Mirasçı - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




108   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   110 


           

##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

Maria Gloove hırsını belli etti, İkinci Sınıfların en iyi öğrencisi olduğunu ispatlaması için önemli bir fırsatı elinden kaybetmeye niyetli görünmüyordu.
“Mel yarışmaya katılmadı, neden?”
“ Bir senede kırk bahçe atlasan ve seni üç bahçe atlamış birinin ardına koysalar, sen de kılını kıpırdatmazdın!”
İri yarı gencin amacı farklı olsa da izleyicilerin düşünceleri buydu, onun sıralamaya isyan ettiğini sanıyorlardı ve yalnız değillerdi.
“Aksi Hanry, seninkiyle aynı fikirde değilsiniz galiba. Baksana, tavır alıp yarışmıyor!”
İkinci Büyük dalga geçiyordu, kaşlarını çatan Bitki Bölümü Başkan Yardımcısı oralı olmadı.
“Herkesin gerçeği görmesini istemek suç mu? Gerekti zaman ağırlığını koyacaktır!”
Dışarıya verdiği imaj bu olsa da bir nefes sonra Mel’in kulakları çınladı.
“Velet, oyun oynadığın yeter. Ustanı rezil mi etmeye çalışıyorsun?”
Aksi Hanry’ nin sesini duyan Mel istem dışı ona döndü, hareketi üzerinde toplanan yüzlerce gözden kaçmayacaktı. Öyle bile olsa önemli değildi, ustası ona mücadeleye katıl emri veriyordu.
Elini toprak saksıya uzatan Mel, yeşil enerjiyle sarılı sarmaşık sürgününü saniyeler içinde büyütüp ekibinin asmasına kattı. Parmak kalınlığındaki yeni sarmaşık hızla ilerleyip, rakibin sarmaşıklarına tutundu.
O ana kadar yüzleri gülen yeni öğrencilerin gözleri büyüdü ve beş saniye geçmeden yüzleri terle kaplandı. Görünürde değişen bir şey yoktu, Maria’nın çektiği yerde iki sarmaşık mücadele ediyordu ama beş kişinin kıyafetleri sırılsıklam olmuştu.
“Böyle altına işetirler adamı!”
“Of, kokusu buraya kadar geldi!”
Yeni öğrencilerin dizleri titrerken izleyiciler acımasızca yükleniyordu, konuşarak işledikleri günahın cezası yine iki dudağın arasından geliyordu.
“Pes, pes ediyoruz!”
Öndeki genç çocuk bağırdığı an sarmaşıkları havalandı ve beşi birden uçarak ikinci sınıfların ayaklarının dibine yuvarlandılar. Hakkında atıp tutanlar önünde yatıyorlardı, sanki günahkârların tanrıdan af dilediği bir tabloydu yaşananlar.
“Kazanan, İkinci Sınıflar!”
Geçen sene yaşanan mucize tekrarlamadı, Maria Gloove’ un liderliğini yaptığı ikinci sınıflar çaylakları güçle terbiye ettiler.
“Tebrik ederim, gösterini çok güzel yaptın!”
Maria Gloove ellerinin titremesini gizleyemiyordu, birleştirerek zapt etmek istese de bu mümkün değildi.
“Ne oldu Maria? Neden bu kadar sinirlisin?”
Mel, sorsa da cevap alamadı, genç kız onun konuşmasını beklemeden hızlı adımlarla uzaklaştı. Diğer üç kişi ardından gözden kayboldu, Mel beş yeni öğrenciyle beraber tek başına kaldı.
“Özür dilerim!”
Hafifçe doğrulan kişi katılım testlerinin lideriydi, Mel’in yüzüne bakmadan konuştu.
“Neden?”
Cevap hiç beklemediği yerden geliyordu ve bu beşinin birden Mel’e dönmesinden belliydi.
“Senin hakkında kötü şeyler söyledik ama her şey gerçekmiş. Senin sarmaşığın işin içine girene kadar her şey çok iyi gidiyordu, yenemesek bile bir adım dahi ilerlemeyecektik!”
Genç çocuğun sesi titriyordu. Sözlerine yürekten inanan insanlara has öfke, ruh haline hâkimdi.
“Ne olduysa, o sarmaşık bizimkilere dokununca oldu, bitkilerimizle olan bağlantımız zayıflamaya başladı. Elimizden kayıp gidiyorlardı ve bunu kimin yaptığını anlayabiliyorduk. Sendin, enerjimizle büyüttüğümüz bitkileri zorla elimizden alıyordun!”
“İşin en acı kısmıysa, pes edene kadar bizi çekmemen oldu, istediğin an yenebilecek olmana rağmen yapmadın. Ne zaman pes ettiğimiz söyledik, bizi serbest bıraktın ve o kız rahatça çekmeyi başardı. Yanlış anlama üzülmüyorum, haline bakılırsa o da bunların farkında, patronun kim olduğunu biliyor!”
Yenilen ekibin lideri bir solukta pek çok şey söyledi, hepsi seremoni için hazır bulunan öğrenciler tarafından duyuluyordu. Louise Gloove koltuğunun kolluğunu öyle sert sıkıyordu ki çıkan ses neredeyse çocuğun konuşmasını bastıracaktı.
“Birinci Bahçeye gelmesine gerek kalmadı!”
İkinci Büyük nefesini verirken konuştu. Mırıldanmayla söylenme arasındaki sesini, sadece yakınlarında oturanlar duyabildi.
Birkaç on nefes geçmeden seremoni sona erdi, yeni öğrencilere seviyeleri gösterilerek gereken ders verilmişti. Burası Yeşil Gölge Akademisi ve geçmeniz gereken ilk engelde bu kişiler.
Kalabalık dağılırken, Mel Kristin’i koluna takmış yürüyordu, kapıdan çıktıklarında başka bir çifti karşılarında buldular.
“Bugün, sahne ışığını kimseye kaptırmam diyordum ama Bitki Bölümünün alçakgönüllü kralının başka hesaplarını olduğunu bilemedim!”
“Edgan, sen yapma bari!”
Mel, maviler içindeki arkadaşının takılmasını suratını asarak karşıladı, bugün istemeden birçok şey yapmıştı.
“Görüyor musun Marvina, hem suçlu hem güçlü!”
“Yeter abi, keyfimizi kaçırmak mı istiyorsun?”
Marvina, Edgan’ın boşluğuna bir yumruk attıktan sonra koşarak Kristin’ in koluna girdi.
“Hadi gidip bir şeyler yiyelim. Canım pasta çekiyor!”
Grup Marvina’nın ısrarlarına dayanamayarak, Şişman Moe’ nin dükkânının da olduğu alana doğru yola koyuldu, neşelerine diyecek yoktu. Gülüyor, eğleniyor, yol boyu kendilerini selamlayanlara karşılık veriyorlardı.
Onlar böylesine neşeliyken, akademinin bambaşka bir yerinde, dört duvarla çevrili mahzenin içinde iki genç karşılıklı duruyorlardı. Bir tanesinin gözleri kapalı, diğeriyse heyecanlıydı.
“Efendim, olmadı!”
Ayakta duran konuşunca bağdaş kurmuş olan diğeri gözlerini açtı, karanlık oda çıkan kıvılcımlarla aydınlanıyordu.
“Nasıl oldu?”
“Tembihlediğimiz gibi, beklenmedik anda sürpriz bir saldırı yaptı ama..”
“Âmâsı ne?”
“Edgan kılıcı iki parmağıyla yakaladı ve ölümcül noktalarının hepsine dokunmayı başardı!”
Yumruk sesi duvarlara vurarak yankılandı, zeminde küçük bir oyuk oluştu.
“Çık dışarı, gözümün önünden kaybol!”
Ayaktaki genç o an yok oldu, adım sesleri dahi duyulmuyordu ama sonra bir şey oldu. Yerde bağdaş kuran gencin olduğu mahzene doğru yaklaşan bir çift ayak sesi, gitgide yaklaşıyordu.
“Defol demedim mi sana? Kimseyi görmek istemiyorum!”
Genç adam bağırsa da adımlar durmadı, hışımla ayağa fırlayarak kapıya yöneldi ve bir nefes sonra yeniden kalktığı yerdeydi.
“Zayıf köpek. Soyumun yüz karası!”
 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


108   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   110 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.