##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
“Ne yapacağız?” Mel, hikâyenin tamamını dinledikten sonra Moe’ nin karşısına geçip oturdu, cevap onlarca nefes sonra geldi. “Bugün, bitkiyi en yüksek fiyatı vererek aldı ve dükkânıma geldiğinde zorbalık yapmadı, hoş yapsa da kimse bir şey diyemezdi ya. İstediği sadece listedeki bitkiler, yapmamız gereken elimize geçince haber verip, açık arttırmaya çıkarmak!” Şişman Moe olayları soğukkanlılıkla özetledi, sözlerinde yalan yoktu. Genel havası ve eski davranışlarından dolayı korku salsa da Kasper onlara adil davranıyordu. “Listeye bakabilir miyim?” Moe’ nin sıkıca kavradığı kâğıt parçası Mel’in eline geçtiğinde kenarlarının koyu rengi göze battı ama yazılanlar henüz ıslanmamıştı. “Diyorsun ki, bitkileri bulursam açık arttırma yapacaksın ve İkinci Büyük’ ün torunu satın alacak. Yapmamız gereken tek şey sadece ona önceden haber vermek, bu da zahmet edip her gün tezgâhımıza gelmemesi için gerekiyor değil mi?” “Ben de öyle tahmin ettim, son günlerde herkesin kulağındaki dedikodu gerçek galiba!” “Ne dedikodusuymuş bu!” “Yaklaş yanıma, ne olur ne olmaz. Yerin kulağı var derler!” Mel yerinden tek hamlede kalktı ve Moe’ nin koltuğunun yanına ilişti, tek dizinin üstünde olsa da tüccarla aynı boya gelmişlerdi. “Dövüşçü Bölümü Edgan adında bir dâhiye sahip, hoş sen daha iyi bilirsin ne de olsa yakın arkadaşsınız. Kasper ve Edgan bir konu yüzünden ters düşmüşler, çocuk zorbalık yapmak istemiş ama İkinci Büyük engel olmuş. Olaydan sonra Kasper kendini gelişime vermiş, günlerini türlü kadının ve kızın koynunda geçiren azılı çapkın, kapalı kapılar ardında çalışmaya başlamış. Ta ki şu birkaç güne kadar, duyduğum kadarıyla elimdeki listenin aynısı yıldızın içindeki diğer tüccarlarda da var ve hepsi gereken bitkileri toplamaya çalışıyorlar. Kasper, eğitimini sadece bitki satın almak için bölüyormuş, diğer bütün vaktini seviyesini aşmak için kullandığını söylüyorlar.” Sözleri bitince Moe yerinden fırladı, kapının örtüsünü hafifçe kaldırıp etrafı süzdü. “Anlattıkların aklımı karıştırdı, sence bu kadar çok nadir bitkiyi neden istemiş olabilir?” “Neden olacak, darboğazı aşacak bir iksir yapmak istiyordur. Mel, sen gelişimci olmadığından bilmezsin, Elemental yeteneklerin kazanıldığı atılım çok zordur ve terslik yaşanması halinde kişiye büyük zarar verebilir. Yine aynı dedikoduya göre, Kasper altı ay içinde gerçekleşecek dövüş müsabakaları için hazırlanıyor, dedesine kendisini kanıtlamanın peşinde olduğunu söylüyorlar. İkinci Büyük serttir, bazı konularda tavizi yoktur ve çoğu insan getirdiği uygulamaları sevmez ama dövüş yolu konusunda dürüstlüğü su götürmez bir gerçektir. Kasper dedesinin gözüne girmek için çalışıyor ve biz bu konuda ona yardım edebileceğiz. Çok heyecanlanıyorum, Tüccar Moe’ nin yükselişi son hızıyla devam ediyor!” Şişman adam korkmuş olmasına rağmen fırsatın ayağına geldiğini görebiliyordu, akademinin en üst seviyesiyle bağlantıya geçme şansını yakalamıştı. “Anladım, planımız değişmeyecek. Ben sana bitki sağlayacağım, sen de Kristin’e gereken payını vereceksin!” Durum Mel’in müdahale edeceği konumda değildi, genç adam günlerin getireceklerini görmek üzere yaşamaya devam edecekti. O gece dükkândan ayrılmadı, baygın halde yatan Kristin’ in yanına kıvrılarak onu sıkıca sardı. Genç kız ara ara titredi ama Mel her seferinde kavrayışıyla kızın bedenini zapt etti, elleri pırıl pırıl saçlarının üzerinde geziyordu. Kasper’ in ziyaretinin üzerinden bir hafta geçmeden Mel Dokuzuncu Bahçe’yi tamamladı, haber Yeşil Gölge Akademisi içinde infial yarattı. Tek haneli bir Bitki Bahçesi, henüz ikinci senesinin başında olan acemi bir Bitki Bilimci adayı tarafından tamamlanıyordu. O akşam Mel - Kristin çiftine kutlama yemeğinde eşlik edenler, Edgan, Marvina ve Moe oluyordu, adresse tanıdık bir yerdi. “Mel, inanamıyorum! Bir sene önce kapısından kovulduğumuz yer değil mi burası?” Marvina o olayı unutmuş gibi görünmüyordu ama işletme artık aynı tavra sahip değildi. Moe seçkin bir tüccar, Mel Bitki Bölümünün yükselen yıldızı ve Edgan Dövüşçüler arasında kendi düzeyinde yenilmezdi. “Hoş geldiniz efendim, mevcudiyetiniz alçak gönüllü işletmemize şeref vermiştir!” Diğer garsonlardan farklı giyinmiş bir kişi öne çıkıp masayı şahsen selamladıktan sonra açılış için hazırlanan içkiler beyaz örtünün üzerindeki yerini aldı. Ardından gelen yemekler ve hoş sohbet gece boyu hiç durmadan sürecekti, beş kişi Mel’in zaferini doyasıya kutluyordu. Her şey bittiğinde, gece yarısının koyu siyahı en yoğun olduğu zamanı yaşıyordu, gün dönümü çok yakındı. Sırasıyla Marvina, Moe ve Kristin’i konutlarına bırakan ikili, soluğu bitki bahçelerinin arasında aldılar. Yolu gösteren Mel’ den başkası değildi. “Edgan, seninle konuşmak istediğim bir konu var!” “Demek sonunda dilinin altındaki baklayı çıkaracaksın, bütün gece kıvranmana bakılırsa söyleyeceklerin önemli olmalı!” Yakışıklı genç adam elini Mel’in omuzuna attı, epey alkol almışlardı ve ancak birbirlerine dayanarak yürüyebiliyorlardı. “İşte geldik, sana bahsettiğim yer burası!” Mel, yolun sonuna geldiklerinde düşer gibi oturdu, gün doğumu onu selamlıyordu. Edgan yanındaki yerini aldı, konuşmak için her şey hazırdı. “Edgan, Kasper ile durumlar nasıl?” “Konu buydu ha, tahmin etmiştim. Değişen bir şey yok, soysuz köpek bir kenarda dişlerini biliyor!” “Son zamanlarda bitki topladığını biliyor musun?” “Senin bitkilerden mi bahsediyoruz? Şaşırdın mı dostum, bunu bilmeyen mi var?” Mel’in rengi attı, güneşin ısıtmaya başladığı yüzü kireç gibi beyaza döndü. “Listeyi tamamlarsa, onu sıkıştığı seviyeden yukarı taşıyacak bir iksir yaptıracağını söylüyorlar ve gerekenler ilk on bahçenin içindeymiş!” Edgan tek nefeste ne biliyorsa söyledi, şaşkınlığına bakılırsa Mel’in bu kadarını beklemediği açıktı. “Ben, ben bitki toplamayı bırakmayı düşünüyorum. Kendi ellerimle arkadaşımın düşmanını besleyemem!” Edgan önce kesik kesik güldü ama hemen ardından iki eliyle Mel’in yakasına yapıştı. “Mel, benim işim dövüşmek. Gökler bana hayallerimde bile göremeyeceğim bir fırsat bahşetti, onlara layık olmaya çalışıyorum. Senin işinse Bitki Bilimcisi olmak ve kimsenin başaramadığı kadar büyük başarılar elde etmek. Ne ben, senin işini yapmanı engelleyebilirim ne de sen benim rakiplerim hakkında endişelenebilirsin. Kasper, üzerine basmam gereken bir basamaktan fazlası değil, o iksirini yapana kadar ben ulaşmak istediği noktaya varmış olacağım, değişen bir şey olmayacak. Az önce söylediklerini duymadım, sen de böyle bir şey söylemedin, tamam mı?” Mel derin bir of çekerek kafasını salladı, üzerinden inen yükün altında eğilmiş omuzları dikleşti ve iki arkadaş yeni güne gülen yüzlerle başladılar.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.