##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
“Ne oldu, senin dahi bu bahçeyi de bir haftada bitiremedi!” “Salak salak konuşma. Senin incelediğin bahçe gibi başında üç rakamı yok o bahçenin. Yedi yazıyor, Yedi.” “Ben anlamam birader!” “Sanki sana laf anlatan var, kim sallar seni ulan!” “Ne dedin sen?” “Ne dediysem dedim, uza gözüm görmesini!” “Şimdi ben seni…” Mel’in umulmadık başarılarının üzerine iki cephe oluştu; onu kendinden çok sevenler ve ölümüne nefret edenler. Acele ederek başarısızlığa uğraması sonucu ilk haftada Yedinci Bahçe’yi tamamlayamayınca, cepheleşme iyice gün yüzüne çıktı. Buna ilk haftada temizler bahsini oynayıp kazanamayanlar eklenince, her gün bir kavganın çıkması normalleşmişti. Onların aksine Mel, her gün aynı yerde sabırla bekliyordu. Renk Değiştiren Asma’nın favori yiyeceklerinin hemen yanı başındaydı. “Eninde sonunda buraya geleceksin. Bir haftadır çıkmadım, ödemem gereken bitki miktarı dağ kadar oldu ama benden kurtuluşun yok!” Mel, belki de ilk defa bu kadar hırslanıyordu, gözü Renk Değiştiren Asma’dan başkasını görmüyordu. “Kristin’e haber verdiğim iyi oldu, dilediğim kadar bekleyebilirim. Dedemin sözünden de çıkmıyorum, Renk Değiştiren Asma kendi türünü yiyerek öldürme döngüsüne girdi bile. Benim de onu avlamaya hakkım var!” Mel, her şeyi zihninde netleştirmiş vaziyette bekliyordu, gece gündüz demeden tetikteydi ve tam on gün sonra sabrının meyvesini toplama fırsatı eline geçti. “Gel bakalım, gözlerim yollarda kaldı!” Şeker pembesi ağaçların gövdesinde ilerleyen bitkinin hafif gölgesi olmasa kimse onu ayırt edemezdi, renk olarak en ufak bir ton farkı yoktu. Renk Değiştiren Asma usulca uzanıp bir çiçeği mideye indirdi. Çok değil, on gün önce hayatı tehlikeye girse de favori yiyeceğinden uzak duramıyordu. Bir, iki derken dalın ucuna kadar ilerleyen Renk değiştiren Asma son avına uzanırken bir ses duydu, duymaması da imkânsızdı. “Şimdi yakaladım sen!” On gün boyunca dikkatle saklanan Mel, avazı çıktığı kadar bağırarak saldırıya geçti. Renk Değiştiren Asma bir nefes beklemeden tam ters yöne kaçmaya başladı. O önde, Mel arkadaydı. Kiraz ağaçlarından oluşan koru devasa bir büyüklüğe sahipti ve Renk Değiştiren Asma bir kez kaçmaya başladığında, gözden kaybetmeniz işten bile değildi. “O taraf sana yasak!” Elli nefes sonra Mel bir ağacın dalından sarkan koyu yeşil asmayı yakaladı ve bağırdı. Hemen ardından Renk Değiştiren Asma’nın önündeki ağaçların üzerinde devasa bir ağ belirdi. “Nasıl, beğendin mi? Senin için hazırladığım tuzak hoşuna gitti mi?” Genç çocuk gülüyordu, bitki rotasını tam sağa kırıp kaçmaya devam etti ama hızı bir nebze azalmış gibi görünüyordu. “Bu kez dersimi çalıştım, uzun süren kovalamacaları sevmediğini biliyorum!” Mel durmadan kovalıyordu, yol üzerindeki birkaç tane daha ağ tuzağı Renk Değiştiren Asma’nın yönünü değiştirmesini sağladı ve bitkinin hızı iyiden iyiye düştü. “Yolun sonu!” Mel yorulmuş görünmese de hızlı hızlı nefes alıyordu, heyecanı bedeninin ritmini bozuyordu. Bu sırada korunun tam ortasına, ağaçların en sık olduğu yere gelip durdu ve bakışları bir alana kilitlendi. Renk Değiştiren Asma’nın kaçarken çıkardığı hafif hışırtı duyulmuyordu, belli ki bitki kaçmak yerine saklanmayı tercih ediyordu. “Hakkını vermek istiyorum, eğer dedemin yardımı olmasaydı seni yakalamam çok uzun sürerdi hatta belki hiç yakalayamazdım ama bitti. Kendi ayaklarınla buraya gelerek sonunu hazırladın, asmaların yardımını da inkâr edemem. Seni bulamayacağı mı sanıyorsun değil mi? Üzülerek söylüyorum ki haklısın, seni bulmam mümkün değil ama bu işi benim yerime yapacak birini tanıyorum. “Eski dostum, sıra sende!” O an korunun merkezindeki bir ağacın yaprakları çılgınca sallanmaya, dallarından şeker pembesi tozlar dökülmeye başladı. On saniye geçmeden kiraz ağacı gitmiş, yerine yeşil-kırmızı yapraklı başka bir ağaç gelmişti. Şüphe yoktu, kiraz ağacı kılığında gizlenen bu ağaç Mel’in mağarasında saklanan eski dostuydu. Dallarından sayısız asma sürgünü her yana saçıldı, değil kaçmak yerinden oynamak için bile alan kalmadı. Nitekim Renk Değiştiren Asma kendi cinsi tarafından yakalandı, dört bir yanı asma sürgünleriyle sarılmış halde Mel’in önüne kadar geldi. “Kusura bakma arkadaşım, seni yakalamam gerekiyordu.” Mel, bitkiyi önce bordo maundan üzeri çeşitli sembollerle süslü bir kutuya oradan da alanlar arası halkasına aldı. Av sona eriyordu, dedesinin kitabında yazılanı uygulamak için bir bahçeyi daha geride bırakan Mel, usulca çıkışa yöneldi. Yol üzerinde Renk Değiştiren Asma kadar nadir olmasa da on günlük tutarı karşılamaya yetecek kadar değerli bitkileri toplayarak dışarı çıktı, bakışları beş numaralı bahçenin üzerindeydi. “Elimde, Kırk Birinci Bahçe’den aldığım bitkilerden sadece iki tane kaldı. Biri Beşinci, diğer Birinci bahçeye dikilecek, merak etme dede, torunun Mel bu işin üstesinden gelecek!” Farkında olmasa da yumrukları sıkılıydı, mevzu bahis dedesi olunca Mel duygularına hâkim olmakta zorlanıyordu. Dönüş yolu her zamankinden kısa sürdü, Yeşil Gölge Akademisi ticaret hayatının merkezi olan yerde sessizlik hüküm sürüyordu. Saat sabaha karşı dörttü ve gün doğmadan önceki en sessiz anlar yaşanmaktaydı, her zaman yoğun olan Şişman Moe’ nin çıkmazın da ışıklar sönmüştü. Mel depo kapısına yavaşça yaklaştı ve anahtarı küçük deliğe sokarak usulca çevirdi. İnce bir inilti dışında ses çıkarmayan kapı açıldığında, sokağın ışığı az da olsa deponun karanlığının üzerine yürüdü. Daha fazla kabadayılık yapmasına izin vermeden içeri giren Mel kapıyı usulca kapattı ve arkasını döndü. “Mel!” Dev gibi genç çocuk irkildi, Kristin tam karşısındaydı. Başka tek kelime etmediler, iri birer ağaç dalını andıran kollarıyla genç kızı saran Mel dudaklarına yapıştı. İki bacağını Mel’in beline dolayan Kristin bu ani hareketi karşılıksız bırakmadı, onun da elleri genç çocuğun sırtını okşuyordu. Karanlıkta, depodaki eşyalara çarpa çarpa odalarına geçtiler. Küçücük penceren sızan ışık dağınık çarşafların üzerine düşerek onlara yatağın yerini gösteriyordu, iki genç tenlerinde birbirine temas etmeyen tek bir nokta kalmayacak şekilde sarıldılar.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.