##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
Şişman Moe kalabalığın of pufları arasında standını toplarken, Kristin kapüşonlu genç kızı dükkâna doğru yönlendirdi. Mel, kurduğu küçük tezgâhı toplayan arkadaşına yardımcı oluyordu ama Moe’ nin çevik hareketlerine yetişmesi mümkün değildi. “Millet, söylemeyi unuttum! Yarın bu saatte, bir On Tomurcuklu Hayalet Orkide çiçeğini daha satışa sunacağım!” İri Joe’ nin oğlu dış görünüşüne nazaran yaman bir tüccardı, kitlenin enerjisini dibe vurdurduktan sonra asıl bombayı patlattı. Haber kurak topraklarda oluşan çatlaklara düşen yağmur damlaları gibi yayıldı, meydan yarınki açık arttırmanın heyecanıyla sallanıyordu. “Mel, dükkâna dönelim. Yarın için enerji depolamamız lazım!” Koca bir yemi sazan dolu havuza atan tüccarın keyfine diyecek yoktu, ilk satışından kazanacağı parayı almak için dükkânına doğru yöneldi. İçeri girdiklerinde, kapüşonunu kaldırmadan dumanı tüten çayını içine kişi kafasını onlara doğru çevirdi, sadece gözleri görünüyordu ama bu bile Mel için yeterli gelecekti. “Maria!” Genç kız ismini duyunca yüzünü örten kıyafetini çıkararak, yanındaki ahşap sandalyenin üzerine bıraktı. “Ne oldu Mel? Beni gördüğüne neden bu kadar şaşırdın!” Genç adam farkında olmasa da sesi normalin çok üzerinde çıkmıştı. Durum, Kristin’ in bakışlarının da ikili üzerine çevrilmesini sağladı. “Ben, ben senin gelip buradan bir şey alacağını beklemiyordum!” Mel sadece şaşkındı ve şapşal hali bire bir suratına yansıyordu. “Giriş testleri ve kabul seremonisinde yaşananlar geride kaldı. Ben artık İkinci Seviye Bitki Bilimciyim. Üzerinde uğraştığım bitkisel karışım için On Tomurcuklu Hayalet Orkide gerekiyordu, onu satın almak için buradayım!” Maria başı yukarıda konuşuyordu, bakışları dükkânın içindeki bir noktaya sabitlenmişti. Tavırları, Şişman Moe ve Kristin’i tedirgin etmeye yetmişti ama Mel açıklamalar sonra gülümsemeye başladı. “Kademe atlamana sevindim, ilk on bahçeye girdin değil mi?” Mel, daha önceki tecrübelerini ele alarak Maria’nın sorun çıkartacağını düşünüyordu ama kızın soğuk ve aristokrat tavrı endişelerini silip attı. “Evet, birkaç gün önce Onuncu Bahçeye girdim!” Sağ elini sallamasıyla bir kitap ortaya çıkıp, Mel’in üzerine doğru uçtu. Mel, Onuncu Ev yazan kitabı yakaladı ve ilk birkaç sayfasını çevirerek incelemeye başladı. “Hımmm, bu kılavuz diğerlerine göre aşırı detaylı. Haritalardan tut da bitkilerin özelliklerine kadar her şey çok net!” Mel hem kılavuzu inceliyor hem söyleniyordu, bu sırada istem dışı Kristin’ in olduğu tezgâha kadar gelmişti. “Bak Kristin! Bizimkilerden ne kadar farklı!” İri yarı genç çocuk kılavuzu Kristin’e uzattığında, Maria Gloove’ un oturduğu sandalyenin kolluğundan ince bir ses geldi. Şişman Moe’ nin bunu fark etmemesi mümkün müydü? “Bitki Bilimi konusunda ileri gelen ailelerden birinin genç hanımı dükkânıma gelmiş ama benim haberim yok. Gözünün önündeki haşmeti göremeyen bu kör adamı, lütfen affedin!” Maria’nın görüş açısını kapatarak Mel ile arasına giren Moe, yağlı cildini ve parlak dişlerini genç kızın gözünün içine soktu. “Çekil önümden şişko! Mel, kılavuzu mu alabilir miyim?” “Aman hanımefendi. Bu düşük doğumlu hizmetkârınız, sizin için hemen alıp getirecektir!” Arkasını dönen Şişman Moe, ardıl görüntüsü kaybolmadan elinde kılavuzla genç kıza geri döndü. Maria’nın kaşları çatıldı, kan kırmızı dudakları hafifçe titriyordu. “Dükkâna gelirken sesini duydum. Yarın bir tane daha On Tomurcuklu Hayalet Orkide satacakmışsın!” “Evet efendim. Yarın ki açık arttırmamızda bugün aldığınız bitkiden olacak!” “Hemen şimdi almak istiyorum!” Genç kızın ses tonu değişti artık her sözü bir emir niteliği taşıyordu. “Aman efendim, herkes yarın ki açık arttırmayı bekliyor. Eğer şimdi size satarsam, diğerlerine nasıl açıklarım!” Moe, genç kızın sert tavrı sonra iyice ezilip büzülse de kararından taviz vermiyordu. “400 altın veriyorum!” Psikolojik baskının işe yaramadığını gören Maria fiyatı iki katına çıkardı, o bitkiyi almayı kafasına takmıştı. “Nasıl olur, ne derim?” Şişman Moe eli çenesinde tavana bakıyor sanki çok önemli bir konuyu düşünüyordu. “500 altın. Bu son fiyatımdır ve eğer bitkiyi satmazsan, bunu aileme yapılan bir saygısızlık olarak göreceğim!” Çakmak çakmak gözlerinden alevler çıkan genç kız, sabrının limitine erişti. Hem parayla hem de itibarla dükkân sahibine yükleniyordu. “Cesaret edemem, cesaret edemem!” Moe, olduğu yerden iki adım geriye sıçradı ve kıçıyla rafları devire devire tezgâhın yanından depoya yöneldi. Birkaç nefes sonra döndüğünde, elinde kırmızı kadifeye sarılı ahşap bir kutu vardı. “Buyurun Küçük Hanım. İstemiş olduğunuz On Tomurcuklu Hayalet Orkide sizindir!” Tek dizini yere koydu, iki eli kutuyu altından kavradı ve bitkiyi başının üzerinde tutarak takdim etti. Ölümlülerden bir temsilci, tanrılara şükranlarını sunuyordu. “Paran burada! Bitkiyi tek hamlede kapan Maria Gloove, attığı altın kesesi yere değmeden dükkândan çıktı. Kese yere hiç değmedi, Şişman Moe onu havada yakaladı. “Eğer teklifimi kabul etmezsen, bunu aileme yapılan bir saygısızlık olarak alacağım!” Ayağa kalkan Moe bir elini yağlı beline, diğer elini burnunun üzerine koyup Maria Gloove’ un taklidini yaptı. Sesini inceltti ve bazı kelimeleri bilerek yanlış telaffuz ederek, genç kızın kibirli tavrıyla kafa kırdı. Gergin ortam o an dağıldı, ilk gülmeye başlayan Kistin oldu. Hemcinsinin yaydığı baskın enerji gidince daha fazla tutamayıp koyuverdi, onu Mel ve ardından Şişman Moe izledi. Üçlü dakikalarca güldüler. Ne zaman duracak gibi olsalar Moe bir taklit daha yapıyor, dükkânın içindeki kahkahalar artarak sürüyordu. “Ahhhh karnım! Karnım çok ağrıyor!” Nihayet şamata bittiğinde, Moe iki eliyle karnını tutarak sızlanmaya başladı, yağlı bedeni bu kadar aktiviteyi kaldıramamıştı. “Usta Moe, hala inanamıyorum! Nasıl oldu da bitkiyi neredeyse üç misli paraya satmayı başardınız?” Kristin, dükkânın personeli ve Moe’ nin çalışanıydı, ona hitap ederken saygıda kusur etmemeye çalışıyordu. “Asilleri biraz tanıyorum diyelim!” Moe kısa kesmek istedi ama Mel’in sorgular bakışları karşısında kısa sürede pes etti. “Tamam, tamam!” Eliyle oturun işareti yaptıktan sonra dükkândaki en geniş koltuğa kurulan şişman adam, derin nefesleri içine çekerek gülerken alamadığı oksijeni ciğerlerine doldurdu. “Beni iyi dinleyin. Size, hayatınız boyunca unutamayacağınız bir ders vereceğim!”
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.