Mirasçı - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




118   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   120 


           

##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

“Kıdemli Görevli Melisandra!”
Mel arkasını dönerken hafifçe eğilip selamladı, bankodaki kadın hınzırca gülümsüyordu.
“Bu kadar başarıya rağmen kendini bozmaman çok ilginç! Biraz alıksın ama geri kalan huyların gerçekten takdire şayan.”
Kadın gülümsemesini kahkahaya çevirirken, Mel kafasını öne eğdi zira neredeyse tamamı görünen göğüsleri bir o yana, bir bu yana zıplıyordu.
“Pek de utangaç, kızardın mı sen yoksa? Maria’nın neden böyle davrandığını bilmek ister misin?”
Mel kafasını kaldırmadan aşağı yukarı salladı.
“Kızın bütün ışığını çaldın. Asil bir aileden gelmesine rağmen ve gerçekten çok yetenekliyken, senin gibi bir köylü her alanda önüne geçiyor.
En düşük numaraya sahip bahçeden başlayıp bir sene de tek hanelere inmeyi başardın, Maria bu süre zarfında ancak beş bahçe geçebildi.
Büyük ihtimal kendisini o bahçeler düşük zorluğa sahip diye avutuyordu ama bir de gördü ki sen tek haneleri de bir haftada ezip geçiyorsun.
Tabii bir de şu şişkoyla düzenlediğiniz açık arttırmalar var. Her bahçenin en yüksek seviyeli bitkisi satışa çıkıyor. Maria zar zor gereken puanı toplarken, sen adeta şov yapıyorsun.
Hâlâ neden sana böyle davrandığını anlamamaya devam edecek misin?”
“Kesinlikle hayır, Kıdemli Görevli Melisandra!”
Açıklama o kadar netti ki Mel aksi bir söz söylemeyi düşünmedi bile, çantasındaki bitkileri tezgâha koyarak Altıncı Bahçe’nin tamamlanma işlemlerine başladı.
Melisandra isimli kadın tek tek değer biçtiği bitkileri hesapladıktan sonra büyükçe bir sırt çantasını tezgâha bıraktı.
“İlk beş bahçe için özel olarak tasarlanmış çantanızı alabilirsin Mel Bey!”
Genç adamın şaşkın bakışları kadını muzırlık yapmak için kışkırtıyordu, Mel’ se yeni çantasını incelemekle meşguldü.
“Mel, şaka bir yana ilk beş bahçedeki bitkiler saldırgan olmalarıyla meşhurlar! Bu çanta, özel bir vahşi yaratığın derisi kullanılarak yapıldı. Elemental Dönüşüm seviyesi ustalarından gelen birkaç saldırıya karşı koyabilecek kadar sağlamdır, parçalanmadan getirmeye bak!”
Daha önceki omuzdan askılı çantalara göre hem daha büyük hem de daha sertti ve en önemli farklı, iki askısıyla beraber sırtta taşınabilir oluşuydu.
“Açıklama için teşekkür ederim!”
İçine bakan Mel gerekli ekipmanları gördüğünde, bir hamlede çantayı sırtına geçiriverdi. Daha fazla durması için bir neden yoktu, genç adam kapıya doğru yöneldi.
“Bir şey daha var! İki sene oldu ama Maria kimseyle yakınlaşmadı, sence de güzel bir kız değil mi?”
Giderayak son sözlerini söyleyen Kıdemli Görevli Melisandra, koşar adım uzaklaşan Mel’i şen kahkahalarıyla uğurladı.
“Yok canım! Benden hoşlanıyor olamaz. O kadar olaydan sonra nasıl mümkün olabilir ki?”
Son duyduklarını aklınca değerlendirmeye çalışan genç adam tam bir saat yürüdü ve en sonunda gelmek istediği yere vardı. İçinde saldırgan bitkilerin yaşadığı ilk bahçe tam önündeydi, sırt çantasının kayışlarını sıkıca gerdi ve bulanık bir su gibi görünen kapıdan giriş yaptı.
“Hoş geldin partisi mi bu?”
Mel, yerden fırlayan kökler ayağını sarınca bakışlarını o yöne çevirdi. Beş nefes geçmeden kökler dizlerine ulaştı, bu hızla boynuna varmaları an meselesiydi.
“Dağılın!”
Açık yeşil enerji Mel’in bedeninin etrafında dalgalandı, kökler önce şiddetli bir titremeye tutuldular ve hemen ardından, çıktıkları toprağın içine hızla girdiler.
“Söyledikleri kadar varmış. Cılız kökler bile benim kadar büyük cüsseli birine gözlerini dikebiliyor, bakalım daha nelerle karşılaşacağız!”
Mel yürümeye devam etti ve bahçenin alışılagelmişin dışındaki yapısı karşısında başını bir sağa bir sola çevirmeden edemedi. Her yerde yıkıntılar, devasa molozlar, kırılmış merdivenler vardı. Çok uzakta görkemli bir yapı zorlukla seçiliyordu, Mel alanlar arası halkadan dedesinin kitabını çıkardı.
“Sanırım gitmem gereken yer orası ama bir kez daha kontrol etmek istiyorum!”
Kitabı incelerken yürümeyi kesmedi Mel, açık yeşil enerji büyüdü ve bedeninin beş adım uzağına kadar uzandı. Civardan gelen hışırtı sesleri onu rahatsız etmiyordu, istikametini ayarladığından bütün dikkati kitabın üzerindeydi.
“Beşinci Bahçe, Kırk bir Bahçe içinde zorluğu en yüksek olan bahçedir!”
İlgili sayfayı açtığında Mel çok ilginç bir ibareyle karşılaştı. İçinde olduğu bahçenin diğerlerinden farklı olduğu belirtiliyordu.
“Elimde, Kırk Birinci Bahçeden aldığım bitkilerden iki tane kaldı. Normalde, Birinci Bahçe’nin en zor olması gerekmez mi?”
Kafası kitapta söylenen Mel bir an durdu ve sağ tarafa zıpladı. Toprağın delinme sesi kulağına ilişti, az önce durduğu yerdeki bir karış genişliğe sahip olan deliği gördü.
Etrafta hiçbir şey görünmüyordu, yolun kenarlarında dizili ağaçların en yakını ona on adım uzaklıktaydı.
“Yeşil Perde olmasa o delik benim bedenimde olacaktı. Enerjimi biraz daha genişletmem gerekiyor!”
Mel etrafını saran enerjiyi beş adımdan, on adıma çıkardı. Şimdi yeşil renk ağaçlara kadar uzandı ve yüksek sese sahip hışırtılar yolun iki tarafından yükseldi. Bir şeyler geri çekiliyordu, Mel bunu gayet net duydu.
“İzleniyorum ve bu her neyse benim enerjimden hiç hoşlanmıyor!”
Kitabı daha fazla okumaya cesaret edemeyen Mel, dikkat kesilerek uzakta görünen yapıya doğru ilerlemeye devam etti. Bazen moloz yığınlarının, bazen de üzerinde bilmediği bir dilde yazılar ve şekiller olan duvarların üzerinden geçerek, adım adım bahçenin kalbi gibi görünen yere yürüyordu.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


118   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   120 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.