Mirasçı - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




100   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   102 


           


“Az önce yaşananları ikiniz de gördünüz, sizce ne oldu?”
Şişman Moe çok önemli bir ders anlatacağım dedikten hemen sonra soruyla çıkageldi.
“Usta, Gloove ailesinin genç hanımının ihtiyacını ve bunu acilen giderme isteğini görerek, malını kat kat pahalıya satmayı başardı.”
Kristin Moe’ nin çalışanıydı ve soruya hemen cevap vermeyi görev olarak gördü. Dükkân sahibinin yavaşça sallanan başı duyduklarından memnun olduğunu söylüyordu ama gözleri Mel’ den cevap bekler gibiydi.
“Ben, ne olursa olsun malı elinden zorla alınan birini gördüm. Umarım bana kızmazsın Moe!”
Mel konuştuğunda Kristin bir anda ona döndü, cevap söylediklerinin tam tersiydi.
“Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin Mel? Usta Moe, açık arttırmada bile iki yüz altına satılan malı beş yüz altına satmayı başardı. Buna ticaret dehası denir!”
Kristin kendi fikrini mi yoksa yeni ustasını mı savunuyordu pek belli olmasa da hararetinin arttığı açıktı.
“Kristin, sadece fikrimi söyledim!”
Mel genç kızın tepkisine anlam verememiş görünüyordu, gözlerini kocaman açıp bir adım geri çekildi.
“Sakin olun genç dostlarım, sakin olun!”
Kristin’ in çıkışıyla gerilmeye başlayan ortam, ayağa kalkarak ikiliyi karşısına alan Moe’ nin yüksekten bakar tavrıyla dağıldı.
“İkinizde yanlış bir şey söylemediniz, olanlar tam da söylediklerinizdi. Ben, müşterinin düşkün halini kullanarak malımı yüksek fiyata sattım ve Maria Gloove aile ismini kullanarak beni bu satışı yapmaya mecbur bıraktı.”
“Ama usta!”
Kristin belli ki kimin haklı çıkacağını öğrenmek istiyordu ama duydukları beklediği kelimeler değildi.
“Kristin, tüccar gözüyle bakacak olursak sen haklısın. Zaten satılmak için elimizde tuttuğumuz bir malı, en yüksek kâr oranıyla sattık. Sana bir soru sormama izin ver, elimizde ne kadar On Tomurcuklu Hayalet Orkide var biliyor musun?”
“Hayır ama usta bir tane var daha dediğine göre, bu sonuncusuydu!”
“Ah Kristin ah! İyi gözlerin var ama çok safsın. Elimde onlarca On Tomurcuklu Hayalet Orkide var ve onların esas sahibi tam karşında oturuyor!”
Moe eliyle Mel’i gösterdiğinde genç adamın yüzü kızardı, dükkân sahibinin kendisini afişe edeceğini beklemediği her halinden belliydi.
“Moe, bunu her yerde söylemeyeceksin değil mi?”
Mel’in kafası yerdeydi ve bu hali tüccarı güldürmeye yetmişti.
“Sen kızdan da safsın genç dostum. Kristin’ in yanında konuşuyorum çünkü senin isteğin üzerine kazanılan paranın %40 ona ait!”
Bir patırtı duyuldu, Kristin iki adama düştüğü yerden bakıyordu.
“Ben, ben yanlış mı duydum?”
“Doğru duydun Kristin. Mel bitkileri bana teslim ederken, fiyatı belirlememi ve satışın bir kısmını sana vermemi istedi. İşte, bugünkü satıştan sana düşen pay!”
Moe bir kese altını Kristin’e uzattı, şişman adam kaşla göz arasında payları taksim etmişti. Genç kızın elleri titriyordu, önce ileri uzandı ama hemen sonra hızla geri çekildi.
“Alamam, bunlar bana ait değil!”
Genç kız keseyi almasa da Moe elini geri çekmedi. Bakışları sertleşmiş, kaşları iki kılıç gibi çatılmıştı.
“Keseyi al ya da derhal işletmemi terk et! Şişman Moe’ nin dükkânında, verilen para her zaman alınır!”
Gözleri kocaman açılan Moe’ nin sesi duvarlara vurarak yankılandı, Mel onu ilk defa bu kadar sert ve ciddi görüyordu. Genç kız böyle bir baskıya hazır değildi, elini uzatıp keseyi alıverdi.
“Hah şöyle, hakkın olanı almalısın. Kimin verdiği ya da neden sahip olduğun önemli değil. Bir şey seninse, sadece senindir!”
Bir süre çıt çıkmadı, yaşanan garip olayı sindirmeye çalışan iki gencin ağzını bıçak açmıyordu.
“Gelelim Mel’in söylediklerine. Genç dostum sonuna kadar haklı, baskı yapılarak planladığım satış düzeni bozuldu. Kristin şunu bir düşün, işletme olarak yarın açık arttırma yaptığımızı duyurmamıza rağmen aniden bitkiyi sattığımız söylersek, bir daha kimse bize inanır mı?”
Mel yapılan zorbalığa takılsa da tüccar eylemin işlerine olan etkisini ele alıyordu.
“Gloove ailesinin genç hanımının gönlünü yapmamızın bize getirisiyle, diğer müşterileri aşağılamanın vereceği zararı karşılaştırırsak sonuç belli. Kesinlikle batarız!”
Muhasebe gayet basitti. Yeni yeni palazlanmaya çalışan bir dükkân olarak, ne kadar çok müşteriye ulaşılırsa o kadar satış yapabilirdi.
“Usta Moe, Gloove ailesini müşterimiz yapmak hiç mi işimize yaramaz!”
“Ah benim saf çırağım! O burnu havadaların benim dükkânıma sıklıkla geleceklerini mi düşünüyorsun? Yarı fiyatına bile satsam eğer diğer gösterişli dükkânlarda aynı üründen varsa, gider oradan alırlar. Alışveriş, sadece ihtiyaç giderme değildir, alışveriş statü belirleme ve kendini iyi hissetme aracıdır!”
Moe açılmıştı bir kere, iki elini belinin arkasında kavuşturarak devam etti.
“Kendi dükkânımın içinde, bir yumrukta bayıltabileceğim küçük bir kızın zorbalığına uğradım ama aynı anda yeteneğimi sergileyip kârlı bir satış da yaptım. Adam olarak aşağılandım, tüccar olarak aşağıladım. Soru şu, olaya hangi yönüyle bakmak beni ileri taşıyacak?
Zorbalığa uğrayan biri olarak ağlayıp sızlanmalı mıyım yoksa fırsatçılığı mı konuşturduğum için kendimle gurur mu duymalıyım?”
Moe, yüz nefes boyunca cevap bekledi ama ne Mel ne de Kristin ağızları açıp bir kelime etmediler. İstemediklerinden değildi, cevabı aradıkları gözlerinden belliydi ama bulamıyorlardı.
“Cevap basit. Hangi şık beni ileri taşıyacaksa onu seçmeliyim. Ezildiğim için hırslanıp çalışacaksam, böbürlenmek yerine üzülmeyi tercih ederim. Eğer yüksek fiyata malı satmış olmamın moraliyle daha başarılı işler yapacaksam, Maria Gloove yüzüme tükürse yarabbi şükür derim!”
“Ömrümüz boyunca, neler yaşayıp neler göreceğiz ama hedefimiz sadece bize bağlı olacak. Bazen bir rüzgâr bizi geri itecek bazen de yolun dışına çıkaracak, hepsini yaşayacağız.”
Moe konuşmasını tamamladığında, iki genci yalnız bırakarak depoya doğru yöneldi. Şişman adamın gölgesi, loş aydınlatmada dev gibi görünüyordu.
“Son olarak, bir şey daha var!”
Duyduklarının ardından tüccara başka gözlerle bakan Mel ve Kristin pür dikkat kendisine yöneldiğinde, Moe insanı rahatsız eden gülümsemesini yüzüne kondurdu.
“O küçük şırfıntının, ikinci bitki için bastıracağını bilmediğimi düşünmediniz değil mi?”
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


100   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   102 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.