“Sana daha garip bir şey söyleyebilir miyim? Bir yandan keyif aldım. Seni orada tek başına dururken her gördüğümde garip bir şekilde memnun oldum. Sanki beni bekliyordun.”
Tak!
Araba durdu. Emilia’nın kalbi de bir an için durmuştu.
“Herkesin önünde beni terk et, istersen. Bunu yaparak biraz rahatlayacaksan. Ama ben gerçekten de seni bırakamam.” ÇN: amaney
Adamın garip sözleri Emilia’nın kalbini acayip titretti.
“Neden biliyor musun?”
Hadius yüzüğü çıkardı ve kaldırdı.
“Çünkü sana hiç sahip olmadım.”
Adamın eli uzandı ve Emilia’nın özensizce havada duran elini kendisine doğru çekti.
“Nasıl hiç sahip olmadığım birini terk edebilirim?”
Adamın yoğun bakışlarından şaşkına dönen Emilia, kolunu çekmeyi aklından bile geçirmedi. Parmakları birbirinden ayrıldı ve yüzük takıldı.
“Şimdi olacak.”
Dediği gibi yüzük cuk oturdu. sanki yapbozun son parçasını koymuş gibi, yıllar boyunca paramparça olan anıların parçaları teker teker yerlerini bulmaya başladı.
O zaman da, aynı şimdiki gibi adam onun yüzüne bakarken yüzüğü takmıştı. Yüzüğün ölçüsü yanlıştı ve yüzük gevşekti.
Tüm nişan töreni boyunca birbirlerine karşı soğuk oldukları için Emilia birbirlerinden nefret ettiklerini düşünmüştü.
Ama gözleri buluştuğu an. Coşkulu bir kalp çarpıntısı, hafif bir gülümseme ve soğuk yüzlerinin ardında hafif bir heyecan buldukları an. Genç kadın ve erkek telaşa kapıldı.
Ya bu bir yanılsamaysa?
Gülümsediler. Kimseye göstermedikleri bir gülümsemeyi birbirlerine gösterdiler. O an samimiydiler. Hadius da Emilia da.
Arabanın kapısı açıldı.
“Hava çok güzel Genç efendi, Genç hanım. İnmek ister misiniz?”
Arabacı onları enerjik bir şekilde selamladı, anında çiçeklenen anıların görüntüleri dağıldı. Hadius hiçbir şey olmamaış gibi “İyi iş Roan.” Dedi ve gülümsedi.
Ama Emilia kımıldayamadı. Hiçbirine inanamıyordu. Şok edici bir itiraf, bir yüzük, bu adam normal bir şekilde arabacıyı selamlıyordu.
“Gidelim mi?”
Hadius normal bir şekilde kızın elini tuttu ve Emilia şokla başa çıkma şansı bulamadan malikaneye doğru sürüklendi.
Görkemli ve heybetli uçurumun tepesinde uzanan kale, arabanın dışından görmek çok daha güzeldi ama hiçbirinin farkında değildi.
Emilia geniş çimenliği bir kukla bebekmiş gibi geçti. Ön kapıdaki gardiyan onları tanıdı ve kibarca selamladı.
“Meyerlerin en büyük oğlu, Hadius Meyer ve Bayan Emilia Bern geldi.”
Gürültülü salon aniden sessizleşti. Göz kamaştıran avizenin altında, deniz yolu gibi açılan, kırmızı güllerle süslü bir koridor ve dikkatler üzerlerindeydi.
Sahyla Cavendish, Harriet Chastale, Lucinda Tilber, martin Erwin... ona fare diyenler, ona gülenler, seyredenler ve diğer tanıdık olmayan yüzler.
Ortalarından geçerken bile Emilia hiçbir şey hissetmedi. Bir şey düşünemiyordu. Elindeki yüzük tüm “hislerini” alıp götürmüştü.
“Hoşgeldiniz! Sizi burada görmek büyük bir onur.”
Odelia Lüen parlak bir şekilde gülümsedi ve Hadius’u selamladı. Sonra Emilia’ya baktı.
“Aman Tanrım, Bayan Bern.”
Yüzündeki hayranlık ve ani Hürmet Emila’nın kafasını karıştırdı.
“Gerçekten çok güzelsin. Bana Afrodit’in enkarnasyonu olduğunu söylesen sana inanırım. Josephine, Pierre sizce de öyle değil mi?”
Odelia kızına ve oğluna döndü ve onlar hayranlıkla baktı.
“Annemden sizin hakkınızda çok şey duydum Bayan Bern. Artık sizi şahsen gördüğüme göre, nefesim kesilmiş gibi hissediyorum.” “Önceden bir dans talep etmeliyim. Elbette yanınızdaki kişi buna asla izin vermeyecekmiş gibi görünüyor.”
Aşırı tepki verdiklerini gören Emilia farkına vardı. Hadius Meyer ile kol kola göründüğü andan itibaren , Emilia Bern artık sosyetede bir fare değil, Meyerlerin Meşru nişanlısı idi.
“Beni şımartıyorsunuz. Sizinle tanışmak bir zevk.”
Emila görgü kuralları dersinde öğrendiği gibi cansız bir şekilde cevap verdi.
Bu tepki beklenmedik değildi. insanlar aniden değişmişti ve ona gerçekten asil bir hanımefendiymiş gibi davrandılar ve Emilia’nın bundan hoşlanacağını düşündüler. Ama aslında Emilia’nın hiç hoşuna gitmemişti. Herkesin önünde onu küçük düşürmek gibi çocukça fikirlere sahip olmamalıydı. Kibir bumerang gibi dönüyordu.
Genç erkekler ve kadınlar sanki sözleşmiş gibi Meyerlerin veliahtının etrafına üşüşmüşlerdi. Methaba, sizinle tanışmak bir onur, bana sizinle birlikte olabilme şerefini verdiğiniz için teşekkürler... Domino misali bitmek bilmeyen selamlaşmalar Emilia’nın kendine gelmesini daha da zorlaştırdı. Öte yandan Hadius çok sakin ve etkilenmemişti.
Akşam yemeği partisinde yaptığı gibi, herkesi yeterli bir gülümseme ve kibar bir tavırla karşıladı. Aradaki fark, her zaman uzakta olan nişanlısını şimdi yanında olmasıydı. Hiç kimse bunun garip olduğunu düşünmedi veya bundan memnun olmadıklarını dile getirmedi.
“Merhaba, Bayan Bern.” “Bugün çok güzel görünüyorsunuz.”
Hadius’u selamladılar ve gülümseyerek Emilia’ya yaklaştılar. Emilia üzüldü çünkü onlar Cavendish konağında ona hiç selam vermemiş ve hiç onu tanıyor gibi davranmamışlardı.
“Elbiseniz size çok yakışmış. Nereden aldınız?” “..Vinette’in mağazasından.”
Dill sokağındaki en ucuz dükkan olduğu için kimse ona gülmedi. Sanki hepsi sözleimiş gibi, Meyerlerin nişanlısına saygı maskesş takmıştı.
Sanki tiyatrodaydı. Ya da rüyada. Hadius yüzüğü ona taktığı andan itibaren her şey gerçek dışı gibiydi.
“Bayan Bern her zaman güzeldir ne giydiğinin önemi yok.”
Sonunda Shayla Cavendish konuştu.
“Nasılsınız? Sizi burada görmek çok güzel. Ama dürüst olmak gerekirse, size Bayan Bern demek biraz tuhaf.”
Rahatsız olmuştu. Belki dediğini yapmak daha iyiydi. Hadius Cavendish ailesi ile ilgilenseydi Shayla bu kadar alaycı olamazdı.
Bunu düşünürken Emilia onun iddialı maskesini çıkarmak istedi.
“Nasıl rahat ederseniz öyle seslenin Leydim. Bana her zamanki gibi fare diyebilirsiniz.”
Shayla’nı yüzü sertleşti. Çevredekilerden bazıları da şaşkınlıkla ağzılarını kapadılar.
“O zaman.” Böylece Emila Sahyla’nın yanından geçti. Sonra kimse Emilia ile düşüncesizce konuşamadı. Dikkatsizce muamele edilemeyecek bir insan haline gelmesi de değişik bir zevk verdi.
Hadius onu tenha bir merdivenden aşağıya indirdi.
“Cavendish’e karşı neden bu kadar hoşgörülü olduğunu anlayabiliyorum. Seninle aynı ligde değiller.”
Bir hizmetçiden iki bardak aldı ve birini Emilia’ya verdi.
“Yalnızca tek bir şeyi unutma. Bu senin için. Balodan zevk almak ya da mahvetmek sana kalmış. Ne istersen onu yap. Ben arkanda olduğum sürece kimse sana dokunamaz. Ne kadar eğlenceli farkında mısın?”
Hadius gururlu bir şekilde sırıttı.
Umutsuzca titreyen kalbini kontrol edemeyen Emilia içkiyi hemen içit. Aniden öfkelendi. Bu nedensiz bir öfkeydi.
“Gerçekten istediğimi yapabilir miyim?”
Hadius evet anlamında bardağını kaldırdı.
“Ya yüzüğü fırlatır atarsam? Herkesin önünde bunu yapabilir miyim?” “Bu da eğlenceli olur. Önceden bunu söyledin. Beni terk etmek istediğini.” “Görmezden gelme. Gerçekten atabilirim.” “Nasıl istersen.”
Boş bardağı bir yere bırakıp gülümsemesini sildi ve yaslamış olduğu bedenini yavaşça gerdi.
“Ne istersen yap. Emilia. Artık önemli değil.”
Adamın bakışlarını değiştiren Emilia’nın yüzüğü atmakla ilgili söylediği sözler değildi. hadius’u geren şey sütunun arkasındaydı.
“O şu adam değil mi?”
Nathan Malvin. Hadius onu ilk görüşte tanımıştı.
Bakışlarını hisseden Nathan başını onlara çevirdi.
Utanan Emilia’nın yüzü kızardı. Hadius’a göre, Nathan ve Emilia’nın bir çeşit ilişkisi vardı ve bu gerçek olsun yada olmasın, Emilia nedense boğulduğunu hissetti.
“Endişelenme. Sorun çıkarmayacağım.”
Hadius hafifçe fısıldadı ve Nathan’a doğru yürüdü. Yüzündeki gülümsemenin aksine, kafasında: ‘Onu himayesine aldı ve onu yanıda durdu.’ ‘Ne zaman sevgili olacaklarına dair bahse giriyorlar.’ Sözleri yankılanıyordu.
“Merhabalar. Ben Hadius Meyer.” “Sizinle tanışmak bir şeref. Ben Nathan Malvin.” “Bir kere babanızı görmüştüm. Sör Elowie Malvin. Bir yıl önce Elfort’un yıl dönümü törenine tebriklerini iletmeye geldi.” “Ah öyle mi?” “En büyük oğluyla gurur duyuyordu ve sizi kişisel olrak böyle görünce, nedenini anlayabiliyorum.” “En yüksek notlarla mezun olacak birirnden böyle övgü alınca kendimle ne yapsam bilemedim”
Birbirleri ile resmi bir şekilde selamlaştılar. Hadius’un Nathan’ın boynuna yapışmasından endişe eden Emilia için bu rahatlatıcı idi.
El sıkıştıktan sonra Nathan’ın gözleri hemen Emilia’ya döndü.
“Nasılsınız?”
Emilia cevap vermek için yutkundu.
“Endişeniz için teşekkürler. İyiyim.” “Bugün gerçekten iyi görünüyorsunuz. Saçlarınızı böyle yapmak size çok yakışıyor.” “Teşekkür ederim. Genç efendi de harika görünüyor.”
Emilia güvenli bir cevap seçip öyle Nathan’a cevap verdi. “Haspel ile çalışmaya devam edecek misin?” “Ne? Ah...”
Emilia Hadius’a baktı ve kafa sallayarak cevapladı, “Öyle düşünüyorum.”
“O ürkek uşağın o gün olanları sır olarak saklamam için bana hala yalvardığını biliyor musun?” “Ah..Öyle mi?” “Öyle, ona söyledim. Sana resmi muhasebe müdürü gibi davranmasını istedim. Bunu yaparsa sır olarak saklayacağımı söyledim.”
Beklenmedik sohbet yüzünden yüzünün kızaracağını hissetti. Titreyen gözleri yeniden Hadius’a döndü.
Doğal olarak, ona şüpheli gözlerle bakacağını düşünmüştü. Ama nişanlısının yüzünde bulduğu tek şey sıcak bir gülümsemeydi. ÇN: bir de içine bakalım.
Gergin olan bedeni yavaş yavaş gevşemeye başladı. Nathan artık çok masumdu ve Emilia da.ne kadar ararsa arasın tuhaf bir romantizm yoktu.
“Bunun için bu kadar endişe etmenize gerek yoktu ama yine de teşekkür ederim.” “Haspel yine cimrilerşirse yine bana gel. Ailemin her zaman yetenekli insanlara kapısı açıktır.” “Sözleriniz için teşekkürler.”
Mutlu bir şekilde gülümseyen Nathan aniden Hadius’a döndü.
“Sizin için sorun değilse, Bayan Bern’e bir hediye verebilir miyim?”
Şaşkın gözler Nathan’ın tuttuğu objeye kaydı. Bir kitaptı.
“Bildiğiniz gibi Bayan Bern matematik ve muhasebe ile ilgileniyor. Yetenekli bir kişiye yönelik saf bir beklentinin ifadesidir, bu yüzden umarım buna izin verirsiniz.”
Bu adam ne tepki verecek? Emilia gergindi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.