin bozulmuş olması onu sonsuz derecede cömert yapmıştı.
 
“Kaba olduğunu bilsem de, aniden tekrar bana gelmeni istedim. Çok acil ve önemli bir konu.”
 
İki gün öncesinden farklı olan Kraliçenin sertleşmiş yüzünün önünde Caitlyn’in gülümsemesi bir anda soldu.
 
“...Lütfen söyleyin. Majesteleri.”
“Duydun mu? Nişanlı hakkındaki söylentileri?”
 
Caitlyn beklenmedik ismi duyunca afalladı.
 
“Kız hakkındaki dedikodular.... bir yaz ormanı gibi bol değil mi?”
“Şey, bu beni biraz endişelendiriyor. Kraliyet ailesi olarak harekete geçmem gerekebileceğinden endişe etmeme yetecek kadar.”
 
Kraliçe’nin son derece ciddi gözlerini önünde Caitlyn, uğursuz bir önseziye kapıldı.
 
“Majesteleri kısa bir süre önce parlamentoda çok garip bir şey duydu.”
“Garip bir şey?”
“Neymiş o çocuğa bir komplo kuruyormuşsun? Onun başka bir adamla oynaştığıyla ilgili bir skandal başlatmayı planladığını duymuş.”
 
Kalbi çarptı. Caitlyn sakin numarası yaparak kraliçeye baktı.
 
“Majesteleri.... lütfen tam olarak anlatın. O kızın arkasından iş çeviriyormuşum derken ne demek istediniz? Böyle bir şeyi nasıl...”
“Sakin ol. Bu laflara inanmadım. Prens Hadius, majestlerinden evliliği bozmak için izin aldı, öyleyse neden böyle bir şey yapasın ki? Bence biri seni kıstırmaya çalışıyor.”
“Amanın..”
 
Şaşırmış gibi davranarak ağzını elleriyle kapattı.
 
“Bu yüzden seni buraya hemen çağırdım. Senden özel bir iyilik isteyeceğim. Ne de olsa kamuoyu yeni sakinleşti. Yani mecliste dolaşan bu söylentinin hayrı yok, değil mi?”
 
Yvonne daha ciddi bir ifade ile devam etti.
 
“Majesteleri ile sorun yaşamalarından korkuyorum.”
“Majesteleri sanırım kulaklarımda bir sorun var. Majeslerine dert çıkaracaklarını neden söylüyorsunuz?”
“Majesteleri geçen gün kahvaltı toplantısında bunu açıkça belirtti. O zavallı, çaresiz kızı kendi himayesine alacağını söyledi.”
“Ah..”
“Bunu söyledikten sonra dedikoduları nasıl boşverebilir? Meclis bunu onu yeniden karalamak için bir bahane olarak kullanacaktır.”
“Bu doğru... bu.. tıpkı söylediğiniz gibi.”
 
 
Yvonne başı ağrıyormuş gibi içini çekti.
 
“Majesteleri tatsız olaylardan kaçınmak için bununla önceden ilgilenmemi emretti. Sosyetenin pis dedikodularını bile görmezden gelemiyor değil mi?”
“Sizi endişelendirdiğim için özür dilerim. Majesteleri.”
“Senin hatan değil. Ancak üzücü olduğu doğru. Ailen zavallı kıza karşı çok cimri değil miydi?”
 
Caitlyn sanki dudakları birbirine yapılmış gibi hiçbir şey söyleyemedi. Başını şiddetle salladı ve dağılan zihnini toplamak için elinden geleni yaptı.
 
Bu nasıl oldu? Planı sadece üç kişi biliyordu. William, Hannes, Hadius... bu kim, neden ifşa etti?
“Ne yapacaksın?”
“Üzgünüm. Ah...”
 
Caitlyn boş gözlerini kıstı ve kraliçe’ye baktı. Muhbirin kim olduğu önemli değil. Bu durumla başa çıkmak öncelikli.
 
“Majesteleri, ben de artık ailemin nişanlısını utanç verici bir şekilde taciz ettiğimi duymak istemiyorum. Sorumluluğu alıp bu konudaki gerçeği bulacağım.”
 
Kraliçe aniden omuz silkti.
 
“Gerçekle ilgilenmiyorum. Umarım saçmalık değildir.”
“Endişe etmeyin. Majesteleri. Ben de ayrılık hakkında hiçbir dedikodu duymak istemiyorum.”
 
İkisi tekrar saraya doğru yürüdü.
 
“Ama. Majesteleri. Bir şeyi merak ediyorum. Kralı kim bilgilendirdi?”
 
Yvonne boğazını temizledi. Bu cevaplamak zor anlamına geliyordu.
 
“Söylentileri durdurmak için gerçeği bilmek, gerçeği bilmek için de söylentilerin kaynağını öğrenmek gerekmez mi?”
 
Uzun bir iç çekişin ardından sıkıca kapatılan ağız açıldı.
“Sözlerin yanlış değil ama sana her şeyi ayrıntılı olarak söyleyemem. Bunu yaparsam, kraliyet muhbiri keşfedilir. Tek söyleyebileceğim, bunun bir çamaşırcıdan duyulduğu.”
 
Çamaşırcı mı?
 
Caitlyn’in gözleri şahin gibi kısıldı.
 
**
 
“Ne düşünüyorsuni Grozhang? Annemin dikkatini dağıtabilir miyim?”
“Evet,bayan Meyer’i çamaşırcıyı araştırmaya ikna etmeyi başardınız.sonra öğrenecek. Çamaşırcı kadının kraliyet muhbiri ile bağlantısının William Richards ile bağlantılı olduğunu. Elbette bayan Meyer efendinin yerleştirdiği bir yem olduğunu aklından bile geçirmez.”
“Nerede olduğu ortaya çıkmasın diye izleri iyice temizledin mi?”
“Endişe etmeyin. Çamarsı güvenli biir yerde. Onu asla izleyemeyecek.”  
 
Hadius başını salladı.
 
Atı özenle süren efendisi birkaç gün içinde biraz zayıflamıştı. Hiçbir şey yokmuş gibi davrandı, ama duygusal olarak çok sarsılmış olmalıydı.
 
Elbette, ayrılık yüzünden olmalıydı. O eski mektup, ikisini birbirine bağlayan son kale gibiydi. Ancak efendisi onu kendi elleriyle yıktı.
 
“Şimdi..ne yapacaksınız?”
 
Nişanlısı ile ilgili bir soruydu ama Hadius bunu farklı ele aldı.
 
“Sıçanları kovalamaya başlamam gerek. O kadının kafasını tamamen dağıtmalıyım. Böylece kimin düşman kimin dost olduğu konusunda aklı karışacak.”
 
Hadius cevapladı ve atın dizginlerini elinden geldiğince sert çekti. Grozhang da aceleyle atı durdurdu.
 
Çok geçmeden sınırn en kuzy noktası olan Kund’a gelmişlerdi. Meyer Çelik’in sahip olduğu en geniş ormanlık araziydi.
 
Ayaklarını altında uzanan dünyaya bakan Hadius bir çok şey planladı.
Nehir yatağını çorak arazisi boyunca büyük ölçekli bir dökümcü ve çelik fabrikası inşa edildi ve orman ile deniz kıyısı arasındaki sınırda bir araştırma enstitüsü kuruldu. Küçük balıkçı teknelerinin demirlediği balıkçı köyünde, ticaret gemilerinin yoğunlaştığı büyük ölçekli bir liman inşa edildi ve asfaltsız toprak yol demiryolu raylarıyla kaplandı.
 
Hadius dürbününü yere koydu ve heyecanlı kalbini derin bir nefesle sakinleştirdi.
 
Bu doğruydu, hepsine sahip olacaktı.
Köpek gibi sürünecek yada gerekirse kötü bir şekilde aldatacaktı ve eğer işe yaramazsa onları acımasızca ezecekti.
 

Araçlar ve yöntemler konusunda seçici olmayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Meyer Çelik’ten başlayarak, geçmiş, şimdi ve gelecek dahil olmak üzere Meyer’in simgelediği her şeye sahip olacağız.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


43   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   45 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.